Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TÜRK-İSLAM SANATINDA AHŞAP. Ah ş ap kelimesinin aslı, Arapça ha ş eb (a ğ aç), (kereste)’den gelen ve onun ço ğ ulu olan ah ş âbdır. Mana olarak da;

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TÜRK-İSLAM SANATINDA AHŞAP. Ah ş ap kelimesinin aslı, Arapça ha ş eb (a ğ aç), (kereste)’den gelen ve onun ço ğ ulu olan ah ş âbdır. Mana olarak da;"— Sunum transkripti:

1 TÜRK-İSLAM SANATINDA AHŞAP

2

3 Ah ş ap kelimesinin aslı, Arapça ha ş eb (a ğ aç), (kereste)’den gelen ve onun ço ğ ulu olan ah ş âbdır. Mana olarak da; “Herhangi bir imalâtta kullanılmak üzere a ğ açtan kesilmi ş yapı malzemesi, kereste” anlamına gelir. İ nsano ğ lunun kovu ğ unda barındı ğ ı, kendisini vah ş i hayvanlardan ve tehlikeli dı ş etkenlerden korumak için ilk barınma mekânı olarak kullandı ğ ı a ğ acı, zamanla günlük hayatta da kullanmaya ba ş lamasıyla mimarlık ve el sanatlarında ah ş ap i ş çili ğ inin do ğ ması kaçınılmaz olmu ş tur.

4 TAR İ HÇES İ

5 Ş ekil verilmesi kolay bir malzeme oldu ğ undan ah ş aba ş ekil verme sanatı çok eski ça ğ lara dayanmaktadır. Ah ş aptan ş ekillendirilmi ş heykellere Mısır'da piramitlerde de rastlanmı ş tır.

6 Türk tarihinde Türkmenistan'da rastlanan bu sanat, İ slami motiflerle birle ş erek Endülüs’e, Asya, Avrupa, Afrika kıtalarına yayılmı ş tır Ş u anda Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerde de ah ş ap motiflere sıklıkla rastlanılmaktadır

7

8 Yapılan ara ş tırmalarda İ slamiyet’ten önce Orta Asya’da ya ş ayan Türklerin heykel ve oyma süslemeler eserlerine rastlanmı ş tır Bu eserlerde Çin ve Hint sanatının izleri görülmektedir Ancak İ slam dininin heykeltıra ş lık sanatına müsaade etmemesi, Müslümanlar ve Türkler arasında ah ş ap oymacılı ğ ı sanatında ilerlememelerine yol açmı ş tır

9

10 Türklerin Müslümanlı ğ ı kabul etmelerinden sonra oyma sanatı daha çok Türkistan’da geli ş im göstermi ş tir. Sonraları Büyük Selçuklu Devleti’nin hakim oldu ğ u ülkelerde meydana getirdikleri mimari eserlerin tezyinatında da oyma i ş çili ğ ine geni ş yer verilmi ş tir. Oyma sanatı özellikle Türkmenistan' da uzun yıllar kalıcı olmu ş tur. Daha sonra Selçuklular saray, cami ve mescid gibi yapılarda süsleme amaçlı olarak kullanmı ş lardır

11

12 Anadolu Selçukluları devrinde çini tezyinatına önem verilmekle beraber, oyma sanatı da ehemmiyetini muhafaza etmi ş ve Erzurum, Harput, Bey ş ehir, Konya gibi büyük merkezlerde bu sanatın en güzel örnekleri meydana getirilmi ş tir Yalnız bu devirde tezyini motiflerin esas karakterlerini çini süslemelerinde oldu ğ u gibi daha ziyade geometrik ş ekiller te ş kil etmi ş tir

13

14 Abanoz, ceviz, elma, armut, sedir, gül a ğ acı, çam vb gibi a ğ açlar üzerine oyma(kafes i ş i-ajur), kakma, boyama, çatma (kündekari) gibi tekniklerle bezenmi ş ah ş ap örnekleri Selçuklu Dönemi’nde en üst düzeye ula ş mı ş tır. Düz satıhlı derin oyma, yuvarlak satıhlı derin oyma, e ğ ri kesim, ş ebekeli oyma (ajur) gibi oyma teknikleriyle süslenmi ş parçalar; düz satıhlı kakma ve kabartmalı kakma gibi kakma ve kabartmalı kakma gibi kakma teknikleriyle tezyin edilmi ş örnekler, düz yüzeyli boyama, kabartmalı yüzeyli boyama gibi boyama teknikleri, hakiki kündekari ve yalancı kündekari gibi çatma teknikleriyle yapılmı ş eserler her tekni ğ in zengin bir repertuara sahip oldu ğ unu göstermektedir.

15 Bıçak, yüzeyden zemine do ğ ru dik tutularak çalı ş ılan düz satıhlı derin oyma, bıçak kullanarak serbest el hareketleriyle uygulanan ve yüzeyin yuvarlak olmasına özen gösterilen yuvarlak satıhlı derin oyma, yüzey daha derin oyularak zeminin belli parçaları çıkarılarak yapılan ve dantel görünümü verilen ş ebekeli derin oyma (ajur) ile bezenmi ş paçalar ustaların el maharetini belgelemektedir.Osmanlı İ mparatorlu ğ u zamanında ise a ğ aç oyma sanatı en yüksek seviyesine ula ş mı ş tır Rumi ve hatai dedi ğ imiz çiçek, nebati ve hayvanların stilize edilmesinden meydana gelen tezyini motifler kullanılmı ş tır.

16 BA Ş LICA UYGULAMA ALANLARI

17 Türk İ slam sanatlarında ah ş ap, camilerin minber ve mihraplarında, cami ve medreselerde kullanılan rahlelerde, padi ş ah, sultan ve halifelerin tahtlarında, türbelerin sandukalarında, çe ş itli mimari yapıların kapılarında, pencerelerinde, dolap kapaklarında, iskemlelerde, mücevher kutularında, be ş iklerde,sofra altlıkları gibi çok geni ş bir alanda kullanılmı ş tır. Evlerde kullanılan çekmece, sandık gibi e ş yaların süslemelerini, çe ş itli mimari eserlerin iç kısımlarına yazı yazan hattatların yazılarını tahta üzerine tatbik edenler de bu sanatın üstatları olmu ş tur.

18

19 Osmanlı İ mparatorlu ğ u devrinde tahta oymacılı ğ ına naht denirse de bu sanatın erbabına izafe edildi ğ i söylenen “nahhât” tabirine ehl-i hiref defterlerinde ve di ğ er kayıtlarda tesadüf edilmemi ş tir Bu sebepten a ğ aç oyma sanatkarlarına hususi bir isim verilip verilmedi ğ ini bilmiyoruz Türk oymacıları eserlerinde malzeme olarak en ziyade ş im ş ir, ıhlamur, me ş e ve ceviz a ğ açlarından yararlanmı ş lardır. 19. yüzyılda ah ş ap oyma sanatının kullanımı yaygınla ş mı ş tır Bitlis, Bursa, Gaziantep, İ stanbul (Beykoz), ve Zonguldak gibi illerde ah ş ap a ğ ırlıklı malzeme kullanılan sektörler ortaya çıkmı ş tır

20 Günümüzde ise, ah ş ap oyma ustalı ğ ı gün geçtikçe azalmı ş, cami minberlerinde kullanılan ah ş ap oymaların yerini, usta azlı ğ ından boyalı desenler almı ş tır Anadolu'nun bazı yerlerinde çok az sayıda kalmı ş ustalar tarafından icra edilmekte, bazı üniversitelerin heykel bölümlerinde de ah ş aba önem verilmektedir. Ayrıca Tarım ve Köyi ş leri Bakanlı ğ ı’na ba ğ lı Düzce El Sanatları E ğ itim Merkezi'nde de bazı çalı ş malar yapılmaktadır.

21

22 YAPILI Ş I

23 TAHTA SEÇ İ M İ A ğ aç oymacılı ğ ı kolay ve masrafsız yapılabilen bir sanattır Öncelikle tahta seçimi yapılır Tahta seçiminde a ğ acın genel özelliklerine göre çe ş itli faktörler etkindir. Bunlar ş u ş ekilde sıralanabilir: 1- A ğ açların sertlikleri, a ğ ırlıkları bir birinin aynı de ğ ildir 2- Bir kısım a ğ açlar kolay kesilir, rendelenir ve boyanır 3- Bir kısım a ğ açlar çabuk bükülür ya da bükülmez 4- Bazı a ğ açların üzerleri pürüzlenir, tiftiklenir 5-Ayrıca seçilen a ğ açlarda incelik, kalınlık ve a ğ acın damarlarının (liflerinin) akı ş istikametine, üzerindeki beneklerin küçüklük ve büyüklü ğ üne, açıklık ve koyuluk rengine de önem verilirse yapılan oyma i ş i göze daha ho ş görülür.

24 KIL TESTEREN İ N KULLANILI Ş I Tahtaya çizilen motifin çevre kesiminin dı ş ında kalan yerlerin kesim i ş lemi gayet kolaydır Ancak motifin iç kısımlarında kalan yerleri kesebilmek için kıl testerenin geçebilece ğ i kadar bir deli ğ in açılması icap eder.El matkabı yardımı ile delik açılır Kıl testeresi buradan geçirilip iyice gerdirilerek hazırlamı ş olan testere, kolu dik tutulmak suretiyle kesim i ş ine hazırlanır Testerenin dik tutulabilmesi için; a- testerenin öne yatık olmamasına, b- Testerenin arkaya do ğ ru yatık olmamasına, c- Testerenin sa ğ a ve sola yatık olmamasına, d- Testerenin el ile tutulan sapın üst mengenenin kesim yüzeyine dü ş ey olmasına, e- Testerenin arka gövde kısmının kola temas etmesine, f- Omuzdan dirse ğ e kadar olan kol kısmının vücuda yapı ş ık olmasına, g- Dirsekten elimize kadar olan kısmın yukarı ve a ş a ğ ı muntazam bir ş ekilde hareket ettirilmesine dikkat etmek gerekir

25 Tahtanın kesimi sırasında testerenin gerek tahtanın sertli ğ inden ve gerekse testerenin kullanma ş ekil hatasından dolayı bir ısınma meydana gelir Isınmadan ötürü testerenin hareketi ede olmadan a ğ ırla ş ır Bu a ğ ırla ş manın önüne geçmek için dolayısıyla elin hareket sahasını geni ş letmek maksadı ile tazgaha veya masaya sıkı ş tırılabilecek V harfi ş eklinde yardımcı yedek tezgaha ihtiyaç duyulabilecektir.

26 KULLANILAN BIÇAKLAR Bıçak ile kö ş e yuvarlatma V ş eklinde kanal açmaya yarayan bir alet

27

28 TÜRLER İ

29 1- Kesme Oyma (Dü ş ey Kesme)(Dekupe): Bu tür çalı ş malar bir masif veya kontrapla ğ ın her iki yüzeyinin aynı dü ş eyde kesilerek çıkartılmasıdır. Keserek oymaya örnek; tu ğ ra, sandalye sırtı vb. Belli bir kalınlıktaki parça üzerine çizilen bir süslemenin kıl testeresi, fare kuyru ğ u testere, dekupaj testeresi ile bo ş altarak yapılır. Kafes yanları, ud gö ğ üs tahtasının ses deli ğ i örtüsü, dolap ve bazı mobilyalarda süslü çerçeve yüzeyleri yapımında kullanılır

30

31 2-Yüzey Oymacılı ğ ı (Röliyef): A ğ aç yüzeyinden yalnız yapılacak motif veya ş eklin ana hatlarıyla belli bir hareket vermek için kullanılır. Üçgen veya U kalemiyle yapılabilir Bu çalı ş ma cilalı, boyalı bir yüzeye yapılabildi ğ i gibi ham bir yüzeyde i ş lendikten sonra gerekli boya-cila yapılmak suretiyle tamamlanır.Gerekirse bu kalem çizgileri (Kanalları) renkli boya, yaldız vb ile de ğ i ş iklik yapılabilir İ ki ş ekilde incelenir:

32 a-Alçak yüzey oymacılı ğ ı (Alçak kabartma): Derinli ğ i dı ş yüzeyden üç dört mm’yi geçmeyen rölyeflerdir. Yapılacak motif-yaprak kenar süsü vesaire belli bir üslubun ana hatlarını kaybetmeden yapılmalıdır. Aksi taktirde çalı ş ma tarzı ş ahsiyetsiz bir sonuç vermesi her an mümkündür.Temizlenmesi kolay ve cilalandıktan sonra kibar görünü ş ü sayesinde her zaman tatbik edilen bir tarzdır. Derin olmayan oyma aralarındaki tozların daha kolay temizlenmesinden dolayı ayrıca tercih edilme imkanı sa ğ lar.

33

34 b-Yüksek yüzey oymacılı ğ ı (Yüksek kabartma): Sandık üzeri, koltuk i ş lemesi gibi rölyeflendirmeler. Alçak yüzey çalı ş malarının daha derin ve hareketli bir tarzıdır. İş lenen motifler daha canlıdır. En karakteristik örne ğ i 19 yüzyılda meydana gelen gotik sitilinde görülür Bu gün bu üslupla çalı ş malar yapmak pek pahalıya mal olaca ğ ı gibi kullanı ş itibariyle de oldukça güçtür. Derin süsler arasında biriken tozları devamlı olarak temizlemek a ğ acın çe ş itli yönlerden i ş lenmesi ile mukavemetini oldukça azalmı ş olaca ğ ından çok dikkatli kullanmayı gerektirir

35

36 -Düz Satıhlı Derin Oyma : Bu grup ah ş aplarda ah ş ap yüzeyi aynı seviyede düz bir satıh te ş kil eder. Motifler satıhtan derin oyma ile belirtilmi ş tir. Aynı eserde bazı motiflerin bu teknikte, bazılarının da daha sonra tanıtılan “yuvarlak satıhlı derin oyma” ile i ş lendi ğ inin örnekleri boldur. Ankara Alaaddin minberi ön cephesi kapı kö ş elikleri, (1197-98), Malatya Ulu Camisi minberi (13 Asır), Kayseri Ulu Camisi minber kapısı rozetleri (1205), Amasya Burmalı Minare Camisinin minber kitabesi (13 Asır), Ankara Hacı Bayram Veli Türbesi kapısı (15Asır), Ak ş ehir Kileci mescidi pencere kapakları (14-15 Asır), Ankara Ahi Ş erafettin Sandukası (1350) bu tekni ğ e ait örnekler sunmaktadır.

37

38 *-Yuvarlak Satıhlı Derin Oyma: Bilhassa kitabelerde, yazılarda, arabesk dekorda, çok zengin bir görünü ş kazandıran ve en yaygın grup olan bu ah ş ap i ş çili ğ inde rölyefler engebeli yuvarlak bir satıh meydana getirmek üzere i ş lenmi ş tir Bazı örneklerde kabartmalar çok yüksektir ve ajur i ş çili ğ i etkisini verir. İ slam sanatında ilk bol örneklerini 11 asır Fatimi ah ş ap i ş çili ğ inde gördü ğ ümüz Anadolu’da her devir ve bölgede, çe ş itli tip malzemede kullanılan yuvarlak satıhlı derin oyma tekni ğ i için ş u örnekleri sayabiliriz Siirt Ulu Cami’nin minberindeki yazılar (13 Asır ba ş ı), Ankara Kızılbey Camii’nin kapısı (13Asır), Ankara Aslanhane Cami minber kapısının kanatları (1289), Divri ğ i Ulu Camii minberinin yazıları (1228-29), Kaykavus rahlesi ( İ stanbul Türk İ slam Eserleri Müzesi), Birgi Ulu Camisinin pencere kanatlarından bazıları.

39 Çift Katlı Rölyef Tekni ğ i: Çift Katlı Bu teknikte daha önce bahsedilen iki rölyef tekni ğ i bir arada kullanılmı ş tır. Çok zengin bir görünü ş ü sahip olan bu teknik özellikle çe ş itli yazı ve kitabelerde kitabelerde kullanılmı ş tır Genellikle altta kalan, arabeskler veya spiraller meydana getiren tezyini motifler düz satıhlı derin oyma, üstteki tezyini yazılar ise yuvarlak satıhlı derin oyma ile i ş lenmi ş tir. Ankara Alaaddin Cami minberinin kitabesi bu tekni ğ e güzel bir örnektir.

40 *- E ğ ri Kesim Tekni ğ i (Mail Kesim Tekni ğ i): Avrasya men ş eli olan ve Orta Asya İ skit ah ş ap, metal, kemik i ş çili ğ inde geli ş en bu teknik, Samarra’daki Türk askerleri kanalıyla 9. asır Abbasi ah ş ap ve alçı i ş çili ğ inde, 11 asır Gazne ah ş ap i ş çili ğ ine girerek İ slam sanatına intikal etmi ş tir. İ ran Selçuklularının alçı, Anadolu Selçukluların da figürlü ta ş i ş çili ğ inde çok görülen bu teknik, Anadolu ah ş ap i ş çili ğ inde daha ziyade erken örneklerde stilize yarım palmet motifleriyle dikkatleri çeker. Bu teknikte rölyefli satıhlar derine birbirini kesen satıhlara iner. Ermenek Sare Hatun Cami(12Asır) minberinin yan aynalıklardaki geometrik kafesin iç dolguları, Aksaray Ulu Cami minberinde pabuçluk kısmının etrafındaki bordürde ucu volütlü yarım palmetlerin bu teknikte i ş lendi ğ i tespit edilmektedir.

41

42 3-Tabii Ş ekil Oymacılı ğ ı: Bu tür oymacılık daha ziyade heykel tra ş çılı ğ a girmektedir(Üç boyutlu oyma;heykel, ka ş ık, müzik aleti gibi yontular). Bu teknik en zor a ğ aç oyma tekni ğ idir. Tabii ş ekil oyması yapabilmek için yeteri kadar anatomi ve biyoloji bilgisine sahip olmak ş arttır. Çünkü bu oyma, bir heykel oymacılı ğ ı demektir. İş lenecek konu tabiattaki ş ekline uygun karakter ve canlılıktadır. Üç ölçüsü de mevcuttur

43 4- Makine Oymacılı ğ ı: El oymacılı ğ ının uzun zaman alması ve maliyetinin yüksek olmasından dolayı bu sahada da makinele ş meye gidilmi ş tir a- Kopya (Pantograf) makinesinde yapılan oyma: İ stenilen oyma ş ekli kalıp yardımıyla Pantograf makinesi ile yüzeye i ş lenmektedir Kısa zamanda daha çok oyma i ş i gerçekle ş mektedir Son zamanlarda geli ş mi ş bilgisayarlı Pantograf makinelerini görmekteyiz

44 b- Baskı (Pres) oymacılık : Oyma ş ekilleri makinenin oyulacak yerleri presleyip ezmesiyle meydana gelmektedir. Ş ekiller yüksekte oyulacak kısım derinde kalır. Pres oyma metoduyla aplik ş eklinde çiçek yaprak vb ş ekillerde üretilmektedir. Bu motifler istenilen yüzeylere çivi veya tutkalla monte edilebilir.

45 5 Plastik Oymalar: Özel döküm polyesteriyle yapılan oymalardır. Ayrı bir ustalık isteyen i ş tir Piyasada bu sahada çalı ş an sanayi kolları bulunmaktadır. Ba ş lı ba ş ına bir sektördür. Plastik oymaların yapılı ş ı a ş a ğ ıdaki gibidir: Önce a ğ aç üzerine ş ekil oyulur, oyulan bu ş ekil kalıp olarak kullanılır, ş eklin düzgün çıkması için oyulan kalıp verniklenir. Vernik kuruduktan sonra üzerine kalıp ayırıcı sürülür. Daha sonra hazırlanmı ş döküm polyesteri karı ş ımı kalıp üzerine dökülür. Belli bir süre sonra kalıptan ayrılır. Kalıptan ayrılan polyesterden elde edilen ş ekil bizim esas kalıbımızdır. Ayırma sırasında bozulan yerler varsa tamir edilerek kalıp kullanılmaya hazır hale getirilir. Esas kalıbın üzerine kalıp ayırıcı sürülür belli bir süre sonra üzerine hazırlanmı ş olan döküm polyesteri dökülür. Polyester cam elyafı ile takviye edilebilir Bu ş ekilde daha dayanıklı ve sa ğ lam olur. Polyesterin donmasından belli bir süre sonra sökülür Böylece istenilen ş ekil elde edilmi ş olur

46

47 AH Ş AP OYMA SANATıNDA KULLANıLAN İŞ LEME TEKNIKLERI

48 Kakma: Kakmacılık oyulabilecek nitelikteki herhangi bir malzeme üzerine, istenilen ş ekillerde oyarak açılan yuvalara, di ğ er bir maddeden oyulan ş eklin aynısından kesilmi ş parçaların kakarak yerle ş tirilmesi i ş idir. Tahtanın bazı kısımlarını oyarak bu oyulan kısımlara daha kıymetli ba ş ka bir madenden veya maddeden oyulan ş ekle göre kesilmi ş parçaların gömülmesi suretiyle kakma i ş i gerçekle ş ir. Üzerinde kakma olan eserler, vazifelerine göre mimari yapılarda yer alırlar. Bir camide kapı kanatları, pencere kanatları, minber, kürsü, rahle gibi ah ş ap kısımlarda tahta üzerine sedef, fildi ş i, kakma olarak görüldü ğ ü gibi; yine minber, mihrap, kürsü ve duvarlarda mermer veya ta ş üzerine aynı maddenin di ğ er renkleri veya ba ş ka maddeler kakılarak yapılmı ş i ş ler de görmek mümkündür. Eskiden tabaka, çubuk, baston gibi bazı e ş yalar hep kakma ile süslenirdi. Kakma çe ş itlerine göre bunlara, altın, gümü ş, sedef veya fildi ş i kakmalı denilirdi. Bıçak, kılıç, kama, kalkan ve tüfek gibi silahların da üzerine altın kakma ile süsler yapılırdı.

49

50 Boyama Kündekâriz Kabartma-oyma, Kafes: (Ajur Tekni ğ i): Bilhassa minberlerin korkuluk, bazen de taç kısımlarında görülen bu teknik, ah ş ap kiri ş lerin geometrik üçgenler, yıldızlar vb meydana getirecek ş ekilde bir araya çakılması ile elde edilir Bu ah ş ap i ş çili ğ i de iki grupta toplamak mümkündür.

51

52

53 *Sade Kafes Tekni ğ i: Bu örnekler daha yaygındır. Çatma kafesin arasına süsleyici ba ş ka bir parça katılmaz. Ankara kızılbey, Aslanhane, Ahielvan, Bey ş ehir E ş rafo ğ lu ve Birgi Ulu camilerinin minber korkuluklarında, Ürgüp Ta ş kınpa ş a minberinin aynalı ğ ında, Kayseri Lala Pa ş a Camii’nin yan aynalıklarında bu tekni ğ e ait çe ş itli örnekler görmekteyiz. *Arası Dolgulu Kafes Tekni ğ i: Bu grup kafes i ş çili ğ inde ah ş ap kiri ş lerin arasına içi arabesk dolgulu çokgenler, yıldızlar girer. Böylece kafesler daha zengin bir görünüm kazanır. Ankara Alaaddin, Divri ğ i Ulu, Kayseri Huand Hatun, Çorum Ulu camilerinin korkulu ğ unda çokgenlerin iç içe girmesi ile daha zengin bir kompozisyon mevcuttur.

54 BANA VAKIT AYıRDı Ğ ıNıZ IÇIN TE Ş EKKÜR EDERIM….


"TÜRK-İSLAM SANATINDA AHŞAP. Ah ş ap kelimesinin aslı, Arapça ha ş eb (a ğ aç), (kereste)’den gelen ve onun ço ğ ulu olan ah ş âbdır. Mana olarak da;" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları