Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÖZÜRLÜLERİN SOSYO DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ (Ankara, 2004)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÖZÜRLÜLERİN SOSYO DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ (Ankara, 2004)"— Sunum transkripti:

1 ÖZÜRLÜLERİN SOSYO DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ (Ankara, 2004)
Ankara 112 Komuta Merkezi Çamlıca Sağlık Ocağı İçi 2.Kat 4.Cadde 8.Sokak No:2 Demetevler 06100 ANKARA Tel /3010 Faks: Ahmet Haki TÜRKDEMİR, Ersin ÖZEREN, Alpertan AÇAR ANKARA 112 ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ İL AMBULANS SERVİSİ BULGULAR: 3872 kişinin 3311’inin yaş ve cinsiyeti belirlenebilmiştir. Saptanan özürlülerin %65,1’i erkek, %23,0’ı 0-14 yaş grubu, %65’i yaş grubu, %8,5’i yaş grubu ve %3,5’i 65 yaş ve üzerindeki yaş grubundadır. Tüm yaş grubunda E/K oranı ortalama 1,9 olarak izlenmektedir. Özürlülüğün nedeni olarak üç ana gruba ayrılarak incelendiğinde %54,3’ü doğuştan gelen nedenler, %35,8’i hastalık kaynaklı ve %9,9’u kazalar sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. Doğuştan gelen nedenlerle gerçekleşen özürlüler 0-14 yaş grubunda (%35,8’i), kazalardan kaynaklı olanlar yaş grubunda (%79,9’u) ve hastalık kaynaklı olanlar ise orta yaşlar ve ileri yaşlarda daha ağırlıklı bulunmaktadır (15-49 yaş grubunda %69,3, yaş grubunda %11,9 ve 65+ yaş grubuna %6,3). Kazalardan kaynaklı özürlülük erkeklerde 3,02 kat daha fazla görülmektedir. Doğuştan gelen nedenlerden dolayı özürlülük yaşamın ilk yılında erkeklerde 6 kat fazla iken hızla azalarak 1,5 kata kadar düşmekte ve ardından 1,5-2 kat dolayında seyretmektedir. Hastalık nedenli özürlülük 0-14 yaşlarında 1-1,5 kat erkekler aleyhine iken, orta yaşlarda 2-3 kat düzeyinde seyretmekte, ortalamada 1,7 kat erkekler aleyhine olduğu görülmektedir. Kazalarda ise tüm yaş gruplarında 3,4 kat erkekler aleyhine olmakla birlikte yaşlarında 6-8 kat erkekler aleyhine fazla görülmektedir. Erkeklerin %56,4’ü bağımlı iken, kadınlarda bağımlılık oranı %63,6’dır. Özürlülük gruplarına göre bakıldığında vakaların %33,3’ü ortopedik özürlü, %31,2’si zeka özürlü, %14,0’ü görme özürlü, %8,1’i kronik hastalığa bağlı özürlüdür. Cinsiyete göre özürlülük grupları değerlendirildiğinde görme özürü erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görülmektedir(p:0,000). Buna karşılık kadınlarda en çok görülen özür grubu zeka özürü olarak (%34,8) ortaya çıkmaktadır. Zihinsel özürlülük kadınlar ve erkeklerde 1-20 yaş gruplarında yığılmakta, erkeklerde 40 yaş üzerinde oldukça azalmakta ve 55 yaş üzerinde saptanamamaktadır. Kadınlarda ise 55 yaştan itibaren azalmakta tüm yaş gruplarında çok azalmakla birlikte yaşamda kalabilmektedir. Kronik hastalıklara bağlı özürlüler grubu orta yaşlarda birikmektedir. Ortopedik özürlüler grubu 1 yaşından itibaren her yaş grubunda görülebilmektedir. İşitme özürü kadınlarda 5-30, erkeklerde yaş gruplarında yüksek düzeylerde görülmektedir (%10 ve üzeri). Görme özürü de yine kadınlarda daha erken yaşlarda (10-40 yaş grubu, erkeklerde yaş grubu) görülmektedir. Paraplejik vakalar ise her yaş grubunda görülebilmekle birlikte, her iki cinsiyette de ileri yaşlarda daha sık görülmektedir (kadınlarda 65+ ve erkeklerde 70+ grubu). Özürlülerin %16,4’ünde ikinci bir özür daha bulunmaktadır. Ortopedik özürlülerde bu oran %24’e kadar çıkmaktadır. AMAÇ: Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından 11Eylül2004-6Mayıs2005 tarihlerinde yaptırılan bir toplum taramasının verileri değerlendirilerek sosyo-ekonomik durumları belirlenmeye çalışılmıştır. YÖNTEM: Toplum taraması sırasında saptanan 3872 özürlü ailesine bulundukları hanede uygulanan anket sonuçları bilgisayar ortamına girilerek, düzenlenmiş, standardize edilmiş, SPSS programı ile değerlendirilmeye hazır hale getirilerek, tanımlayıcı bir çalışma olarak hazırlanmıştır. Gereken yerlerde ki-kare ve one-way ANOVA testleri uygulanmıştır. SONUÇ: Bu çalışmada özürlülerin sosyo-demografik özellikleri belirlenmiş, yaş ve cinsiyete göre değişimleri değerlendirilmiştir. Kazaları engelleyebildiğimizde toplumdaki özürlü oranını %10 azaltma olanağı doğabileceği gibi, hastalık kaynaklarının kontrolü sağlandığında ise %36’sı, toplamda %46’lık kısmı kontrol altına alınabilecektir. Geri kalan %54’lük kısmı için ise prenatal tanı yöntemlerinin geliştirilmesi ve özellikle de doğum koşullarının geliştirilmesi gerekmektedir. Çünkü bu gruptaki doğumsal özür kaynaklarının bir çoğu da doğumsal asfiksiler ve bunlara bağlı gelişen mental-motor retardasyon ile ortaya çıkmaktadır. Yine toplumda özürlülerin yaşam koşullarının geliştirilmesi için toplumsal yaşamın yeniden organize edilmesi gerekmektedir.


"ÖZÜRLÜLERİN SOSYO DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ (Ankara, 2004)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları