Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanEsen Gür Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
1
2
Devlet Kavramı Devlet kavramı için, tarihsel süreç içerisinde farklı tanımlar yapılmıştır. Herkez devlete farklı bir rol biçmiş ancak zihinlerdeki devletle, devlete ekonomide biçilen rol arasında yakın bir bağ kurulmuştur. Organik anlamda devlet anlayışında devlete bir kutsallık atfedilmiştir. Mekanik anlamda ise devlet sadece insanlar için icat edilmiş bir düzen şeklinde tanımlanmıştır. 2
3
Devlet Kavramı Organik devlet anlayışında devlet doğal bir organizma ve bireyler bu organizmanın bir parçasıdır. Bu anlayışta toplumun hedefleri devlet tarafından belirlenir ve toplum bu hedeflerin gerçekleştirilmesiyle uğraşır. Mekanik anlayışta ise, devlet toplumun bir organik parçasıdır. Devlet, bireylerin kendi hedeflerine kolayca ulaşmak için icat ettikleri bir düzenektir. 3
4
Devlet Kavramı T. Hobbes’e göre devlet zorlayıcı güce sahip olmalı ve bu güç tekel niteliğinde olmalıdır. Aksi halde anarşi olur. A. Smith göre devlet, toplumu ve bireyi diğer toplum yada bireylerin şiddetinden ve istilasından korumalıdır. Ayrıca özel girişimlerin üstlenemeyeceği altyapı yatırımlarını üstlenmelidir. 4
5
Devlet-Ekonomi İlişkisine dair Yaklaşımlar Devlet ile ekonomik hayat arasındaki ilişkinin açıklanmasına ilişkin çeşitli okullar mevcuttur. Bunaların başında Merkantilizm Fizyokrasi Ekonomik Liberaller gelmektedir. Bu okullar 16.yy itibaren Avrupanın iktisat tarihi ve iktisadi düşüncedeki gelişimi yansıtmaktadır. 5
6
Merkantilizm 15 ve 16 yy. Avrupada feodal yapının yerini ulus devletlerinin aldığı, kilisenin yönetimde etkinliğinin azaldığı, yeni ticaret yollarının keşfi ile ulusal ekonomilerin güçlendiği bir dönemdir. Bu dönemde merkezi para birliği sağlanması, ulusal bir vergi ve gümrük sisteminin kurulması ulusal birliiğin sağlanmasında etkili olmuştur. 6
7
Merkantilizm 7 D Merkantilistlere göre, bir ulusun zenginliğinin ölçüsü değerli maden stokları ile ölçülür. Bu stoku artırmanın yoluda dış ticaret fazlasından ileri gelir. Dış ticaret fazlası için devletin düzenleme ve kontrolüne ihtiyaç vardır. Ülkenin maden stoklarının artması için öncelikli uluslararası ticaretin dış ticaret fazlası verecek şeklide düzenlenmesi gerekir. Ayrıca ülke hammadde ve yarı mamül ihracından kaçınmalıdır.
8
Merkantilizm Merkantilistler göre, Mutluluk altındadır çünkü altın ve gümüş devleti zenginleştirir. Değerli madenler devletin elinde toplanmalıdır Snayileşme bilinci ve aşırı nüfusu savunur Avrupda sosyal ve siyasi ortamı değiştirmiştir. (burjuvazi güçlenirken, asiller zayıflamaya başlamıştır) Sömürge yarışı başlamıştır Ülke çıkarları ön plana çıkmıştır. Bu sonuçlara göre merkantilistlerin parasalcı, milliyetçi ve müdahaleci bir doktrin olduğu söylenebilir. 8
9
Fizyokrasi Bazı iktisatçılara göre iktisat bilimi Fizyokratlarla başlar. Çünkü fizyokratlar insan refahını artıracak yolları araştırmışlardır. Merkantilizme karşı bir antitez olarak ortaya çıkmıştır. Kral 15. Louis’in doktoru olan François Quesnay 60 yaşında iken iktisat teorisini geliştirmiştir. Ekolün en önemli diğer savunucusu Jacques Turgot’tur. 9
10
Fizyokrasi 18 yy. ortalarına kadar merkantilist politikalar nedeniyle Krallar, bürokrat ve büyük tüccarlar korumacı politikalar nedeniyle çok güçlenirken, müdahaleci devlet anlayışı nedeniyle halk yada küçük esnaf tarım kesimi aşırı vergi yükü altında ezilmiştir. Bu ekole göre zenginliğin kaynağı endüstri yada ticaret değil, katma değer yaratan tek sektör olan tarımdır. 10
11
Fizyokrasi J.Lock savunduğu rasyonalizm ve doğal düzeni fizyokratlarda benimşemiştir. Yapmış oldukları ekonomik tabloda tarımın nasıl katma değer ve rant yarattığını, bunun ücret ve gelire nasıl dönüştüğünü göstermeye çalışmışlar ve verginin sadece toprak sahiplarinden alınması gerektiğini savunmuşlardır. Çünkü toprak sahiplari üretmemekte, sadece lüks yaşamları nedeniyle gelir akımını bozmaktadırlar. Dr. Olan Quesnay para ve mal dolaşımını kan dolaşımına benzetmekte ve doğal düzene inanmaktaydı. 11
12
Fizyokrasi Fizyokratlar ekonoiye müdahaleye karşı çıkmaları bakımından Klasiklere benzemekle birlikte, üretim faktörlerinden sadece tarım sektörü ve tarımı ele almaları bakımından klasiklerden ayrılırlar. Devlet müdahalesine karşı çıkmaları bakımından ilk liberaller olarak kabul edilebilirler. 12
13
Klasik Liberalizm Klasik iktisat okulunun kurucusu olarak kabul edilen A. Smith Ulusların Zenginliği adlı eserinde klasik liberalizmin temel ilkelerini ortaya koymuştur. Smith’de fizyokratlar gibi doğal düzene inanmış ve bunu görünmez el olarak aadlandırmış ve bunu tanrısal değil, bireylerin rasyonel davranışlarına bağlamıştır. Mübadele ve iş bölümü üzerinde durmuş ve bu argümanlarla bireyin yüksek faydaya ulaşacağını savunmuştur. Para ekonomisinin geçerli olduğu piyasalarda itici gücün kişisel çıkar güdüsü olduğunu iddia etmiştir. 13
14
Klasik Liberalizm Laissez faire liberalizmini savunmamış, devlete sınırlı görev ve fonksiyon vermiştir. (güvenlik, adalet, altyapı) D. Ricardo, T.Malthus, J.Stuart Mill diğer klasik liberallerdir. J.Babtiste Say’in ünlü mahreçler yasasında (her arzın kendi talebini yaratacağı) piyasa ekonomisinde oluşacak dengesizliklerin zaman içerisinde kendiliğinden sona ereceğini ve ekonominin tabi işleyişine kavuşacağını ve bu sebeple devlet müdahalesinin gereksiz olduğunu savunmuştur. 14
15
Neo-Klasik Liberalizm Neo-Klasik iktisatçılar klasik iktisatçıları bazı açıladan eleştirmektedirler. Bu iktisatçılara göre toplumsal refahın temini için piyasa ekonomisinin tek başına optimumu sağlaması zor olup, kimi alanlarda devlet müdahalesi zorunludur. Piyasa Ekonomisinin Başarısızlığı teorisinin geliştirmişlerdir. Bu teorinin dayanağını ise tam rekabet modelinin gerçekleştirilememesi, içsel ve dışsal ekonomiler ile kamusal malların varlığına bağlamışlardır. 15
16
Neo-Klasik Liberalizm Neo-Klasikleriktisatçılar Aksak rekabetin olumsuz sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, Pozitif dışsallığın bulunduğu alanlardaki faaliyetlerin devletçe desteklenmesini, negatif dışsallığın bulunduğu faaliyetlerin de ya bizzat devletçe yapılmasını ya da bu faaliyetleri yapan özel birimlerin düzenleyici vergiler gibi kurallara tabi tutulmalarını savunurlar. Tam kamusal mallar dışında yarı kamusal, doğal tekel, merit/demerit malların da kısmen devletçe üretilmesini savunurlar. Emek-değer teorisinden ziyade malların faydalılık dereceleri üzerinde durmuşlardır. 16
17
Piyasa Ekonomisinin Başarısızlığı Bu teorinin dayanağını ise Tam rekabet modelinin gerçekleştirilememesi, İçsel Ekonomiler Dışsal ekonomiler Kamusal malların varlığı (Arzının siyasal talepçe belirlenmesi, bölünebilirlik, tüketimde rakip olamama bedavacılık sorunu, talebin zorunu olması,…) 17
18
Kenezyen İktisat 1929 Büyük Buhranla birlikte, piyasaların tek başına optimumu sağlamaktan uzak olduğu anlaşılmış ve Keynezyen iktisatla birlikte devletin ekonomiye aktif müdalesi savunulmuştur. Devletin iktisat ve maliye politikası araçlarıyla, etkin kaynak dağılımında etkinlik ve gelir dağılımında adalet sağlanması, istikraraın sağlanması, iktisadi büyüme ve kalkınmanın sağlanması ve ödemler bilanöosunda denklik sağlanması görevi atfedilmiştir. 18
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.