Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Atatürk dönemi türk dış politikası
Çağdaş DUMAN
2
Atatürk Döneminde Uluslararası Konjonktür
Birinci Dünya Savaşı, başta Avrupa olmak üzere uluslararası sistemin büyük bir kısmında ağır tahribatlara yol açtı. Savaş sonrası yapılan ağır barış antlaşmaları uzun vadede yeni çıkar çatışmaları ve güç mücadelelerine davetiye çıkartacak niteliktedir. Bu durum küresel anlamda bir istikrarın sağlanmasını neredeyse imkânsız kıldı. Dünya Savaşı’nın mağlup imparatorluklarının toprakları üzerinde birçok yeni devlet kuruldu. Bu durum uzunca bir süreden beri devam edegelen milliyetçilik akımı sonucu, çok unsurlu güç dengesi açısından sağlıklı bir gelişme gibi görünürken, yeni devletler, çeşitli sınır ve azınlık sorunlarını da beraberinde getirdi.
3
Atatürk Döneminde Uluslararası Konjonktür
Öte yandan savaşı uluslararası ilişkilerin bir aracı olmaktan çıkarmak amacıyla büyük umutlarla kurulan Milletler Cemiyeti ise Dünya Savaşının kazanılmasında önemli bir rol oynayan ABD’nin bu teşkilata girmemesi üzerine işlevselliği önemli ölçüde zarar gördü. Devletlerin iç siyasi yapıları açısından da çatışmayı artıran bir tablo mevcuttur. Bir yandan demokrasiler, öte yandan faşizm ve komünizm gibi totaliter rejimler dünyayı o zamana kadar görülmemiş derinlikteki rejim ayrılıklarını sergilemektedir.
4
Atatürk Döneminde Uluslararası Konjonktür
Dünyadaki siyasi tablonun yanı sıra ekonomik tabloda aynı derecede kötümserdi. O zamana kadar görülmemiş ölçüde büyük tahribata yol açan Dünya Savaşı, bütün ülkelerin ekonomilerinde derin yaralar açmıştır. Bu dönemdeki gerek siyasi, gerekse ekonomik tablo uluslararası alanda işbirliğini önemli ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu dönem bir barış evresi olmaktan ziyade ikinci bir dünya savaşının tohumlarının ekildiği bir dönem olmuştur.
5
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasındaki Başlıca Gelişmeler
Bu dönemdeki Türk Dış Politikası, Lozan Barış Antlaşmasından kalan pürüzlerin çözümüyle uğraşmıştır. Lozan Barış Antlaşması, o dönemin karşılıklı müzakerelere dayanan tek barış antlaşmasıdır. Lozan’dan kalan başlıca sorunlar: İngiltere ile Musul, Fransa ile borçlar ve Suriye sınırı, Yunanistan ile mübadele ve kapitülasyonlara ilişkin bazı sorunlardır. Musul dışındaki konular genellikle Türkiye’nin istediği biçimde çözüldü. Musul konusunda ise Lozan Barış Antlaşmasının öngördüğü Türk-İngiliz görüşmelerinden sonuç alınmadığı için mesele yine antlaşma gereğince Milletler Cemiyeti’ne götürülmüş ve burada İngiltere lehine karar çıktı.
6
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasındaki Başlıca Gelişmeler
Türkiye, Temmuz 1932’de Milletler Cemiyeti’ne girdi. Türkiye’nin cemiyete özel davetle giren ilk ve tek ülkedir. Türkiye’nin cemiyete üyeliği uluslararası alanda işbirliğine olan ilgisini ortaya koyduğu gibi, Batıya yakınlaşmasının da dolaylı bir işaretini oluşturmaktadır. Türkiye, 9 Şubat 1934 tarihinde Balkan Antantının kuruluşunda Yunanistan ile birlikte öncülük etti. Romanya ve Yugoslavya’nın da üyesi olduğu bu antant sayesinde Balkanlarda kısmen istikrar sağlandı.
7
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasındaki Başlıca Gelişmeler
Öte yandan Türkiye ve İngiltere’ye yakınlığı olan bazı Ortadoğu ülkeleri ile 8 Temmuz 1937’de Sadabat Paktı imzalandı. İran, Irak ve Afganistan’ın katıldıkları bu paktın imzalanmasında Türkiye başrol oynadı. 20 Kasım 1936 tarihinde İsviçre’nin Montreux şehrinde toplanan Boğazlar Konferansı’nda Türkiye’nin boğazlarda tam egemenlik sağladığı bir sözleşme ile sonuçlandı.
8
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Hedefleri
Milli Bir Devlet Kurmak: Atatürk, Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde büyük devletlerin etnik ve dini farklılıklarının dünyada yayılan akımlarla beraber bir parçalanma sürecine götürdüğünü gördü ve Osmanlı’nın çok uluslu toplum yapısının yerine modern bir milli devlet kurmak istedi Bağımsızlığın Korunması Türklerin bağımsızlığına düşkün bir millet olduğu bilinciyle hareket eden Atatürk, bu yüzden Kurtuluş Savaşı sırasında manda fikrine karşı çıktı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Atatürk, Türkiye’nin bağımsızlığını titizlikle korumaya yönelik bir dış politika izledi.
9
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Hedefleri
Barışın Korunması: Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ ifadesi barışa verdiği değerin ifadesidir. Ancak bu anlayış ‘Her ne pahasına olursa olsun barış’ demek değildir. Kurtuluş Savaşı sırasında görüldüğü gibi Atatürk, ancak Türkiye’nin temel hedeflerine ulaşıldığında, yani hakları kabul edildiğinde barışa razı olacağını ortaya koymuştur.
10
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Hedefleri
Modernleşme ve Demokratikleşme İlkesi: Atatürk’ün yeni Türkiye’ye çağdaş bir yapı kazandırmak üzere reformlara girişti. Atatürk, modernleşmek için Batı’ya yönelmek gerektiği düşüncesindeydi. Avrupa’nın Türkleri yüzyıllar boyunca benimsemeyip, kıtanın dışına atmaya çalıştığını düşünürsek Türkiye’ye batılı bir yapı kazandırmanın adeta bir güvenlik gereği olduğu da bir realitedir. Avrupa, ancak kendisiyle benzerlik halindeki bir Türkiye ile bir arada yaşamak isteyebilirdi. Ayrıca zaten batılılaşma, çağın gerekliliklerinden birisidir.
11
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Nitelikleri
Gerçekçilik: Kurtuluş Savaşı sırasında Misak-ı Milli’de ifade edilen hedefler, gerçekçi biçimde çizildi. Sınırlar ile olan maddelere bakıldığında o sırada yurt dışında faaliyette bulunan eski ittihatçılar çok daha geniş bir çerçeveyi hedef aldıkları halde Türkiye’nin kendi kendisini frenlemesini bildiği görülmektedir. Atatürk’ün Pan-İslamist, Pan-Türkist politikalara yönelmemesi gerçekçi dış politikasının sonucudur.
12
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Nitelikleri
İleri Görüşlülük: Atatürk’ün Almanya’da 1933’ten sonraki iç siyasi gelişmeleri tahmin edişi, savaşın yılları arasında çıkabileceğini önceden ön görmesi ve yeni bir dünya savaşına gebe olunduğunu önceden sezerek Almanya ve İtalya yayılmacılığına karşılık Balkan Antantı’nı kurması Atatürk’ün dış politikadaki ileri görüşlülüğüne örnek teşkil etmektedir.
13
Atatürk’ün Dış Politikasının Temel Nitelikleri
Mazlum Milletlere Örnek Olma: Atatürk, Türkiye’nin Avrupa’da toprağı bulunan tek Müslüman ülkesi olduğu gerçeğine uygun biçimde, hem Avrupalı bir kişilik taşıyan, hem de büyük kısmı sömürge durumundaki Doğu dünyasının problemlerine karşı ilgi duyan bir dış politika izledi. Atatürk, sömürge dünyasının yakın bir gelecekte bağımsızlığını kazanacağını önceden öngörmüş ve Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesinin, bütün ‘mazlum milletlere’ önderlik edeceği bilincini taşıdı.
14
SONUÇ Atatürk dönemi Türk Dış Politikası ülkemizin ana doğrultusunu teşkil etmektedir. Bunların en önemlileri; bağımsızlığın korunması, batılılaşma, yurtta sulh cihanda sulh ve hukuka bağlılık ilkeleridir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, Atatürk dönemi uygulanan dış politika sayesinde uluslararası toplumun saygın bir üyesi olmaya hak kazanmıştır.
15
SONUÇ Atatürk, çöküş halindeki bir imparatorluğun olumsuz uygulamalarından olumlu dersler çıkarmıştır. Bugünkü Türkiye’nin yapması gereken ise Atatürk’ten devralınan olumlu mirası korumak ve geliştirmektir. Böylelikle, cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan çok yönlü dış politika, daha da başarılı ve kalıcı bir kişiliğe kavuşturulacaktır. Türkiye’nin gerek bölgesel, gerekse küresel bazda bir rol model olabilmesi için bugün her zamankinden fazla Atatürkçü düşünce vizyonuna ihtiyaç vardır.
16
Türk milleti, bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmanın yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır Mustafa Kemal Atatürk
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.