Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanTunç Sarper Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
MINYATÜR SANATI
2
MINYATÜR NEDIR? Ka ğ ıt, parşömen ve fildişi üzerine boya ve yaldızla, ışık, gölgeboyut verilmeden yapılan resim sanatıdır. Aynı zamanda minyatür kelimesi son derece küçük bir şeyi ya da bir nesnenin küçültülmüş biçimini belirtir.
3
MINYATÜRÜN GELIŞIMI Kendine has tekni ğ i ve güçlü anlatım gücüyle var olan minyatür sanatı tarih boyunca çeşitlenerek ve gelişerek varlı ğ ını sürdürmüş ve zenginleşmiştir. Gelişimini hızla sürdürürken kendisine olan ilgi sürekli olarak artmış ve özellikle de Osmanlılar döneminde bu konuda büyük ustalar yetişmiştir.
4
MINYATÜRÜN GELIŞIMI Minyatür Sanatı ilk olarak Do ğ u Kültüründe ortaya çıkmış ve buradan da Batı Dünyasına yayılmıştır şeklinde ki görüş hâkimdir. Her iki yazı çeşidi de bir birinin aynısı olarak yapılmaktadır. Fakat Do ğ u minyatürleri ve Türk minyatürleri çizilirken di ğ erlerinden ayıran ve resme ayrı bir güzellik katan ve tezhip denen çizimlerle süslenmektedir. Tarihte bilinen en eski minyatür örneklerine Mısır’da rastlanmıştır. M.Ö. 2. yy. da papirüslerin üzerine yapıldıkları tahmin edilmektedir. Daha sonraları tarihte Yunanlıların, Romalıların, Bizanslıların ve Süryanilerin de minyatür sanatına ilgi duydukları, el yazmalarını ve de ğ erli yazı türlerini minyatür ile süsledikleri görülmüştür.
5
MINYATÜRÜN GELIŞIMI İ slam sanatında görülen en eski minyatürler XI. yy.dandır; bunların yaygınlaşması ise XII. yy.da gerçekleşmiştir. Selçuklular’dan günümüze ulaşan minyatürlü el yazmaları, imparatorlu ğ un da ğ ılmasından sonra ortaya çıkan Mezopotamya ve çevresindeki devletlerin ve Anadolu Selçukluları’nın egemen oldu ğ u yörelerde hazırlanmıştır. Bu dönemde Ba ğ dat, Musul, Konya, Diyarbakır önemli sanat merkezleriydi. Özellikle Irak’ta el-Vasıti tarafından temsil edilen bir Ba ğ dat minyatür okulu vardı.
6
MINYATÜRÜN GELIŞIMI Osmanlılar döneminde bilimsel, tarihsel ve gerçekçi konuların çizimleri ve resmedilmesi gerçekleştirilmiştir. Osmanlılar dönemindeki minyatür örnekleri tabana yani halkın geneline hitap edecek şekilde günlük hayat ile ilgili konulara öncelik vermekteydi. Saray yaşamı, avlar, şehirler ve sünnet dü ğ ünleri resmedilmekteydi. Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen minyatürlerin büyük ço ğ unlu ğ u Kanuni Sultan Süleyman zamanında çizilmiş olan eserlerdir. Osmanlıdan günümüze en ünlü minyatür ustalarından bir kaçını sayacak olursak bunlardan en büyük ve en ünlü olanı Surname ve Şeyhname eserlerinin çizimini gerçekleştiren Nakkaş Osmandır. Daha sonra Matrakçı, Levni, Buhari ve günümüzde de Süheyl Ünver olarak sıralayabiliriz. Eski zamanlarda minyatür süslemeleri yapılırken çizgilerin çizimleri için kalem olarak kullanılan malzeme, yavru kedilerin tüylerinden yapılan tüy kalem olarak adlandırılmaktaydı, bunun haricinde de boyama işlerinde kullanılan farklı türlerde ve kalınlıklarda kalemler bulunmaktaydı.
7
SURNAME-NAKKAŞ OSMAN Divan edebiyatında padişahın çocuklarının do ğ umu, sünneti, padişahın kızlarının, kız kardeşlerinin vb. evlenmesi gibi nedenlerle düzenlenen halka açık e ğ lencelerin anlatıldı ğ ı manzum ya da mensur yapıttır. Surnameler tarih, gelenek ve görenek, toplumsal yaşam, kurumlar, seyirlik oyunlar gibi konular yönünden zengin bir kaynak de ğ eri taşır. Surnamelerin bir bölümü Osmanlı minyatür sanatı açısından da de ğ er taşır. Murat III’ün o ğ lu şehzade Mehmet’in Sultanahmet meydanında düzenlenen ve elli yedi gün süren sünnet dü ğ ünü Nakkaş Osman yönetimindeki sanatçılarca 250 minyatürle resimlenmiştir (1582). Bu minyatürler XVI. yy. ikinci yarısı İ stanbul yaşamını, esnaf loncalarını, giyim ve kuşamları yansıtan önemli örneklerdir.
8
NAKKAŞ OSMAN VE ESERLER İ
11
MATRAKÇI NASUH Sultan II. Beyazid döneminin (1481-1512) sonlarına do ğ ru Enderun’da e ğ itim gördü ğ ü ve sonra matematik e ğ itimcisi olarak ö ğ renci yetiştirdi ğ i bilinmektedir. Devrin ünlü şairi Saî'den dersler almıştır. Ünlü bir hattat olan Nasuh, nesih yazı stilinde de ğ işiklikler yapmıştır. Divanî yazı stilinde önde gelen isimlerden birisi olmuştur. Matrakçı Nasuh dönemi minyatürde zirve bir dönemdir. Osmanlı tarihini konu alan eserlerini resimlerken, figürsüz manzaralar veya kuşbakışı topografık tasvirler olarak tanımlanabilecek yepyeni bir üslubu yaratan sanatçı, (Matrakçı Nasuh) adıyla ünlenmiş, tarihi konulu eserlerde büyük gelişmelere sebep vermiştir. Osmanlı minyatür sanatının gelişimini üçe ayıracak olursak, matrakçı Nasuh’ üçüncü döneme girer. Üçüncü dönem, minyatürde ba ğ ımsız üslupların ortaya çıktı ğ ı dönemdir
12
MATRAKÇI NASUH VE ESERLER İ
16
LEVN İ Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Türk minyatürcüdür. Genç yaşta İ stanbul’a gelerek sarayın nakkaşhanesinde ünlü ustaların yanında müzehhip olarak yetişti; icazet aldı. Ancak daha sonra minyatüre yöneldi ve sarayda nakkaşbaşlı ğ a kadar yükseldi. Türk minyatürünün ikinci klasik dönemi olarak nitelendirilen Lale Devri’nin en önemli ve yetenekli sanatçısı oldu. Türk kitap ressamlı ğ ının yeniden ve son kez canlandı ğ ını bu dönemde Levni ve öteki sanatçıların yapıtlarında resim tekni ğ i ve biçimlendirme açısından geleneksel kurallara ba ğ lılı ğ ın yanı sıra kimi yeni demelere de başvuruldu ğ u gözlenir. Pek çok minyatürcü gibi Levni de resimlerini kitap levhaları halinde yapmıştır. Bunların en önemlileri Ahmet III’ün şehzadelerinin 15 gün 15 gece süren sünnet dü ğ ünlerini anlatan Surnamei Vehbi’de yer alan 137 minyatürüdür.
17
LEVN İ Levni’nin bir başka önemli yapıtı ise Silsilename adlı padişah portreleri albümüdür. Bu minyatürlerde sultanlar geleneksel biçimde, ba ğ daş kurmuş olarak resmedilmiştir; yalnızca Ahmet III’ün portresi farklıdır: sultan koltuk biçiminde bir tahta oturur, arkasında o ğ lu durmaktadır. Bir albümde toplanan 43 yapıtı saray giysileri içinde tek kadın ya da tek erkek figürlerinden oluşur. Bu albümde Avrupa ve İ ran’a özgü giyseler de yansıtılmıştır. Bu tek figür çalışmalarında Levni’nin gözlemcili ğ i, çizgi ve nakış ustalı ğ ı, yumuşak renklere olan tutkunlu ğ u açıkça görülebilir. Levni edebiyatla da u ğ raşmış, şiirler yazmış, bir kasidesini Ahmet III’e sunmuştur. Ayrıca atasözleri ve deyimlerin bir araya getirilmesiyle yazılmış bir şiirin de onun yapıtı oldu ğ u sanılmaktadır.
18
LEVN İ VE ESERLER İ
22
BUHAR İ Abdullah Buhari, 18. yüzyılda yaşamış olan ünlü bir Türk minyatür ustasıdır. Yaşamı üstüne yeterli bilgi bulunmayan Abdullah Buhari'nin en verimli döneminin 1735-1743 arasında oldu ğ u bilinir. Gerçekçi bir anlayışla yaptı ğ ı tek figür ve çiçek çalışmaları ünlüdür. Yapıtlarının ço ğ u Topkapı Sarayı Müzesi'nde ve İ stanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ndedir. Geleneksel minyatür tekni ğ inden, batı resim gelene ğ ine geçiş döneminin son minyatürcülerindendir. İ mzalı ve tarihli yapıtlarından, özellikle 1735-1743 arasında verimli oldu ğ u biliniyor. Tek figür, çiçek ve manzara çalışmaları vardır. Üslubundan, üçüncü boyutu arayan denemelere girişti ğ i de anlaşılır. Yapıtlarının ço ğ u, İ stanbul üniversitesi ve Topkapı Sarayı müzesi kitaplıklarındadır
23
BUHAR İ VE ESERLER İ
27
GÜNÜMÜZ MINYATÜRÜ Minyatür yerini yavaş yavaş bildi ğ imiz anlamda ça ğ daş resme bırakmaya başladı. Ama batıda oldu ğ u gibi ülkemizde de geleneksel bir sanat olarak varlı ğ ını sürdürmektedir. Birkaç Yüzyıllık kesintiden sonra Prof.Dr. Süheyl Ünver'in çabalarıyla tekrar günyüzüne çıkmış minyatür sanatı Günümüzde Günseli Kato, Nusret Çolpan, Gülbün Mesera, Gülçin Anmaç ve yetişmekte olan birçok genç sanatçı tarafından icra edilmektedir. Minyatür resmin çok güzel anlatıldı ğ ı bir sanattır.Ve bu sanat tüm dünyada yaygınlaşmıştır.
28
GÜNÜMÜZ M İ NYATÜRÜ-SÜHEYL ÜNVER 1900’lü yılların başında tıp ö ğ rencisiyken güzel sanatlara olan ilgisi sonucu ebru, tezhip, minyatür ve hat ö ğ renen Ünver, Cumhuriyet sonrası Osmanlı’dan kalan de ğ erli eserlerin elden çıkarıldı ğ ı, korunmasız bırakıldı ğ ı bu dönemde yok olan eserlerin resimleri ile kaydedilmesi fikrini hayata geçirdi. Ebru, hat, minyatür geleneklerinin devamı için bir atölye kurdu ve çalışmalara başladı. Resimle kaydetme fikri o kadar işe yaradı ki, örne ğ in depremle yıkılan Kuleli Askeri Lisesi binası bile onun suluboya resimlerine bakılarak tamir edildi. 1986’da İ stanbul’da vefat eden Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in eserleri büyük şehir yayınlarınca yeniden basılıyor ve Dr. İ smail Kara başkanlı ğ ında yeniden düzenleniyor. Günümüzde minyatür sanatı, Süheyl Ünver’in bilgilerini ö ğ rencilerine aktarmasıyla gelişme göstermiştir. Onun atölyelerinin ışı ğ ında yeni atölyeler kurulmuştur.
29
GÜNÜMÜZ MINYATÜRÜ-NUSRET ÇOLPAN İ lk ve Orta ö ğ retimini Bandırma’da tamamladı. Daha sonra İ stanbul’da Zincirlikuyu Meslek Lisesini ve Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirdi. Bu yıllarda İ stanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü’nde Prof. Dr. A. Süheyl Ünver ve Azade Akar’dan Türk Süsleme Sanatları dersi aldı ve minyatür çalışmaya başladı. Kendisini Kanuni devrinde yaşayan Matrakçı Nasuh isimli sanatçı çok etkilemiştir. Mimaride kazandı ğ ı disiplin ve görüşten de faydalanarak minyatüre kendine has bir çizgi ve renk getirmiştir. Ancak bunu minyatürün genel prensiplerine uyarak yapmıştır. Çalışmalarının hepsi özgün ve daha önce yapılmamış konulardır. Sanatçı yurt içinde ve yurt dışında muhtelif sergiler açmış ve sergilere katılmıştır. 35 yıldır minyatür çalışan sanatçının yurt içinde ve yurt dışında de ğ işik koleksiyonlarda yaklaşık 300 eseri bulunmaktadır. Eserlerinin bazıları Fransa Devlet başkanı Jacques Chirac, Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin, Santa Barbara Müzesi, Wall Street Journale, Genelkurmay Başkanlı ğ ında, T.C. Dış İ şleri Bakanlı ğ ı ayrıca yeni açılan İ stanbul Metrosu istasyonları, Hava Kuvvetleri 2. Ana Jet Üssü, Diyanet İ şleri Başkanlı ğ ı ve Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü, Dubai Yunanistan ve Tayland'da büyük boyutta çini üzerine yapılmış çalışmalar bulunmaktadır.
30
NUSRET ÇOLPAN VE ESERLER İ
33
KAYNAKÇA Büyük Larousse Sözlük Ve Ansiklopedisi www.vikipedi.com www.lebrizsanaldergi.com www.bilgiustam.com www.dersimiz.com www.hatdergisi.com
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.