Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Bu power point sunumu 2. kısmı oluşturuyor :D
2
KAYA KATMANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI İLE YAŞLANDIRMA
Tüm yer boyutuna uygun bir jeolojik zaman çizelgesi yapmak için başka yerlerde de benzer yaştaki kayaçların karşılaştırılması yapılmalıdır. Sınırlı bir sahada bir mostradan diğerine gidilerek kaya birimleri arasındaki karşılaştırma kolayca gerçekleştirilebilir. Ancak, sahada toprak ve bitki örtüsü yoğun olduğunda bu ilişkilerin kurulmasında zorluk çekilebilir. Birbirine yakın sahalar arasında belli bir özel katmanı izleyerek stratigrafi dizininde karşılaştırma yapmak mümkündür. Ayrıca özel bir minerali içeren katman bulunursa bu iş daha kolay aşılabilir. Bu çalışma ile tek bir yerde gözlenen stratigrafik dizi tüm bölgeyi temsil etmeyecek, ancak diğer bölge verileri de katılırsa bölgenin tüm stratigrafisi ortaya konulabilecektir.
4
FOSİLLERLE YAŞLANDIRMA
Fosiller jeolojik geçmişin yorumlanmasında temel ve önemli araçlardır. Sedimanter kayaçlar içinde bulunan fosiller geçmişte varolan bir yaşamı izlememizi sağlamaktadır. Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji adı verilir. Paleontoloji aynı zamanda uzun bir zaman aralığındaki canlı evrimini de incelemektedir. Belli bir zamanda ortaya çıkan geçmişteki canlılar bilim adamlarına çevre koşullarını da açıklamaktadır. Ayrıca, fosiller mükemmel bir zaman göstergecidir ve farklı bölgelerdeki benzer yaştaki kaya birimlerinin karşılaştırılmasında ve yaşlandırılmasında kullanılmaktadır. Belli bir zaman aşımından sonra organizma kalıntıları değişime uğramaktadır. Fosiller “taşlaşmış” hale geçmektedir, yani kalıntıların boşlukları mineraller tarafından doldurulmaktadır.
6
RADYOAKTİVİTE ile YAŞLANDIRMA Göreceli yaşlandırma prensibine ek olarak, jeolojik oluşumların kesin yaşlarına radyoaktivite ile yaşlandırma prensibiyle ulaşmak mümkündür. Atomik yapı: Atom çekirdeğinde proton ve nötronlar vardır. Etrafındaki yörüngelerde ise elektronlar hareket halinde bulunmaktadır. Atom sayısı çekirdekteki proton sayısına eşittir ve sabittir. Bunun yanında atom kütlesi proton ve nötron sayısının toplamına eşittir. Çekirdekteki proton sayısı sabit kalsa da nötron sayısı değişebilmektedir. Buna göre, her elementin atom kütlesinde değişiklikler olabilir. Bu aynı elementin farklı atom kütlesine sahip atomlarına İZOTOP denir. Çekirdekteki proton ve nötronlar genellikle sıkı bağlanmıştır. Ancak bazı izotoplar bağlayıcı kuvvetlerin gevşekliğinden dolayı dengesiz bir durumdadır. Sonuçta; çekirdek aniden parçalanır ve radyoaktivite işleyişi başlar. Yani radyoaktivite atom çekirdeğinin elektromanyetik ışımalar yayarak parçalanmasıdır.
7
Radyoaktivitenin keşfi ile ilgili en önemli uygulama alanlarından biri de radyoaktif izotop bulunduran kaya ve minerallerde yapılan doğru yaşlandırmadır. Buna radyometrik yaşlandırma denir. Varolan birçok izotopun çözünme oranları tamamen doğru hesaplanmaktadır ve yerin dış katmanlarında egemen olan fiziksel koşulların değişiminden etkilenmediği de bilinmektedir. Çözünme oranı, pratik olarak çekirdeğin yarısının çözünmesi için geçen zamandır, yani izotopun yarı-ömrü olarak tanımlanabilir. Radyometrik yaşlandırmada en sık kullanılan radyoaktif izotoplar Radyoaktif ana izotop Dengeli yavru izotop Bilinen yarıömür zamanları Uranyum Kurşun Gy Uranyum Kurşun My Toryum Kurşun Gy Rubidyum Stronsiyum Gy Potasyum Argon Gy
8
Radyometrik yaşlandırma ile Yer olaylarına dönük binlerce yaş tayini gerçekleştirilmiştir. Tüm kıtalarda 3.5 Gy geçen yaşlar bulunur. Bu güne kadar bilinen en yaşlı kayalar Kuzey Kanada’da Great Slave gölü kenarında 4.03 Gy olarak tayin edilmiştir. Batı Grönland’da kayalar Gy, Güney Afrika’da Gy, Batı Avustralya’da Gy yaşlı olarak görünmektedir. Önemli olarak belirtmemiz gereken, bu yaşlı kayaların “ilk kıtadan” değil, lav akmaları, magmatik sokulumlar, sığ deniz çökellerinden kaynaklandığıdır ve dolayısıyla yer tarihi bu kayalardan önce başlamıştır. Bu yaşlı kayaçlara göre daha yaşlı mineral taneleri de saptanmıştır. Batı Avustralya’da daha genç sedimenter kayalardaki çok ufak zirkon tanelerinden yapılan yaş tayinlerinde 4.3 Gy bulunmuştur. Bu dayanımlı tanelerin ilk kaynak kayaları ya erozyonla kaybolmuş veya daha henüz keşfedilmemiştir. Isua, Batı Grönland’daki 3.8 milyar yaşındaki metamorfik kayaçlar
9
Ağaç gövdesinin veya bir odun parçasının enine kesitine bakıldığında bunun iç içe geçmiş bir dizi halkalardan oluştuğunu gözlemlenir. Sıcak iklimlerde her yıl kabuk altında ağaca bir halka eklenmektedir. Bu halkaların özelliği (boyut ve yoğunluğu) halkanın oluştuğu yıl sürecinde çevresel koşulları (öncelikle iklimi) yansıtmasıdır. Uygun iklimsel koşullarda geniş halka oluşmakta, tersi durumda dar bir halka oluşmaktadır. Ağaç gövdesine her yıl yeni bir halka eklendiği düşünülürse ve ağacın kesim yılı bilinirse bu tarihten geriye gidilerek ağacın oluşum yaşının ve o yaşta iklim koşullarının ne şekilde olduğuyla ilgili yorum yapılabilir. Bu yaşlandırma sadece yakın geçmişte kullanılabilen bir yaş tayini yöntemidir.
10
JEOLOJİK ZAMAN ÇİZELGESİ
Jeolojik devirlerin sınırları 19. yüzyıl boyunca Batı Avrupa’lı ve Büyük Britanya’lı jeologların katkısı ile oluşturulmuştur. O dönemlerde radyometrik yaşlandırma bilinmediğinden tüm zaman çizelgesi göreceli yaşlandırma yolu ile ortaya konulmuştur. 20 yüzyılda da radyometrik yaşlar buna ilave edilmiştir. Jeolojik zaman çizelgesi 4.5 Gy geçmişi bulunan Yer tarihini birçok farklı kısımlara ayırırken geçmişteki jeolojik olayları anlamlı bir çerçeveye oturtur.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.