Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KAVRAM GELİŞİMİ. Kavramlar, insanın yaşamında düşünmek için gerekli olan zihinsel yapılardır ve “bireyin diğer nesnelerden ayırt edebildiği ya da diğer.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KAVRAM GELİŞİMİ. Kavramlar, insanın yaşamında düşünmek için gerekli olan zihinsel yapılardır ve “bireyin diğer nesnelerden ayırt edebildiği ya da diğer."— Sunum transkripti:

1 KAVRAM GELİŞİMİ

2 Kavramlar, insanın yaşamında düşünmek için gerekli olan zihinsel yapılardır ve “bireyin diğer nesnelerden ayırt edebildiği ya da diğer nesnelerle ilişkilendirebildiği bir nesne ya da bir grup nesneye ilişkin düzenlenmiş bilgilerinden” oluşur Kavram gelişimi çevremizdeki nesnelerin ya da olayların zihinsel tasarımlarını örgütleme olarak tanımlanan ve ilk yıllardan başlayarak tüm yaşam boyunca devam eden bir süreç görünümündedir

3 Kavramlar somut ve soyut (tanımlanmış) olarak incelenebilir; Somut Kavramlar: Fiziksel özellikleri duyu organları ile algılanabilen kavramlardır. Somut kavramlar genellikle okul öncesi dönemde öğrenilmektedir. Soyut (tanımlanmış) Kavramlar: Bazı kavramlar, kavramın nitelikleri ya da kavramlar arasındaki ilişkiler, objenin kendisi somut olarak gösterilerek açıklanamaz. Bu tür kavramların tanımlanması gereklidir. Somut kavramlar, soyut kavramların öğrenilmesinde önkoşuldur.

4 Okul Öncesi Dönemde Kavram Gelişimi Okul öncesi dönem, çocuğun aktif olarak temel kavramları kazandığı bir dönemdir. bu dönemde öğrenmenin temelini somut olarak kazanılan deneyimler oluşturmaktadır

5 Çocuk bir taraftan varlıkların adlarını öğrenirken diğer yandan bunların benzer veya birleşik yönlerini görmeye, seçmeye ve birleştirmeye başlar böylece çocukta o varlığın kavramı gelişmeye başlar. Örneğin bir çocuk kediden başka hayvan görmediği zaman ‘hayvan’ kavramı geliştiremez. Zamanla köpeği, ineği, kuzuyu, eşeği, atı ve diğer hayvanları görüp öğrendikçe çocukta bunların benzer ve birleşik yönleriyle ‘hayvan’ kavramı gelişmeye ve canlanmaya başlar. Artık küçük yaşlarında olduğu gibi ‘köpek’ sözü çocuk için bütün hayvanlara verilen bir isim değil, hayvanlardan birinin adıdır.

6 2-4 yaş arası, çocukta kavramların ilk belirtilerinin görüldüğü çağdır. Bu yaşlar arasındaki çocuklar genel olarak varlıklarla kendileri arasındaki uzaklığı kestirmekte zorlanır; 3 yaşındaki bir çocuk, bir varlığın büyüklüğüne aldanarak kendisinden çok uzakta olmasına rağmen, ona dokunmak için uzanabilir. Çocuklar ‘aşağı, yukarı, çok uzak, orada, altında, arasında’ gibi sözlerin anlamlarını az çok anlarlar böylece mekan kavramının ilk belirtileri görülür. 4 yaşına doğru çocuklar, ‘bir, iki, üç, az ve çok’ sözlerinin anlamlarını çıkarabilirler, ezberletildiği takdirde dörtten yukarıdaki sayılara doğru da birer birer sayabilirler.

7 4-7 yaş arasındaki çocuklar, sezgiye dayanarak, başka bir deyişle, bir şeyin diğerine olan durumunu sezerek azlığını veya çokluğunu kestirebilirler. İki avuca alınan ve oldukça farklı miktarda olan fındığın hangisinin az veya çok olduğunu söyleyebilirler. Bu çağda eşyaların birbiriyle karşılaştırılarak farklarının söylenmesinde, çocuğun, oldukça ince noktalarına kadar farklılıkları ayırt edebildiği görülür. Çocuk, aklından daha çok, görmesine dayanarak eşyaları birbirleriyle mukayese eder.

8 Yuvarlak Kavramının Gelişimi Şekil, Renk ve Büyüklük Kavramları Sayı Kavramı Zaman Kavramı Ölüm Kavramı

9

10 PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNİN GELİŞİMİ Kişiler arası problem çözme becerisi yaşamın ilk yıllarından itibaren desteklenmesi gereken, tüm yaşam boyu süren becerilerden biri olarak kabul edilmektedir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalarda, 4 yaş kadar erken bir dönemde çocukların uygun bir eğitimle problem çözücü düşünme biçimini kazanabileceği belirtilmektedir. Problem çözme etkinlikleri, çocukların hedefe nasıl ulaşacakları ile ilgili kararlar vermelerini sağlamasının yanında yetişkinlerin de çocuklardan bir şeyler öğrenme fırsatını sağlar.

11 Çocuklara problem çözme becerisi kazandırmak için ailelere öneriler; Çocuğunuzu bir sorun anında mutlaka dinleyin ve onun ihtiyaçlarını, isteklerini anlamaya çalışın. Çocuğunuza onu anladığınızı belirtin, onun düşüncelerini özetleyerek doğru anlayıp anlamadığınızı ona gösterin. Çocuklarınız bir sorunla karşılaşınca ya çözüm girişiminde bulunur ya şikâyette bulunur ya da problemi yok sayar, üstünde durmaktan kaçınırlar. Çocuklarınızı cesaretlendirerek onların sorunlarını kendilerinin çözmelerine fırsat verebilmelisiniz.

12 Problem çözme, belli bir durum çerçevesinde düşünebilme, ne yapılacağına ve nasıl yapılacağına karar verebilme, eldeki imkanları kullanabilme ve bu yolla çözüme ulaşmaktır. Problem Çözme Aşamaları Problemi tanıma Üretme Kuluçka Değerlendirme

13 ÇOCUKLARIN PROBLEM ÇÖZMEDE KULLANABİLECEKLERİ BEŞ AŞAMALI BİR STRATEJİ: Bu stratejide çocuğun bir problemi hem kendine güvenerek, hem de başarıyla çözebilmesi için beş önemli aşama vardır:

14 1. KONUŞMA “Sorununuzu paylaşırsanız, sorun bir bütün olmaktan çıkıp yarıya iner.” Çocukların çoğu ya sorunlarını başkalarına hissettirmez ya da farklı biçimlerde dışa vurur. (Örneğin, küçük kardeşini dövmek, yatmak istememek ya da başkalarının eşyalarına zarar vermek vb.) Bu nedenle, atılacak ilk adım, kendilerini üzen ya da endişelendiren konuyu, çok güvendikleri biri ile konuşabilmelerini sağlamaktır.

15 2. DÜŞÜNME Bu aşamada çocuğa, herhangi bir önlem almadan önce, sorununu tüm ayrıntılarıyla düşünmesi gereği hatırlatılır 3. HAREKETE GEÇME “İyi formüle edilen bir problem yarı yarıya çözülmüş demektir.” Bu aşamada çocuğunuzun aşağıdaki noktalara dikkat ederek hazırlayacağı, uygulamaya yönelik bir eylem planı yapmasına yardım ediniz

16 4. DENETLEME Çocuğun işine gereğinden fazla karışmanın sonuç üzerinde istenmeyen etkileri olur. Bu nedenle, bir gözden geçirmenin yararlarından söz ettikten sonra, çocuğunuzla oturup ne tür bir kontrol mekanizmasının daha yararlı olacağı konusunda konuşun. 5.ÖDÜLLENDİRME Bu aşamada problemini çözebildiği için çocuğun ödüllendirilmesi gerekir. Fakat, bundan daha önemlisi, yavaş ilerleme kaydediyorsa veya başarısız olduysa bile, gösterdiği “çaba” için onu ödüllendirmeyi unutmayın.

17

18 YARATICILIĞIN GELİŞİMİ Gelişimin en hızlı olduğu dönem olan erken çocukluk döneminde çocukların ne denli yaratıcı oldukları tartışmasız kabul edilmektedir. Yaşam kalitesini arttırmanın en etkili yollarından birisi, yaratıcı düşünme ve sorunlara yaratıcı çözümler bulabilme becerisine sahip olmaktan geçmektedir. Günümüzde yaratıcılığının sadece eğitimde değil, birçok farklı meslek alanında kullanılması ve bunun başarı için bir zorunluluk haline dönüştürülmesi, aslında bu olgunun ne denli önemli olduğunu da net bir biçimde ispatlamaktadır.

19 Çocukta Yaratıcılık Gelişimi Yaratıcılığın gelişimi, kişinin diğer gelişim alanlarından oldukça farklıdır. Bu yüzden anne baba ve eğitimcilerin çocukların yaş düzeyleri ve bireysel farklılıklarına göre gösterdikleri yaratıcı düşünme özelliklerini bilmeleri gereklidir.

20 Okul Öncesi Dönemde Yaratıcılığın Gelişimi Yaratıcılık hayatın ilk yıllarında çocuğun oyununda özellikle annenin bebeği ile oynadığı oyunlar esnasında kendini gösterir. Yaratıcı davranışın ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük rolü bebeğin anne veya yerini tutan kişiyle olan ilişkisi oynamaktadır.

21 Yaratıcılığın gelişmesinde taklidin önemi vurgulanmaktadır. Çocuklar doğdukları andan itibaren duydukları sesleri, gördükleri hareketleri ve daha sonra da bazı değerleri taklit ederler. Çocuğun taklit repertuarı zamanla gelişir. Oyunlarında yetişkinlerin konuşma tarzlarını, davranışlarını, mimiklerini model almaya başlar. Fakat burada çocuğu istenmeyen modelin etkilerinden korumak gerekir. Çocuk çevresindeki kişileri taklit ettikten sonra zamanla kendi dünyasını oluşturmaya ve hayal gücünü geliştirmeye, çevreden gördüklerini de buna ekleyerek yaratıcılığını kullanmaya başlar. Okul öncesi dönemde kendini ifade etme yolları olan resim yapma, yaratıcı hareketler, hikaye anlatma, dramatizasyon esnasında çocuk yaratıcılığının en yüksek aşamasına ulaşır

22 DUYUŞSAL VE ALGISAL GELİŞİM Duyu Ve Algı Nedir ? Duyu, duyu alıcıları ile bilginin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Algı duyunun yorumudur. Algılama, hissedilenlerin yorumlanmasıdır. İşitme, hamileliğin son iki ayında fetüs annesinin rahminde rahatça barınırken annesinin sesi, müzik ve diğerleri gibi sesleri işitebilir. yeni doğmuş bebeklerin yetişkinlere yakın bir keskinlikle duyabildikleri gösterilmiştir. Dokunma ve Ağrı: Yeni doğanlar dokunmaya kesinlikle tepki verir. Yanağa bir dokunuş başın çevrilmesine sebep olur; dudağa dokunuş emme hareketi başlatır. Koklama: Yeni doğanlar kokuları ayırabilirler. Tat: Tat duyusu doğumdan önce bile bulunabilir.Doğması yakın fetüsün amniyotik sıvısına sakarin eklendiğinde ağız hareketleri artmıştır. Bir araştırmada 2 saatlik bebekler bile şekerli, acı veya ekşi yiyecekler tattırıldığında değişik yüz ifadeleri göstermiştir. Görme keskinliği; doğumdan hemen sonra parlaklıktaki değişime duyarlıdırlar ve bu duyarlılık ilk iki ay içersinde hızla gelişir. Yeni doğan bebekler 19 cm. uzaklıktaki nesneleri net görebilirler. Dört aylıkken normal bir yetişkin gibi görebilirler. Şekil algısı; 5-7 hafta arasındaki bebeklerin daha çok gözlere baktığı belirlenmiştir. Bu nedenle, bebekle sağlanan göz teması, bebekle bakıcısı arasında sosyal bağın gelişmesinde önemli rol oynar. Algısal değişmezlik; iki aylık bebeklerin şeklin değişmezliğinin algısına, 4 aylık bebeklerin ise rengin değişmezlik algısına ulaşmış oldukları gösterilmiştir. Derinlik algısının; bebeklerde 1. 5-2 ay sonra geliştiği düşünülmektedir. Nesne kavramı; nesnenin sürekliliğine ilişkin ilk kanıt iki ay dolaylarında kendini gösterir. Bebeğe gösterilen oyuncak saklanınca şaşırdığı görülür. Ancak arama davranışı 6 ay dolaylarında görülür Konuşma algısı; çok küçük bebekler konuşma seslerini algılayabilir ve konuşucuları çok erkenden ayırt edebilirler. Gerçekten de bebekler anne babalarının yüzlerini daha henüz tanımadan önce, onları seslerinden ayırt edebilir gibidirler.

23 Bir çocuk okula geldigi ayni yoldan eve dönebiliyor. Bu çocuk hangi dönemdedir? A) Islem öncesi B) Somut islemler C) Soyut islemler D) Duyusal motor E) Islem sonrasi

24 Ayse hanim kizina hiçbir kisitlama getirmiyor ve hiçbir seyine karismiyor. Ayse hanimin bu davranisini asagidakilerden hangisi açiklar? A) Demokratik tutum benimsemis B) Asiri koruyucu tutum benimsemis C) Kizini hiç sevmiyor. D) Çocuk yetistirmede izin verici tutumu benimsemistir. E) Asiri cezalandirici tutum benimsemistir


"KAVRAM GELİŞİMİ. Kavramlar, insanın yaşamında düşünmek için gerekli olan zihinsel yapılardır ve “bireyin diğer nesnelerden ayırt edebildiği ya da diğer." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları