Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanOzel Ozel Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
ANTİAGİNG "Anti-Aging" kelime anlamıyla ‘yeniden gençleşme’ olarak geçse de aslında insanları sağlık estetik ve yaşam gücü açısından daha iyi bir seviyeye ulaştırmak için yapılan terapilerin bütünüdür. Tıbbı olan Anti-Aging hayat süresini, kalitesiyle birlikte artırmayı, hayatı kısaltan risk faktörlerini erkenden teşhis ederek ortadan kaldırmayı, ve yaşlılığın getirdiği maddi ve manevi yükü azaltmayı hedefler. Anti-Aging yaşlanmayı mümkün olduğu kadar yavaşlatmak ve vücudun bir bütün olarak orantılı ve sağlıklı yaşlanmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
2
ANTİAGİNG UYGULAMALARININ BAŞLICA AMACI
Ten dokusunu ve bağlayıcı hücreleri yenilemek, hormonal dengesizlikleri erkek ve kadında ayrı ayrı ele alarak dengelemek ve erken tanı ile destekleme tedavileri sonucunda insan yaşam süresini uzatmak, yaşam kalitesini artırmak ve yaşlanma sonucu oluşabilecek hastalıklara karşı önlem almaktır. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
3
YAŞAM SÜRECİNİ ETKİLEYEN BAŞLICA FAKTÖRLER
% 19 % 10 % 20 % 51 Sağlık bakımı Genetik Çevre Yaşam tarzı Yukarıdaki şekilden de anlaşılacağı üzeri YAŞAM TARZI nın sağlık ve yaşam süreci üzerindeki etkisi gözardı edilemeyecek kadar büyüktür. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
4
NEDEN YAŞLANIRIZ? Yaş ilerledikçe hücrenin kendi kendini tamir etme ve yenileme kapasitesi düşer, hücreler arası madde değişimleri yavaşlar, okside dayalı işlevler sonucu serbest radikaller bağışıklık sistemini olumsuz etkiler hücreleri ve DNA'yı zedeler. Bulundukları fonksiyonlarını yapamaz hale getirir. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
5
Serbest Radikal Nedir? Hayatın kaynağı olan oksijen, aynı
zamanda hücre içi moleküler düzeyde "serbest radikal" denilen, elektronlarını kaybetmiş zararlı maddelerin ortaya çıkmasına neden olur. Serbest radikaller, hücreleri fonksiyonlarını yapamaz hale getirir. Bu etki 30 yaşında başlıyor, 40´lı yaşlarda artarak ilerliyor ve 50´li yaşlardan itibaren dramatik bir şekilde çoğalarak fark edilen bir yaşlanmaya ve pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
6
Serbest Radikallere Karşı Savaş
Bedenin serbest radikallerle savaşan üç grup savunma hattı vardır. 1. Enzim sistemleri : Bunlar DNA'da mevcut olan bilgilere göre beden tarafından üretilen moleküler araçlardır. Bu enzimler serbest radikalleri uzaklaştırır veya bunların dikenlerini köreltirler. Ancak enzimler dış etkiler sebebiyle (sigara, kirli hava soluma, stres yoluyla biriken toksik yük) yetersiz kalabilir. 2. Biyo-moleküller 3. Besinler Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
7
Oksidatif stres Serbest radikal reaksiyonlarının
oluşturduğu zararların tümüne oksidatif stres denilmektedir. Sağlıklı bir vücutta oksidan düzeyi ve antioksidan savunma sistemi denge halindedir. Oksidatif stresın arttığı başlıca durumlar ; Çevresel Faktörler (radyasyon , güneş ışığı, havadaki kimyasal maddeler, egzoz ve baca dumanı) Stresli hayat şartları Kalp hastaları şeker hastaları kanser hastaları (ailesinde bu hastalık bulunanlar) Yüksek kolesterolü ve tansiyon problemi olanlar Beyin damar tıkanıklığı yaşayanlar(ailesinde erken bunama bulunanlar) Sigara içenler Sağlıklı beslenemeyenler (Ağır yemekler) Sporcular Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
8
Antioksidan nedir? Vücut hücreleri tarafından üretildiği gibi, gıdalarla da alınan bir grup kimyasal maddedir. Vücudumuzda bulunan antioksidanlar, serbest radikallere karşı etki göstererek olumsuz etkilerini yok ederler. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
9
Bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidan vitaminler nelerdir?
Bağışıklık sistemi vücudun hastalık yapabilecek mikroorganizmalara karşı oluşturduğu savunma sistemidir. Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın en iyi yolu sağlıklı bir yaşam tarzıdır. A, E, C ve beta karoten antioksidan vitaminler olarak bilinirler. Hastalıklar sırasında antioksidan vitaminler çok önemlidirler. Çünkü onlar bedenimizi oluşturan tüm dokuları korurlar. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
10
Edilecek Önemli Noktalar
Beslenmede Dikkat Edilecek Önemli Noktalar Hücrelerin, serbest radikallerin zararlı etkilerinden korunması için her gün sebze ve meyve tüketilmelidir. Konserve besinler değil, taze veya donmuş olanlar tercih edilmelidir. Sebzeleri mümkün olduğunca çiğ veya az pişmiş olarak tüketmek gerekir. Çiğ ve taze sebzelerin sahip olduğu antioksidan özellik pişirmeyle azalır. Hayvansal yağlar yerine, zeytinyağı, ayçiçeği yağı, soya yağı gibi sıvı yağlar tercih edilmelidir. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
11
Kuru fasulye, nohut, bakla, bezelye, mercimek,
yeşil fasulye, soya ve yulafta bol miktarda antikanserojen etki gösteren maddeler vardır. Zeytinyağı en iyi antioksidan yağdır. Bol miktarda E vitamini içerir.Bu nedenle , damar sertliği, kalp-damar sistemi hastalıkları, kalp krizi gibi hastaliklara karşı vücudumuzu korur. Demir ; ciğer, yumurta sarısı, kırmızı etler, nohut, mercimek, balık, istiridye, yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur.Eksikliğinde, kansızlık ve bağışıklık sisteminde bozukluklar oluşur.Fazlalılığında ise damar sertliği ve hücrelerin erken yaşlanmasına neden olur. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
12
Beyaz unlu gıdalar, pirinç, patates ve tüm şeker katkılı gıdaların
glisemik indeksi yüksektir. Beyaz un yerine, posa bakımından zengin esmer un tercih edilmelidir. Lif, bitkisel gıdaların iskeletini oluşturduğundan, ne kadar fazla sebze, meyve ve işlenmemiş tahıl tüketilirse o kadar fazla lif alınmış olur. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
13
Yüksek ısıda pişirilen, kızartılan besinlerin içinde kanserojen etki yapan maddeler oluşur. Bu nedenle fırında, buharda veya mikrodalgada pişirme tercih edilmelidir. Süt ürünleri ; protein ve kalsiyumdan zengin, doymuş yağdan fakir besinlerdir.Bu nedenle kemik, diş ve kasların yapısını sağlamlaştırır,kan basıncının kontrolüne yardimci olurlar. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
14
Beslenmede 5 Altın Kural
Beslenme planı yapılırken asağıdaki 5 özellik mutlaka aynı anda sağlanmalıdır. Yeterli; her besin öğesi, ideal ağırlığa uygun ve sağlığı koruyacak yeterlilikte sağlanmalıdır. Dengeli; her grup gıdadan belirli porsiyonlarda tüketilmelidir. Enerji kontrolü; sağladığı enerji, gereksinim olan enerjiden fazla olmamalıdır. Kararında alım; diyette kısıtlanması önerilen kolesterol, şeker, tuz gibi bileşenlerden tamamen kaçınılmamalı, kararında tüketilmelidir. Çeşitlilik; çok besleyici olsa bile hep aynı gıdalar tüketilmemeli, diyette her gıda grubundan farklı gıdalara yer verilmelidir. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
15
YAŞAM SÜRESİ Sağlıklı bir hayat sürersek;
Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıkça belirtilmiştir ki eğer alkol almayacak, uygun beslenmeye özen gösterecek,daha fazla egzersiz yapacak ve sigara içmeyecek olursak sağlıklı yaşam süremize 6 yıl eklemek mümkündür. Sağlıklı bir hayat sürersek; ●Kalp hastalıkları riskini azaltırız ●Kanser hastalıkları riskini azaltırız ●Diabet hastalığı riskini azaltırız ●Bircok diğer rahatsızlıklara karşı kendimizi korumuş oluruz Böylelikle de yaşam süremizi uzatmış oluruz. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
16
Son Söz Olarak Yaşlanma önlenemeyeceğine göre bunun yavaşlatılması ve önlem alınması modern tıbbın ilk amacı olmalıdır. Bunun icin kalp damar sistemi,beş duyunun sağlıklı kalabilmesi, organların yaşlanmasının önlenebilmesi, cinsel yaşamdan psikolojik bozuklukların önlenmesine kadar geniş bir yelpaze ele alınmalıdır.Iste bu antiageingtir. Anti-ageing demekten çok buna yeni yaşam felsefesi demek ve buna göre yaşamı şekillendirmek gerekmektedir. Bu felsefe kırk ellili yaşlardan sonra değil, çocukluk döneminden itibaren bilinçlenerek olabilir. Prof.Dr.Semih ÖTLEŞ
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.