Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanFidan Gönül Değiştirilmiş 6 yıl önce
3
Zaman tasarruf edilemez: Bugünkü zamanı yarın kullanmak için ayıramayız veya bugünden üç saati alıp bir hafta sonra kullanmak üzere saklayamayız ya da yirmili yıllarımızdan birkaç yıl alıp altmışlı yaşlarımızda kullanmak üzere bir kenara koyamayız. Zaman kiralanamaz: satın ve ödünç alınamaz. Hiçbir insan, ömrüne bir gün dahi katamaz. Ne kadar zengin olursa olsun, zamanı satın alması söz konusu değildir. Dünyanın en önemli işini dahi yapıyor olsanız, kendi zamanınızdan başka bir zaman kiralama veya bir başkasının zamanını ödünç alma şansına sahip değilsiniz. En değerli varlıklarınız olarak gözünüzü, kalbinizi, böbreklerinizi, hatta caninizi bile sevdiğiniz birine verebilirsiniz, ama zamanınızı ödünç olarak bile asla veremezsiniz. Zaman çoğaltılamaz: Yaptığınız is ne kadar önemli ve acil olursa olsun, kullanmak için bir günde sadece yirmi dört saatiniz vardır, bunu asla yirmi beş saate çıkaramazsınız. Günümüzde bilim, bitkileri, hayvanları ve insanları kopyalama yoluyla çoğaltabilecek güce sahip olmuştur ama henüz zamanı çoğaltabilmek, bilim-kurgu filmlerinde bile söz konusu edilememiştir. Zaman geri döndürülemez: Eğer bir zaman makineniz yoksa geçmişe dönme şansınız da yoktur. İnsanın gençliğine, çocukluğuna veya birkaç gün / yıl geri dönüp de yapamadıklarını yapma şansı, ancak zamanda yolculuğu konu alan çocuk filmlerinde söz konusu edilebilmektedir. Zaman yalnızca kullanılır: Zaman, sadece kullanılabilen, bir daha asla ele geçmeyen, hızla tükenen özelliğe sahiptir. İnsanin gündelik 24 saatten oluşan bir zaman bütçesi vardır. Bu zaman bütçesinin o gün kullanılıp tüketilmesi gereklidir.
6
Burada doğal bazı olaylar ve saat gibi araçlar yardımıyla ölçülebilen, bir başka ifade ile nesnel zaman olarak nitelendirilen zamandan söz edilecektir.
9
Objektif zaman: Saate bağlı olan, izlenebilen ve gerçek bir ölçüme dayanan zamandır. Yıldızların hareketi, dünyanın güneş ay ve kendi etrafında dönmesi gibi. Sübjektif zaman: hissedilen zamandır. Bu yaşadığımız zamanı iyi hoş görmemize bağlıdır. Yaşadığımız süre zevkli ise zaman kısa sevksiz ise uzun alarak algılanır. Gerçek zaman: Fiziksel etkisi olan zamandır. Zamanın fiziksel etkisini daha iyi anlayabilmek için insanoğlu zamanı birimlere bölmüştür. Saniye, dakika, saat, yıl vb. Zaman yönetimi açısından bakıldığında yönetilmesi gereken zaman gerçek zamandır. Psikolojik zaman: gerçek zamanın algılanan kısmıdır. Psikolojik duruma bağlı olarak, gerçek zamanın insanlar üzerindeki fiziksel etkilerine bağlı olarak farklı şekilde ortaya çıkar. Sıkıntılı bir psikolojide isek zamanın olumsuz fiziksel ve psikolojik etkisini üzerimizde daha fazla hissederiz. Zaman stres kaynağına dönüşebilir. Zaman yönetimi zaman baskısının oluşturduğu gerilimli psikolojik zamanı, gerçek zamana uydurmaya çalışmaktadır. Biyolojik zaman: Her canlının yaşamını düzenleyen, organlarının hayati fonksiyonlarını zamanında yerine getirmesini sağlayan “vücut saati” vardır. Hayvanların belirli dönemlerde çiftleşmeleri, kış uykusuna yatmaları, insanlarda da uyumak, yemek yeme gibi fonksiyonları örnek olarak verebiliriz. Biyolojik saat de denir.
10
Günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir söz vardır: “Hiç zamanım yok”; veya
“zaman bana yetmiyor”. Zaman belki herkes için önemlidir ama özellikle yöneticiler için bu önem çok daha büyüktür. Yapılan bir araştırmada zaman konusunda binlerce yönetici ile konuşulmuş; bunlardan yalnızca yüzde birinin yeterli zamana sahip oldukları görülmüştür (Can, 1994: 271). Tüketilen zamanın geri döndürülmesi, satın alınması, kiralanması mümkün değildir. Para gibi toplanamaz, hammadde gibi depolanıp istenildiğinde kullanılamaz; Böylesine değerli bir kaynak olan zamanın etkili ve verimli olarak kullanılabilmesi son yıllarda “zaman yönetimi” adlı yeni bir konunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Zira, insanın hayatında bilinçli ya da bilinçsiz olarak kontrolün çok zayıf, hatta yok olduğu alanlarda, bazı amaçların başarılması, hayatı anlamlı hale getirebilmektedir. Bu alanlardan biri de zaman yönetimidir (Williams ve Long (1979)’dan aktaran: Balcı, 1990: 95). Bir örgüt ne kadar büyürse, sonuçta yöneticinin o kadar az zamanı olmaktadır. Bu da, yönetici için, zamanının nereye gittiğini bilmesini ve kendine ait küçük bir zaman dilimini bile kullanmayı öğrenmesini zorunlu kılmaktadır
11
Zamanın etkin kullanımının önündeki engellere zaman tuzağı denir
Zamanın etkin kullanımının önündeki engellere zaman tuzağı denir. Zaman tuzakları çeşitli faktörlerden kaynaklana bilir.
16
Örgütsel yapıyı belirleyen faktörler, örgütün hem somut ve fiziksel yanları, hem de örgüt kültürü ve örgüt ikliminden oluşan soyut değerlerdir.
22
En sonda Savaşçı yaklaşımı; insanlardan kaynaklanan zaman tuzaklarından ziyade, işlerden ve kendi alışkanlıklarından kaynaklanan zaman tuzaklarıyla mücadele şeklinde anlamak ve bu şekilde uygulamak daha doğru olacaktır.
23
Şu kolaylıkları sağlar
Kayıplar en aza indirgenir Toplantılarda daima hazırlıklı olunmayı sağlar Fazla iş yükü reddedilir Her gün etkin bir şekilde planlanır Bir işin önemine göre, ona zaman ayrılır
25
Zayıf yanları Değerlerin netleştirilmesi, yaşam kalitesini ilkelerin ve doğal yasaların belirlediği gerçeğini göz ardı etmesidir. Bu ihmal insanların sık sık doğa yasalarıyla çelişkili değerleri benimseyip, bunları izlemelerine yol açar. Bu değerler ise yalnızca Engellenmiş duygusuna ve başarısızlığa yol açar.
27
Beceriler tek başına yanıt oluşturmaz.
Zayıf yanları Kişisel ya da kurumsal kalite, beceri ve teknikten çok, kişilerin karakter ve davranışlarını ilkelerle uyumlu kılma yeteneğine bağlıdır. Günümüzde zaman yönetimi, eğitim programlarının çoğunluğu, çeşitli teknik ve zaman tasarrufu hileleriyle, planlama ve öncelikleri sıralama gibi bir iki ilkenin de serpiştirildiği karma bir paketten ibarettir. Beceriler tek başına yanıt oluşturmaz.
28
Şu tekniklere dayanır:
Dünya çapında büyük başarı gösteren sporcuların yaklaşımıdır. Daha az yeteneğe sahip olan kişilerin, bedelini ödemeye razı olarak, kuvvetleri örgütleyerek, enerjiyi yoğunlaştırarak, dikkatinin dağıtılmasını reddederek, araya engel girmesine izin vermeyerek, daha büyük yeteneklerin performansını aşma gücüdür. Son kısım Şu tekniklere dayanır:
30
Kişilerin toplumsal imajları göz kamaştırıcı olabilir, ancak özel yaşamları bomboştur.
31
Batılı yaklaşım medeniyetinin gelişmesine katkı sağlar
Doğulu yaklaşım ise kültürün gelişmesine katkı sağlar. Ne medeniyetten ne de kültürden vazgeçilmeden; hem zengin bir medeniyeti hem de zengin bir kültürü ortaya çıkaracak bir zaman algısı yaklaşımı en doğru olanıdır.
32
Bu yaklaşıma göre;
33
Covey (1999), zaman yönetimine ilişkin görüşlerini sunmaya su soru ile başlıyor: Daha sıkı, daha hızlı ve daha çok çalışmak da sorunu çözmüyorsa, ne çözebilir? Bu sorunun cevabini verirken, yeni bir soru soruyor: Kaç kişi ölüm döşeğinde yatarken, işyerinde daha fazla zaman geçirmiş olmayı isterdi? Bu sorunun cevabı, zaman yönetimine ilişkin yeni ve oldukça farklı bir anlayışı getirmiştir.
34
Burada zaman yönetimi kavramının ne olduğunu anlatan iki şeye dikkat çekilmiştir:
Öncelikli olana önem verme: Bu, beklentileri ifade eder ve insani önceliklerin peşinden koşmaya doğru yöneltir. Önemli olana öncelik verme: Bu ise amaçları ifade eder ve yaşamı amaçlar doğrultusunda sürdürmeyi sağlar. Şu halde yaşadığımız hayat, bizi bazı tercihler yapmaya zorlamaktadır. Yaşantımızı da yaptığımız bu tercihlere göre sürdürmemiz gerekmektedir. Yukarıdaki iki durum arasındaki tercih, yaşamın önünde yatan temel sorundur.
37
Temel İnsan İhtiyaçları Arasındaki İlişki ve Sonuçları Yaşam kalitesini artıran 4 temel yeti vardır. Bunlar Öz-bilinç: Kendimize dışardan bakarak düşünce tarzımızı, hareket nedenlerimizi, geçmişimizi, senaryolarımızı, alışkanlıklarımızı, eğilimlerimizi inceleme yetisidir.Bu yeti içimizdeki programların ruhsal ve toplumsal geçmişini fark edip, dürtü ile tepki arasındaki ayırımı geliştirmeye izin verir. Vicdan: İç yönlendirme sistemimiz olarak bilinir. İlkelere aykırı hareket edip etmediğimizi, etmeyi düşünüp düşünmediğimizi anlamamıza yardım eder. Özgür irade: Harekete geçme yetimizdir. Akıntıya karşı yüzme, senaryolarımızı yeniden yazma, duygu ve koşullara göre değil ilkelere göre davranma gücü verir insana. Yaratıcı hayal gücü: Gelecekteki bir durumu gözümüzde canlandırma, zihnimizde şekillendirme ve çözebilme yetisidir. Bu nedenle, kendimizi ve başkalarını şimdikinden daha iyi ve daha başka görebilmeyi sağlar. Onun içindir ki pozitif düşünce, mucize gibi akımların odağıdır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.