Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BİLGİYİ İŞLEME MODELİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BİLGİYİ İŞLEME MODELİ."— Sunum transkripti:

1 BİLGİYİ İŞLEME MODELİ

2 Bu model insan zihninin işleme şeklini, bilgisayarın işleme şekline benzeterek açıklar. Bilgisayarlar girdi olarak sembolleri kullanırlar, onlara işlemleri uygularlar ve çıktı meydana getirirler. İnsanlar da benzer olarak, örneğin, bir matematik problemi ile karşılaşıldığında, sayı ve yazı şeklindeki sembolleri kullanır (girdi), problem üzerinde çalışır (işlem uygulama) ve bir çözüm meydana getirilir (çıktı).

3 Davranışçıların dayanaklarından tümüyle farklı olan bu varsayımlar şunlardır:
• Bazı öğrenme süreçleri sadece insanlara özel olabilir. • Zihinsel olaylar incelemenin odağıdır. • İnsan öğrenmesi üzerindeki araştırmalar objektif ve bilimsel olmalıdır. • Bireyler öğrenme sürecine aktif olarak katılırlar. • Öğrenme, mutlaka açık davranış değişmelerinde gözlenmesi gerekmeyen zihinsel çağrışım biçimini kapsar. • Bilgi örgütlenmiş şekilde bulunur. • Öğrenme yeni bilginin önceden öğrenilmiş bilgi ile ilişki kurduğu bir süreçtir.

4 Bilgiyi işleme modeline göre insan zihninde öğrenmenin oluşumu, bilgi işleme fonksiyonunu yerine getirirken kullandıkları süreçler bakımdan üç ana öğe olarak sınıflandırılabilir. Bilgi depoları Bilişsel süreçler Yürütücü süreçler

5 Bilgi Depoları Bilgi depoları, bilginin tutulduğu ve bilgiyi işlemenin gerçekleştiği depolardır. Dış çevreden gelen uyarıcılar, bu depolarda bilgi formuna dönüştürülür, anlamlı yapılar halinde işlenir ve daha sonra kullanılmak üzere örgütlü bir yapıda depolanır. Üç ana bellek deposu vardır: Duyusal bellek (duyusal kayıt) Kısa süreli bellek (çalışan bellek) Uzun süreli bellek. Bilgi duyusal bellekten kısa süreli belleğe aktarıldıktan sonra artık duyusal belleğe geri dönemez. Oysa kısa süreli bellekle uzun süreli bellek arasında sürekli bir bilgi akışı vardır.

6

7 Duyusal Bellek Duyu organları sürekli olarak çevreden gelen bir uyarıcı bombardımanına maruz kalırlar. Bireyler sürekli olarak çevrelerinde görsel, işitsel koku, tat ve dokunma olarak karşılaştıkları uyarıcılardan etkilenirler ve onları alırlar. Duyu organları yoluyla alınan bu uyarıcılar bilişsel işleme sisteminin ilk öğesi olan duyusal belleğe ulaşır.

8 Duyusal bellek, çevreden alınan bilginin işleme sistemine girmeden önce kısa bir süre tutulduğu bilgi deposudur. Herhangi bir nesneye baktıktan bir süre sonra, kafanızı döndürdüğünüzde o nesneleri çok kısa bir süre görmeye devam edersiniz veya parmağınızı bir süre gözünüzün önünde tuttuktan sonra, hızla çektiğinizde gölgesini bir süre hissedersiniz.Bu durum,bilgi işlenmeden önce duyusal kayıtta kısa bir süre tutulması nedeniyle meydana gelmektedir.

9 Kısa Süreli Bellek (Çalışan Bellek)
Kısa süreli bellek ve çalışan bellek birbirinin yerine kullanıldığı gibi, iki ayrı bellek türü gibi de ele alınmaktadır. Gerçekte bunlardan her biri bu bellek türündeki iki fonksiyondan birini temsil etmektedir. Kısa süreli bellek duyusal kayıttan aktarılan sınırlı miktardaki bilgiyi kısa süreli depolama görevini üstlenmektedir.

10 "Çalışan bellek" ise, bilginin anlamlandırılması ve örgütlenmiş bir formda uzun süreli bellekte depolanmasını sağlayan zihinsel işlemleri yapma görevini yerine getirmektedir. Bu çalışmada kısa süreli bellek kavramı kullanılacak ve her iki fonksiyonu kapsayacaktır. Kısa süreli bellekte bilinçli olarak bilginin farkına varılır ve bilgi anlamlı bir şekle dönüştürülür. Duyusal bellekte depolama süresi çok kısa olduğundan bilginin farkına varılmaz.

11 Simon'un yapmış olduğu bir araştırmada, birim genişliği arttıkça bir seferde kısa süreli bellekte daha az sayıda birimin tutulabildiğini ortaya koymuştur. Örneğin, 7 birim olan bir numarayı ( ) kısa süreli belleğe almakla, yine 7 birim ( )gruplanmış numarayı almak aynı olmamaktadır. Gruplanmış olan numaralardan daha azı bir seferde kısa süreli belleğe alınabilmektedir.

12 Ezberleme yoluyla öğrenmede kullanılan temel bilişsel süreç "tekrardır
Ezberleme yoluyla öğrenmede kullanılan temel bilişsel süreç "tekrardır. Bilgi aynen tekrarlanarak, alındığı şekliyle bağımsız bir birim olarak uzun süreli bellekte depolanır. Ezberlenen bilgi, depolanırken başka bir şemayla bağlantı kurulmadığı için, hatırlama zorluğu yaşanır. Hatırlamadaki temel süreç, ilk uyarıcının bilinç düzeyine getirilmesidir. Daha sonra bilgi birimleri, bir öncekiyle kelime ve ses uyumu sağlanarak geri getirilir.

13 Uzun Süreli Bellek Uzun süreli bellek, sürekli bellek deposu olarak kabul edilir. Bir bilginin öğrenilmiş kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli bellekte depolanmış olması gerekir. Çünkü uzun süreli belleğe girmeyen bilgiler tepki üretilmiş olsa dahi kısa sürede kaybolur. Örneğin, telefon rehberinden bir numaraya bakıldıktan sonra telefon tuşlarına basılarak arama sağlanır. Ancak, bu öğrenmenin gerçekleştiğini göstermez. Çünkü, daha sonraki bir zaman diliminde aynı numara aranmak istendiğinde numara hatırlanmaz, bilgi kaybolmuştur.

14 Uzun süreli bellek bir kütüphaneye benzetilebilir
Uzun süreli bellek bir kütüphaneye benzetilebilir. Bir kütüphanede binlerce kitap bulunur. Kitaplar belirli bir referans sistemine göre yerleştirildiği için kullanılmak istenen kitabı bulmak çok zaman almaz.Referans sistemi ne kadar iyi yapılandırılırsa, istenilen kitabı bulmak o kadar kolaylaşır. Uzun süreli bellekteki depolamada da bir kodlama sistemi kullanılır.Bilgi ilişkili şemalar içerisinde depolanır.

15 Depolamanın yapıldığı bellek çeşitleri: Uzun süreli bellek genel olarak iki ana yapı içerisinde değerlendirilir: Anısal (episodik) bellek, Anlamsal (semantik) bellek.

16 Anısal (episodik) bellek; yaşantı içerisindeki olayların depolanmasıdır. İzlediği bir futbol maçındaki olaylar, bir defile, doğum günü vb. bu olayların zamanı, geçtiği yer, içinde bulunan kişiler, olayların akışı ve sonuçları anısal bellekte depolanır. Ağırlıklı depolama şekli zihinsel imgelem şeklindedir. Anısal bellekteki olaylar çoğunlukla birbirine bağlı olaylardan oluşan bir bütün meydana getirirler ve zihinsel resimler olarak toplanırlar.

17 Okula başlama, işe başlama, evlilik vb
.Okula başlama, işe başlama, evlilik vb. gibi olaylar, benzerleri meydana gelmediği veya çok az meydana geldiği için benzer olaylarla karışmaz ve hatırlanması daha kolay olur.

18 Anlamsal (semantik) bellek; kısa süreli bellekte işlenerek anlam kazandırılan ve depolanmak üzere uzun süreli belleğe gönderilen örgütlenmiş bilgi bütünlerini kapsar. Uzun süreli bellekte bir zaman-mekân olayı olarak depolanan anılar, kısa süreli belleğe geri getirilip yeni alınan diğer bilgiyle bütünleştirilerek anlamsal bir yapı kazandırılabilir. Bu yapı anlamsal bellekte depolanır ve bu form içerisinde geri getirilebilir.

19 . Anlamsal bellekteki bilgi birimlerinin her biri bir diğeriyle doğrudan veya dolaylı olarak ilişkilidir. Anlamsal bellekteki bilgi örgütlenmesi üç ana yapı içerisinde olabilir: Hiyerarşik düzenleme, Önerme ağı Şema.

20 Şemalar farklı kavram ve fikirleri büyük kategoriler altında toplayan çerçeve gibidir. Bellekte ilişkiler ve işlemler ağı olarak betimlenir. Buna göre, önerme ağları şemaların alt setleri olarak düşünülebilir. Ayrıca, şemalar karar verme ve problem çözme için işlemleri ve etkinlik plânlarını da kapsar.

21 Bilginin uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe geri getirilebilmesi için mevcut öğenin hatırlanmasında şema ile kurulmuş olan ilişki yapısı önemlidir. Bilgi uygun bir şema içersine güçlü bir şekilde ilişkilendirilerek depolanırsa geri getirme kolaylaşır.

22 Bilişsel Süreçler Bilişsel süreçler, bir bilgi deposundan diğerine bilgi akışını sağlayan "zihinsel eylemlerdir. Her bir bilgi deposu arasındaki bilgi akışını düzenleyen bilişsel süreçler ve bunların işlevleri birbirinden farklıdır. Bu süreçler; dikkat, algılama, tekrar, kodlama ve geri getirme olarak sınıflandırılmaktadır. Bu bölümde, bu süreçlerin her biri ayrıntılı olarak incelenecektir.

23 Dikkat Dikkat, uyarıcılar üzerinde bilinçli bir odaklaşma sürecidir
Dikkat Dikkat, uyarıcılar üzerinde bilinçli bir odaklaşma sürecidir. Bilinçlilik, odaklaşmada sınırlandırılmış bir kapasite miktarı ortaya koyar ve diğer uyarıcılar bilince ulaşmadan kaybolur. Çünkü, daha ileri düzeyde bir işleme için duyusal bellekten kısa süreli belleğe geçecek olan bilgilerin bu geçiş esnasında dikkat yoluyla farkına varılması ve bilinçli olarak seçilmesi gerekir. Bu seçimin dışında kalanlar ise kısa bir süre içersinde duyusal bellekte kaybolurlar.

24 Algılama Algılama anlam vermeyi ifade eder. Birey duyusal bellekten gelen bazı uyarıcıları fark ettikten sonra veya dikkat sağladıktan sonra, bu uyarıcıları tanımaya ve yorumlamaya ihtiyaç duyar. İşte, dikkat sonrası ortaya çıkan bu bilişsel süreç algılamadır. Algılama kısa süreli belleğe giren bilgiyi etkiler. Çünkü, kısa süreli belleğe gelen bilgi "doğru özellikler (reality)" olmaktan ziyade “algılanmış özellikler”dir.

25 Algılamayı etkileyen bir diğer faktör uyarıcının nasıl bir durum veya formda sunulduğudur. Aynı uyarıcı farklı durumlarda farklı algılanır.

26 Tekrar Tekrar, bir bilgi biriminin şeklini değiştirmeksizin sesli veya sessiz olarak defalarca söyleme şeklidir. Bilginin kısa süreli bellekte tutulma süresini artırır. Eğer tekrar edilerek, bellekte tutulma süresi artırılmazsa bilgi kısa süreli bellekte saniye sonra atılır (işleme olmazsa). Yapılan çalışmalarda iki tür tekrar ortaya konmuştur: 1) Basit tekrar ve 2) Anlamlandırıcı tekrar.

27 Kodlama Kodlama bilgiyi uzun süreli belleğe yerleştirme sürecidir. Kodlamanın amacı, bilgiyi anlamlı kılmak ve uzun süreli bellekteki ilişkili bir şemanın içine bağlantılı olarak yerleştirmektir. Anlamlandırma, yeni gelen bilgi ile ilişkili önceki bilgi arasında bağ kurma ve ilişkili şemadaki anlam ve bağlantılara dayanarak yeni gelen bilgiyi anlama veya bir anlam yükleme süreci olarak görülebilir. Yeni bilgi ile mevcut şema arasında kurulan bağ; bir imge, mantıksal bir çıkarım veya yeni bir fikirle önceden öğrenilenleri birleştirmeye hizmet eden başka herhangi bir şeye dayanabilir.

28 Geri Getirme (Hatırlama)
Uzun süreli bellek kapasitesi sınırsızdır. Her türlü bilgi çeşitli kodlama sistemi kullanılarak burada depolanır. Ancak bu bilgi sabit olarak depoda kalmaz, aktiftir ve ihtiyaç duyulduğu zaman kısa süreli belleğe geri getirilir ve kullanılır. Bilginin uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe getirilmesi "geri getirme" veya "hatırlama" olarak adlandırılır. Yeni gelen bilginin kısa süreli bellekte anlamlı bir forma dönüştürülebilmesi için bu bilgiye ihtiyaç vardır. Fakat, uzun süreli bellekteki her bilgi istenildiği zaman hatırlanamaz ve aynı zamanda bazı bilgiler kolay hatırlanırken diğerleri ya oldukça zor hatırlanır veya hatırlanamaz.

29 Elbette bilgiyi geri getirmek oldukça kolay ve her zaman mümkün olabilir. Önemli olan onun ilk olarak öğrenilirken ne kadar iyi bir kodlama sistemi kullanılarak depolandığıdır. Önemli olan sistem içerisinde, kodun kolay çözümlenmesi ve ilgili birime ulaşmadır. Bir kütüphanede binlerce kitap arasından, kodlama sistemi çözümlenerek istenen kitap çok kısa sürede bulunabilir.

30 Unutma (Geri Getirme Başarısızlığı)
Unutma ile ilgili yanlış bir düşünce vardır. "Yeni gelen bilginin depolanabilmesi için mevcut bilgilerden bir kısmının kaybolması ve yeni bilgilere yer açılması gerekir". Elbette bu düşünce doğru değildir. Uzun süreli belleğin kapasitesi sınırsızdır. Şemaların ve kurulan bağlantıların anlamlılığı geri getirmeyi kolaylaştırır. Geri getirmeyi zorlaştıran bazı özellikler: 1)bozulma, 2)karışma, 3)yanlış yerleştirme ve 4)bilgiyi değiştirmedir.

31 Unutma, kodlamayla ilişkili olarak düşünülmesi gereken bir kavramdır
Unutma, kodlamayla ilişkili olarak düşünülmesi gereken bir kavramdır. Unutmanın en aza indirilmesi, bilginin kısa süreli bellekte etkili bir şekilde işlenmesine ve ilişkili şema ve birimlerle bağlantılar kurularak depolanmasına bağlıdır.

32 Yürütücü Süreçler/Bilişi Yönetme
Zihinsel süreçte bilgi akışı kendiliğinden meydana gelmez. Bu akışı bilinçli olarak yönlendiren süreçler vardır. Bunlara yürütücü süreçler denir. Bu süreçler, hangi bilgiyi işlemek için hangi faaliyetlerin gerektiğini ve işlem öğesinin sistem kaynaklarını nasıl kullandığını belirlemek için işlem akışını kontrol eden bellek sisteminin öğesidir. Bilgiyi işleme sisteminde işlem akışını yürüten süreç "bilişi yönetme (metacognition)" olarak kabul edilmektedir. Çünkü, bilişi yönetme, "bilişsel süreçler hakkındaki bilgi ve bu süreçleri kontrol etme" özelliklerini kapsamaktadır. Bu sistemdeki bilişsel süreçler bilişi yönetme tarafından kontrol edilmekte ve bilgi akışını sağlama fonksiyonunu yürütmektedir.

33 Bilişi yönetmenin kapsadığı beceriler:
Bilgi depoları ve bilişsel süreçlerin bilincinde olmak İşin gerektirdiği öğrenme durumuna göre, bilişsel süreçleri etkin kullanma yollarını belirlemek İşi plânlamak Plan çerçevesinde bilişsel süreçleri etkin olarak kullanmak Meydana gelen öğrenme durumunu değerlendirmek

34 Bilgiyi işleme modelinin üçüncü ana kısmını yürütücü süreçler oluşturur. Bunlar bilgi akışını bilinçli olarak yönlendiren süreçlerdir.

35 Sorular sorma, planlama, uygulama, izleme ve kontrol, yenileme ve kendi kendini test etme bilişi yönetme sürecinde kullanılan davranışlardır.


"BİLGİYİ İŞLEME MODELİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları