Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
AİLEDE İLETİŞİM
2
AİLE Aile Ana, baba, çocuklardan ve tarafların kan akrabalarından oluşmuş, ekonomik ve sosyal bir kurum. Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik ve buna bağlı olarak da aile kavramı yaklaşık M. Ö yıllarında Mısır’da başlamıştır. İnsanların tümü bir aile birimi içinde yaşamaktaysa da ailelerin biçimi ve yapısı toplumdan topluma değişmekte, aynı toplum içinde de zaman boyutunda ya da belirli bir zaman kesitinde yöresel ve sınıfsal farklılıklar göstermektedir.
3
AİLEDE İLETİŞİM Aile sadece kişilerden oluşan bir birlik değildir, aynı zamanda duygusal bir birimdir. Aile içindeki her bireyin bir davranışı ya da kişiliği sürekli aile sistemini etkilemektedir. Sistem yaklaşımına göre, aile aynı geçmişi paylaşan, aralarında duygusal bir bağ bulunan, aile üyelerinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan bir sistemdir.
4
Aile açık bir sistemdir ve açık sistemlerin üç önemli özelliği aile yaşamındaki iletişimin oluşturulmasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Gökdağ (1989), bu özellikleri bütünlük, ilişki, denge olarak ifade etmektedir: Bütünlük, aile içindeki tüm üyeler arasında bir bağlantı olduğunu, İlişki, ailedeki üyeler arasındaki etkileşimleri yönlendiren iletişim modellerinin bulunduğunu, Denge, aile üyeleri arasındaki etkileşimlerde ve aile üyelerinin çevre ile olan etkileşimlerinin düzenlenmesiyle devamlılığını sağladığını ifade etmektedir.
5
Aile tipine göre iletişim fonksiyonları
Duygusal atmosferi yönetme ve destek sağlama: Aileler çok farklı şekillerde aile üyelerine destek duygusunu hissettirmektedirler. Birçok zaman sosyal destek verdikleri gibi, yakınlık göstermek, ailenin üyesinin duygularını anlamak, paylaşmak vb. yakınlık duygusunun hissedilmesinde kişilere destek vermeye katkıda bulunmaktadırlar. Kişilik ve kimlik yönlendirme: Aile, çocukların kişilik gelişimi ve kimlik kazanmasında önemli bir kaynaktır. Kişiler aile içindeki iletişim ve etkileşim yapısından etkilenerek kendilerine özgü bir iletişim davranışı geliştirirler. Aile içindeki iletişim kişilerin kendini algılama, kendine güven duyguları geliştirildiği taktirde aile dışındaki kişilerle kurmuş olduğu iletişimlerin pozitif bir biçimde gelişmesinde belirleyici olmaktadır.
6
Değerleri yönetme: Kişilerin kendilerini algılamaları, aile içindeki değer sisteminden etkilenmektedir. Aile gelenekleri, ritüeller, kutlamalar vb. davranış tarzları ile aile iletişiminin kişiye öğretildiği bir kurumdur. Değişimleri yönetme ve sınırları düzenleme: Aile sistem yaklaşımında, ailenin sahip olduğu dışsal sınırlar ve içsel sınırlar olmak üzere iki sınır yapısı bulunmaktadır. Ailenin içindeki birlik ve bütünlük duygusunun sağlanabilmesi ve ailenin dışındaki çevreden aile için gerekli ve yararlı bilgilerin akışına izin veren düzenleyici bir yapısı bulunmaktadır. Aile içindeki bireyler arasındaki bilginin paylaşımı açık iletişimle mümkün olduğu gibi, aile dışıyla da kurulan açık iletişim ailenin bütünlüğünü ve devamlılığını sağlamada etkindir.
7
Günlük yaşamı sürdürme: Aile üyelerinin günlük yaşam ihtiyaçlarının (barınma, yiyecek, zaman, para) karşılanması ile bireyler aile içindeki yaşamını devam ettirmekle birlikte bu ihtiyaçların karşılanması bireyler arasında kurulan iletişime dayanmaktadır. Aile üyelerinin deneyimlerini ve yeteneklerini paylaşmaları ailenin günlük yaşamını sürdürmesini sağladığı gibi aynı zamanda mutlu olma, psikolojik doyum elde etme sonucunu da gerçekleştirir.
8
B) Ailede İletişim Biçimleri
Ailedeki iletişim yapısı, aile sistem yaklaşımına göre ailedeki alt sistemler olan ebeveyn alt sistemi, ebeveyn-çocuk, kardeş alt sistemi olarak incelenmektedir.
9
Ebeveyn ve Çocuk Arasındaki İletişim
Aile içi iletişime yönelik olarak literatürdeki araştırmalar ebeveyn ve çocuklar arasındaki iletişimi, ebeveyn ve çocukları arasındaki iletişimin yönüne ve ebeveynin çocuklarına karşı davranış ve tutumlarına göre sınıflandırmaya yönelmektedir. Ebeveynler ve çocukları arasındaki iletişim, tek ve iki yönlü olarak incelenir:
10
Ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim, anne-babanın kişiliği, anne-babanın tutumları, anne babanın davranış niteliklerine göre de belirlenmektedir. Bu üç temel öğeye göre de, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim: Otoriter tutuma dayalı iletişim: Otoriter tutuma dayalı iletişimde, anne-baba çocuk yetiştirmede hükmeden, baskıcı ve çocuklara söz hakkı tanımayan bir yaklaşıma sahiptir. Anne-baba duruma hakim, çocuk izleyici konumdadır. Denetim temel öğedir. Çocukla tartışmadan, anlaşmadan, isteklerini dikkate almadan kural ve emirleri belirtmek amacı ile iletişim kurulmaktadır. Sevginin eksik olduğu bir kişilerarası iletişim kurulduğu için çocuklarda güvensizlik, kavga, tartışma ve saldırganlığa yatkın kişilik gelişimi görülmektedir.
11
İlgisiz tutuma dayanan iletişim: İlgisiz tutuma dayanan iletişimde, çocuğun temel gereksinimleri dışında kendisi ile pek fazla ilgilenilmemektedir. Çocuğun davranışlarının izlenmesinin, doğru ve yanlışlarının belirlenmesinin, çocuğu topluma alıştırmanın gerekli olduğu düşünülmektedir. Çocukla iletişim gerekli olduğu sürece kurulmakta duygusal ve davranışsal olarak ihmal edilmektedir. Bu durum, kişilik gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir. Koruyucu tutuma dayanan iletişim: Koruyucu tutuma dayanan iletişimde, anne-baba çocuğa gereğinden fazla ilgi göstermekte, çocuk çok fazla ilgi ve korumadan dolayı da duygusal yalnızlık içine girebilmektedir Bununla birlikte, çocuk ile ebeveynler arasında aşırı derecede beraberlik kurulmakta ve çocuk her şeyini yalnızca ailesi ile paylaşmaktadır. Demokratik tutuma dayanan iletişim: Demokratik tutuma dayanan iletişimde, aile içinde herkese değer verilen, seçme hakkı tanınan, kişiliğine saygı gösterilen davranışlar hakimdir. Araştırmalar, anne babası demokratik olan çocukların uyum düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
12
Ailede çocuklarla kurulan iletişim biçimleri çocukların yaşamı algılamasını, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesini, geleceğe yönelik davranış biçimlerini belirlemede etkili olmaktadır. Ailenin çocukların temel özelliklerini gerçekleştirmesi açısından genel olarak iki tür aile tanımı yapılmaktadır. Kalıplayıcı aile ortamında, çocukların davranışı belirli kurallar ve kalıplarla sınırlandırılmıştır. Bu ailelerde çocuklar bu kuralların dışına çıkmazlar, kendilerini özgür hissetmedikleri için, benliklerini geliştiremezler. Geliştirici aile ortamında ise, içinde bulunulan koşulları, durumu, olayları çocuğun kendisinin algılaması ve yorumlaması için fırsatlar tanınmaktadır. Bu ailelerde, ebeveynlerin desteği ile çocuk kendi kararlarını vermeyi, duygu ve düşüncelerini çekinmeden ifade etmeyi öğrenmektedir. Bununla birlikte, geliştirici aile ortamında yetişen çocuklar özgür bir biçimde benliğini geliştirebilmekte ve geleceğe yönelik bir davranış biçimi oluşturabilmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.