Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanMehmet Ayhan Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemidir.
2
organik tarıma ihtiyaç duyulduğu zamandan başlayarak bugüne dek organik tarım yaygınlaşmıştır. Bunun başlıca sebebi organik ürünlerin insan sağlığına ve organik tarımın çevreye olumlu etkisidir. Tüketiciler mümkün olduğunca organik ürün tüketmek istemelerine rağmen organik tarımın klasik tarıma kıyasla küçük payda kalmasının da bir çok sebepleri vardır. Organik tarımın olumlu etkilerini ve organik tarıma geçebilmenin kolay taraflarını organik tarımın avantajları; klasik tarıma baskın çıkamama sebeplerini de dezavantajları olarak inceleyelim.
3
ORGANİK TARIMIN AVANTAJLARI
4
1.Sentetik Kimyasallar, gerek üretim, gerek kullanım aşamasında, gerekse kullanım sonrasında, dünyadaki çevre kirliliği, ekoloji ve canlı sağlığı üzerindeki tehdidin önde gelen sorumlularındandırlar. Organik tarımda sentetik kimyasallar kesinlikle kullanılmazlar. Bu sayede çevreye verdikleri zarar önlenmiş olur. Ayrıca Türkiye de sentetik kimyasallar maliyetleri ve çevreye verdikleri zararlar nedeni ile çok kullanılmamaktadır. Bu durum da ülkemizde organik tarıma geçişi kolaylaştırıcı unsurlardan biridir.
5
2. Üreticinin geliri ürüne bağlı olarak ortalama % artmaktadır tarih ve sayılı resmi gazetede yayımlanan “Bitkisel Üretimle İlişkili Olarak, Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına İlişkin Tebliğ” ile organik tarım üreticilerine doğrudan gelir desteğine ilave olarak dekara 3 TL ek destek ödenmesi sağlanmıştır. Bu kapsamda 2005 yılı için üretici TL , 2006 yılı için de üretici TL ilave destekten yararlandırılmıştır yılı için dekar başına 5 TL ilave doğrudan gelir desteği ödenmesi yapılarak 1615 üretici 653,732TL ilave destekten yararlandırılmıştır.
6
Pestisit kullanımının zararları;
3.Fiyatı hızla artan pestisit, kimyasal gübre ve enerji girdilerinden tasarruf edilmektedir. Maliyet dışında önemli bir diğer husus da şüphesiz pestisit ve kimyasal gübrenin çevreye verdikleri zarardır. Pestisit kullanımının zararları; Mesleki olmayan zehirlenmeler: ürünlerde pestisit kalıntısı ya da yanlış/fazla pestisit kullanımı tüketicilerde akut ya da kronik zehirlenmelere sebep olabilir. Mesleki maruziyet ve zehirlenmeler : pestisitlerin yapısına göre farklı belirtiler gösteren zehirlenmeler ya da endüstri kazası sonucunda oluşan pestisit zehirlenmeleri. Çevreye olan etkileri : Pestisitler kullanıldıkları yerlerde toprağı, suyu kirlettikleri gibi, bulundukları yerlerden biyolojik ve fiziksel yollarla çok uzak bölgelere kadar taşınmaktadırlar.
7
Kimyasal gübre kullanımın zararları; Tuz konsantrasyonun yükselmesine,
Toprağın suyu içme ve tutma özelliğinin yok olmasına, Mikroorganizma faaliyetlerinin azalmasına, Yeraltı suyunun kirlenmesine, Kimyasal olarak verilen gübrelerin topraktan çabucak yıkanmasına, Verim ve elde edilen ürünün kalitesinin düşmesine, Erozyonla toprak kaybına, Gelecek nesillerde şimdi olduğu gibi kanser görülme olaylarının hızla artmasına sebep olmaktadır.
8
4. Sözleşmeli tarım ile üreticinin tüm ürününün alınması garanti edilmektedir. Üretici organik tarım koşullarını ihlal etmediği sürece ürüne alıcı bulmak için zaman ve enerji harcamayacaktır. Ayrıca ekolojik ürünlerin ihraç fiyatları diğer ürünlerden %10-20 daha fazla olması da üretici açısından büyük avantaj ve organik tarım için teşvik unsurudur.
9
5. Organik ürünlerin ihracatı ile Türkiye tarım ürünleri için ilave bir kapasite yaratılmaktadır. Dolayısıyla ihraç edilen her ton daha önce ulaşılamayan tüketici kitlesine gitmektedir. Türkiye’de en çok organik incir, pamuk, kuru üzüm ihracatı yapılmaktadır. Antep fıstığı, nohut, domates, turunçgiller gibi organik ürünler de yurtdışına satılmaktadır. Türkiye'den en çok organik ürün alan ülke Almanya’dır. Fransa, ABD, Hollanda ve El Salvador da en çok ihracat yapılan ülkeler arasındadır. Bunların dışında Güney Kore'den Avustralya'ya kadar birçok ülke de Türkiye'den organik ürün ithal etmektedir.
10
Kontrol Organlarının Belirlenmesi
6. Özel bilgi isteyen organik tarım modeli ziraat mühendisleri için yeni istihdam sahaları yaratmaktadır. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin ekolojik koşullarda üretilmesine ilişkin yönetmeliğin 3. kısmı 1. bölümünde; Kontrol Organlarının Belirlenmesi Madde 12 - Bakanlık tarafından, kontrol sisteminde yer alacak kuruluşlara izin verilirken; Ekolojik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin tavsiye kararları, ilgili kuruluşların personel durumu, idari ve teknik yeterlilikleri, kontrol tecrübeleri ve güvenilirlikleri gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Ayrıca kontrol sisteminde çalışacak yabancı kontrol kuruluşlarına izin verilmesinde, bu kuruluşların kontrol işinde görevlendirmek üzere en az bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ziraat mühendisini istihdam etmeleri şartı aranır. Kontrol ve danışmanlık hizmetleri birbirinden kesinlikle ayrılır.
11
ORGANİK TARIMIN DEZAVANTAJLARI
12
1.Türkiye‟de tarımsal ürün arzında yıldan yıla önemli dalgalanmalar görülmektedir. Hızla artıp gençleşen nüfus, tüketim düzeyinin ve çeşitliliğinin sürekli artması ve çevredeki ülkelerin hemen hepsinin tarımsal ürün talep eden özellikleri sebebiyle organik tarımın (verimde meydana gelebilecek azalma nedeniyle) kısa vadede gelişmesi zor görünmektedir.
13
En büyük sorun , organik tarımın artan dünya nüfusu için yeterli olup olmayacağıdır . Bu durum da 1789 yılında makro ekonomist Thomas Robert Malthus tarafından öngörülmüştür. Çalışmasına göre uygun şartlarda herhangi bir popülasyon, besin maddelerinin artışından daha hızlı bir oranda artar ve böylece zamanla kişi başına düşen besin miktarı azalır. Bu fikrinin temeli şudur: uygun şartlarda herhangi bir kısıtlayıcı faktör (salgın vb.) yoksa popülasyon geometrik dizi biçiminde artar (2, 4, 8, 16, 32, 64, ...), oysa besin maddeleri aritmetik dizi biçiminde artar (1, 2, 3, 4, 5, 6, ...). Bu durum da kitlesel açlığa yol açar.
14
2.Organik tarım yöntemiyle bitkisel üretimde ortaya çıkan bir sorun, arazilerin çok küçük, parçalı ve birbirine yakın olmasıdır. Bu durum organik üretimi olumsuz yönde etkiler. Çünkü organik üretim yapan bir işletmenin çevrede üretim yapan diğer işletmelerde kullanılan kimyasallardan etkilenmemesi mümkün değildir.
15
3. Ekolojik tarım sisteminde yetiştirilen ürünlerin pazarlanması özellikle iç piyasa için yeni ve belirsiz bir konudur.
16
4.Konunun yeni olması nedeniyle yeterli tarımsal yayım çalışmaları ve eleman bulunmaması da muhtemel dezavantajlardan birisidir. Ancak yapılan organik tarım projelerinde yayım çalışmalarına da büyük önem verilmekte ve yayım elemanları yetiştirilmesinin önemi vurgulanmaktadır. Yayım elemanları eğitimi ile bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır.
17
Görüldüğü gibi organik tarımın çevre ve insan sağlığı açısından avantajları , dezavantajlarına baskın çıkmaktadır. Organik tarımın dezavantajları diye bahsettiğimiz konular (nüfus artışı dışında) klasik tarımın sürekli kullanılmasından kaynaklanan teknik sorunlardır. Bu sorunlar organik tarıma geçişi zorlaştırır. Fakat organik tarıma yaygınlaştığında tüm bu sorunlar ortadan kalkacak ve piyasası belirgin, arazileri düzgün , gerektiği kadar yayım elemanlarına sahip , ekolojik dengeyi bozmayan organik tarım var olacak ve insan sağlığını bozmayan organik tarım ürünleri tüketilecektir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.