Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TÜRKLERİN İSLÂMİYET’İ KABULÜ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TÜRKLERİN İSLÂMİYET’İ KABULÜ"— Sunum transkripti:

1 TÜRKLERİN İSLÂMİYET’İ KABULÜ

2 TÜRKLERİN İSLÂMİYET’İ KABULÜ
Ünitede Ele Alınan Konular Abbasîler Döneminde İlişkiler (Dostluk Safhası) Talas Sonrası (Hizmet Safhası) Türklerin İslâm Dinini Kabulleri Emevîler Döneminde İslâm’ın Kabulü Abbasîler Döneminde İslâm’ın Kabulü İslâm Tarihinde Türklerin Yeri

3 Türklerle Arapların İlişkileri
Talas Sonrası (Hizmet Safhası) Abbasîler Emevîlerden Pirene dağlarından Türkistan’a, Kafkaslar’dan Hint Okyanusu’na ve Büyük Sahra içlerine kadar ulaşan çok geniş bir ülke devralmışlardı. Bu sınırlar daha sonra da genişletilmiştir. Fakat Abbasîlerin başından itibaren görülen genişlemede artık Arapların rolü, büyük çapta belirleyici olmaktan çıkmıştır. Dikkatimizi Türk ülkelerine çevirecek olursak şunu görürüz: Türk topraklarıyla her türlü ilişki, Müslüman Araplarca değil, doğu bölgesinde ortaya çıkan devletler vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir ki bu alanda Sâmânîler ( ) öncelikle hatırlanmak durumundadırlar. Müslüman Araplarla Türkler arasında doğrudan savaşların olmadığı bu devreyi Hizmet Safhası olarak isimlendirebiliriz. Bu devrede çok sayıda Türk, asker veya başka nitelikleri dolayısıyla İslâm Devleti’nin hizmetine girmiş, başta başkent olmak üzere geniş ülkenin değişik yörelerinde yerleşmiştir.

4 Türklerle Arapların İlişkileri
Türk nüfuzunun oluşmasında rolleri bulunanlar Sûl Ailesi Hammad et-Türkî Züheyr et-Türkî Mübarek et-Türkî Yahya b. Daud el-Hursî Ebu Süleym Ferec el-Hâdim et-Türkî Afşin Haydar b. Kavus Eşnas İnak et-Türkî Boğa el-Kebîr et-Türkî Boğa es-Sağîr et-Türkî Vasîf et-Türkî

5 Türklerle Arapların İlişkileri
Askerlik hizmeti dışında görev yapan Türkler Mısır valiliği : Eşnas et-Türkî, İnak et-Türkî (Yemen, Kufe, Hicaz , Mekke ve Medine valiliği de), Feth b. Hakan b. Urtuc et-Türkî, Ahmed b. Muzâhim… Suriye ve Sugur valiliği: Eşnas, Boğa el-Kebîr et-Türkî, Feth b. Hakan b. Urtuc et-Türkî, Nurşî b. Tâcbek et-Türkî, Âmâcur et-Türkî, Ali, ÂsÂtekin, Mancûr… Azerbaycan, Ermeniye ve Horasan (Doğu vilayetleri) valiliği: Afşin, İnak, Boğa el-Kebîr, Boğa es-Sağîr, Tekin el-Buhari, Ağartmış et-Türkî… Vezaret görevi: Ubeydullah Yahya b. Hakan, oğlu Muhammed ve torunu Abdullah, Otamış… Hâciblik görevi: Vasîf, Sima ed-Dımeşkî, Eşnas, İnak, Boğa es-Sağîr, Otamış... Halifenin yakın dostu: Feth b. Hakan (Mütevekkil)

6 Türklerin İslâm Dinini Kabulleri
Türklerin İslâmiyet’i kabulüyle ilgili olarak yapılan çalışmalarda genelde din değiştirmenin mahiyeti üzerinde yeterince durulmadığı görülmektedir. İster ferdî, isterse topluca olsun, din değiştirme, hayatta karşılaşılabilecek en önemli olaylardan biridir. Bilindiği gibi girilecek din İslâm olduğunda bu kabul yani din değiştirme için ihtida terimi kullanılmaktadır. Birden fazla ilim dalının mensuplarınca muhtelif yönleriyle değerlendirilmek durumunda olan ihtida, değişik şekil ve şartlarda gerçekleşen ve farklı neticeler ortaya çıkaran son derece karmaşık yapıya sahip bir gelişmedir. Bizim kanaatimize göre, Türklerin İslâmiyet’i kabulleri meselesi gündeme geldiğinde önceliğin, ihtidanın anlaşılması/anlatılmasına verilmesinin gerektiğidir.

7 İslâm Tarihinde Türklerin Yeri
Bilindiği gibi Türklerin büyük topluluklar halinde İslâmiyet’i kabul ettikleri ve ilk Türk-İslâm devletlerinin kurulmaya başladığı X. yüzyıl, İslâm medeniyetinin zirveye ulaşıp, durgunluk içerisine girdiği bir devredir. İslâm Devleti çok geniş sınırlara ulaşmıştır. Buna karşılık devletin, bu sınırları koruyacak, ülke içerisindeki asayiş ve düzeni sağlarken, aynı zamanda da yeni toprakları Müslümanların hizmetine açacak taze kuvvetlere ihtiyacı vardır. Çünkü Arap ve İranlı unsurlar artık enerjilerini büyük ölçüde kaybetmiş durumdadırlar. İşte İslâm’ı kabul eden Türkler bütün bu ve İslâm’ın ihtiyaç duyduğu diğer hizmetleri üstlenmişlerdir. Nitekim l058’de halife Kâim-Biemrillah Bağdat’ta yapılan bir törenle bu hususu resmîleştirmiş, bu çerçevede Tuğrul Bey’e önemli görevler vermiştir. Böylece Hz. Peygamber dönemini bir kenara bırakacak olursak, 632’de Hulefâ-i Râşidîn ile başlayan ve 426 sene süren Arap dönemi sona ermiş ve İslâm Tarihi’nde hilâfetin kaldırıldığı l924’e kadar 866 sene sürecek Türk devri başlamıştır. Bu devre de kendi içerisinde ikiye ayrılabilir. 1517’ye kadar süren 459 yıllık birinci devre cismanî hakimiyetin, bu tarihten hilâfetin kaldırıldığı 1924’e kadar süren 407 yıllık ikinci devre ise, hem dinî ve hem de dünyevî hakimiyetin Müslüman Türklerin elinde bulunduğu dönemdir.

8 GÖZDEN GEÇİR Türkler ve Türk Tarihinin bilinen en eski zamanları hakkında özlü bir değerlendirme yapınız? • Din değiştirme konusunda neler biliyorsunuz? Sizce bu konunun bilinmesi Türklerin İslâmiyet’i kabulleri açısından ne gibi bir öneme sahiptir? • Türkler İslâm öncesinde hangi dinlere intisap etmişlerdir? • Araplarla Türklerin İslâm öncesi dönemdeki ilişkilerini açıklayınız? • Hz. Peygamber döneminde Arapların Türklerle ilgili bilgilerini anlatınız? • Emevîler döneminde Müslüman Araplarla Türkler arasındaki ilişkileri belirtiniz? • Talas Savaşı’nın Türk, İslâm ve dünya tarihleri açısından neler ifade ettiğini açıklayınız? • Kâğıdın Çin’de başlayıp Talas Savaşı sonrasında İslâm ülkelerine yayılan macerasını ve bu durumun İslâm ülkelerinde ortayı çıkardığı değişim ve gelişimi anlatınız?

9 GÖZDEN GEÇİR Türkler İslâm dinini kadim dinlerine olan yakınlığı dolayısıyla kolayca kabul etmişlerdir, görüşünü tartışınız? • Türkler İslâm dinini silah zoruyla kabul etmişlerdir görüşünü tartışınız? • Emevîler döneminde Türkler arasında İslâm’ın kabulü konusu çok yönlü olarak tartışınız? • Abbasîler döneminde Türkler arasında İslâm’ın kabulü konusu çok yönlü olarak tartışınız? • Müslüman Türklerin İslâm medeniyetindeki mevkîlerinin özlü bir değerlendirmesini yapınız?


"TÜRKLERİN İSLÂMİYET’İ KABULÜ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları