Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
SÖZCÜKTE ANLAM HAZIRLAYAN: İ BAD İ YE TOK
2
S Ö ZC Ü KTE ANLAM S Ö ZC Ü KTE ANLAM Ö ZELL İ KLER İ GER Ç EK(TEMEL) ANLAM TER İ M ANLAM MECAZ ANLAM YAN ANLAM S Ö ZC Ü KLER ARASI ANLAM İ L İŞ K İ LER İ EŞ ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER YAKIN ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER GENEL VE Ö ZEL ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER SOMUT VE SOYUT ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER N İ TEL VE N İ CEL ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER EŞ SESL İ (SESTEŞ) S Ö ZC Ü KLER ZIT ANLAMLI S Ö ZC Ü KLER S Ö Z Ö BEKLER İ Ö ZDEY İŞ LER (VEC İ ZELER) ATAS Ö ZLER İ DEY İ MLER İ K İ LEMELER YANSIMA S Ö ZC Ü KLER
3
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELL İ KLER İ
4
GERÇEK (TEMEL) ANLAM Gerçek anlam, bir kelimenin aklımıza ilk gelen anlamıdır. Kelimelerin, sözlükte yer alan ilk anlamları da gerçek anlamlarıdır. Bu yüzden gerçek anlama, sözlük anlamı da denir.
5
ÖRNEKLER Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışarı baktım. o “Perde” kelimesini duydu ğ umuzda aklımıza ilk olarak “pencerelerin önüne takılıp ışı ğ ın girmesini engellemeye yarayan örtü” gelir. Bu cümlede “perde” sözcü ğ ü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldı ğ ından gerçek anlam taşımaktadır. Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı. o Koku kelimesini duydu ğ umuzda aklımıza ilk olarak “nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdı ğ ı duygu” gelir. Bu cümlede “koku” sözcü ğ ü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldı ğ ından dolayı gerçek anlam taşımaktadır.
6
Kör adama kimse yardım etmedi. o “Kör” kelimesini duydu ğ umuzda aklımıza ilk olarak “ görme engeli ” anlamı gelir. Bu cümlede “kör” sözcü ğ ü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldı ğ ından dolayı gerçek anlam taşımaktadır. Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi. o “ Boş ” kelimesini duydu ğ umuzda ilk olarak “ içinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan ” anlamı gelir. Bu cümlede “boş” sözcü ğ ü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldı ğ ından dolayı gerçek anlam taşımaktadır.
7
YAN ANLAM Bir sözcü ğ ün temel (gerçek) anlamından kopmadan kazandı ğ ı yeni anlamlara yan anlam denir. Sözcük, gerçek anlamından farklıdır; ancak gerçek anlamından tamamen kopmamı ş tır. Sözcüklerin yan anlam kazanmasında “gerçek anlamıyla görev, ş ekil (görünü ş ) benzerli ğ i veya yakı ş tırması” etkilidir.
8
ÖRNEKLER Çok zorlayınca kapının kolu kırıldı. o “Kol” kelimesinin gerçek anlamı en genel ifadeyle “insan uzvu”dur. Gövdemizin iki kenarında bulunur ve hareket ettirebiliriz. “Kapı kolu” da kapı gövdesinin iki kenarında bulunur ve hareket ettirilebilir. Dolayısıyla “kapı kolu” şekil ve işlev olarak insan koluna benzedi ğ i için yan anlam kazanmıştır. Bu kokuyu, annem de kullanır. o “ Koku ” sözcüğünün bu cümlede kullanılışı “ güzel kokmak için kullanılan esans ” anlamında kullanılmıştır. Bu sebepten dolayı yan anlam kazanmıştır.
9
Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor. o “Kör” sözcü ğ ünün bu cümlede kullanılışı “keskinli ğ i yeterli olmayan”dır. Bu sebepten dolayı yan anlam kazanmıştır. Bugün boşum, hiç işim yok. o “Boş” kelimesinin bu cümlede kullanışı “işi olmayan, işsiz”dir. Bu sebepten dolayı yan anlam kazanmıştır.
10
MECAZ ANLAM Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcü ğ ün gerçek anlamından tamamen uzakla ş arak kazandı ğ ı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.
11
ÖRNEKLER Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı. o “Yanmak” fiilini duydu ğ umuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “ateş almak, tutuşmak”tır. Bu cümlede ise “biletlerimiz yandı” sözüyle “biletlerin alev aldı ğ ı” anlatılmamaktadır. Burada “yanmak” fiili gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “geçerlili ğ ini yitirmek” anlamında kullanılmıştır. Ortalıkta savaş kokusu vardı. o “ Koku ” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdı ğ ı duygu”dur. Bu cümlede ise belirti, işaret anlamında kullanılmıştır. Gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmıştır.
12
Olaylara karşı kör ve sağırdır. o Kör kelimesini duydu ğ umuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “görme engeli”dir. Burada ise kör fiili gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “duyarlılı ğ ını yitirmek” anlamında kullanılmıştır. Boş sözlerle beni oyalamayın. o “Boş” kelimesini duydu ğ umuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “içinde, üzerinde hiçbir şey bulunmayan” dır. Burada ise boş kelimesi gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “bir işe yaramayan” anlamında kullanılmıştır.
13
TER İ M ANLAM Bir sözcü ğ ün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları kar ş ılı ğ ında kazandı ğ ı anlama terim anlam adı verilir.
14
Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler: Örnek Matematik: Do ğ al sayılar, kare, polinom… Tiyatro: Sahne, perde, kostüm… Müzik: Nota, akor, sol anahtarı… Co ğ rafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, bo ğ az… Resim: Portre, palet, tuval… Futbol: Taç, faul, gol…
15
Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişir. Örnek Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam) Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam) Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyece ğ iz. (Terim anlam) Do ğ ru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam) İ ki noktadan tek do ğ ru geçer. (Terim anlam) Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam) İ kizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)
16
Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir. Örnek Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi) Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
17
SÖZCÜKLER ARASI ANLAM İ L İŞ K İ LER İ
18
EŞ ANLAMLI KEL İ MELER E ş anlamlı kelimeler, yazılı ş ları ve okunu ş ları farklı olmasına ra ğ men aynı anlamı ta ş ıyan kelimelerdir. E ş anlamlı sözcükler birbirlerinin yerine kullanılabilir. E ş anlamlılık ço ğ unlukla Türkçe sözcüklerle dilimize yabancı dillerden girmi ş sözcükler arasındadır.
19
ÖRNEKLER siyah – kara cevap – yanıt kalp – yürek – gönül kelime – sözcük ileti – mesaj özgün – orijinal dil – lisan bellek – hafıza uygarlık – medeniyet al – kırmızı misafir – konuk fiil – eylem model – örnek ölçüt – kıstas – kriter belgegeçer – faks ilginç – enteresan varsıl – zengin yoksul – fakir
20
YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER Yazılı ş ı ve okunu ş u farklı olan, anlamda ş gibi göründü ğ ü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelere yakın anlamlı sözcükler (kelimeler) denir. Bunlar ço ğ unlukla Türkçe kelimelerdir.
21
ÖRNEKLER basmak – çi ğ nemek – ezmek tutmak – yakalamak korkak – çekingen saçmak – da ğ ıtmak dargın – küskün – kırgın tanıdık – bildik Çiçeklere bastı. Çiçekleri çi ğ nedi. Çiçekleri ezdi.
22
Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır. Örnek “Yasaları çi ğ nemek” sözcük grubunda mecaz anlamda kullanılan çi ğ nemek sözcü ğ üyle basmak veya ezmek sözcü ğ ü arasında yakın anlamlılıktan söz edilemez.
23
ZIT (KARŞIT) ANLAMLI KEL İ MELER Anlamca birbirinin kar ş ıtı olan, birbiriyle çeli ş en kelimelere zıt anlamlı kelimeler adı verilir. Türkçemizde her sözcü ğ ün e ş anlamlısı olmadı ğ ı gibi zıt anlamlısı da yoktur. Zıt anlamlı sözcükler genellikle nitelik veya nicelik bildiren sözcüklerde yani sıfat ve zarf özelli ğ indeki sözcüklerde bulunur.
24
ÖRNEKLER uzak ↔ yakın bulanık ↔ berrak kirli ↔ temiz ileri ↔ geri güzel ↔ çirkin iç ↔ dış so ğ uk ↔ sıcak sık ↔ seyrek iyimser ↔ kötümser inmek ↔ çıkmak sa ğ ↔ sol zengin ↔ fakir
25
Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün zıt anlamlısı değildir. gelmek – gelmemek (olumsuzu) gelmek – gitmek (zıt anlamlısı) kirli – kirsiz (olumsuzu) kirli – temiz (zıt anlamlısı) almak – almamak (olumsuzu) almak – vermek (zıt anlamlısı)
26
EŞ SESL İ (SESTEŞ) KEL İ MELER Yazılı ş ve okunu ş ları aynı olan; ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere e ş sesli (seste ş ) sözcükler denir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almı ş hâlde de olabilirler.
27
EŞ SESL İ KEL İ MELER SÖZCÜKANLAMI EŞ SESL İ S İ ANLAMI Yol Bir yerden bir yere ulaşmak için üzerinde yürüdü ğ ümüz yer… Yol-Çekip, koparmak… YüzÇehre, surat, sima…Yüz-Suda ilerlemek… El İ nsanın tutmaya ve iş görmeye yarayan organı… ElYabancı… BenKendim…BenYüzde çıkan siyah leke… Bo ğ az Boynun ön bölümü… Bo ğ az İ ki kara arasındaki kısım… CiltTen, deriCiltKitap kaplaması Çay Bir Türk içece ğ i ÇayKüçük nehir, ırmak Dal A ğ acın kollarından her biri Dal-(Suya) dalmak
28
ÖRNEKLER Dilimizde düzeltme i ş areti ( ^ ) olan sözcüklerde okunu ş ları, yazılı ş ları ve anlamları farklı oldu ğ u için seste ş lik özelli ğ i aranmaz. Hava so ğ uktu kar ya ğ ıyordu. Bu seneki kârımız iyi. ama – âma hala – hâlâ aşık – âşık adet – âdet yar – yâr
29
Bir sözcü ğ ün temel anlamıyla yan anlamı arasında seste ş lik özelli ğ i aranmaz. Çünkü bu tür sözcükler arasında anlam ba ğ lantısı kopmamı ş tır. Örnek Karabatak suya daldı. Uzmanlığını hangi dalda tamamladı? Bu cümlelerde dal sözcükleri birbirinin sesteşi değildir; çünkü birinci cümlede dal sözcüğü gerçek anlamıyla, ikinci cümlede dal sözcüğü ağacın bir organı olan dal sözcüğünün yan anlamıyla kullanılmıştır.
30
GENEL VE ÖZEL ANLAMLI KEL İ MELER Söyleni ş te tekil olmasına ra ğ men anlamca geni ş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı olan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir.
32
SOYUT VE SOMUT ANLAMLI KEL İ MELER
33
1.Somut Anlamlı Kelimeler Be ş duyu organımız olan göz, deri, kulak, dil ve burundan en az biriyle algılayabildi ğ imiz varlıkları kar ş ılayan sözcüklere “somut anlamlı sözcükler” denir. Bir ba ş ka deyi ş le elle tutup gözle görebildi ğ imiz, koklayıp tadabildi ğ imiz veya koklayabildi ğ imiz varlıkları kar ş ılayan kelimelerdir.
34
ÖRNEKLER Rüzgâr, ya ğ mur, so ğ uk, sıcak, ekşi, acı (tat), çiçek, gürültü, aydınlık, karanlık, mavi, koku, uzun, deniz… o Yukarıdaki kelimeler beş duyu organımızdan en az biriyle algılanabilir. Sıcak, so ğ uk, rüzgâr dokunmayla; gürültü işitmeyle; mavi, uzun, deniz, çiçek görmeyle algılanabilir. Bu yüzden bu sözcükler somuttur.
35
2.Soyut Anlamlı Kelimeler Be ş duyu organımızdan herhangi biriyle algılayamadı ğ ımız kavramları ifade eden sözcüklere “soyut anlamlı sözcükler” denir.
36
ÖRNEKLER Kin, iyilik, kötülük, nefret, kıskançlık, ayrılık, özlem, aşk, sevgi, acı (üzüntü), mutluluk, vicdan, umut, sevinç, keder… o Yukarıdaki kelimelerin hiçbiri beş duyu organımızla algılanamaz. Örne ğ in “nefret” dokunulabilen, görülebilen, duyulabilen, koklanabilen veya tadılabilen bir varlık de ğ ildir. Bu yüzden soyuttur. NOT:Somut anlamlı sözcüklerle soyut anlamlı sözcükler arasında do ğ rudan bir ilişki yoktur. Ancak aktarmaların temeli sayılan “somutlaştırma” olayında somut-soyut ilişkisi kurulmaktadır.
37
N İ TEL VE N İ CEL ANLAMLI KEL İ MELER 1. Nicel Anlamlı Kelimeler Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir. 2. Nitel Anlamlı Kelimeler Varlıkların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren; sayılamayan, ölçülemeyen bir değeri, özelliği ifade eden sözcüklere “nitel anlamlı sözcükler” denir.
38
1.N İ CEL ANLAMLI CÜMLELERE ÖRNEKLER2.N İ TEL ANLAMLI CÜMLELERE ÖRNEKLER Bu binadaki dairelerin oldukça geniş odaları var. Ekşi yo ğ urdu ayran yaparak de ğ erlendirebilirsin. A ğ acın uzun dallarını testereyle kestim. Annemin lezzetli yemekleri burnumda tütüyor. Okul, yüksek binaların arasında kalmış.Güleç yüzüyle çevresine neşe saçıyordu. Sırtında a ğ ır bir çantayla güç bela yürüyordu. Cimri insanların kimseye hayrı dokunmaz. İ şyerime yakın bir ev satın almak istiyorum. Okula yırtık ayakkabılarla gidiyordu.
39
DEY İ MLER Bir olayı, bir durumu, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için en az iki sözcü ğ ün bir araya gelmesiyle olu ş an ve ço ğ u zaman gerçek anlamdan uzakla ş ıp kendine özgü anlam kazanan kelime gruplarına deyim denir. Deyimler, hem yazılarımıza hem de konu ş malarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabilece ğ imiz bir durumu iki üç sözcükten olu ş an bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sa ğ lamı ş oluruz.
41
DEY İ MLER İ N ÖZELL İ KLER İ 1. Deyimler kalıpla ş mı ş sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine e ş anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri de ğ i ş tirilemez. Bu ş ekilde bir kullanım anlatım bozuklu ğ una yol açar. Sürahiden boşalırcasına ya ğ mak (Yanlış) Bardaktan boşalırcasına ya ğ mak (Do ğ ru) Suratından düşen bin parça (Yanlış) Yüzünden düşen bin parça (Do ğ ru)
42
2. Deyimler ş ahsa ve zamana göre çekimlenebilir. Ödevimi yapınca ö ğ retmenin gözüne girdim. (Ben) Ödevimizi yapınca ö ğ retmenin gözüne girdik. (Biz) Ödevini yapınca ö ğ retmenin gözüne girdi. (O)
43
3. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır. “Kök söktürmek” deyimi “bir bitkinin kökünü çıkarttırmak” de ğ il, “güçlük çıkarmak, u ğ raştırmak” anlamındadır. “Hapı yutmak” deyimi “ilaç içmek” de ğ il, “kötü duruma düşmek” anlamındadır.
44
4. Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır. Sır saklamak: Sırrı açıklamamak El sürmemek: De ğ memek, dokunmamak
45
5. Deyimler bir kavramı ya da bir durumu anlatmak için kullanılır. Ders verme amacı ta ş ımaz. Burun kıvırmak” deyimi, be ğ enmeyip küçümsemek anlamını içermektedir. Herhangi bir ders verme amacı taşımamaktadır.
46
6. Deyimler sözcük grubu ya da cümle ş eklinde bulunabilir. A ğ zı kulaklarına varmak (sözcük grubu) İğ ne atsan yere düşmez (cümle) İ çi içine sı ğ mamak (sözcük grubu) Ne tadı var ne tuzu (cümle)
47
ATASÖZLER İ Uzun gözlem ve deneyimler sonucu olu ş mu ş, bilgi ve ö ğ üt veren kalıpla ş mı ş sözlere atasözü denir.
48
ATASÖZLER İ N ÖZELL İ KLER İ 1. Atasözlerinin söyleyeni belli de ğ ildir, atasözleri halkın ortak malıdır.
49
2. Atasözleri kalıpla ş mı ş sözlerdir. Bu yüzden atasözünü olu ş turan sözcükler yerine ba ş ka sözcükler getirilemez, sözcüklerin sıralanı ş ında da de ğ i ş iklik yapılamaz. “Damlaya damlaya göl olur. ” atasözünde bulunan “göl” sözcü ğ ünün yerine “havuz” sözcü ğ ünü getiremeyiz. Sözcüklerin yerlerini de ğ iştirip “Göl damlaya damlaya olur.” da diyemeyiz. Atasözlerinin hepsi tamamlanmış bir yargı bildirir. Bu nedenle atasözleri cümle de ğ eri taşır.
50
3. Atasözlerinin birço ğ unda mecazlı bir söyleyi ş vardır. “Terzi kendi sökü ğ ünü dikemez ” atasözü, “ İ nsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.” anlamını taşır. Bu atasözünün terziyle, sökükle bir ilgisi yoktur.
51
4. Çok az da olsa gerçek anlam ta ş ıyan atasözleri de vardır. Dost ile ye, iç; alışveriş etme. Bugünün işini yarına bırakma.
52
5. Atasözlerinin bazıları aynı veya yakın anlamlıdır. Mum dibine ışık vermez. ↔ Terzi kendi sökü ğ ünü dikemez. Körle yatan şaşı kalkar. ↔ Üzüm üzüme baka baka kararır. ↔ İ sin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.
53
6. Atasözlerinin bazıları zıt anlamlıdır. Fazla mal göz çıkarmaz. → Azıcık aşım, kaygısız başım. İ yilik eden iyilik bulur. → İ yilikten maraz do ğ ar.
54
ÖZDEY İ ŞLER (VEC İ ZELER) Bir dü ş ünceyi kısa ve özlü bir ş ekilde anlatan, bir veya birkaç cümleden olu ş an sözlere özdeyi ş (vecize) denir.
55
ÖRNEKLER Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabilece ğ i kadardır. (Mevlâna) Siz hiç bir sarrafın ba ğ ırdı ğ ını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar ba ğ ırmaz. Domatesçi, biberci ba ğ ırır da kuyumcu ba ğ ırmaz. Eskici ba ğ ırır ama antikacı ba ğ ırmaz. İ nsan ba ğ ırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. (Necip Fazıl Kısakürek)
56
Boş bir çuvalın ayakta durması zordur. (B. Franklin) Yaşlanmak bir da ğ a tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunlu ğ unuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. (I. Bergman)
57
YANSIMA SÖZCÜKLER Do ğ adaki cansız varlıkların, hayvanların, makinelerin çıkardı ğ ı seslerin taklit edilmesiyle olu ş an sözcüklere yansıma denir.
58
İ nsanlara Özgü Yansıma Sözcükler Hapşu: hapşırık, hapşırmak Horr: horultu, horlamak
59
Cansız Varlıklara Ait Yansıma Sözcükler Şırıl: şırıltı, şırıldamak Hışır: hışırtı, hışırdamak Gıcır: gıcırtı, gıcırdamak Çatır: çatırtı, çatırdamak
60
Makine Ve Araçlara Ait Yansıma Sözcükler Pat: patlamak Vın: vınlamak Zırr: zırıltı
61
Yansıma sözcükler ikileme görevinde de kullanılabilir. tıkır tıkır, çıt çıt, şırıl şırıl, fokur fokur…
62
İ K İ LEME Anlamı güçlendirmek amacıyla aynı kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla olu ş an sözcük grubuna ikileme denir.
63
Aynı Sözcüğün Tekrarlanmasıyla Oluşan İkilemeler: koşa koşa, a ğ ır a ğ ır, iri iri… Eş Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler: akıllı uslu, ses seda, güçlü kuvvetli, kılık kıyafet… Zıt Anlamlı Sözcüklerden Oluşan İkilemeler: ileri geri, az çok, er geç, bata çıka, büyük küçük…
64
Biri Anlamlı, Diğeri Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler: eski püskü, e ğ ri bü ğ rü, yarım yamalak, çer çöp… Her İkisi de Anlamsız Sözcükten Oluşan İkilemeler: ıvır zıvır, eften püften, mırın kırın… Yansımaların Tekrarıyla Oluşan İkilemeler: çat pat, kıs kıs, şırıl şırıl, patır kütür, horul horul…
65
İsim Tamlaması Şeklindeki İkilemeler: suyunun suyu, güzeller güzeli… Hâl (Durum) Eki Alarak Oluşan İkilemeler: baş başa, baştan başa, biz bize, dişe diş, günden güne… M Harfi Eklenerek Oluşturulan İkilemeler: Ev mev, şaka maka, para mara, kitap mitap, ders mers, iş miş…
66
İ kilemelerle tekrarlar birbirinden farklıdır. Tekrarlarda araya virgül girer; fakat ikilemelerin arasına hiçbir noktalama i ş areti girmez. Akşam, akşam, yine akşam… (Tekrar) Akşam akşam nereden çıktı bu maç. (İkileme)
67
HADİ BAKALIM DİNLEDİYSENİZ ÇÖZERSİNİZ!!!
68
Toz içinde yüzen kitaplara yazık oluyordu. o YAN ANLAM Buradaki küçük gölde çocuklar her sabah yüzerdi. o GERÇEK ANLAM Uzun zamandan beri borç içinde yüzüyordu. o MECAZ ANLAM Bırak bu ayakları. o MECAZ ANLAM Aya ğ ım a ğ rıyor. o GERÇEK ANLAM
69
Masanın aya ğ ı kırılmış. o YAN ANLAM Aya ğ ı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur. o TER İ M ANLAM Çocu ğ un a ğ zında bir şey vardı. o GERÇEK ANLAM Bıça ğ ın a ğ zı keskin de ğ ildi. o YAN ANLAM O, kimseye a ğ ız açtırmadı. o MECAZ ANLAM
70
1. ”Elindekiyle yetinmeye,kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmak” anlamına gelen deyim aşağıdakilerden hangisidir? A)Kendine gelmek B)Kendi yağıyla kavrulmak C)Kendini ağır satmak D)Kendini dev aynasında görmek o CEVAP: B
71
2. Sorma bu çehre neden günden güne süzülür. Bu diziye altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir? A)Buradaki yalnızlığım gittikçe artıyor. B)Yaşlı adam her gün bu sokaktan geçerdi. C)Zaman zaman bu konuyla ilgili haberler de çıkıyor. D)Okula yakın oturan teyzemlere sık sık gidiyorum. o CEVAP: A
72
CEVAP: C
73
CEVAP: A
74
CEVAP: D
75
CEVAP: C
76
7. * Bu havalar bana dokunur. * Bana dokunma da ne yaparsan yap. * Belki bir yardımım dokunurdu. * Ellerin kirliyse koltuğa dokunma. Yukarıdaki cümlelerde "dokunmak" sözcüğü kaç farklı anlamda kullanılmıştır? A)1 B) 2 C) 3 D) 4 o CEVAP: D
77
8. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamıyla kullanılmıştır? A) Onun yüzsüzlüğünü kabullenemedik. B) Evdeki keskin koku midesini bulandırmış. C) Boş bardakları makineye diz. D) Bu kara günler elbet geçecek. o CEVAP: C
78
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük kullanılmıştır? A) Bu bayram annesinin yanına gitmiş. B) Aldığı yeni ayna kırılmış. C) Şiirde kafiye kullanılmamış. D) Gelecek hafta size uğrarız. o CEVAP: C
79
10. “Çiğdem neredeyse merdivenden düşecekmiş.” cümlesindeki altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam hangi şıkta verilmiştir? A) Yıllar önce Ankara’ya taşınmışlar. B) Adana’nın kebabı çok güzeldir. C) Az kalsın çantamı evde unutuyordum. D) Herhalde on dakika önce buradan geçti. o CEVAP: C
80
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER!!!
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.