Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

AYDINLATILMIŞ ONAM Prof. Dr. İbrahim ÜZÜN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "AYDINLATILMIŞ ONAM Prof. Dr. İbrahim ÜZÜN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı."— Sunum transkripti:

1 AYDINLATILMIŞ ONAM Prof. Dr. İbrahim ÜZÜN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı

2 A YDıNLATıLMıŞ O NAM Hastanın bilgilendirilmesi, tıbbi karara katılmasının sağlanması ve hekimin hasta ile işbirliğine girmesi anlamını taşır. Aydınlatılmış Onam; hasta özerkliğine saygı göstermenin en önemli boyutudur.

3 Hastanın verilen bilgiler ile uygulanması düşünülen tanı, tedavi yöntemlerine özgürce karar verebilecek hale getirilmesi aydınlatma, hastanın yapılacak tıbbi işlemler için bilinçli olarak vereceği izin ise onam olarak tanımlanmaktadır. Aydınlatılmış onamı, hukuki ve hasta hakları boyutunda ele almak mümkündür.

4 Hekim-hasta ilişkisinin etik temeli olarak aydınlatılmış onam, "karşılıklı katılım, saygı ve ortak karar" anlamına gelir. Aydınlatılmış onam mekanik biçimde ezber şeklinde açıklamada bulunmak ya da hazır formları imzalatmak işlemi değildir. Tıbbi müdahale ve tedavi hakkında hekim ve hastayı ortak bir karara götüren karşılıklı görüşme işlemidir.

5 Öncelikle muayene ettiği veya müdahale edeceği her hasta BİLGİLENDİRİLMELİDİR. Bilinci açık, iyiyi kötüden ayırt edebilen, anlama yetisi yerinde olan ve reşit olan her hastadan AYDINLATILMIŞ ONAM alınmalıdır. Eğer hasta bilgilendirilmek istemiyorsa, bilinci kapalıysa, iyiyi kötüden ayırt edemiyorsa, anlama yetisine sahip değilse veya reşit değilse aydınlatılmış onamı vasisinden alınmalıdır.

6 O NAMıN G ERI A LıNMASı Hasta kendi geleceğini bizzat tayin hakkının bir sonucu olarak tıbbi müdahaleye verdiği onamını her zaman geri alabilir (müdahale başladıktan sonra tıbben sakınca yoksa). Yönetmelikte; hastanın sağlık kuruluşuna daha sonraki başvurularında bu durumun hastanın aleyhinde kullanılmaması gerektiği vurgulanmıştır.

7 K APSAM Hastanın rızası hangi konuya ilişkin ise, doktorunda müdahalesini bu konuda gerçekleştirmesi yani verilen rızanın çerçevesinde kalması gerekmektedir. Müdahale sırasında hasta için risk taşımayan fakat yararlı olacak başka bir müdahaleyi dahi hastanın onayı olmadan yapılamaz.

8 O NAMıN A RANMADıĞı D URUMLAR Tıbbi müdahalenin gecikmesi durumunda hayati tehlike oluşacaksa Toplum sağlığı açısından tehdit oluşturuyorsa İntihar girişimlerinde

9 A YDıNLATıLMıŞ O NAMıN İ ÇERMESI G EREKEN D URUMLAR Önerilen tedavi veya işlemin açıklanması Ölüm ve ciddi sakatlık risklerinin vurgulanarak, önerilmiş olan tıbbi işlemin yarar ve risklerinin açıklanması Alternatif tedavi ve müdahalelerin, yarar ve risklerini de içerek şekilde açıklanması

10 A YDıNLATıLMıŞ O NAMıN İ ÇERMESI G EREKEN D URUMLAR Tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçlardan bahsedilmeli Başarı şansı ve başarıdan ne kastedildiği açıklanmalı İyileşme sırasında en büyük problemin ne olduğu ve normal yaşamına ne kadar zamanda dönebileceği hakkında da bilgi verilmeli

11 Kötü bir sonuç halinde rızanın ispatlanması hekime ait bir yükümlülük olduğu için onamın yazılı olması gereklidir (HUMK 287. madde).

12 Tanı, tedavi ve seçenekleri, sonuçları, hastalığının gidişi gibi konularda hastaya anlayabileceği bir ifade biçimiyle bilgilendirme ve açıklamada bulunulması ve sonuçta tıbbi müdahale için onamının alınması, hastadan sorumlu hekim için bugün etik ve hukuksal bir yükümlülük durumudur.

13 S ÜREÇ Aydınlatılmış onam kavramı 1950'lerin ikinci yarısında ortaya çıkmış, geniş biçimde tartışılmasıyla başlanması 1970'lerde olmuştur.

14 Sağlık çalışanları, hastaları muayene etmeden önce muayenenin ve tedavinin amacını açıkça anlatmalıdırlar. İşlemin sonuçları hasta açısından ne kadar ağırsa, usulüne uygun bilgilendirilmiş onam almanın ahlaki yükümlülüğü de o denli büyüktür. Muayene ve tedavi, kişilere sonuçları belirgin bir yarar sağlayacaksa, hastanın yapılacak işlem için işbirliği yaparak, örtülü onay vermesi yeterli olacaktır.

15 M UAYENIN TEMEL AMACıNıN TERAPÖTIK BAKıM OLMADıĞı DURUMLARDA Hastanın durumu bilip, onay vermesine Uygulanacak işlemin hiç bir şekilde hastanın çıkarına ters olmamasına büyük özen gösterilmeli Kişinin, cezalandırmayı, işkenceyi ya da fiziksel baskıyı kaldırıp kaldıramayacağını tespit etmek amacıyla muayene yapmak tıbbi etik kurallarına ve tıbbın amacına aykırıdır. Tutuklu ya da hükümlülerin sağlığını cezayı kolaylaştırmak için değil, onları mümkün olan en sağlıklı duruma getirmek ve sağlık koşullarını iyileştirmek için değerlendirmek etik bir davranıştır.

16 A DLI O LGULARDA O NAM Hastanın, muayeneden elde edilecek sağlık verilerinin nasıl kullanılacağı, nasıl saklanacağı, ve kimlerin bu verilere ulaşabileceği konusunda bilgilendirilmesi şarttır. Hastanın kararını belirleyen bu gibi hususlar muayene öncesinde açıkça anlatılmamışsa, muayene ve bilginin saklanması için verilen onam geçersizdir.

17 Doktorlar, gözaltında bulunan herhangi bir kişinin, görmesi gereken tıbbi muayene ve tedaviye erişebilmesini sağlamakla yükümlüdürler. Doktorların gözaltında bulunan kişinin reşit olmaması ya da hasas konumda bir yetişkin olması halinde avukatmışçasına davranmak gibi ek bir yükümlülükleri de vardır.

18 Gizliliği korumak, hastanın bilgisi ve onayı olmadan hastaya ilişkin bilgileri açıklamamak doktorların genel görevlerinden biridir. Doktorlar, tıbbi kayıtlarının gizliliğini temin etmekle yükümlüdürler.

19 T ÜRKIYE ’ DE H ASTA H AKLARı 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun- 1928 70. madde onam (rıza) alma zorunluluğu Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi- 1960 Sır saklama, hastanın hekimi seçmesi, insanlarda deney, hastanın bilgilendirilmesi, hekimin tedaviden çekilmesi 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası-1961 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun-1979 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun- 1983 İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik-1993 Hasta Hakları Yönetmeliği-1 Ağustos 1998

20 Hizmetten genel olarak faydalanma hakkı Bilgilendirilme ve bilgi isteme hakkı Sağlık kuruluşunu, personelini tanıma seçme ve değiştirme hakkı Mahremiyet Bilgilendirilmiş rıza yada aydınlatılmış onam Güvenlik Saygınlık görme ve rahatlık Ziyaretçi ve refakatçi bulundurma hakkı Başvuru ve dava hakkı

21 H ASTA H AKLARı Y ÖNETMELIĞI Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler Madde 1-5 Madde 1-5 Sağlık Hizmetlerinden Faydalanma Hakkı Madde 6-14Madde 6-14 Sağlık Durumu İle İlgili Bilgi Alma Hakkı Madde 15-20Madde 15-20 Hasta Haklarının Korunması Madde 21-23Madde 21-23 Tıbbi Müdahalede Hastanın Rızası Madde 24-31Madde 24-31 Tıbbi Araştırmalar Madde 32-36Madde 32-36 Diğer Haklar Madde 37-41Madde 37-41 Sorumluluk ve Hukuki Korunma Yolları Madde 42-47Madde 42-47 Son Hükümler Madde 47-51Madde 47-51

22 T ıBBI M ÜDAHALEDE H ASTANıN R ıZASı Madde 24- Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart aranmaz. Kanuni temsilci tarafından muvafakat verilmeyen hallerde, müdahalede bulunmak tıbben gerekli ise, velayet ve vesayet altındaki hastaya tıbbi müdahalede bulunulabilmesi; Türk Medeni Kanunu'nun 272 nci ve 431 inci maddeleri uyarınca mahkeme kararına bağlıdır. Kanuni temsilciden veya mahkemeden izin alınması zaman gerektirecek ve hastaya derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlarından birisi tehdit altına girecek ise, izin şartı aranmaz. Üçüncü fıkrada belirtilen ve hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil haller haricinde, rızanın her zaman geri alınması mümkündür. Rızanın geri alınması, hastanın tedaviyi reddetmesi anlamına gelir. Rızanın müdahale başladıktan sonra geri alınması, ancak tıbbi yönden sakınca bulunmaması şartına bağlıdır.

23 T EDAVIYI R EDDETME VE D URDURMA Madde 25- Kanunen zorunlu olan haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir. Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir. Bu hakkın kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracaatında hasta aleyhine kullanılamaz.

24 KÜÇÜĞÜN VEYA MAHCURUN TIBBİ MÜDAHALEYE İŞTİRAKİ Madde 26- Kanuni temsilcinin muvafakatinin gerektiği ve yeterli olduğu hallerde dahi, mümkün olduğu ölçüde küçük veya mahcur olan hastanın dinlenmesi suretiyle tıbbi müdahaleye iştiraki sağlanır.

25 A LıŞıLMıŞ O LMAYAN T EDAVI U SULLERININ U YGULANMASı Madde 27- Klinik veya laboratuar muayeneleri sonucunda bilinen klasik tedavi metotlarının hastaya fayda vermeyeceğinin sabit olması ve daha evvel deney hayvanları üzerinde kafi derecede tecrübe edilmek suretiyle faydalı tesirlerinin anlaşılması ve hastanın rızasının bulunması şartları birlikte mevcut olduğunda, bilinen klasik tedavi metotları yerine başka bir tedavi usulü uygulanabilir. Ayrıca, bilinen klasik tedavi metodu dışındaki bir metodun uygulanabilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve bu tedavinin bilinen klasik tedavi usullerinden daha elverişsiz sonuç vermeyeceğinin muhtemel olması da şarttır. Evvelce tecrübe edilmemiş bir tıbbi tedavi ve müdahale usulü, ancak zarar vermeyeceğinin ve hastayı kurtaracağının mutlak olarak öngörülmesi halinde yapılabilir. Altıncı Bölüm'de yer alan hükümler saklıdır.

26 R ıZANıN Ş EKLI VE G EÇERLILIĞI Madde 28- Mevzuatın öngördüğü istisnalar dışında, rıza herhangi bir şekle bağlı değildir. Hukuka ve ahlaka aykırı olarak alınan rıza hükümsüzdür ve bu şekilde alınan rızaya dayanılarak müdahalede bulunulamaz.

27 O RGAN VE D OKU A LıNMASıNDA R ıZA Madde 29- 18 yaşından küçük ve mümeyyiz olmayanlardan organ ve doku alınamaz. Bu şartları tamam olanlardan teşhis, tedavi ve bilimsel amaçlar ile organ veya doku alınması, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun'un 6 ncı maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına tabidir. Ölüden organ ve doku alınma şartı ve cesetlerin bilimsel araştırma için muhafazası hususunda 2238 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi hükümleri saklıdır.

28 A ILE P LANLANMASı H IZMETLERI VE G EBELIĞIN S ONA E RDIRILMESI Madde 30- İlgilinin rızası mevcut olsun veya olmasın, Bakanlık tarafından tespit edilmiş olanlar dışındaki ilaç ve araçlar aile planlaması hizmetlerinde kullanılamaz. Gebeliğin sona erdirilmesi, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile öngörülen şartlara tabidir. Sterilizasyon ve gebeliğin sona erdirilmesi hallerinde, hastanın rızası ile evli ise eşinin de rızası gereklidir.

29 R ıZANıN K APSAMı Madde 31- Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır. Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu Yönetmelik'te ve diğer mevzuatta belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam gösterilir.

30 T ıBBI A RAŞTıRMALARDA R ıZA Madde 32- Hiç kimse; Bakanlığın izni ve kendi rızası bulunmaksızın, tecrübe, araştırma veya eğitim amaçlı hiçbir tıbbi müdahale konusu yapılamaz. Tıbbi araştırmalardan beklenen tıbbi fayda ve toplum menfaati, üzerinde araştırma yapılmasına rıza gösteren gönüllünün hayatından ve vücut bütünlüğünün korunmasından üstün tutulamaz. Tıbbi araştırmalar, sadece, mevzuata göre araştırmada bulunmayan yetkili ve yeterli tıbbi bilgi ve tecrübeyi haiz olan personel tarafından, mevzuat ile belirlenmiş bulunan yerlerde yürütülür. Gönüllünün tıbbi araştırmaya rıza göstermiş olması, bu araştırmada görev alan personelin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

31 R ıZA A LıNMASıNıN U SULÜ VE Ş EKLI Madde 34- Tıbbi araştırma hakkında yeterince bilgilendirilmiş olan gönüllünün rızasının maddi veya manevi hiçbir baskı altında olmaksızın, tamamen serbest iradesine dayanılarak alınmasına azami ihtimam gösterilir. Tıbbi araştırmalarda rıza yazılı şekil şartına tabidir.

32 K ÜÇÜKLERIN VE M ÜMEYYIZ O LMAYANLARıN D URUMU Madde 35- Reşit ve mümeyyiz olmayanlara, kendilerine faydası olmadan, sırf tıbbi araştırma amacı güden tıbbi müdahaleler hiçbir surette tatbik edilemez. Faydaları bulunması şartı ile reşit ve mümeyyiz olmayanlar üzerinde tıbbi araştırma yapılması, velilerinin veya vasilerinin rızasına bağlıdır. Kanuni temsilci tarafından muvafakat verilmeyen hallerde, 24 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.

33 İ LAÇ VE T ERKIPLERIN A RAŞTıRMA A MACıYLA K ULLANıMı Madde 36- Özel mevzuatına göre izin veya ruhsat alınmış olsa dahi, sırf tıbbi araştırma amacı ile hasta üzerinde kendi rızası ve Bakanlığın izni bulunmaksızın hiçbir ilaç ve terkip kullanılamaz. İlaç ve terkiplerin tıbbi araştırmada kullanımı, 29/11/1993 tarihli ve 21480 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabidir.


"AYDINLATILMIŞ ONAM Prof. Dr. İbrahim ÜZÜN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları