Sunuyu indir
1
VAROLUŞÇU TERAPİ
2
Tarihçe Psikoterapide varoluşçu terapi, uygulama alanından çok felsefi bir anlayıştır. Kuramsal bir yaklaşımdan daha çok,tutumdur. Varoluşçu terapide değişik görüşler yer almaktadır. Tüm görüşlerin ortak vardığı nokta(Fisher,McElwain,DuBois) ‘Varoluşçu psikoloji; köktencilik, gerçeklik ve maddecilik konusunda düzeltici olmak isteyen benzer akıllı bir grup insanın başvurduğu yaklaşımdır’
3
Yalom ‘kişinin varolşundan kaynaklanan konulardan oluşan dinamik bir terapi yaklaşımı’ diye açıklamıştır varoluşçu terapi sürecini.
4
Varoluşçu terapide temelde 2 yaklaşım yatmaktadır:
-Avrupa yaklaşımı, insanların trajedik durum ve sınırlılıkları vurgulanır. -İnsan potansiyeline ve etkileşime dayalıdır.(1960,ABD)
5
Varoluşçu terapide çok fazla yazar bilinmektedir
Varoluşçu terapide çok fazla yazar bilinmektedir. Yaklaşımın kurucusu olarak, Kierkeegoard’ı görürler. (1813) Varoluşçu terapiye, Frankl’ın nazi toplama kamplarında yaşadıklarını anlatan kitabı da katkıda bulunmuştur. Varoluşçu kuramın en tutarlı, en anlaşılabilir anlatımı danışma yapabilmek için, Yalom yapmıştır.
6
Temel Felsefesi Varoluşçu terapi kuramcılarının en temel felsefesine göre, ‘İnsan özgürdür, ve kendi yaşantılarından kendisi sorumludur.’ Kendini gerçekleştirme kapasitesine sahiptir.
7
Cooper, ‘Bireyi merkeze alan yaklaşımla aynı, yalnızca daha ızdıraplıdır.’ demiştir.
Randall’a göre, ‘Herkesin yaşamı düşmanca veya vurdumduymaz olan bu dünyada gerçekten uçsuz bucaksız bir dramdır. Yaşamın amacı belli değildir. Ama insanın kendisinin istekli bir şekilde sorumluluk olarak ayarlayacağı bilinçli hareketleriyle her an yeniden belirlenmeyi gerektirir. Bir insan başka bir insana kendini ne kadar yakın hissetse de, temelde yalnızdır.’
8
Varoluşçu terapi kuramcıları, insanın sevgi ve yaratıcılık kapasitelerini kabul eder. İnsanın ulaşacağı en üst amaç sevgidir. Kurtuluşu sevmek ve sevilmektir.
9
İnsanların Temel Motivasyonu
Frankl’a göre, insanın motivasyonu anlam arayışıdır. Bu anlamın ne olduğu yönünde anlaşmazlıklar vardır. Fakat Frankl’a göre, her bireyin anlamının kendisinde olduğunu, herkes için nihai ve asıl bir çağrı olduğunu ve görevi onu bulmaktır.
10
Herkesin kendi içindeki amacını keşfetmesi için, 3yol sunulmuştur.
-İyilik yaparak veya bir iş yaratarak -Bir şey yaşayarak ve birine rastlamak -Kaçınılmaz acıya karşı bir tutum oluşturarak.
11
TEMEL KAVRAMLAR Umwelt: fiziksel dünyadaki varoluşumuz.
Varoluş Tarzları: Varoluşçu terapi kuramcıları, farklı varoluş yollarının olduğunu kabul ederler ve genellikle farklı adlar kullanırlar.bunlar: Umwelt: fiziksel dünyadaki varoluşumuz. Mitwelt: kişilerarası dünyadaki varoluşumuz. Eigenwelt: içsel psikolojik dünyamızı gösterir.
12
Gerçekten otantik varolma bu üçüne birlikte katılmakla olur
Gerçekten otantik varolma bu üçüne birlikte katılmakla olur. Ancak birinde veya ikisinde kendimizi rahat hissettiğimiz için hepsini kullanmayız.
13
Kaygı: Kuramcılar herkesin kaygı yaşadığını kabul ederler; May Yalom “kaygı bizim hayatta kalma, yaşamamızı sürdürme, varlığımıza anlam katma ihtiyacımızdan kaynaklanır” derler. kişinin ölümlü olduğunun farkında olması yani varoluşçu kaygı hiçbir psikolojik semptoma eşlik etmeyen anlamlı bir duygu rahatsızlığıdır. Bu kuramcılara göre kaygıdan kaçılmamalı ve yok edilmemelidir.
14
Nihai Konular: Yalom insan varlığı için 4 temel varoluşçu temanın bulunduğunu belirlemiştir. Ölüm, özgürlük, izolasyon ve anlamsızlık.
15
Ölüm = Yalom’a göre nihai konulardan birisi ölümün her an tepemizde olmasıdır. Psikolojik fonksiyonumuzu yerine getiremememiz aslında ölüm ve kaygı tarafından tetiklenmektedir. Ama ölümün farkında olmak da yaşamımıza anlam verir.
16
Özgürlük = İnsan varlığının temel bir özelliği onun özgür olmasıdır
Özgürlük = İnsan varlığının temel bir özelliği onun özgür olmasıdır. Kişinin kendi yaşamının, seçimlerinin ve eylemlerinin yazarı kendisidir. Özgürlük seçim ve sorumluluk gerçeği varoluşçu suçluluk gerçeğiyle ilişkilidir.
17
Anlamsızlık = Varoluşçu terapistlerin çoğu insanların bir anlama sahip olarak dünyaya gelmediğini düşünürler ama Frankl her insanın yaşamının anlamının da kendine özgü olduğunu söyler.
18
İzolasyon = Biz her zaman ve de nihayette yalnızız
İzolasyon = Biz her zaman ve de nihayette yalnızız. Eğer bir insan ölümlü olduğunu, özgürlüğünü ve sorumluluğunu kabul ederse o zaman izole olduğu gerçeğini kavraması da kaçınılmazdır.
19
Savunmalar: Nihai konuların farkında vardığımızda kaygı yaşarız
Savunmalar: Nihai konuların farkında vardığımızda kaygı yaşarız. Kaygı sonucunda da savunmalar devreye girer. Yalom’a göre ölümü fark etmemek için 2 temel savunma vardır: Kendini özel hissetmek ve nihai bir kurtarıcının olduğuna inanmak.
20
KİŞİLİK KURAMI ve BİREYİN GELİŞİMİ
Bu konu varoluşçu terapi anlayışına uymamaktadır. Çünkü o zaman normlara göre bir durum ortaya çıkacaktır ve bu da bireyin biricikliğine zarar verecektir. Ayrıca terapistler danışanların geçmişlerinden çok şu anı ile ilgilenmektedirler.
21
SAĞLIKLILIK ve FONKSİYONSUZLUK
Sağlığın ne olduğunun tanımı otantiklik şeklinde olacaktır. Otantiklik, cesaret ve kararlılığı gerektirir ve bu da varolmama kaygısıyla yüzleşmeye istekli olmakla ilgilidir. Sağlık bu şekilde bakıldığında olabildiğince az nevrotik kaygı ile yaşamak demektir ama aynı zamanda da bir insan olarak kaçınılmaz olarak yaşanacak olan kaygı ile de başedebilmek demektir.
22
Yalom’a göre, öleceğimizi hissettiğimizi için psikolojik fonksiyonumuzu yerine getirememekteyiz. Ölüm gerçeğiyle uğraşırken, kendini özel hissetmek ve birisinin kurtarıcı mekanizmasına başvururuz. Yalom kendini özel hissetmenin paranoyaya, narsizme bağlı olduğunu düşünmektedir.
23
Nihai kurtarıcı inancı da bizi fonksiyonsuzluğa sürükler
Nihai kurtarıcı inancı da bizi fonksiyonsuzluğa sürükler. Yalom’a göre bu savunma kendini özel hissetmeye göre daha az bir etkiye sahiptir. Kişinin bir kurtarıcı bekleyişi içinde kalması kendini kaybetmesine ve sınırlandırılmış bir yaşam sürmesine neden olur. Psikolojik fonksiyonsuzluğa bir diğer bakış açısı Bugental ve Bracke tarafından sunulmuştur. Son yıllarda yaşanan popüler kültürün insanları bir amaç veya anlam arayışına yöneltmek yerine bireysel başarıya odaklaştırdığını, boşluk ve narsizmi teşvik ettiğini savunmaktadırlar.
24
TERAPİNİN DOĞASI Değerlendirme: Terapistler pek formel bir değerlendirme yapmazlar; pek çoğu değerlendirmenin danışan ile danışman arasında mesafe yarattığını, etkili bir terapi için gerekli olan otantik etkileşimi engellediğini ileri sürmektedirler. Terapötik Atmosfere Genel Bakış: Varoluşçu terapi danışan ve terapistin anlık sübjektif yaşantılarına odaklanır. Aktif olmadıkları gibi terapistler danışanlarının problemlerine bir çözüm önermeye de çalışmazlar. Gerçekte danışanlarına karşı meydan okuyucu bir duruşları vardır. Bu da danışanın nihai konularla yüzleşme cesaretini vermek içindir.
25
Danışan ve Danışman Rolleri: VT geleneğinde terapist, danışanı için gerçekten derin bir özen gösteren ve daha çok fikri alınan bir kişi olarak tanımlanmaktadır. Kendi varoluş sınavını tamamlayan bir terapist, otorite olma veya terapötik nötrlük gibi kalıpların arkasında saklanmayacak danışanı ile eşit ilişki kuracaktır. Walsh ve McElwain danışan ve danışmanın terapötik etkileşim için ortak olarak yatırım yaptıklarını ve risk aldıklarını vurgulamaktadır.
26
Amaçlar: Norcross varoluşçu terapinin amacını şöyle özetlemiştir:
“ psikoterapinin amacının insanları özgür yapmak semptomlarından kurtulmak, kendi olasılıklarının farkına varmak ve yaşama özgürlüğü olmak ” Varoluşçu terapi danışmanları danışanlarının otantik bir yaşam sürmelerini isterler ki bu yaşam şekli varoluşun nihai konularını, daha da önemlisi kendi ölümümüzün kaçınılmaz olduğunu kabul etmeyi içerir.
27
TERAPİ SÜRECİ
28
Bugental ve Kleiner’a göre Varoluşçu Terapi’nin temel ilkeleri:
1.Varoluşçu bir yönelimde, psikolojik sıkıntının altında daha derindeki varoluş konularının olduğu kabul edilir. 2.Varoluşçu bir yönelimde, her bir danışanın kendine özgü bireyselliğine ve insan oluşuna öncelikle saygı duyulur. 3.Varoluşçu bir yönelimde, danışanın kendi kendisi oluşu ve farkındalığı esas olarak alınır. 4.Varoluşçu bir yönelimde, her şeyin geçici olduğu –şu andaki yaşam- vurgulanır, bu nedenle geçmiş ve geleceğe temelde şu an’a ilişkisi bakımından bakılır.
29
Fischer ve arkadaşları, günümüz Varoluşçu Terapi yaklaşımlarında gözlenen 3 temel tema olduğunu söylemişlerdir: ilişki, anlama, esneklik Terapist ilişki içinde olmalı ve nüanslara dikkat etmelidir. Anlamak, danışmanın danışanın dünyasına girmek için samimi olarak çaba göstermesidir. Bireyin biricik olduğu fikri; terapistlerin danışanlara yaklaşırken esnek olmasını, zaman zaman değişik yaklaşımları kullanabilmesini gerekli kılmaktadır.
30
Varoluşçu Terapi terapistleri nihai konular ile ilgili kendi görüşlerini her zaman kendilerine saklarlasa da, Yalom bunun tüm danışanlar için aynı olmayacağını hatırlatmaktadır. Yalom, “terapinin kuramla değil ilişki ile yürütülebileceği” konusunda uyarmaktadır.
31
Tüm Varoluşçu Terapi terapistleri varoluşçu etkileşim için ilişkiyi esas olarak alır, ki bu otantik (gerçek) ve güven verici bir ilişki olmalıdır. En iyi terapi, hem terapist hem de danışan tamamen orada olduğunda gerçekleşir.
32
Terapi sürecinde 4 aşama (Bugental- Kleiner):
ittifak oluşturma, danışanın konularına derinleşme, içsel keşfetme, direnç ile çalışma ve bunu açığa çıkarma Direnç konusu, kişinin nihayette varolmayacağı tehditine karşı bir kalkan olarak kullanma çabalarının bir sonucudur. Terapistin görevi, dünyada varolan bir insan olarak danışanın biricikliğini anlamaktır
33
TERAPÖTİK TEKNİKLER Sözsüz Davranışlara Dikkat Etme
Varoluşçu Terapi’de odak noktası, kişinin varoluşu olduğundan, Varoluşçu Terapi danışmanları danışanın sözsüz ifadelerini gözlemlemeye ve onların dikkatini buna çekmeye önem verirler.
34
Kendini Açığa Vurma Varoluşçu Terapi uygulayıcılarının kendi kişisel reaksiyonlarını danışanları ile paylaşmaları oldukça yaygındır. Danışmanın kendini açması 2 şekilde olur: terapi süreci hakkında veya terapistin kendi varoluşçu mücadelesi hakkında
35
Paradoksal Niyet En iyi bilinen Varoluşçu Terapi tekniklerinden biridir. Frankl tarafından geliştirilmiştir. Burada danışana sıkıntı veren bir problem ve yaşantıyı bilerek “sonuna kadar” yaşaması için onu cesaretlendirme vardır. Korkumuzu sonuna kadar yaşayınca bu korkumuz bizim insanca kendimize gülme kapasitemiz ile bağlantı kurar ve problemimizden uzaklaşırız.
36
Dikkati Dış Dünyaya Yöneltme
Frankl tarafından önerilmiştir. Frankl, bazı sıkıntılı insanların kendi içindeki süreçlere çok fazla odaklaşma eğilimi içinde olduğunu görüp, bununla başetmek üzere kullanmıştır. Rüya Analizi Yalom, psikanalistlerin yaptığı gibi psişik varlıkların bilinçaltı çatışmalarına bakmak yerine, Varoluşçu Terapi terapisti danışanın getirdiklerine onun nihai konularının bir görünümü olarak bakmaktadır.
37
Paranteze Alma Varoluşçu Terapi danışmanının, kendi inançlarını ve yanlılıklarını danışanın dünyasını tamamen anlayabilmek için askıya alması. Yönlendirilmiş Fantazi Yalom, ölüm farkındalığını arttırmak için fantaziden yararlanır. Danışandan kendi ölümünü düşünmesi istenir.
38
STAN OLGUSUNA VAROLUŞÇU TERAPİNİN UYGULANMASI
Varoluşçu yaklaşıma sahip psikolojik danışman, Stan'a kendi farkındalığını artıracak ve yaşamının gelecekteki yönü konusunda karar verecek kapasiteye sahip olduğu görüşüyle yaklaşır. Geleceğin kurbanı olmadığının, geleceğini yeniden tasarlayan bir mimar olabileceğinin farkına varmasını istemektedir. Stan,kişisel sorumluluğunu kabul etmemesiyle "güvensizlik" göstermektedir .Güvensizlik duyduğunu belirten üstü örtük sözcüklerden bazıları; “Ailem hiçbir zaman bana aldırmadı; bu yüzden çoğu zaman kendimi değersiz hissediyorum . "Bu benim kişiliğim; başka bir şey yapmak elimden gelmiyor. “gibi ifadelerdir.
39
Alkol ve uyuşturucu kullanarak özgürlüğünden kaçma girişimleriyle Stan'ın yüzleşmesi sağlanmıştır. Yaşamı, eylemleri ve eyleme geçmesindeki başarısızlıklarından Stan'ın sorumlu olduğunu bir kez daha belirtmiştir. Stan intiharı düşündüğü zamanlar kendini çok aşağılık gördüğünü söylemiştir .Hiç kuşkusuz terapist kendine anda bir tehlike oluşturup oluşturmayacağını saptamak için daha fazla araştırma yapacaktır. Varoluşçu yaklaşımı benimseyen psikolojik danışman Stan'ın yaşamının anlamı ve amacıyla yüzleşmesini sağlamıştır
40
ÇOK KÜLTÜRLÜ BAKIŞ AÇISINDAN VAROLUŞÇU PSİKOLOJİK
DANIŞMA Çok Kültürlü Psikolojik Danışmadan Katkıları Varoluşçu yaklaşım insanların evrensel özelliklerini temel aldığından dolayı kültürel açıdan farklılık gösteren danışanlarla çalışırken uygulanacak en uygun yaklaşımdır. Varoluşçu yaklaşımın diğer güçlü yanı, danışanlar verdikleri kararlarla ilgili ödeyecekleri bedeli araştırmak üzere teşvik edilmektedir. Danışanlar yaşadıkları ortamı nasıl değiştirebileceklerini öğrenmekte ve ayrıca yaşadıkları zor duruma olan katkılarının farkına varmak için kendilerine yönelmeleri konusunda da yüreklenmektedir.
41
Çok Kültürlü Psikolojik Danışmada Sınırlılıkları
Sistematik bakış açısını benimseyenler için varoluşçular, çok aşırı bireysel olmaları ve insanların sorunlarına neden olan sosyal faktörleri göz ardı ettikleri şeklindeki gerçeklerle eleştirilebilirler. Örneğin, dış mahallelerden veya gecekondu semtlerinden gelen farklı özelliklere sahip danışanlarla çalışırken, danışman bu gibi danışanlara sürekli yaşamlarını daha iyi bir hale getirmek için seçenekleri olduğunu söylerse, bu kişiler kandırıldıklarını ve yanlış anlaşıldıklarını düşünebilirler.
42
Birçok ırksal ve etnik azınlığın kendilerini bağlı hissettikleri
karmaşık sosyal kimlikleri dikkate almayarak kendisi üzerinde çok fazla odaklanmasıdır. Yönlendirmeden yoksun olmasıdır. Danışanlar konuşma ve anlaşılma fırsatı bulup kendilerini daha iyi hissetmelerine rağmen, yaşam konumlarına değişiklik getirmesi için danışmanın bir şeyler yapmasını beklerler.
43
VAROLUŞÇU YAKLAŞIMIN KATKILARI
Bireyin yeniden ilgi odağı haline gelmesine yardımcı olmuştur. Yaşama anlam kattığı için, ölüme olumlu bir güç olarak bakmaktadırlar. Endişenin, suçluluk duygusunun, düş kırıklığının, yalnızlığının ve yabancılaşmanın anlaşılmasına yeni boyutlar getirmişlerdir. Başlıca katkılarından biri, terapötik ilişkide ilişki kurmanın kalitesine verdiği önemdir.
44
Varoluşçu Yaklaşımın Sınırlılıkları Ve Kurama Getirilen
Eleştiriler Bu yaklaşıma yönelik başlıca eleştiri, kuramsal ilkelerin ve uygulamaların sistematik bir yapısını olmayışıdır. Bazı psikolojik danışmanlar, kuramın mistik dilini ve kavramlarını anlamakta güçlük çekmektedirler. Terapistler terapötik tarzlarını, kendini gerçekleştirme, söyleşiye dayalı etkileşim, otantiklik gibi üstü örtülü ve küresel terimlerle açıklamaktadırlar. Bu kesin olmayan açıklamalar karmaşıklığa neden olmakta ve varoluşçu yaklaşımın işlemleri ve sonuçları üzerinde araştırma yapılmasını güçleştirmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.