Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Etnik Köken ve Irk
2
Etnik Topluluklar ve Etnik Köken
Her kültürde olduğu gibi, belirli bir etnik kökene mensup kişilerin, ortak geçmişleri sebebiyle, belirli ortak inançları, değerleri, alışkanlıkları, adetleri ve normları vardır. Etnik toplulukların, kendileri gibi olanlara verdikleri bir isim, soylarının dayandığına inandıkları bir kesim, dayanışma ruhu, kimliğini söz konusu topluluğun egemen olmayabileceği belirli bir bölgeyle bağdaştırma gibi ayırt edici özellikleri olabilir.
3
Etnik Köken (Etnisite):
Bir toplum ya da bölgede kültürel olarak birbirinden ayrılan çok sayıda gruptan biri. Kişinin kendisini bir etnik toplulukla özdeşleştirmesi ve kendisini onun bir parçası olarak görmesi, aynı sebeple de diğer topluluklara ait hissetmemesi anlamına gelir. Kültürel farklılıklar etnik kökene, toplumsal sınıfa, dine veya yaşam alanına bağlanabilir. Her bireyin birden çok kimliği vardır.
4
Statü: Kişinin toplumdaki yerini belirleyen her türlü konumdur.
Ebeveynlik toplumsal statüdür. Öğretmenlik, öğrencilik, fabrika işçiliği vs. toplumsal statülerdir. İnsanların her zaman birden fazla statüsü olur. Verili Statü: Kişinin kendi seçimlerinin hiç etkili olmadığı ya da çok az etkili olduğu toplumsal statü. Yaş bunlardan biridir, içinde olacağımız yaşı seçemeyiz. Irk ve cinsiyet de böyledir. Edinilmiş Statü: Kişilerin seçimleri ya da başarılarına dayalı olarak edindiği toplumsal statü. Bunlar olumlu olabildikleri gibi olumsuz da olabilirler. Doktorluk, senatörlük, bir eylemden dolayı suçlu bulunmak, babalık edinilmiş statüye örnek verilebilir.
5
Verili Statü Edinilmiş Statü Kadın Sınıf Arkadaşı Kız Çocuğu Yurtta Kalan Afrikalı Amerikalı Çalışan Kız Kardeş Arkadaş 19 Yaşında Öğrenci
6
Irk ve Etnik Köken Irk: Biyolojik temele dayandırılan etnik grup.
Genel anlamda etnik köken gibi, ırk da biyolojik olmaktan ziyade kültürel bir olgudur. İnsan ırklarının var olduğu ve bunun önemli olduğu bilim çevrelerinde değil, genel nüfus içinde yaygın bir inançtır. Etnik grupların biyolojik olarak da farklı bir kökeni varsa, bu topluluklar ırk olarak adlandırılır. Irkçılık: Biyolojik temele dayandırılan etnik gruplara karşı sergilenen ayrımcılık.
7
Irk Sorunu Nedir? Genel halk arasında ırk kelimesinin anlamı ve önemi üzerine büyük bir kafa karışıklığı söz konusudur ve ırklar arasında biyolojik farklılıklar bulunduğu yönündeki hatalı iddialar giderek artmaktadır. DNA analizleri gibi genetik incelemelerden elde edilen veriler, fiziksel farklılıkların büyük oranda -%94- aynı ırk dahilinde gözlemlendiğini ortaya koymaktadır. Bilindik coğrafi konuma dayalı ırk mensupları ise birbirlerinden genlerindeki %6’lık bir farkla ayrılmaktadır.
8
Tarih araştırmaları, ırk kavramını her zaman fiziksel farklılıklardan daha öte bir anlam taşıdığını göstermektedir. Özellikle 19.yyda, kölelik taraftarları, ırk kavramını köleliğin devam ettirilmesi amacıyla kullanmışlardır. İnsanların bir toplum ya da kültürde ne şekilde kabul gördükleri ile o toplumda nasıl davranışlar sergiledikleri arasında yakın bir ilişki vardır. Irka dayalı dünya görüşü, belirli toplulukları kalıcı olarak alt statülere mahkum ederken, diğerlerini zenginlik, ayrıcalık ve iktidarla buluşturmak için icat edilmişti.
9
Irk Kavramının Toplumsal İnşası
Her gün bahsedildiğini duyduğumuz ırklar biyolojik olmaktan çok kültürel, toplumsal kategorilerdir. Soy: Kişilerin atalarının kim olduklarına bağlı olarak belirlenen toplumsal kimlik. Alt Soy Kuralı: Farklı ten renklerine sahip anne babalarının çocuklarını azınlık mensubu ebeveynin toplumundan kabul eden kuraldır. Amerika’da ırk statüsünü belirleme konusundaki kurallardandır. Bu kurallar daha da keyfi olabilmektedir. Ayrımcılık: Varlık, prestij ve güç farklılıklarına dayalı sınıfsal yapılanmaya denir.
10
Etnik Gruplar, Uluslar ve Milliyetler
Ulus: Aynı dil, din tarih, toprak ata ve akrabalık bağlarına sahip toplum. Bir zamanlar ulus terimi, kabile ya da etnik grup kelimeleriyle eşanlamlı olarak kullanılıyordu. Artık ulus terimi bağımsız, merkezi örgütlenmeye sahip siyasi bir birim ya da hükümet anlamına gelen devlet anlamında kullanılmaya başlamış durumdadır. Ulus ve devlet eşanlamlı kelimeler haline gelmişlerdir. Ulus-Devlet şeklinde bir arada kullanıldıklarında ise, Türkiye gibi ‘tek ve bölünmez bir ulus, bir ülke, yani özerk bir siyasi yapı’ anlamına gelmektedir.
11
Milletler ve Hayali Topluluklar
Millet: Geçmişte veya halen özerk bir siyasi statüye sahip olmuş ya da gelecekte sahip olma isteğinde olan etnik gruplara denir. Benedict Anderson’ın tabiriyle, bu topluluklara ‘hayali topluluklar’ denmektedir. Bu topluluklar yoldaşlık hisleriyle bir ulus-devlet kursalar bile, bireyleri asla bir araya gelmeyeceği için hayali topluluklar olarak kalırlar. Aynı bütünün parçası olduklarını ancak hayal edebilirler.
12
Sömürgecilik: Bir bölge ve halkın uzun süreli olarak yabancıların tahakkümünde kalması durumuna denir. Sömürgecilik, çok kabileli ve çok etnikli devletler oluşturulmasında öteden beri var olan kültürel ayrımlarla pek de uyuşmayan engeller oluşturmuştur. Öte yandan sömürgeci kurumlar uluslar dışında yeni hayali topluluklar ortaya çıkarmıştır. Bunun en iyi örneği; frankofon (Fransızca konuşulan) Batı Afrika’daki Afrikalı entelektüeller tarafından oluşturulan ‘zencilik’ fikridir.
13
Etnik Hoşgörü ve Uzlaşma
Etnik Çeşitlilik: Toplu etkileşimle bir arada var olma mı; yoksa çatışma mı? Asimilasyon: Azınlıkların baskın kültür içerisinde eritilmesine denir. Çoğulcu Toplum: Ekonomik açıdan birbirine bağımlı etnik toplulukların bulunduğu toplumdur. Asimilasyon kaçınılmaz değildir, uyum da gerçekleşebilir. Çokkültürcülük: Bir ülkede kültürel çeşitliliğin iyi ve arzu edilir bir şey olarak değerlendirilmesi görüşüne denir. Asimilasyon modelinin tam tersidir. Kültürel çeşitlilik değerli ve korunmaya değer bir olgudur. Çokkültürlü toplum, bireyleri sadece baskın kültürde sosyalleşmeye teşvik eder.
14
Çokkültürcülük, insanların aynı olduklarından hareketle değil, farklılıklarına duymaları gereken saygıya dayalı olarak birbirlerine anlayış gösterip etkileşim içinde olmalarını amaçlamaktadır. Çokkültürcülük daha az gelişmiş ülkelerden Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın gelişmiş ülkelerine yönelmiş durumda olan son göç dalgası gerçeğini yansıtmaktadır. Çokkültürcülük küreselleşmeyle yakından ilgilidir. Dünyanın hemen hemen her bölgesi, özellikle de demokratik Batı ülkeleri küreselleşmenin bir sonucu olarak, etnik bir canlanmaya tanıklık etmektedir.
15
Önyargı ve Ayrımcılık Etnik çatışmalar genellikle önyargı ve ayrımcılıktan kaynaklanır. Önyargı: Belirli bir kesimin sergilediği davranışlar, sahip olduğu değerler, yetenekler veya özellikler yüzünden değersizleştirilmesi demektir. Kalıp Yargılar: Belirli bir kesimin ne tür insanlar olduğuna yönelik genellikle olumsuz sabit fikirlerdir. Ayrımcılık ise belirli bir kesime ya da bu kesime mensup bireylere zarar veren politika ya da uygulamalardır.
16
Etnik dışlama politikaları, kültürel açıdan farklı toplulukların ülkeden çıkarılmasını amaçlar.
Sınırdışı etme politikaları, zulüm veya savaştan kaçmak amacıyla bir ülkeyi terk etmek zorunda kalan ya da terk etmeyi tercih eden insanları, yani mülteciler yaratır. Mülteci: Zulüm ya da savaştan kaçmak amacıyla ülkesini terk eden insanlar
17
Yararlanılan Kaynak: Kottak, C. P. (2014)
Yararlanılan Kaynak: Kottak, C. P. (2014). Antropoloji: İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış. İstanbul: Deki Yayınevi
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.