Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Rüyaların Psikoterapide Kullanılması
Prof Dr Süheyla Ünal İnönü Üniversitesi
2
Gecenin sağladığı fantastik olasılıklar olmaksızın, yaşam çok fakir olurdu. Her gece rüyalarımız aracılığı ile büyüsel bir dünyaya kapı açar, zaman ve mekan ötesi yeni bilgiler yaşantılarız.
3
Her gece rüyalarımızın tiyatrosuna gireriz, senaryosunu kendimizin yazdığı.
Onun içindeki sonsuz yaratıcılığımızı ve spontanlığımızı keşfeder, hayran oluruz Rüya tiyatrosu
4
Düş gördüğünde bir Tanrıdır insan, düşündüğünde ise dilenci
Hölderlin
5
Gecenin bilgeliği iç dünyamızdan getirdiği mesajlarla yaşamımızı zenginleştirir.
Roine E
6
Gecenin dili
7
Düş egonun sağladığı mantıklı düşüncenin ötesinde bir iç deneyim yaşatarak uykudaki farkındalığın bilgeliğini taşır bize Düşlerin katkısı
8
“Geçen gece rüyamda kelebek olduğumu gördüm
“Geçen gece rüyamda kelebek olduğumu gördüm. Ama şimdi bir kelebek olduğunu düşünen bir insan mı, (...)/(yahut) insan olduğunu düşünen bir kelebek mi olduğumu kestiremiyorum” Çin Rüya gerçekliği
9
Rüyaların yorumu zihnin bilinçdışı etkinliklerinin bilgisine götüren kral yoludur
Freud’a göre
10
Düşler imajların evrensel dilini kullanarak iç ve dış dünyamızı bütünleştirmemize, gerçeklikle ve sınırlılıklamızla yüzleşerek yaşam sorunlarıyla başa çıkmamıza yardım eder Eğitici olarak düşler
11
Rüyalar dilin sınırlarının ötesine geçen bir düşünceye izin verir
Düşler sözellik öncesi niteliği nedeniyle imgelerle konuşur Alvarez Düşlerin dili imgeler
12
Freud’a göre düşler İstek doyurucu olarak düşler
Yasak istek ve arzular bilinç düzeyine çıkmak isterler. Ancak kabul edilemez türden oldukları için bilinçdışında tutulmaya çalışılırlar. Bir yerden sonra bir yolunu bulup sembolik bir ifadeye dönüşerek bilinç düzeyine yükselirler. Rüyalar bilinçdışındaki örtük bir mesajın sembollerle aktarılmasıdır Freud’a göre düşler
13
Jung’a göre düşler Ruhsal dengeleyici ve ödünleyici olarak düşler
Düşler bilinçdışının normalleştirici işlevidir. Düşler yoluyla psişe kendini dengeler, geliştirir. Jung’a göre düşler
14
Düşler bilincin göz ardı ettiği önemli bir ruhsal gerçekliği simgeler yoluyla açığı vurur.
Düş sembolleri zaman aşkın bir işleve sahiptir. Rüyalar çözümlenirken aktif imgelem ve amplifikasyon teknikleri kullanılır Jung’a göre
15
Jung’a göre ortak bilinçdışının arketipleri rüyalarımız içinde gömülüdür. Bu arketiplerin analizi ile yaşamımızın temel temasını bulmamıza yardım eder Rüyalarla çalışmada Jung rüyayı görenin yakın zamandaki yaşantısına,gördüğü imajlara önce şimdiki zamanın kısa zamanlı lensiyle, daha sonra da evrensel ve zamanüstü olan lensiyle bakar Jung’a göre
16
Düş id, ego, superego arasındaki iç çatışmalar için bir uzlaşı yoludur
Shapiro’ya göre
17
Nesne ilişkileri kuramına göre
Segal, rüyada karşımıza çıkan uslubun rüya görenin kişiliğini yansıttığını ileri sürer.Bu uslubu da kişinin nesnelerle kurduğu ilişkiler, endişeler, korku ve savunmaları belirler. Düşler bilinçdışı ile bilincin iletişim kurma amacını taşır.Bilinçdışı içeriğin işlenmesini ve ifade edilmesini sağlar Nesne ilişkileri kuramına göre
18
Benlik psikolojisine göre
Rüyalar onu görenin benliğine ilişkin kurucu unsurları sağlamlaştırır. Rüyadaki metaforların sembole dönüştürülmesi sağlanırsa bilinçdışı süreçlerin çalışma biçimi anlaşılabilir. Rüyalar rüya görenin zihnindeki sorunlara bir karşılık olarak oluşur Kramer Benlik psikolojisine göre
19
Bilişsel kuramcılara göre
Rüyalar bireyin “hot cognitionları”nı, şemalarını saptamada iyi bir araç olarak kullanılabilir Bilişsel kuramcılara göre
20
Perls rüyayı kendiliğin rollerinin dramatik temsili olarak görür
Rüyayla çalışırken analizden uzak durur, daha çok dramatizasyon tekniklerini kullanır Gestalt terapide danışan rüyasını parçalara ayırarak canlandırır Perls rüyadaki her nesnenin kendiliğin bir parçası olduğunu ve canlandırma süreci ile bütünleştirilmesinin gerektiğini düşünür Gestalt kuramına göre
21
Eggan rüyaları evrensel sembollerden oluşan ve bilince kabul edilmeyen gizli içerik, rüya görenin kişiliği ve kültürel bağlantısından oluşan bir “üçgen ürün” olarak tanımlar Eggan’a göre
22
Düşler kendilerini mantıklı ve soyut bir şekilde ifade etmezler
Düşler kendilerini mantıklı ve soyut bir şekilde ifade etmezler. Daima düşlerin dili mecaz ve kıssalardır Bu ilkel dillerin de bir özelliğidir. Bedenimiz filogenetik gelişimin izlerini taşır, aynı zamanda insan zihninin özelliklerine de sahiptir Düşlerin dili
23
Sembolizm İnsanın imajinasyon yeteneğinin sembolleştirici bir özelliği vardır. Zihne “anlamlar” halinde gelen bilinçdışı materyal imajlara bürünerek görünür hale gelirler
24
Rüya bizim yazdığımız bir dramadır
25
Ionesco’ya göre düş tam bir dramadır
Ionesco’ya göre düş tam bir dramadır. İnsan düşlerinde daima iki arada bir derededir. Daha açık söylemek gerekirse düş bilinçli düşüncedir. İmgelerle ifade edilen bu düşünce uyanıkkenki düşüncelerimizden daha bilinçlidir, ama aynı zamanda gerçekten ziyade bir dramaya benzer. Drama olarak düş
26
Moreno rüyayı bir iç tiyatro olarak tanımlar
Moreno rüyayı bir iç tiyatro olarak tanımlar. Bu tiyatro psikodrama ile dışsallaştırılır ve üzerinde terapötik olarak çalışılır. Hasta rüyasını yeniden görmeye, sahnede rüyayı görmeye devam etmeye, ona daha uygun gelen bir sona ulaştırmaya cesaretlendirilir ya da onu altüst eden gizli dinamikleri daha iyi kontroledebilir hale getirilir Moreno’ya göre düş
27
Psikodrama rüyalar ve dış gerçeklik arasında köprü kurmayı ve günün bilinçliliği arasında kaybolmuş dili yorumlamayı sağlar (Roine 1997) Psikodrama ve düş
28
Psikodrama ve düş Psikodramada düş yorumu yapılmaz
Düşü gören diğer grup üyelerinin yardımıyla rüyasını canlandırır. Bir taraftan kendi rolünü oynarken, diğer rolleri de yönetir Roller daha sonra düşün farklı sahneleri için değiştirilebilir Psikodrama ve düş
29
Düşün dramatize edilmesinde gizli anlamları, çağrışımları, duyguları açığa çıkarması ve netleştirmesi amaçlanır Sona giderken düşü gören düşü tatmin edici farklı bir sona götürmesi için yönlendirilir Düşte olamayanlar eklenebilir Psikodrama ve düş
30
Terapötik yönüyle düşler
Düşler duyguları düzenleyici işlevleriyle de terapötik rol oynarlar Hartmann düşlerin, güvenli yerde bağlantılar kurma ve uyanıkken ayrışmış olan düşüncelerini birleştirmesine olanak vererek psikoterapiye benzer işlev görebileceğini ileri sürer Terapötik yönüyle düşler
31
Psikodrama sahnesinde ‘orada ve o zaman’ki durumuyla ve diğeriyle karşılaşarak iç durumunun yansımasını görür Ayna işlevinde düşler
32
Geleceğe hazırlayıcı olarak düşler
Travmatik olaylarla başa çıkmada ve yaraları onarmada uyku ve rüyanın önemli bir katkısı bulunmaktadır Düşler ‘Acil Durum Sistemi’ gibi çalışarak kişiyi olası felaketlere hazırlarlar Geleceğe hazırlayıcı olarak düşler
33
Travma tedavisinde düşler
Kellermann’a göre (1992) rüyaların psikodrama aracılığı ile ele alınması birçok mekanizma aracılığıyla travmaların onarımında önemli rol oynar; Travmatik olayın bastırılmış yaşantılar güvenli bir ortamda yeniden canlandırılır Bilişsel yeniden işlemleme süreci ile olayla bağlantılı olabilecek bilinçdışı çatışmaların çalışılması yeni bir anlayış kazanmayı sağlayabilir Travma tedavisinde düşler
34
Travma tedavisinde düşler
Duygusal katarsisle travmadan artakalan duygu artıkları boşaltılabilir Artı gerçekliğin imajinal bileşeni aracılığı ile protagonistin dünya görüşü genişletilir Travmanın kişiler arası ilişkileri nasıl etkilediğine odaklanılarak izole olmanın önüne geçilir Tedavi ritüelleri yaşam deneyimlerine anlam katacak bir dönüşüm gerçekleştirir Travma toplu bir yaşantıysa, sosyodrama aracılığı ile yeni bir denge durumu oluşturularak, duruma uyum sağlanır Travma tedavisinde düşler
35
Yaşama anlam katan düşler
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.