Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanSelim Başer Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
13. Hafta: Pax Americana Pax Americana küresel kapitalizmin savaş sonrası ihtiyaçlarına uygun olarak doğdu. Öncelikle Sovyet Sosyalizmi coğrafi ve siyasal olarak güçlenerek çıkmıştı savaştan ve güçlü bir ideolojik baskı yaratmaktaydı. Ayrıca Avrupa kapitalizmin üretken kapasitesinin önemli bir bölümü yok olmuştu. Sosyalizmin sınırlarını genişlettiği bu ortamda öncelikle Sosyalizmin sınırındaki kapitalist ülkelerde ekonomik çarkları yeniden işler hale getirmek gerekiyordu. Marshall yardımları ve Truman Doktrini bu amca hizmet ederken yeni sistemi de kurumsallaştırmaya başladılar. Kore savaşı ile açığa çıkan Soğuk Savaş ise bu kurumsallaşma çabalarına meşru temeli sağladı. Böylece Pax Americana birbiriyle bağlantılı iki amaca sahip olarak doğdu: 1) Küresel kapitalizmi ayakta duracak şekilde tamir etmek 2) Sovyet tehdidini kuşatmak ve alanını daraltmak.
2
Böylece aşağıda sıralanan temel unsurlara sahip bir küresel sistem inşa edildi.
Altına endekslenen dolar ve dolara endekslenen tüm ulusla paralar üstüne kurulu bir küresel ödemeler sistemi. Buradaki dengesizlikleri gidermek için Uluslararası Para Fonu (IMF) kuruldu. Avrupa ve çevre kapitalizminin yeniden yapılanma ve gelişme kapasitesine ket vurmayacak bir küresel kalkınma programı. Bunu gözetmek için Dünya Bankası Kuruldu. Bu küresel kalkınmayı destekleyecek kontrolü bir küresel ticaret sistemi. Bu sistem sabit döviz kuru sistemi üzerinden işletildi. Kur oynaklıklarına ve keyfi devalüasyonlara (II. Savaş öncesi dönemden kalma kötü hatıraların etkisiyle) izin verilmedi. ABD’nin kurumsallaştırdığı küresel savunma sistemi (NATO, CENTO vd.). Bu sistem aracılığıyla ABD başta sadece kendisinin üstlendiği koruma ve müdahale masraflarını gelişmiş kapitalist ülkeler arasında paylaştırmaya başladı. Ancak yükün çok büyük bir bölümü yine de ABD’ne düşmekteydi. Tüm bunlara eşlik eden uygun bir ideolojik formasyon. Gelişmiş ülkelerde bir Keynesyen anlaşma ve azgelişmişlerde egemen bir kapitalist kalkınma programı.
3
ABD: Sermaye Birikimi, Üretim malları üreten sektör, kitlesel tüketim
Böylece ABD aşağıdaki küresel sistemi empoze etmiş oldu. ABD: Sermaye Birikimi, Üretim malları üreten sektör, kitlesel tüketim Sermaye, üretim malları Sermaye, üretim malları Kâr , üretim malları Kâr , tüketim malları, temel girdiler Azgelişmiş Kapitalist Ülkeler: Sermaye Birikimi, Tüketim malları, ara malları ve girdi üretimi Diğer Gelişmiş Kapitalist Ülkeler: Sermaye Birikimi, Üretim Malları Üreten Sektör, Tüketim Malları Üreten Sektör Ara malları, üretim araçları, sermaye Kâr , tüketim malları, temel girdiler, insan gücü
4
Bu sistem küresel kapitalizme «Kapitalizmin Altın Çağı» denilen dönemi yaşattı. Bu dönemde şu üçü birbirini besleyerek arttı: reel ücretler emek verimliliği ----kitlesel tüketim Ancak sitemin ayakta kalabilmesi ABD’nin üretim ve sermaye birikiminin baskın merkezi olmasına bağlıydı. Oysa Amerikan şirketleri 1960’ların başından itibaren özelikle Alman ve Japon firmalarının yoğun rekabetçi baskısına maruz kaldılar. Almanya ve Japonya özelikle 1950’lerin ikinci yarısından itibaren muazzam bir ekonomik canlanma yaşamaya başladılar. Bu da küresel kapitalizmde rekabetin artmasını ve ABD’nin ekonomik ayrıcalıklı konumunu giderek yitirmesini getirdi. Özellikle 1960’larda gelişmiş kapitalizm yüksek bir yatırım oranı ile üretken kapasiteyi hızla arttırdı. Ancak bu durum paradoksal olarak kâr oranları üzerinde bakı yarattı ve kâr oranları 1960’ların sonunda düşmeye başladı. Takip eden 1970’lerde pek çok gelişme (petrol krizleri, siyasi çalkantı…vb.) sistemin krize gittiğini kanıtlar nitelikteydi ’lerde kapitalizm krize küresel ölçekte bir neoliberal programla cevap verdi.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.