Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Rönesans Müziği.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Rönesans Müziği."— Sunum transkripti:

1 Rönesans Müziği

2 IX. yüzyılda başlayan ve Rönesans dönemine kadar devam eden ortaçağ döneminin en büyük özelliği çok sesliliğe geçiş olmuştu. Tek sese alışmış kulakların, başka başka seslerin belirli bir uyumla bir araya gelmeleriyle oluşan ses grubuna alışması hiç de kolay değildi.

3 Ortaçağda kilise dışında müzik, köylüleri ve soyluları eğlendirmek amacıyla cambazlık ve danslarla birlikte sanatçılar tarafından yapılırdı. Avrupa’da Ortaçağ Kilisesi, orgdan başka çalgıları "çok tanrılı dinlere" özgü sayarak yasaklamıştı. Kilise dışında da müzik, insan sesi kaynaklı düşünülmüş ve çalgı müziği düşünülmemişti.

4 Halk arasında üflemeli ve vurmalı çalgıların kullanıldığı görülmekteydi. Bu çalgılar Arap ve Türk kaynaklıydı. Tulumlu gayda, basit flütler, küçük el davulları, trampetler ve bunun gibi aletlerdi

5 Rönesans’ın kelime anlamı “yeniden doğuş” demektir.
Rönesans müziği dönemi, sıradan insan yaşamında müziğin tekrar değerlendirilmesi ve yeni düşüncelerin doğma dönemidir. Rönesans'ın yaşam sevinci, dansları, danslar da çalgıları arttırdı. Bu dönemde yeni çalgılar icat edildiği gibi, eski çalgıların da sesleri büyütüldü ve zenginleştirildi.

6 Rönesans’la birlikte aynı kutsal metnin paylaşıldığı, dört ya da beş ses üzerine yazılmış çalgı eşliksiz bir şekil aldı ve dönemin bestecilerinin eserleriyle yükseliş gösterdi. Org, klavsen, lavta, arp, flüt, yan-flüt, kornet, trompet ve tabii ki viyola bu döneme damgalarını vurdular. Ritmi güçlendirmek amacıyla vurmalı çalgıların da bu gelişime katılmasıyla büyük davullar, ziller, üçgenler ve defler dönemin orkestralarındaki yerlerini aldılar.

7 Enstrümantal ve dans müziği popülerdi.
Rönesans dönemi bestelerinin en belirgin özelliğinin çalgıların aynı anda başlayıp aynı anda eseri bitirmeleri olarak anlatılabilir. Ses şiddeti hep aynı ayardadır. Rönesans döneminde ilk kez yazılı müzik kullanılabilir hale geldi, insanlar bestecilerin eserlerini evlerinde ve kiliselerinde öğrendi. Enstrümantal ve dans müziği popülerdi. Müzisyenler kendi geçmişlerinden çok sanatları ile tanınmaya başladılar.

8 Rönesans Dönemi din dışı müziğin geliştirilmesine de aracı olmuştur.
Gotik Dönemde yaygınlaşan a capella koroların büyük önem taşıdığı Rönesans Döneminde, çok sesliliğin ilk büyük eserleri de ortaya çıkmaya başlamıştır. Gotik Dönemde, kiliselerde söylenen ilahilerde sadece insan sesi kullanılmaktaydı. Bu «a cappella» korolar devam etmekle birlikte Rönesans Müziğinde enstrümanlar, ilahilerde insan sesinin yetmediği ve boş kalan kısımları doldurmak için kullanılmaya başlandı. Rönesans Dönemi müziğinin en önemli özelliği olarak kilise müziğinin yeniden şekillendiği söylenebilir.

9 Bu dönemde, kilisenin çok sert kurallarından sıyrılarak müzikte yeni bir yapılanma içine girilmiştir. Rönesans dönemi ile birlikte çoksesliliğin ilk büyük eserleri de ortaya çıkmaya başladı. 16. yüzyılda artık din dışı eserlerde, şiirle müzik bir araya gelerek daha uzun soluklu besteler yapılmaya başlanmıştır.

10 Vokal müzik, Rönesans Dönemine kadar ülkelere göre farklılık göstermemiş, tek bir örnek olarak uygulanmıştır. Rönesans’tan itibaren her ulus kendine özgü bir vokal müzik anlayışı geliştirmiştir. İngilizler buna carol, Almanlar lied, Fransızlar ise chanson adını vermişlerdir. Frottola ise İtalya’da yaygınlaşmış bir karnaval şarkısıdır.

11 On altıncı yüzyıl başlarında önem kazanan müzikle sözü birleştirme sanatı musica reservata (korunmuş müzik), Rönesans’ın önemli özelliklerinden biridir. Müziğin ön planda olması yerine sözün ön planda olması anlayışıdır. Madrigal ve opera gibi vokal yapıtlarda söz ve beste uyumuna (prozodi) ışık tutan bu anlayış, dramatik anlatımı güçlendirmiştir

12 Dönemin sonlarına doğru, sadece enstrümanların bulunduğu küçük gruplar eşliğinde de müzikler yapılmaya ve böylece dans müzikleri gelişmeye ve önem kazanmaya başlamıştır. Kişinin hangi sınıftan olursa olsun müzik bilgisinin olması ve bir enstrüman çalıyor olması toplumun her katmanında kabul gören bir düşünce olmuştur. İnsanlar, bu dünyanın yaşamaya değer bir dünya olduğunu ilk kez bu dönemde fark etmişlerdir. Bu anlayışa dayalı olarak Rönesans’ta besteciler, Orta Çağ’daki tekdüze anlatım tarzına karşın, duygu ve düşüncelerini daha coşkulu bir ifade ile anlatmışlardır.

13 Kilise müziği tonları, yerini major ve minor tonlara bırakmıştır.
Klasik Batı Müziği’nin temellerini oluşturan kontrpuan yazısı bu dönemde oldukça gelişim göstermiştir. Bu yeni sanatın karakteristik özellikleri şöyle açıklanabilir: Sansbly (yeden) notasının kullanılmaya başlanmasıyla eski gamların değiştirilmesi ve bu çeşitli gamların (modların) birleştirilmesi sonucunda majör ve minör gamların ortaya çıkması. Kontrpuan usullerinin geliştirilmesi. Beşli ve oktav paralellerin yasak edilmesi. Armonik stilin yavaş yavaş kontrapuantik stilden ayrılıp daha özgür bir hal alması, Belirli ve kesin bir ritm tayini.

14 RÖNESANS MÜZİĞİNİN KARAKTERİSTİKLERİ
Vokal müzik, enstrümantal müzikten daha önemlidir. Müzik, kelimelerin anlamını ve yarattığı duyguları geliştirir. Sunum dengelidir. Aşırı kontrastlar ya da ritimler içermez. Temelde çokseslidir. Sesler ortaçağdakinden daha dolgun ve bastır. «A Capella» nın altın çağıdır. Ritmin yumuşak bir akışı vardır. Her melodi ritmik bağımsızlığa sahiptir. Melodi genellikle birkaç büyük sıçrama ile aynı çizgide devam eder.


"Rönesans Müziği." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları