Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanEmine Togay Değiştirilmiş 7 yıl önce
1
TÜRK COĞRAFİ İŞARETLERİNİN AVRUPA BİRLİĞİ’NDE KORUNMASI
2
Coğrafi İşaret Kavramı Hakkında
Bazı coğrafî çevrelerde üretilen ürünler, bu çevrenin (iklimi, toprak yapısı, suyu, hayvanların beslenmesinde malzeme olarak kullanılan bitki örtüsü gibi) doğal yapısından ve/veya (o coğrafî çevredeki üreticilerin üretim teknikleri gibi) beşerî özelliklerinden kaynaklanan çeşitli farklılıklara sahip olabilir. Örneğin Maraş dondurması, diğer yerlerde üretilen dondurmalardan ya da Hereke Halısı diğer yerlerin tekniğiyle işlenen halılardan farklıdır. Söz konusu ürünlerin sahip oldukları özellikler veya nitelikler, tüketicilerde haklı bir güven uyandırmakta; tüketiciler, anılan ürünleri daha yüksek fiyat ödeyerek de olsa, benzer ürünlere tercih etmektedirler Ürünün belirli bir coğrafî kökenle bağlantısını kuran ve bu coğrafî kökenden kaynaklanan özelliğe, niteliğe veya üne sahip olduğunu gösteren adlar: “Coğrafi İşaret”
3
Coğrafi İşaret Hakkındaki İç Hukuk Mevzuatımız
Coğrafî işaret kavramı, fikrî mülkiyet hukukumuza 1995 yılında “Coğrafî İşaretlerin Korunması Hakkında 555 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin kabul edilmesi ile birlikte girmiştir Günümüzde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m hükümlerinde düzenlenmektedir. Coğrafî işaretlere sui generis nitelikte bir koruma sistemi sağlayan bu düzenlemelerimiz, Avrupa Birliği (AB) mevzuatı ile -pek çoğuna ülkemizin de taraf olduğu- uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak hazırlanmıştır.
4
Coğrafi İşaret Hakkındaki Uluslararası Sözleşmeler Karşısındaki Durumumuz
Ülkemiz, coğrafî köken gösteren işaretleri bağımsız bir sınaî hak türü olarak tanıyan ve bunlara hukukî sonuç bağlayan belli başlı tüm uluslararası sözleşmeleri - Lizbon Sözleşmesi hariç olmak üzere-, kabul etmiştir. Türkiye; 1883 tarihli Sınaî Mülkiyetin Korunması Hakkında Paris Sözleşmesi’ne; 1891 tarihli Malların Kaynağı ile İlgili Sahte veya Aldatıcı İşaretlerin Önlenmesi Hakkında Madrit Sözleşmesi’ne; 1994 tarihli Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi’ne (TRIPs) taraftır. Ülkemiz, 1958 tarihli Menşe Adlarının Korunması ve Uluslararası Tescili Hakkında Lizbon Sözleşmesi’ne ise taraf değildir. İç hukuk mevzuatımız hazırlanırken, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimiz dikkate alınmış olduğundan; 6769 sayılı SMK, bu sözleşmeler ile büyük ölçüde uyumludur. Hatta Türk hukukunun, coğrafî işaretlere, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerden doğan asgari koruma yükümlülüğümüzün ötesinde, daha geniş kapsamlı bir koruma sağlamış olduğu da görülmektedir.
5
Tarafı Olduğumuz Uluslararası Sözleşmelerin Türk Coğrafi İşaretlerine Sağladığı Haklar Hakkında
Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ise, Türkiye’de tescilli coğrafî işaretlerin ilgililerine çeşitli haklar tanımakla birlikte, söz konusu coğrafî işaretlere diğer taraf devletlerde kendiliğinden bir koruma sağlamamaktadır. (Uluslarararası bir sicile tescille menşe adlarına tüm taraf devletlerde kendiliğinden koruma sağlayan tek uluslararası sözleşme olan Lizbon Sözleşmesi’ne ülkemiz taraf değildir) Anılan sözleşmelerden Paris ve Madrit Sözleşmelerinin kaynak işaretlerine ilişkin hükümleri, temel olarak, sahte veya aldatıcı kaynak işareti taşıyan malların kullanımının, bu mallara gümrüklerde el konması yoluyla önlenmesi esasına dayanmaktadır. TRIPs Sözleşmesi’nin “mevcut” düzenlemelerinde, coğrafî işaretlerin uluslararası bir coğrafî işaret siciline tescil edilerek korunması öngörülmemiştir. TRIPs m hükmü, üye devletlere, korunmaya uygun şaraplar üzerindeki coğrafî işaretlere ilişkin olarak çok taraflı bir bildirim ve sicil sistemi kurulması amacıyla müzakereler yürütme yükümlülüğü getirmiştir. Söz konusu müzakereler günümüzde hâlen sürmekte olup; henüz sonuçlanmamıştır.
6
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı? HAYIR! Coğrafî işaretlerin koruma altına alınabilmeleri için, öncelikle Türk Patent Marka Kurumu (TPMK) tarafından tutulmakta olan Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilmeleri gerekmektedir. Ancak bir coğrafî işaretin TPMK’ya tescil edilmiş olması, söz konusu coğrafî işaretin yurtdışında korunabilmesi için yeterli değildir. Zira fikrî mülkiyet hukukunda geçerli olan “ülkesellik ilkesi” uyarınca, TPMK’ya tescil ile coğrafî işaretlerin elde ettiği koruma, ülkemiz alanı ile sınırlıdır. Daha açık bir ifadeyle, TPMK’ya yapılan tescilin ardından, coğrafî işaretler, ülke çapında koruma kazanmaktadırlar.
7
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı? HAYIR! Yurtdışından kaynaklanan coğrafî işaretlerin Türkiye’de korunabilmeleri de mümkündür. Ancak kaynak ülkelerinde (coğrafî işaretin kaynaklandığı ülkede) yapılmış olan tescil, ülkesellik ilkesi nedeniyle, bizim ülkemiz için bağlayıcı değildir; dolayısıyla bunların Türkiye’de korunabilmeleri için de, TPMK’da tutulan Sicil’e tescil edilmeleri şarttır. Bu bağlamda Şampanya «Champagne», “İskoç Viskisi” (Scotch Whisky) ve “Parma jambonu” (Parma ham) adları TPMK’ya tescillidir; “Reggio Parmesanı” (Parmigiano Reggiano), Grano Padano, Gorgonzola adları ise başvuru aşamasındadır.
8
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı
TPMK’ye Tescil, Türk Coğrafi İşaretlerine Yurtdışında Koruma Sağlar mı? HAYIR! Bu itibarla, Türk coğrafî işaretlerinin Türkiye sınırları dışında korunabilmeleri için, koruma talep edilen devletin ulusal coğrafî işaret siciline tescil edilmeleri gerekmektedir. Türk coğrafî işaretlerinin birden çok devlette koruma kazanılabilmeleri için ise, koruma talep edilen her bir devlette ayrı ayrı tescil yapılması gerekmekte; buna bağlı olarak da işlem sayısı ve maliyeti artmaktadır.
9
AB Coğrafi İşaret Hukuku Hakkında
AB’nin coğrafi işaretlere ilişkin temel düzenlemesi: “Tarım Ürünleri ve Gıda Maddelerinde Kalite Plânlamasına İlişkin 21 Kasım 2012 tarih ve 1151/2012 sayılı Tüzük” (OJ L 343, , s ) (Dikkat! 510/2006 yürürlükten kaldırılmıştır) Özelliği: “bölgesel” coğrafi işaret sicili öngörmesidir. Bu Sicil’e yapılan tek bir tescil işlemi ile coğrafî işaret, tüm Birlik çapında koruma kazanmaktadır.
10
AB Coğrafi İşaret Sicili Hakkında Kısa Kısa
1- Türk coğrafi işaretleri tescil edilebilir ve tüm Birlik çapında korunabilir. 2- Yetkisiz başvuru yapılırsa, hem ülkemiz hem de ülkemizdeki ilgililer itiraz edebilir. 3- Bir Türk coğrafî işareti başka ülkedekilerce tescil edilmişse, ülkemizdeki ilgililer, hükümsüzlük davası açabilirler. Bu hakların kullanılabilmesi için üye devlet olma zorunluluğu yoktur… Üye devlet olmak gerekiyor sanıp ya da ilgilenmeyerek kaçırdığımız fırsatlar: “Feta Peyniri” “Geroskipou lokumu” “Hellim Peyniri”
11
AB Coğrafi İşaret Sicili Hakkında Kısa Kısa
12
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
Bir coğrafî işaretin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili için, coğrafî işarette gösterilen bölge, belirgin yer veya ülkenin, Birlik sınırları içinde bulunması şart değildir. Üstelik tescil başvurusunu yapacak kimselerde de, Birlik vatandaşı ya da taabiyetinde olma gibi bir şart aranmamaktadır. Bu itibarla, Türkiye’ye ya da Türkiye içindeki bir yere işaret eden coğrafî işaretler de, ülkemiz AB’ye üye olmamasına rağmen, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilebilmektedirler.
13
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
Dolayısıyla söz konusu coğrafî işaretlere ilişkin olarak, ülkemizdeki ilgili grupların bu Sicil’e başvuru hakkı bulunmaktadır. Grup kavramı kapsamına, coğrafî işaretin ilişkin olduğu ürünün üreticileri ile ilgili taraf sayılan diğer kişiler girmektedir. (Türk hukukunda TPMK’na tescil için başvurmaya yetkili kılınmış olan (SMK m. 32/1/a) üretici grupları Tüzük’teki grup kavramına karşılık gelmektedir. Bkz. SMK m. 32.2: Bu Kitap kapsamında üretici; tarım ürünlerini, gıda maddelerini, madenleri, el sanatları ve sanayi ürünlerini üreten veya işleyen yahut tedarik zincirinde yer alarak ürünün tescile konu özelliklerini etkileyen bir işlem yapan kişiyi; üretici grupları ise kanuni oluşumuna veya bileşimine bakılmaksızın aynı ürünün üreticilerinden oluşan birliği ifade eder.
14
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
SMK’nda sayılan diğer başvuru hakkı sahipleri de Tüzük’teki ilgili taraf kavramına girer: «SMK m. 32/1-b) Ürün veya ürünün kaynaklandığı COĞRAFİ alanla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları. c) Ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını korumaya yetkili dernekler, vakıflar ve kooperatifler. ç) Ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla ilgili üretici»
15
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
Türkiye sınırları içinden kaynaklanan bir coğrafî işaretin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili için, Türk grupları doğrudan Komisyon’a başvurulabilmektedirler. (Tüzük m Karş. TPMK: AB Başvuru Şekli, ABAplication) Bunun yanı sıra, başvurunun ülkemizdeki yetkili ulusal makama: Türk Patent Marka Kurumu (TPMK)’na yapılması ve daha sonra TPMK aracılığıyla Komisyon’a iletilmesi de mümkündür.
16
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
Hâlihazırda, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilmiş iki coğrafi işaretimiz bulunmaktadır: “Antep Baklavası” ve «Aydın İnciri». Bunun yanı sıra “Afyon Pastırması”, “Afyon Sucuğu”, «İnegöl Köfte», «Aydın Kestanesi», «Bayramiç Beyazı», «Taşköpür Sarımsağı», ve “Malatya Kayısısı”, «İnegöl Köfte» ve «Aydın Kestanesi» coğrafî işaretlerinin tescili için başvuru yapılmıştır.
17
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
Tüzük’te aranan şartlar ise, KHK uyarınca TPMK’ya tescil edilebilecek menşe adları ve mahreç işaretlerinin taşımaları gereken şartlar ile büyük ölçüde paralellik göstermektedir. Hatta -ürün tipine ilişkin kısıtlama bir yana bırakılacak olursa- SMK, bir coğrafî işaretin TPMK’ya tescili için, Tüzük’ün AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil için aradığı şartlara oranla daha sıkı şartların varlığını zorunlu kılmaktadır.
18
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir
SMK’nun aradığı şartları sağlayamadığı için TPMK’ye tescil edilemeyen coğrafî işaretler, Tüzük’teki şartları sağlamaları hâlinde AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilebilirler mi? Tüzük m. 8.1, f. II hükmü karşısında söz konusu tescilin yapılabilmesi mümkün değildir. Şöyle ki; Türkiye’den kaynaklanan bir coğrafî işaretin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescilinin talep edilebilmesi için, bu coğrafî işaretin ilkin Türkiye’de TPMK Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilmiş olması ön şarttır. Dolayısıyla, Tüzük’teki şartların tamamını sağlamış olmalarına rağmen, KHK uyarınca TPMK’ye tescil edilemeyen coğrafî işaretlerin, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne de tescil edilebilmeleri mümkün değildir.
19
Ürün tipleri açısından karşılaştırma:
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir Ürün tipleri açısından karşılaştırma: 1151/2012 sayılı Tüzük uyarınca sadece belirli tarım ürünleri ve gıda maddeleri üzerindeki coğrafî işaretlerin tesciline izin verilmekte; üstelik bu kapsama dahil edilebilecek ürün türlerini de sınırlı biçimde saymaktadır. SMK ise, “doğal ürünler, tarım, maden ve el sanatları ürünleri ile sanayi ürünleri” üzerindeki coğrafî işaretlerin tescilini düzenlemektedir (m. 33).
20
Ürün tipleri açısından karşılaştırma:
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir Ürün tipleri açısından karşılaştırma: Hukukumuzda coğrafî işaret olarak tesciline izin verilen “doğal ürünler”, “tarım ürünleri” ile “sanayi ürünleri”nin de tamamının AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili mümkün değildir. TPMK’ye tescil edilebilen şarap ve distile (damıtılmış) alkollü içkiler ise, tarım ürünü niteliği taşımalarına rağmen, AB Coğrafî İşaret Sicili’nin kapsamı dışında kalmaktadırlar. Bu itibarla, örneğin, TPMK’ye tescil edilmiş olan “Türk Rakısı”, “Geleneksel Türk Gül Likörü”, “Geleneksel Türk Kayısı Likörü” adları da, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilemez.
21
Ürün tipleri açısından karşılaştırma:
1. Türk Coğrafî İşaretleri AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Tescil Edilebilir Ürün tipleri açısından karşılaştırma: Hukukumuzda tesciline izin verilen “maden ve el sanatları ürünleri” üzerindeki coğrafî işaretleri de, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilemez. Örneğin Hereke, Simav, Bünyan halısı, Eskişehir lüle taşı, Erzincan bakır işlemeciliği vs.
22
2. Yetkisiz başvuru yapılırsa, hem ülkemiz hem de ülkemizdeki ilgililer itiraz edebilir.
Hangi durumlarda bir Türk coğrafi işareti, başka bir ülkedeki üreticiler tarafından tescil edilmek üzere başvuru konusu yapılma ihtimali söz konusu olur? örneğin Malatya kayısısı örneğin Trabzon ekmeği örneğin Künefe tatlısı “Geleneksel Ad” (Traditional name) kavramı; coğrafî bir yerin adı olmayan bir adın kullanılarak coğrafî kökenin çağrıştırılmasını, ürünle coğrafî köken arasındaki bağlantıya bu şekilde işaret edilmesini ifade etmektedir. Örn. Hellim peyniri, Feta peyniri, basmati pirinci
23
2. Yetkisiz başvuru yapılırsa, hem ülkemiz hem de ülkemizdeki ilgililer itiraz edebilir.
SMK: Geleneksel ad şeklinde: Menşe adı tescil edilebilir, Mahreç işareti tescil edilebilir (KHK döneminde tescil edilemiyordu) (Eski -510/2006 sayılı- Tüzük’te olduğu gibi) TÜZÜK: Mahreç işareti de tescil edilebilir. Yetkisiz kişiler Türk geleneksel ad niteliğindeki menşe adlarını ve mahreç işaretlerini tescil ettirmek için başvururlarsa, buna itiraz edebiliriz.
24
2. Yetkisiz başvuru yapılırsa, hem ülkemiz hem de ülkemizdeki ilgililer itiraz edebilir.
İtirazdan daha güvenli koruma: erken tescil mümkün değil mi? Geleneksel ad niteliğindeki coğrafî işaretlerin (mahreç işaretlerinin), AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili mümkünken, bunların TPMK’ye tescil edilemiyor olması, önemli sorunları beraberinde getirmekteydi. Yukarıda da ifade edildiği gibi, bir Türk coğrafî işaretinin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilebilmesi için aranan ön şart, bu adın TPMK’ye tescil edilmiş olmasıdır. Bu adlar, KHK düzenlemesi uyarınca, ülkemizde TPMK’ye tescil edilemediğinden, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne de tescil ettirilememekte ve AB çapında koruma kazanamamaktaydı. Oysa, yine yukarıda belirtildiği gibi, Türk coğrafî işaretlerinin yetkisiz gruplar tarafından AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili tehlikesi, temel olarak geleneksel ad niteliğindeki coğrafî işaretlerde söz konusu olmaktadır. Bu itibarla, yetkisiz gruplar tarafından tescillerinin önlenebilmesi için, anılan adların AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Türk gruplar tarafından tescilinde büyük menfaat bulunmaktadır. Zira söz konusu adların Türk gruplar tarafından tescil ettirilmesi, bu coğrafî işaretlerin yetkisiz gruplar tarafından başvuru konusu yapılması ya da tescil ettirilmesi tehlikelerini de peşinen ortadan kaldıracaktır.
25
2. Yetkisiz başvuru yapılırsa, hem ülkemiz hem de ülkemizdeki ilgililer itiraz edebilir.
İTİRAZ HAKKINDA: Bir Türk coğrafî işaretinin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili için başka bir devletteki yetkisiz grup tarafından başvurulmuşsa, bu başvuruya: ülkemiz ve/veya ülkemizdeki gerçek ya da tüzel kişilerden hukukî menfaati bulunanlar itiraz edebilmektedirler. Önceki Tüzük’te altı ay olan itiraz süresinin, yeni Tüzük’le üç aya indirilmiştir.
26
3. Bir Türk Coğrafî İşareti AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Yetkisiz Gruplarca Tescil Ettirilmişse Hükümsüzlük Davası Açılabilir Bir Türk coğrafî işaretinin tescili için yetkisiz bir grup tarafından yapılan başvurunun ardından ülkemiz ya da ülkemizdeki gerçek ya da tüzel kişilerden hukukî menfaati bulunanlar tarafından bu başvuruya itiraz edilmemiş olabilir. Benzer şekilde söz konusu başvuruya itiraz edilmiş; ancak bu itiraz reddedilmiş de olabilir. Böyle durumlarda, Türkiye sınırları içinden kaynaklanan bir coğrafî işaretin başka bir devletteki grup tarafından AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil ettirilmiş olması mümkündür. Anılan tescil işlemin ardından işletilebilecek hukukî mekanizma ise, hükümsüzlük davası açılmasıdır.
27
3. Bir Türk Coğrafî İşareti AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Yetkisiz Gruplarca Tescil Ettirilmişse Hükümsüzlük Davası Açılabilir Bir Türk coğrafî işaretinin tescili için yetkisiz bir grup tarafından yapılan başvurunun ardından ülkemiz ya da ülkemizdeki gerçek ya da tüzel kişilerden hukukî menfaati bulunanlar tarafından bu başvuruya itiraz edilmemiş olabilir. Benzer şekilde söz konusu başvuruya itiraz edilmiş; ancak bu itiraz reddedilmiş de olabilir. Böyle durumlarda, Türkiye sınırları içinden kaynaklanan bir coğrafî işaretin başka bir devletteki grup tarafından AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil ettirilmiş olması mümkündür. Anılan tescil işlemin ardından işletilebilecek hukukî mekanizma ise, hükümsüzlük davası açılmasıdır. Bu doğrultuda Türkiye’deki ilgililer de dava açabilmektedirler.
28
ÜLKEMİZ AÇISINDAN ÖNEM TAŞIYAN BAZI COĞRAFİ İŞARETLERİN DİĞER DEVLETLERDEKİ GRUPLAR TARAFINDAN AVRUPA BİRLİĞİ COĞRAFÎ İŞARET SİCİLİ’NE BAŞVURU YA DA TESCİL KONUSU YAPILMASININ ARDINDAN
29
“Feta Peyniri” Menşe Adının Yunanistan’daki Grup Tarafından Tescil Ettirilmesinin Ardından
Tescile konu olan ad, tuzlu suda bekletilen bir peynir türüne ilişkindir. “Feta Peyniri” menşe adı, AB Coğrafî İşaret Sicili’ne Yunanistan’daki bir grup tarafından tescil işlemi, uzun süren bir dava sürecinin ardından 2005’te kesinleşmiştir. Anılan tescilin kesinleşmesinin ardından, ülkemizde üretilen beyaz peynirlerde, ürünün “türünü” ifade etmek amacıyla ya da başka saikle, “Feta Peyniri” ifadesinin ya da söz konusu ifadenin tercümesinin kullanılması mümkün değildir. Hatta söz konusu menşe adının “stil”, “tip”, “metot”, “taklit”, “…’da üretildiği şekliyle” veya benzer terimler beraberinde kullanılması hâli de, tecavüz teşkil edecektir. Örneğin bir Türk peynir üreticisinin, ürettiği beyaz peyniri, -beyaz peynirin tanınmadığı ancak Feta Peyniri kavramının bilindiği pazarlarda- “Feta Peyniri Tarzı Peynir” gibi ifadelerle tanımlayabilmesi de mümkün değildir.
30
“Feta Peyniri” Menşe Adının Yunanistan’daki Grup Tarafından Tescil Ettirilmesinin Ardından
Bununla birlikte belirtmek gerekir ki; söz konusu tescil işlemi, Türk üreticilerinin beyaz peynir üretemeyecekleri, beyaz peynir üretme tekelinin, anılan tescili yaptırmış olan Yunanistan’a geçtiği şeklinde sonuçlar doğurmamıştır. Tescil işlemi, sadece “Feta Peyniri” ibaresinin Yunanistan’ın belirli bir alanında üretilen peynirler üzerinde kullanılabilmesi tekelini doğurmuştur. Dolayısıyla, ülkemizdeki üreticiler de beyaz peynir ya da başka peynir türleri üretebileceklerdir; ancak ürettikleri (ve ihraç ettikleri) beyaz peynirleri “Feta Peyniri” şeklinde niteleyemeyeceklerdir.
31
“Geroskipou Lokumu” Coğrafî İşaretinin Güney Kıbrıs’taki Grup Tarafından Tescil Ettirilmesinin Ardından Güney Kıbrıs’taki bir grup tarafından, “Geroskipou Lokumu” (Loukoumi Geroskipou) coğrafî işaretinin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescili amacıyla yapılan başvuru, Nisan 2007’de AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanmış; başvuruya itiraz yöneltilmemiştir Aralık’ta ise söz konusu coğrafî işaret tescil edilmiştir. Anılan tescil Türk kamuoyunda geniş yankı bulmuş; hukukî dayanağı bulunmayan bazı yanlış yorumlar, medyada haber şeklinde sunulmuştur. Bu doğrultuda; medyada, “ülkemizin artık lokum üretemeyeceği” ya da “Türk üreticilerinin ürettikleri ürünler üzerinde ‘Türk lokumu’ ifadesini artık kullanamayacakları” yönünde yorumlara yer verilmiştir.
32
“Geroskipou Lokumu” Coğrafî İşaretinin Güney Kıbrıs’taki Grup Tarafından Tescil Ettirilmesinin Ardından “Geroskipou Lokumu” coğrafî işaretinin Güney Kıbrıs’taki grup tarafından tescil ettirilmesinin ülkemiz açısından doğurduğu ilk sonuç, ülkemizde üretilen lokumlar üzerinde “Geroskipou Lokumu” (Loukoumi Geroskipou) ifadesinin yer alamayacak olmasıdır. Ülkemizde üretilen lokumlar üzerinde ise, zaten söz konusu ibarenin yer aldığına hiç rastlanmamaktadır. Buna karşın, söz konusu tescil, gerek Türkiye’deki gerekse Türkiye dışındaki lokum üreticilerinin lokum üretmelerini ve “lokum” kavramını, ürettikleri ürünlerin üzerinde, ürünün türünü göstermek için kullanmalarını engellememektedir. Anılan tescil, ülkemizdeki lokum üreticilerinin AB Coğrafî İşaret Sicili’ne “Türk Lokumu” ya da “X Lokumu” (Örneğin Safranbolu Lokumu) şeklindeki coğrafî işaretlerin tescili için başvurma haklarını da etkilememektedir. Diğer bir deyişle, “Geroskipou Lokumu” coğrafî işaretinin tescili, Türk lokum üreticilerinin “Türk lokumu” için (ilkin TPMK’deki Sicil’e ardından da AB Coğrafî İşaret Sicili’ne) tescil başvurusu yapmaları önünde herhangi bir engel oluşturmamaktadır.
33
“Geroskipou Lokumu” Coğrafî İşaretinin Güney Kıbrıs’taki Grup Tarafından Tescil Ettirilmesinin Ardından Ancak tescilin doğurduğu önemli sonuç, “Lokum” ibaresinin, başında herhangi bir coğrafî yerin adı bulunmaksızın, geleneksel ad niteliğindeki coğrafî işaret şeklinde kullanılması olanağını ortadan kaldırmış olmasıdır. Zira, söz konusu tescille birlikte, “lokum” kavramı, bir ürün türüne -ürünün öz adına- indirgenmiş, sadece bir tatlı-şekerleme çeşidi olarak kabul edilmiştir. Oysa “Geroskipou Lokumu” (Loukoumi Geroskipou) coğrafî işaretinde, Güney Kıbrıs’taki bir coğrafî yerin adı olan “Geroskipou” ifadesi ürünün kaynaklandığı yer olarak gösterilmiştir. “Lokum” ifadesi ise, bu ürünün “türü” olarak gösterilmiştir. Bu itibarla, söz konusu tescil ile birlikte, “lokum” ifadesi, ülkemizde üretilen belli niteliklere sahip ürünlere işaret eden geleneksel ad niteliğinden çıkarılmış; sadece bir şekerleme türünü ifade eden öz ada-tür adına (jenerik ada) indirgenmiş olmaktadır. Ancak “Geroskipou Lokumu”nun (Loukoumi Geroskipou), Güney Kıbrıs’taki grup tarafından tescili, “lokum” kelimesini ülkemizi ifade eden bir “geleneksel ad” olmaktan çıkarmış olmasaydı bile, hâlihazırdaki mevzuatımız karşısında söz konusu ad (Lokum) AB Coğrafî İşaret Sicili’ne, ülkemizdeki gruplar tarafından, başında bir coğrafî yer adı olmaksızın tescil edilemeyecekti. Zira, hukukumuzda geleneksel ad niteliğindeki mahreç işaretlerinin TPMK’ye tescili mümkün olmadığından, sadece “Lokum” kelimesinden oluşan ifadenin TPMK’ye mahreç işareti olarak tesciline izin verilememektedir. TPMK’ye tescil ettirilmemiş bir Türk coğrafî işaretinin ise AB Coğrafî İşaret Sicili’ne tescil edilebilmesi mümkün değildir.
34
“Hellim Peyniri” Coğrafî İşaretinin Tescil Edilmesi Amacıyla Güney Kıbrıs’taki Grup Tarafından Başvuru Yapılmasının Ardından “Halloumi” (Χαλλούμι) adının, (peynir cinsine ilişkin olarak) tescili amacıyla, Güney Kıbrıs’taki grup tarafından, tarihinde AB Coğrafî İşaret Sicili’ne başvuru yapılmıştır. Başvuru yayımlanmıştır:
35
“Hellim Peyniri” Coğrafî İşaretinin Tescil Edilmesi Amacıyla Güney Kıbrıs’taki Grup Tarafından Başvuru Yapılmasının Ardından Başvuruya konu olan peynir türünün, başvuru sahibinin yerleşik bulunduğu Güney Kıbrıs’ın yanı sıra, Kuzey Kıbrıs’ta “hellim peyniri” adı altında tanınmakta ve yaygın şekilde üretilmekte olduğu bilinmektedir. Bu durum, anılan başvurunun tescil ile sonuçlanmasının ardından, Kuzey Kıbrıs’taki üreticilerin ekonomik açıdan olumsuz etkilenmesi sonucunu doğuracaktır. Zira, söz konusu başvuru sürecinin tamamlanması ve bu adın tescil edilmesi hâlinde, Kuzey Kıbrıs’taki üreticiler hellim peyniri üretmeye devam edebilecekler; ancak bu peynirleri “Halloumi” şeklinde niteleyemeyeceklerdir.
36
“Kayserovan vrat Trakiya” Coğrafî İşaretinin Tescil Edilmesi Amacıyla Bulgaristan’daki Grup Tarafından Başvuru Yapılmasının Ardından
37
“Kayserovan vrat Trakiya” Coğrafî İşaretinin Tescil Edilmesi Amacıyla Bulgaristan’daki Grup Tarafından Başvuru Yapılmasının Ardından
38
TEŞEKKÜRLER…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.