Sunuyu indir
YayınlayanMehmet Adin Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
ÇEVİRİNİN DİLBİLİMSEL YÖNLERİ ÜZERİNE (ROMAN JAKOBSON)
Bu makalesinde Jakobson üç çeviri türünden bahseder: Diliçi, dillerarası ve göstergelerarası. Özellikle dillerarası çeviri üzerine odaklanan Jakobson gerçek anlam çevirisi ve esdeğerlik kavramlarını inceler.
2
Bertrand Russel’ a göre peynirle dilsel olmayan bir aşinalığı olmadıkça kimse peynir kelimesini anlayamaz. Bu noktada Jakobson, bir kelimenin anlamını anlamada o kelimeye kendi kültürümüzde dilsel olmayan bir aşinalığımız olmasa da, diğer kültürde bu kelimeyi anlayabilmenin mümkün olduğundan bahseder.
3
Örneğin; Yunan ve Romalı tanrıların yediği bir yiyecek olan “ambrosia” ya da içecek olan “nektarı” tatmamış olmamıza rağmen ve bu kelimelere sadece dilsel yönden aşina olsak da bu kelimeleri anlayabilir ve hangi bağlamlarda kullanıldıklarını tahmin edebiliriz. Böylece peynirin tüketilmediği veya bilinmediği herhangi bir toplumda peynirin anlamı “kesilmiş sütten elde edilen bir tür yiyecek” gibi bir dil kodu kullanıldığında açık hale gelecektir.
4
Jakobson’a göre her kelime ya da ifade kesinlikle dilsel ya da daha kesin dar anlamıyla göstergesel bir olgudur. Anlam (signatum) olmadan gösterge de (signum) olmaz. Diğer bir deyişle, dilsel bir göstergenin anlamı onun diğer bir dilsel göstergeye çevrilmesidir. Örneğin; bekar adam (bachelor) ifadesini evlenmemiş (unmarried man) olarak aktarmak gibi gibi.
5
Bir dilsel gösterge (word) üç şekilde çevrilebilir.
1) Diliçi Çeviri ya da Açıklama (rewording) : Dilsel göstergelerin aynı dilin başka göstergeleri aracılığıyla yorumlanmasıdır.(bachelor, unmarried man ) Yani, başka bir şekilde ifade etmek, özetlemek ya da bir metni aynı dilde yeniden yazmak diliçi çeviridir.
6
2) Dillerarası Çeviri ya da Gerçek Anlamıyla Çeviri (translation proper):
Başka bir dil aracılığıyla dilsel göstergelerin yorumlanmasıdır. Bir dilden başka bir dile bir metni çevirmek bu tür çeviriye örnektir.
7
3) Göstergelerarası Çeviri Ya da Dönüştürme (transmutation):
Dilsel göstergelerin dilsel olmayan göstergeler aracılığıyla yorumlanmasıdır. Dilsel bir gösterge sistemine sahip yazılı bir metni müzik, mimik gibi dilsel olmayan göstergelerle aktarmak bu türe örnektir.
8
Jakobson’a göre; birinci ve ikinci çeviri türleri için pek çok bağlamda birebir eş anlamlı kelimeler bulmak mümkün olmayabilir. Mükemmel ve kesin eş anlamlılığı yakalamak çok nadir bir durumdur ve neredeyse yoktur ama bu durumda bir üst dil ya da ödünç almalar kullanmak işe yarayabilir.
9
Bu noktada Jakobson, gramer sınıflandırması yönünden iki dil sistemi (kaynak ve hedef) arasındaki farklılıklardan dolayı bu 3 çeviri yönteminin eşdeğerlik probleminin üstesinden gelemeyeceğine dikkat çeker. Belirttiği üzere; bir dilden başka bir dile çeviri, ayrı kodlanmış birimler için değil, diğer dildeki tüm iletiler için de o dilde mesajlar ilettiğinden gerçek anlamıyla, çeviride kodlanmış birimler arasında tam bir eşdeğerlik yoktur. Böylesi bir çeviri dolaylı aktarımdır. Böylece; çeviri iki farklı kodda eşdeğere sahip iki ileti demektir.
10
Her bilişsel deneyim herhangi bir dilde ifade edilebilir.
Örneğin, Kuzeydoğu Sibirya’da yaşayan bir kabilenin “vida” için “dönen çivi”, “çelik” için “sert demir”, “tebeşir” içinse beyaz sabun gibi ifadeler kullandığını görürüz. Yine Rusça’da atsız tramvaya elektrikli at arabası, ya da Koryak dilinde uçağa uçan vapur denilmesi çelişkili anlamlar taşısa bile, bu ifadeler atlı tramvayın elektrikli benzerini, buharlı geminin uçan benzerini kastedeler ve iletişimi etkilemezler.
11
Bu örneklerden de anlaşıldığı üzere, terminolojide bir takım eksiklikler olduğunda ödünç alınan sözcükler veya çeviriler; yeni türetilen sözcükler veya anlam kaydırmaları ve son olarak, dolaylamalar ile terminoloji genişletilebilir. Çünkü doğru şeyi ifade etmek kadar doğru biçimde aktarmak da önemlidir.
12
Ayrıca; bir dilde mevcut olup diğerinde mevcut olmayan bir gramer yapısıve diller arasındaki cinsiyet farklılıkları çeviride anlamı iletmede önemlidir.
13
Rusça’da “brata" “iki erkek kardeş” anlamına gelir ve bu ifadeyi aktardığımız dilde bu böylesi sayısal farklılığa sahip bir ifade şekli yoksa; o ifadeyi aktarırken hedef dilde sözcüksel araçlar yardımıyla, yani iki erkek kardeş, “ikiden fazla erkek kardeş” veya erkek kardeşler gibi ifadelerden hangisini kullanacağına çevirmenin karar vermesi gerekir.
14
Aynı şekilde, birbirinden farklı dilbilgisi dizgelerine sahip iki farklı dilde birinden diğerine çeviri yaparken dillerin dilbilgisi özelliklerinden kaynaklanan seçimler yapmamız gerektiğine de değinir. Örneğin; çevirmen “I hired a worker” cümlesini Rusça’ya çevirirken, eylemin tamamlanıp tamamlanmadığı, işçinin kadın mı erkek mi olduğu gibi ek bilgilere ihtiyaç duyar ve bu iki dil farklı dilbilgisi dizgelerine sahip olduğundan, sürekli ikili seçimler içerecektir. Ve hatta bu iki dilden birbirine aynı cümlenin ard arda çevirisini yapmakla söz konusu iletinin başta vermeye çalıştığı anlamdan da uzaklaşmak söz konusudur. Jakobson, iletinin içeriğini ne denli zenginleştirebilirsek bu kaybın o denli azalacağını öngörür.
15
Aynı doğrultuda Jakobson,bazı dillerin kelimelerinin dişil ya da eril olması hususunda Rusça’da bıçak kelimesinin eril, çatal kelimesininse dişil olduğunu ve Cuma kelimesinin bazı Slav dillerinde eril, diğerlerinde ise dişil olduğu örneklerini verir.
16
Bu bağlamda diller esas olarak ne aktarabilecekleri değil, ne aktarmak zorunda oldukları noktasında birbirlerinden ayrılırlar. Her dil, çeviri yaparken, farklı gramer özelliklerinin seçilmesine ihtiyaç duyar ve aralarında kopukluklar oluşur. Farklı gramer türleri tercih edildiğinde ise, problemli ifadelerin çevrilmesi daha kolaydır. Fakat bu durum sadece biçimin anlamı, ses benzerliklerinin anlam ilişkisini ifade ettiği şiir dili “çevrilemez” olarak kabul edildiğinden, şiirde geçerli değildir. Bu durumda yalnızca yaratıcı “değiştirme” (transposition) mümkündür.
17
Yaratıcı değiştirme üç biçimde yapılabilir:
1) Diliçi değiştirme—bir edebi biçimin diğerine çevrilmesi, 2) Dillerarası değiştirme –bir dilden diğerine 3) Göstergelerarası değiştirme-bir gösterge sisteminin diğerine değişmesi, örneğin; bir söz sanatının müziğe, dansa, sinema veya resme değiştirilmesi
18
Sonuç olarak, bu makalesinde Jakobson, diliçi, dillerarası ve göstergeler arası olmak üzere üç çeviri türüne yoğunlaşarak, anlam, eşdeğerlik ve çevrilebilirlik kavramlarını ele almaktadır.
19
Mehtap EKİNCİ
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.