Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
İLYAS AKKAYA HAZIRLAMIŞTIR
İSRAF VE SAVURGANLIK İLYAS AKKAYA HAZIRLAMIŞTIR
2
İslam dini israfın bütün olumsuz yönlerini ortaya koyduktan sonra yasaklamış ve haram kılmıştır.
Kur’an-ı Kerim israf konusuna bütün yönleriyle değinerek ayetlerde ortaya koymaktadır. وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً اِلٰى عُنُقِكَ وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَحْسُورًا Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın. İsra, 17/29
3
Bu fotoğraf israfın genel sonucunu ortaya koymaktadır.
4
Zenginlerin daha rahat yaşama uğruna sömürdüğü kara kıtada çocuklar karınlarını doyurabilmek için böcek arayorlar. Bu refah düşkünlüğü neticesinde insanlığın geldiği boyutu göstermesi açısından çok dikkate şayan bir fotoğraftır.
5
يَا بَنٖى اٰدَمَ خُذُوا زٖينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفٖينَ Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. Araf, 7/31
6
فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُونِ
وَلَا تُطٖيعُوا اَمْرَ الْمُسْرِفٖينَ Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin." şuara, 26/
7
İSRAF VE SAVURGANLIK İsraf ve savurganlık konusunun iyi anlaşılabilmesi için konu ile ilgili bazı kavramları bilmemiz gerekmektedir. İSRAF: Sözlükte aşırı gitmek, gafil ve cahil olmak, yanılmak gibi anlamlara gelir. İsraf, dini bir kavram olarak, insanın sahip bulunduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesi demektir SAVURGANLIK: Sözlükte çok ve aşırı para harcayan, müsrif anlamına gelmektedir. CİMRİLİK: Sözlükte pintilik, hasislik anlamında kullanılmaktadır. TASARRUF: Sözlükte bir işin içine girip idare etmek, halden hale sokmak, çalışıp kazanmak manalarına gelir. İKTİSAT: Sözlükte aşırılıktan uzak orta yolda olmak, doğru yolda olmak, bir şeye yönelmek anlamlarına gelmektedir.
8
İsraf ve savurganlığın sonuç itibarı ile zararlarına değinecek olur isek bunları şu şekilde sıralayabiliriz. Bireysel anlamda zararları Toplumsal anlamda zararları Dünya genelinde zararları Konumuzla ilgili bu anlam ve detaylardan da anlaşılacağı üzere israf, sonuç itibarı ile bireyler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu olumsuzluğun etkisi ise bireylerin ve toplumların yaptıkları israfın boyutuyla doğru orantılıdır. İsraf içerisinde olan bireyler, ürettiklerinden fazla harcayanlar zaman içerisinde başkalarına muhtaç hale gelirler.
9
Bireylerinin çoğunluğu israf içerisinde olanlar veya yöneticilerinin israf içerisinde olduğu toplumlarda zaman içerisinde başka toplumlara muhtaç hale gelirler. insanlar kendileri için sınırlı olan dünya nimetlerini hoyratça harcarlarsa gelecek kuşaklar için yaşanamaz bir dünya bırakmış olurlar. Bu durumda israfın küresel boyutunu ve de en tehlikeli durumunu işaret eder. Konunun dini, sosyal ve kültürel boyutları ile bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir.
10
“. Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir
“...Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır siz (müsrif) (aşırı giden) bir kavimsiniz.” (Yasin sûresi, 36/19.) Yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz. Ancak kibirlenmeyin ve israf etmeyin. Şüphesiz Allah (c.c.) nimetinin eserini (görüntüsünü) kulunun üzerinde görmek ister.” (Buhari, Libas/1; İbnu Mace, Libas/23.) Bu ayet ve hadisler bize göstermiştir ki;israf içerisinde olan bireyler ve toplumlar ne kadar üretirlerse üretsinler, ürettiklerinden bir şey biriktiremezler. İslam ise, insanoğlunun yeme, içme ve harcama hatta yaşantısındaki bütün yönlerde dengeli davranmasını istemiştir. Bu durum Kur’an da şu şekilde ifade edilmektedir. “Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür.” 17/26,27
11
İsrafın zıddı olan tasarruf konusunu iyi kavramamız gerekmektedir.
Tasarruf üretilen ve mevcut olan her şeyi yerli yerinde harcamaktır. Üretimde değil tüketimde (harcamada) tasarruf olur diyen ne kadar doğru söylemiştir. Basit tasarruf örnekleri vermemiz gerekirse: Musluklardan gereğinden fazla su akıtmasak Gereğinden fazla lamba yakmasak Gereğinden fazla kağıt kullanmasak Zamanı boşa harcamayıp üretime dönüştürsek vs. vs. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
12
BİR SAVAŞIN BEDELİ: 1991 yılında meydana gelen Körfez Savaşı’nın bir günlük maliyeti ile çocuğun 2,7 yıllık süt ihtiyacının karşılanabileceğini… Bu savaşın 30 günlük savaş gideri ile insanın 4 yıllık ekmek ihtiyacının giderilebileceğini… 1 adet Steath avcı uçağının bedeli ile kitap alınabileceğini… Ve 1 adet patroit füzesi ile adet fidan dikildiğini…
13
“1946 yılı, Karadeniz’deyiz. Kaptanımız Fehmi Reis
“1946 yılı, Karadeniz’deyiz. Kaptanımız Fehmi Reis. Tayfalar çilekeş köylünün saf ve yüksek ruhlu çocukları. Balık avcısı olmaktan ziyade Fehmi Reis’in leventleri. Yarının Cumhuriyet öğretmenleri, yani benim gibiler. Reis bize “önce balık kültürü alacaksınız, sonra avlanacak, beslenecek, besleyeceksiniz. Bu işi yaparken de denizi kirletmeyecek ve çöle çevirmeyeceksiniz. Çünkü yarınlar bizimdir. Kaş yaparken göz çıkarmayacaksınız” derdi.” Yusuf AYTİN, Öylemi Uşağum. Sh. 62 Trabzon 2008 Bizler bırakalım denizi karaları bile çölleştirdik. Ne için? Daha iyi ve müreffeh yaşayabilmek uğruna.
14
1992 James Nachtwey, ABD Somali'de bir anne, kıtlık sonucu ölen çocuğunun cansız bedenini kaldırıyor
15
Bütün dinlerin israfı yasaklamasına rağmen, bugün geldiğimiz noktada bütün dünyada israf had safhaya ulaşmıştır. Bu sadece bugünün problemi değil geçmişten birikerek gelen bir problemdir. Bugün bir taraftan dünya çölleşmesin diye mücadele edilirken, diğer taraftan dünyanın çölleşmesine neden olacak icraatlar hız kesmeden devam etmektedir. Somali’de insanlar günlük bütün su ihtiyaçlarını bir litre su ile karşılarken, bir golf sahasına harcanan suyun hesabını da yapmak gerekmektedir. Karaların çölleşmesini önlemek için büyük mücadele verirken diğer taraftan denizleri bile çölleştirdiğimizin farkında olamadık.
16
Nüfusun yüzde 60'ı asil halktan, yüzde 40'ı köleden oluşuyordu
Nüfusun yüzde 60'ı asil halktan, yüzde 40'ı köleden oluşuyordu. Asiller müthiş bir zenginlik içindeydi. Rivayete göre önce yemek yer, daha sonra yediklerini kaz tüylerini kullanıp kusarlardı. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden sonuna kadar faydalanmaktı…Vezuv yanardağının külleri altında kalan pompei halkı
17
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Resûlullâh (s. a. v
Ümmü'l-mü'minîn Âişe Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu, dediği rivayet edilmiştir: Ev kadını, evinin taamından israf etmeyerek (örf ü âdete göre ailesine, misâfirlerine) infak ve ikram ettiğinde, bu infak ile me'cûr ve müsâb olur. Bu malı kazandığı cihetle de zevci, muhafaza ettiği için hizmetçisi bir o kadar sevap kazanır. Bunlardan bazısının ecr-ü sevabı, öbürlerinin sevabından hiç bir şey eksiltmez. 704 KİTÂBÜ'D-DA'AVÂT Hz. Peygamber'in duâları RESÛL-İ EKREM'İN EN ÇOK DUÂSI: (RABBENÂ ÂTİNÂ Fİ'D-DÜNYÂ HASENETEN VE Fİ'L-ÂHİRETİ HASENETEN) DU'ÂSI İDİ Ebû Mûsâ el-Eş'arî Rivâyete göre, Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem şöyle du'â ederdi: Allah'ım! Günâhımı, bilgisizliğimi, her işimde isrâf ımı ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı affeyle. Allah'ım! Lâtîfemi ve ciddî hâlimi, hatâmı ve dileyerek işlediğim günâhımı affeyle. İ'tirâf ederim ki, bu kusurların hepsi bende vardır. 2156
18
1980 Michael Wells, İngiltere Uganda'da açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk ve bir misyoner.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.