Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Din Samimiyettir.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Din Samimiyettir."— Sunum transkripti:

1 Din Samimiyettir

2 Din ve Samimiyet İbadetlerimizin makbul olmasında ihlâsın, sosyal hayatımızın sağlıklı yürümesinde samimiyetin ayrı bir yeri vardır. İhlâs ve samimiyet karşılıksız sevgi ve saygı, gösterişten dünyevi çıkar beklentisinden uzak davranış demektir. Hal ve hareketlerinde Allah’a yönelmek yalnız O’nun rızasına talip olmaktır.

3 وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاء وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ Allah Teâlâ, bu mukaddes dinin hâlis din, yani her türlü dünyevi menfaat ve çıkar beklentisinden uzak, her çeşit bâtıl düşünceden arındırılmış din olduğunu bizlere Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirmektedir. “Onlara, ancak Allah’ın dediğine gönülden bağlanarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. Sağlam din işte budur.” [*] Beyyine, 5.

4 عن تميم الداري أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: الدين النصيحة
عن تميم الداري أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: الدين النصيحة. قلنا لمن؟ قال: لله ولكتابه ولرسوله ولأئمة المسلمين وعامتهم Sahabeden Temîm ed-Darî anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü (sas), ashabına hitap ederken, üç kez tekrar ederek şöyle seslendi: "Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır." Sahabeden bazıları: “Din kime karşı samimi olmaktır ya Rasûlallah?” diye sordular. Sevgili Peygamberimiz (sas): "Allah'a karşı, Kitabına karşı, Peygamberine karşı, Müslümanların meşru idarecilerine karşı ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır."diye cevap verdi. Müslim, İman 95; Ebu Davud, Edeb, 59

5 وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ
İhlâs, samimi bir şekilde, sadece Allah Teâlâ’nın rızasını talep ederek iyilik yapmak, yegâne dost ve yardımcımızın yalnızca Allah Teâlâ olduğunu düşünerek O’na kulluk etmektir. Gerek ibadetlerinde ve gerekse günlük işlerinde ihlâslı olmanın en güzel örnekleri peygamberlerdir. Onlar kimseye çıkar vadinde bulunmadıkları gibi kimseden bir menfaat da beklemediler. Onlar, -ayetteki ifadesiyle- hep şöyle dediler: “Bu davete karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir” [*] Şuara, 145.

6 وَسَيُجَنَّبُهَا الْاَتْقٰىۙ ﴿١٧﴾ اَلَّذ۪ي يُؤْت۪ي مَالَهُ يَتَزَكّٰىۚ ﴿١٨﴾ وَمَا لِاَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزٰىۙ ﴿١٩﴾ اِلَّا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْاَعْلٰىۚ ﴿٢٠﴾ Müminler de ihlâs ve samimiyette Peygamberlerin yolundan giderler. Allah Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurur: “Allah’a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan kimse cehennemden uzak tutulur. O, hiç kimseye, karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar)” [*] Leyl,

7 Samimi ve ihlâslı olan bir kulu Allah Teâlâ hiçbir zaman mahcup etmez, yardımsız bırakmaz. Nitekim ihlâsı sayesinde Yusuf Aleyhisselâmı zindandan kurtarıp Mısır’a sultan yaptı. İbrahim Aleyhisselâmı Nemrud’un ateşinden kurtarıp, ateş çukurunu gülistan eyledi. Mekke’den sürgün edilen Peygamberimizi Medine’de âlemlere sultan eyledi.

8 Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor.
“Kıyamet gününde aleyhinde ilk hükmedilen insanlar şunlardır: Birincisi şehit edilen kimsedir. O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar. Adam: “-Ya Rabbi! Senin uğrunda şehit oldum” der. Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cesur denilsin diye savaştın. Sana da (cesur) denildi.” Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

9 Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor.
İkincisi ilim öğrenen, başkalarına öğreten, ayrıca Kur’an-ı Kerim okuyan adamdır. O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar. Adam: “-İlim tahsil ettim. İlmi başkalarına öğrettim ve senin uğrunda Kur’an okudum” der. Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca alim denilmesi için ilim elde ettin, kari denilmesi için Kur’an okudun. Sana da bunlar denildi.” Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

10 Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor.
Üçüncüsü Cenab-ı Hakkın kendisine mal verdiği adamdır. O da getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar. Adam: “-Malımın tamamını yalnızca Senin yolunda harcadım” der. Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cömert denilmesi için malını infak ettin. Sana da bu denildi.” Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir. (Müslim, İmare 152)

11 İhlâs ve Samimiyet, dinin özüdür
İhlâs ve Samimiyet, dinin özüdür. İhlâs ve samimiyet, gösterişi bir tarafa bırakıp kulluğu sadece Allah’a özgü kılmaktır.

12 قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
İhlas, Yaratanına karşı samimiyettir. İhlas, dünyevi çıkarları bir tarafa bırakmaktır. İhlas, ne makam ne mevki, ne teşekkür, ne takdir beklemeden her türlü işinde yalnızca Yaratanına yönelmektir. En’am süresi 162. Ayette Peygamberimiz ve O’nun şahsında bizler için şöyle buyruluyor. “Ey Muhammed! De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’am, 6/162)

13 Ruh olmadan beden bir cesetten ibarettir
Ruh olmadan beden bir cesetten ibarettir. İhlâs ve samimiyetin eksik olduğu amellerde ancak bir ceset mertebesindedir.

14 يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْ صَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِئَاء النَّاسِ وَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًا لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ Bir sadaka samimiyetten uzak gösterişle verilirse sadece paranın el değiştirmesi olur. Buda kişiye ne dünyevi nede uhrevi bir kazanç sağlar. “ Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez.” (Bakara, 2/264)

15 Gün birbirimize karşı İhlâs ve Samimiyetle davranışlarda bulunma günüdür.

16 مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى Samimiyet, kardeşler arasında olması gereken en temel unsurdur. Samimiyet, birlik ve beraberliğin en temel yoludur “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhari, Edep 27)

17 Mümin Allah’ın rızasına taliptir …
Asıl hedefi Rabbinin istediği gibi bir kul olmak, O’nun sevgisini kazanmaktır. Gerek ibadetlerimiz gerekse beşerî ilişkilerimizdeki güzellik de buna bağlıdır. O ölçü kaybolunca ibadetler sevapsız, dualar cevapsız kalır.

18 وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ
Nasihat müminlere fayda verir Nasihat dinin emridir, bir vecibedir. Dinî hayat ona bağlıdır. Böyle olmasaydı, Allah peygamber gönderir miydi? Nasihat faydasız olsaydı peygamberler bu kadar uğraşır mıydı? Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Öğüt ver; doğrusu öğüt müminlere fayda verir.” (Zâriyat, 55)

19 Nasihat: “bir şeyi veya bir kimseyi içten sevmek, gönülden bağlanmak, sadakat ve samimiyet göstermek, arı, duru ve saf olmak” “Nasihat” denildiğinde akla ilk gelen şey “öğüt”tür. Arapçadan dilimize geçen nasihat’tan sadece öğüt manasını almak doğru değildir. Evet; nasihat, “öğüt vermek, vaaz etmek, tavsiye etmek, ihtar etmek, iyiye ve hayra davet etmek, kötü ve şerli işlerden sakındırmak, güzel konuşmak, ibret verici ifadeler kullanmak” gibi manalara gelmektedir.

20 Yapılan İşler Niyetlere Göre Şekil Kazanır
إنَّما الأَعمالُ بالنِّيَّات ، وإِنَّمَا لِكُلِّ امرئٍ مَا نَوَى ، فمنْ كانَتْ هجْرَتُهُ إِلَى الله ورَسُولِهِ فهجرتُه إلى الله ورسُولِهِ ، ومنْ كاَنْت هجْرَتُه لدُنْيَا يُصيبُها ، أَو امرَأَةٍ يَنْكحُها فهْجْرَتُهُ إلى ما هَاجَر إليْهِ “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” (Buhârî, Bed’ü’l–vahy 1)

21 Kimi dünyasını ve ahiretini hüsran edecek, kimi her ikisini birden cennet edecek.
Kimi riyakar davranışlarıyla kendini perişan edecek, kimi samimiyetle çalışıp kendini mesut edecek. Kimi Rabbini, kendisinin murakebe altında olduğunu unutup ikiyüzlülükle davranacak ve nihayetinde kaybedenlerden olacak, kimi Rabbinin kendisiyle beraber olduğunu, hatta şah damarından daha yakın olduğunu bilecek ve nihayetinde ihlasla kazananlardan olacak.

22 Dularımıza cevap, ibadetlerimize sevap ve insanî ilişkilerimizde huzur istiyorsak, hem Yaratana hem de yaratılanlara karşı samimi olalım. Kulluk ve insani görevlerimizi özveri ile ifa edelim. Çünkü dünya ve ahiret kurtuluşumuz buna bağlıdır. Bir hadis-i şerif mealiyle bitiriyorum: “İhlâs ile kalbini imana açanlar dünya ve ahiret muradına ermiştir.”[*] Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 14.


"Din Samimiyettir." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları