Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanBariş Öktem Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Aşağıdakilerden hangisinde Bakanlar Kurulu’nun değişiklik yapma yetkisi yoktur?
A) Verginin konusu B) Muaflık ölçüleri C) İstisna hadleri D) İndirimler E) Vergi oranları Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
2
VERGİ HUKUKUNDA YORUMUN ÖZELLİKLERİ Ekonomik Yaklaşım -Peçeleme
-Muvazaa Kıyas Yasağı Tipiklik Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
3
Amaçsal yorumun vergi hukukundaki yansımasıdır.
Ekonomik Yaklaşım Amaçsal yorumun vergi hukukundaki yansımasıdır. AY m.73 kamu giderlerine katkıda bulunmayı sağlamakta. Bu katkı da devletin ekonomik faaliyetlerden veya varlıklardan zorunlu bir pay alması biçiminde ortaya çıkmaktadır. Vergiyi doğuran olayın saptanmasında ve vergi kanunu hükümlerinin yorumlanmasında; hukukî biçimlerin ötesine geçilerek gerçek ekonomik nitelik ve içeriklerin esas alınmasıdır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
4
Vergiyi doğuran olayın ekonomik niteliği ve işlerliğine göre belirlenmesi ve değerlendirilmesine ekonomik nitelendirme (irdeleme) denir. Vergiyi doğuran olaya uygulanacak hukuk kuralının ekonomik gerçekler göz önüne alınarak belirlenmesine de ekonomik yorum denir. VUK 3/B: “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
5
Ekonomik nitelendirme, vergiyi doğuran olayın niteliğinin ortaya konulması aşamasında; ekonomik yorum ise, ekonomik nitelendirmeden sonra karar aşamasında yapılmaktadır. Kavramların hukuktaki anlamlarıyla değil, içeriklerine göre değerlendirilmesi gerekir. Yani içerik biçime ağır basmaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
6
Ör: Damga Vergisi Kanunu m
Ör: Damga Vergisi Kanunu m. 4: “Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre tabloda yazılı vergisi bulunur. Kağıtların mahiyetlerinin tayininde şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılır.” İçeriğinden kefalet sözleşmesi olduğu anlaşılan bir belgenin başlığında kira sözleşmesi yazması halinde, bu belge üzerinden kanunun kira sözleşmeleri için kabul ettiği binde 1,5 oranında değil, kefalet sözleşmeleri için kabul edilen 7,5 oranında damga vergisi alınması gerekmektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
7
EKONOMİK YAKLAŞIMIN UYGULANDIĞI DURUMLAR: PEÇELEME SÖZLEŞMESİ (PEÇELEME İŞLEMİ)
Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine rağmen bunların gizlenmesine (peçeleme=perdeleme)yönelik davranışların ortaya çıkartılması ekonomik yaklaşımla mümkün olmaktadır. Vergi yükümlüleri ve vergi sorumlularının, vergi kaçırma ya da vergiden kaçınma amacıyla, özel hukuk biçimlerini ve kurumlarını, olağan kullanımları dışında kötüye kullanarak yaptıkları işlemlerdir. Bu durumda vergi idaresi ve vergi yargısı organlarının vergilendirmede görünüşteki sözleşmeyi değil, gerçek ekonomik sonucu göz önüne alması gerekmektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
8
Baba oğluna 7000 TL bağış yapacak Bunu 3500 – 3500 TL olarak bölüyor
Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu m. 4/d: “ivazsız suretle vaki intikallerin 3918 TL’si” vergiden istisna tutulmuştur. Baba oğluna 7000 TL bağış yapacak Bunu 3500 – 3500 TL olarak bölüyor Bağışlama=özel hukuk işlemi Olağan kullanımı dışında kötüye kullanım peçeleme Peçeleme olayını iyi değerlendirmek gerekir. Bağışlama, geniş bir zaman dilimine yayılmışsa peçelemenin varlığından söz etmek kolay değildir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
9
Para Faizsiz – Ev Kirasız Sözleşmeleri
Sözleşme taraflarından biri diğerine bir gayrimenkulün kullanılmasını kirasız olarak devretmekte, karşı taraf da ona faizsiz ödünç para vermeyi üstlenmektedir(karma sözleşme). İki tarafın da amacı vergiyi doğuran olayın meydana gelmesini önleyerek vergiden kaçınmaktır. İdare ve yargı organları paranın faizsiz, evin kirasız olduğunu kabul etmeyerek taraflar adına GV tarh edilmesine karar vermektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
10
GVK m. 70/1- binanın kiraya verilmesi- Gayrimenkul sermaye iradı
GVK m. 73-kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. GVK m. 75-elde edilen faiz- menkul sermaye iradı Karma sözleşme biçimini kullanmaları gerçek ekonomik durumu gizlemeye yöneliktir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
11
Emsal Kira Bedeline göre vergilendirmeden kaçınma
GVK m. 73(Emsal Kira Bedeli Esası); “Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenen vergi değerinin % 5'idir. Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz: 2. Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi” Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
12
B’nin amcası C’nin ise evi yoktur
Baba A’nın, 1 evi vardır Oğul B’nin, 2 evi vardır B’nin amcası C’nin ise evi yoktur B, evinden birisini babası A’ya devretmiştir. Baba A’da kendi evini kardeşi C’ye vermiştir. Bu durumlarda GVK m.73’e göre vergi yükümlülüğü ortaya çıkmaz. B’nin, gayrimenkulü amcası C’nin oturması için tahsis etmiş olduğu saptanırsa bu durumda peçeleme olarak nitelendirilecek vergiyi doğuran olay meydana gelmiş sayılır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
13
(Ekonomik Yaklaşım) Araştırma sonucunda gerçek ekonomik durumun, oğul B’nin evini amcası C’ye tahsis etmek olduğu anlaşılırsa peçeleme Ancak peçeleme kararına varılmadan önce olayın tüm ayrıntıları dikkatlice araştırılmalıdır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
14
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi
Gayrimenkullerin ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile temliki, bir ivaza(karşılığa) dayanmaktadır. Karı-kocanın birbirlerine gayrimenkullerini karşılıklı olarak ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ile devretmeleri peçeleme Çünkü evlilik ilişkisi zaten karı ve kocayı birbirlerine ölünceye kadar bakma yükümlülüğü getirmektedir. Dolayısıyla salt vergi kaçırma amacına yönelen bu durum peçeleme sözleşmesidir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
15
Peçeleme özel hukuk biçimleri olağan kullanımları dışında, vergi kanununu dolanma kastıyla hareket edilmeli. Vergi kanunun emredici hükmü, özel hukuk biçimlerinin kötüye kullanılarak bertaraf edilmeye çalışmalı. İdare ve yargı organları peçeleme sonucuna ekonomik yaklaşım ile varırlar. Bu durumların hepsinde gerçek ekonomik nitelik ve içerikleri tespite yönelik araştırma yapılmaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
16
Vergi kanunları, bazı sözleşmelerin peçeleme sözleşmeleri olarak kullanılabileceğini düşünerek belirli koşulların altında yapılan sözleşmelerin geçersiz sayılacağını ya da kısmen geçerli sayılacağını hükme bağlamıştır. Ör: Kurumlar Vergisi Kanunu(m.12, 13) örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faizler ve transfer fiyatlandırması yoluyla dağıtılan örtülü kazançların gider olarak matrahtan indirilmesine izin verilmemiştir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
17
Örtülü Sermaye KVK m. 12: “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.” Öz sermaye üzerinden ödenen ya da hesaplanan faizler gider olarak indirilemez. Borç tutarı 3 kat sınırını aşmadıkça örtülü sermaye sayılmaz. Aşması halinde, aştığı tutar ve süreyle sınırlı olarak örtülü sermaye sayılır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
18
Örtülü sermaye adi karine özelliği taşıyan peçeleme sözleşmesidir.
Bu sözleşmelerin ekonomik gerçekliği yansıttığını ispat yükü vergi yükümlüsüne veya sorumlusuna aittir. 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar örtülü sermaye sayılmaz. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
19
Örtülü sermayenin şartları:
a)Borçlanmanın ortak ya da ortaklarla ilgili kişilerden yapılması. b)Borcun kurumun özsermayesinin 3 katını geçmesi c)Borcun işletmede kullanılması gerekir. Sonuç; kurum örtülü sermaye sayılan borçlanmalar için ödüyor göründüğü faizleri kurumlar vergisi matrahından indiremeyecektir. Tüm ortaklardan alınan borçların toplam tutarı dikkate alınacaktır Ör: Öz sermaye 150 birim Ortak A 100 birim Ortak B 200 birim borç vermişse Toplam borç 3 katı geçmiyor örtülü sermaye yok Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
20
Peçeleme, muvazaaya benzer
Peçeleme, muvazaaya benzer. Ancak muvazaada görünüşteki işlem hükümsüzdür, gizlenen işlem geçerli sayılır. Peçeleme sözleşmesinde seçilen hukuki biçim görünüşteki şekliyle taraflarca istenmiştir. Muvazaada gizlenen sözleşmenin sonuçları istenirken, peçelemede görünüşteki sözleşme istenir. Özel hukuk yönünden geçerli olan hukukî biçim; vergi kanununu dolanmak, onun hükümlerin bertaraf etmek için seçilmiştir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
21
MUVAZAA Bir muvazaalı işlemde DÖRT unsur mevcuttur.
Bunlar, tarafların başkalarını aldatmak amacıyla yaptıkları görünürdeki işlem, yaptıkları görünürdeki işlemin kendi aralarında hüküm ifade etmeyeceğine dair muvazaa sözleşmesi, tarafların gerçek iradesini gösteren gizli sözleşme ve üçüncü kişileri aldatma kastıdır. Tarafların gerçek iradelerine uymayan muvazaalı işlemler, ister mutlak muvazaa, ister nisbi muvazaa söz konusu olsun, geçersizdir. Muvazaalı işlem taraflar arasında hiçbir hukuki sonuç, alacak ve borç doğurmaz. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
22
Peçeleme işlemlerinde ise görünürdeki işlem, gizli işlem, muvazaa sözleşmesi gibi çok sayıda işlem bulunmaz. Peçeleme sözleşmesi tektir. Hatta peçeleme işlemlerinde çoğunlukla peçeleme sözleşmesine bile gerek kalmamaktadır. Annenin oğluna yaptığı intikalleri küçük parçalara ayırması örneğinde görüldüğü gibi ana ile oğul arasında bir peçeleme sözleşmesine gerek bulunmamaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
23
Ancak muvazaa ve peçeleme kavramlarının her ikisinde de aldatma kastı mevcuttur. Aldatma kastı hem peçeleme işlemlerinde hem muvazaalı işlemlerde karşımıza çıkar. Burada vergisel açıdan yaklaşılacak olursa aldatılmaya çalışılan kişi veya kurum vergi idaresidir. Her iki müessesede de mükellef ve vergi sorumlusunun amacı idareyi aldatarak vergi matrahını hukuki olmayan yollardan küçültmek veya ortadan kaldırmaktır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
24
Muvazaa ile peçeleme işlemlerini birbirinden ayırt etmek gerekir
Muvazaa ile peçeleme işlemlerini birbirinden ayırt etmek gerekir. Peçeleme işleminde görünürdeki işlem, gizli işlem, muvazaalı işlem yoktur. Peçeleme işlemi görünüşteki şekliyle taraflarca istenmiştir; ancak özel hukuk acısından geçerli olan hukuksal yapı, vergi yasasını dolanmak için seçilmiştir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
25
Buna karşılık “muvazaada” tarafların görünürdeki işlem altında sakladıkları gizli işlem, asıl iktisadi sonuçlarını istedikleri işlemdir. Vergi yasaları bu gizli işlemi vergilendirmektedir. Muvazaalı işlemlerde vergi yasaları doğrudan doğruya gizli işleme uygulanmaktadır. Bu açıdan, vergi yasalarının dolaysız olarak uygulanması söz konusudur Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
26
Bu nedenle, örneğin tapu harcından kaçınmak için, resmi senette gösterilen satış bedelinin gerçekten kararlaştırılandan düşük olması halinde, bu durum tespit edildiğinde, vergilendirme gerçek bedel üzerinden yapılacaktır. Bu durum bir peçeleme işleminin varlığına değil muvazaalı bir işlemin varlığına örnek teşkil etmektedir. Bu nedenle muvazaalı işlemde, vergilendirme gerçek ve gizli işlem göz önünde tutularak yapılmaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
27
Ancak peçeleme işlemlerinde vergilemenin üzerinden yapılacağı bir gizli işlem mevcut değildir. Peçeleme işlemlerinde yapılan işlemeler vergi kanunlarını uygulanamaz hale getirerek vergi matrahını azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla yapılan hukuki işlemlerdir. muvazaanın varlığının tespit edildiği işlemlerde, vergileme tarafların gerçek iradelerini gösteren gizli işlem üzerinden gerçekleştirilmektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
28
OLAY Avukatlık stajını yeni bitiren Zerrin, Kayseri’de faaliyet gösteren bir avukatlık bürosuna iş başvurusunda bulunmuştur. Büronun sahibi Avukat Mehmet Bey, kendisine 1000 TL aylık maaş vereceklerini ancak aralarında yapacakları iş sözleşmesini asgari ücret üzerinden gösterebileceklerini söylemiştir. Sosyal güvenlik primini de asgari ücret üzerinden yatıracaklarını ve buna göre gelir vergisini yatıracakları söylemiştir. Zerrin işe başladıktan bir yıl kadar sonra, Avukat Mehmet Bey’in kendisi çok çalıştırdığını düşünerek biraz maaşına biraz zam yapılmasını istemiş; Mehmet Bey buna çok sinirlenerek “Sana zam, mam yok! Zaten doğru düzgün dava kazanamıyorsun. İstemiyorsan başka kapıya!” diyerek çıkışmıştır. Bu duruma çok sinirlenen Zerrin, Mehmet Bey hakkında Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’na, yapmış oldukları sözleşmeyi de anlatan bir ihbarda bulunmuştur. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
29
Olayda avukat Mehmet Bey ile Zerrin arasında yapılan sözleşmenin vergi hukuku açısından niteliğini (peçeleme ya da muvazaa bağlamında) ve sözleşmenin vergi dairesini bağlayıp bağlamadığını değerlendiriniz. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
30
Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
31
Hukuki güvenlik ve vergilerin kanuniliği ilkesine ters düşer.
Kıyas Yasağı Kıyas, bir olay hakkında kanunda yer alan kuralın, nitelikleri ve kuruluşları ona benzeyen ancak kanunda düzenlenmemiş diğer bir olaya uygulanmasıdır. Hukuki güvenlik ve vergilerin kanuniliği ilkesine ters düşer. Kıyas yolu ile verginin konusu genişletilemez. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
32
Tipiklik Somut maddi olayın, soyut hukuk kurallarına uymasına tipiklik denir.(vergini kalıbı) Somut bir olayın, vergiyi kanunlarındaki soyut olarak ifade edilen vergiyi doğuran olayla örtüşmesi halinde tipiklikten söz edilir. Ör: Fatura için getirilmiş bir düzenleme serbest meslek makbuzu için kıyasen uygulanamaz. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
33
Anayasal Vergilendirme İlkeleri Kanunilik İlkesi Ölçülülük İlkesi
Kanun Önünde Eşitlik İlkesi Hukuki Güvenlik İlkesi -Kıyas Yasağı Vergi Kanunlarının Geçmişe Yürütülmemesi Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
34
Kanunilik İlkesi AY m.73/3 Latincede ‘nullum tributum sine lege’ , ‘yasasız vergi olmaz veya temsilsiz vergi olmaz’ şekilde evrensel bir ilke haline gelmiştir. Verginin kanuniliği ilkesi çağdaş demokratik ülkelerde “kuvvetler ayrılığı” veya “kuvvetler dengesi” ilkeleri çerçevesinde, vergilendirme yetkisine yasama organının sahip olmasını ifade etmektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
35
Vergilendirme yetkisi kural olarak, yasama organı tarafından kullanılır. Bu Kural, vergilerin ancak kanunla konulması, değiştirilmesi ve kaldırılması, bu konularda yürütme ve yargı organlarının yetkisiz olmaları anlamını taşır. Vergilerin kanuniliği ilkesi yalnız vergi alacağının öğelerinin kanunla konulmasını değil, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin de kanunla düzenlenmesini gerektirir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
36
Ölçülülük İlkesi Vergi kanunları hak ve hürriyetleri ölçüsüz ve aşırı biçimde sınırlandırıldığı takdirde kişiler anayasal güvenceden yoksun kalırlar. Vergi oranları, güvenlik önlemleri, denetim yolları ile her türlü yaptırım ve uygulama açısından ölçülülük ilkesine uygun düzenleme, uygulama ve yargılama yapılması gerekmektedir. Mali güce göre vergilendirme ölçülülük ilkesine uygunluğu sağlamaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
37
Kanun Önünde Eşitlik İlkesi
AY 10.maddede düzenlenmiştir. ‘Devlet hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanıyamaz.’ Yatay eşitlik- Dikey eşitlik Yatay eşitlik; benzer durumda olanlar arasında farklı muamele yapılamaz. Eşit durumda olanlar aynı vergi yüküne tabii olmalıdır. Dikey eşitlik; farklı durumda olanlardan, ödeme gücü yüksek olanlardan daha fazla vergi alınması. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
38
Hukuki Güvenlik İlkesi
Hukuk devletinde kişilerin kendilerine uygulanacak olan kuralları önceden bilirler. Kişiler, devletin vergilendirme yoluyla hak ve özgürlükler alanlarına yönelttiği müdahaleleri önceden tahmin edebilmeli ve geleceğe dönük planlarını buna göre yapmalıdırlar; böylece vergilendirmede keyfilik de önemli ölçüde önlenir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
39
Kıyas Yasağı Hukukta kıyas, bir olay hakkında yasada yer alan kuralın, nitelikleri ve kuruluşları ona benzeyen fakat yasada düzenlenmemiş diğer bir olaya uygulanmasıdır. Kıyas, kanunda öngörülen durumlara ilişkin düzenlemeleri veya genel ilkelerden elde edilen düzenlemeleri, kanunda öngörülmeyen benzer durumları kapsamına alacak şekilde genişleterek bu durumları çözümleme işlemidir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
40
Vergi Kanunlarının Geriye Yürümezliği
Vergi mevzuatı geçmişe etkili olmadan sadece yürürlüğe girmelerinden sonraki olaylara uygulanmalıdır. Vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihte hangi mevzuat yürürlükte ise bu olaya o mevzuat uygulanmalıdır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
41
VERGİ YARGISINA HAKİM OLAN İLKELER
YAZILI OLMA İLKESİ Vergi davalarında, yazılı yargılama usulü geçerlidir. Zira, sayılı İYUK’un 1. maddesinde “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır.” denilmektedir. Bu ilkenin pratik anlamı, davanın belgeler üzerinde görülmesi ve tarafların belgeler dışında yaratabileceği delillerin oldukça sınırlı olmasıdır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
42
TOPLU YARGILAMA İLKESİ
Vergi mahkemeleri en az üç üye ile kurulurlar. Bu ilke ile vergi mahkemelerinin vergi sistemi içindeki fonksiyonlarının arttırılması, daha isabetli, kalıcı ve uygulamaya yol gösterici kararların oluşmasının sağlanması hedeflenmiştir. Toplam tutarı YTL’yi (2014 yılı için) aşmayan tarhlara karşı açılan davalar vergi mahkemesinde TEK HAKİM ile karara bağlanır. Bunlar dışındaki uyuşmazlıklara ise vergi mahkemesi KURUL halinde bakar Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
43
Usul ekonomisi ilkesi Davanın çabuk ve ucuz bir biçimde görülmesinde, tarafların olduğu kadar toplumun da yararı vardır. Bu nedenle mahkeme/ hâkim, yargılamanın makûl süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür (HMK.m.30). Ayrıca, Anayasa’nın 141. maddesinin son fıkrasına göre, “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir” (Any.m.141/IV). Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
44
Resen araştırma ilkesi
Yargılama teorisinde, dava malzemesinin yargılamaya getirilmesi konusunda birbirinin karşısında yer alan iki ilkenin varlığından söz edilmektedir. Bunlardan birine göre taraflar, diğerine göre de mahkeme bu konuda yetkili ve yükümlüdür. Birinci durumda taraflarca hazırlama ilkesi, ikinci durumda ise resen (kendiliğinden) araştırma ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
45
Dava malzemesinin hazırlanmasında, tarafların yanında, mahkemenin de görevli olmasına resen araştırma ilkesi denir. Başka bir deyişle Resen araştırma ilkesi, yargı organlarının tarafların ileri sürdükleri delillerle bağlı olmaksızın, uyuşmazlık konusu olayın aydınlatılması için kendiliklerinden delil araştırması yapabilmesi, bunları yargılamaya sokabilmesidir. Bu ilke, hem delillerin sayı olarak sınırlanmasına, hem de değerlendirilmesinin kısıtlanmasına engel olmakta, dolayısıyla takdirî delil sistemine ve buna bağlı olarak delil serbestîsi ilkesine zemin hazırlamaktadır. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
46
İYUK’nun 20. maddesinde; “Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilir...” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm, idari yargılamada ve dolayısıyla vergi yargılaması hukukunda resen araştırma ilkesinin uygulanacağını yeteri açıklıkta göstermektedir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
47
Vergi mahkemesinin yargılamaya maddi olaylar getirmesi mümkün değildir
Vergi mahkemesinin yargılamaya maddi olaylar getirmesi mümkün değildir. Çünkü, İYUK’nun 20. maddesinde yer alan, “... vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar”, hükmünün sadece delillerin temini hususunu kapsadığını kabul etmek gerekir. Yargı organlarının kendiliklerinden yapacakları belirtilen incelemeler, idarece yapılan işlem ve belirlemelerin doğruluğunu tespit içindir. Yoksa idarenin işlem tesisi için gerekli olduğu hâlde yapmadığı incelemeleri yapmak görevi yargı organına ait değildir. Vergi yargılaması hukukunda da mahkeme/hâkim yargılamaya yeni olaylar sokamaz. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
48
Ekonomik/maddi gerçekle vergiyi doğuran olayı çakıştırmaya çalışan vergi mahkemesi,yargılamaya yeni maddi olaylar getiremeyecek ise de resen araştırma ilkesinden yararlanarak, uyuşmazlık konusu olayın aydınlatılmasında yararlanılacak delillerin, dosyada dayanağı bulunup bulunmadığına bakmaksızın, yargılamaya sokulması hususunda serbest davranabilmektedir. Çünkü, İYUK’nun 20. maddesinin 1’inci bendinden çıkan anlama göre, vergi mahkemesi, uyuşmazlık konusu olayın aydınlatılması amacıyla delil araştırmasında, yani yeni delillerin temin ve celbinde kural olarak sınırlandırılmamış bir yetkiye sahiptir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
49
Delillerin serbestçe değerlendirilmesi ilkesi, hâkimin delilleri, önceden konulmuş kayıtlara bağlı olmadan serbestçe değerlendirmesi anlamına gelmektedir Delil serbestîsi ilkesi, nelerin delil olacağı, delillerin sayısı ve nitelikleri ile ilgili iken, delillerin serbestçe değerlendirilmesi ilkesi, delil olarak kabul edilen ispat vasıtalarının önceden konulmuş bir sınırlamaya bağlı kalmadan serbestçe değerlendirilmesine ve uyuşmazlık hakkında bir karara varılması aşamasına ilişkindir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
50
DELİL SERBESTİSİ İLKESİ
İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir. Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
51
E) Sistematik yorumlama
Aşağıdakilerden hangisi Vergi Usul Kanunu’nun kabul ettiği yorumlama yöntemlerinden birisi değildir? A) Lafzi yorumlama B) Ekonomik yorumlama C) Tarihi yorumlama D) Amaçsal yorumlama E) Sistematik yorumlama Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
52
C) Hukuki Güvenlik İlkesi D) Adalet İlkesi E) Eşitlik İlkesi
Yürürlüğe giren vergi kanunlarının geçmişe yürütülmemesi gerekliliği aşağıdaki hukuk ilkelerinden hangisi ile bağdaşır? A) Genellik İlkesi B) Doğruluk İlkesi C) Hukuki Güvenlik İlkesi D) Adalet İlkesi E) Eşitlik İlkesi Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
53
Mükellefin özel hukuk kurallarını kullanarak vergi kaçırmasına ne ad verilir?
A) Vergi kaçakçılığı B) Peçeleme C) Muvazaa D) Takas E) Ekonomik Yaklaşım Arş. Gör. Arif Nazif Aydın
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.