CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar ki. Ben canlı bir şey istiyorum. Kedi istiyorum, köpek istiyorum, dedi Can. Annesi Can ‘a evde hayvan beslemenin zorluklarını anlattı. Can’ın canı daha çok sıkıldı. Annesi evlerinin kedi, köpek beslemeye uygun olmadığını söyledi. Can iyice sıkıldı. Can: — Ben canlı bir şey istiyorum, diye ısrar etti. Annesi: — Evet kuş! Bir tane de değil, birçok kuş. Üstelik satın almamız da gerekmiyor, dedi. Can kuşkuyla annesine baktı:
Nasıl yani. dedi. Annesi Can’ın elinden tuttu, balkona çıktılar Nasıl yani? dedi. Annesi Can’ın elinden tuttu, balkona çıktılar. Annesi biraz düşündükten sonra: — Peki Can, kuş beslemeye ne dersin? diye sordu. Can sevinçle gözlerini açtı. — Kuş mu? Bana kuş mu alacaksın anne? Dedi. Annesi; Can’a karşı evlerin saçaklarında. ağaçların dallarında tüneyen kuşları gösterdi. Can’ın canı çok ama çok sıkıldı. — Ama onlar benim değil ki, dedi.
Annesi: — İstersen senin olabilirler, dedi Annesi: — İstersen senin olabilirler, dedi. Bu kuşlar nasıl onun olacaktı? Can bu işten bir şey anlamamıştı. Annesi Can’a onları nasıl beslemesi gerektiğini anlatırken, Can hep bunu düşündü. Can, annesinin söylediği gibi buğdayları balkonun bir köşesine bıraktı. Gökyüzüne baktı. Bekledi... Bekledi... Kuşlar gelmedi. Seslendi; çağırdı, elini kolunu salladı... Ama kuşlar gelmedi. Annesi Can’a sabırlı olması gerektiğini söyledi. Kuşlar ona güvenmeliydi. Bir süre onlara görünmeden izlemesi daha iyi olacaktı. Can tül perdenin arkasına çömeldi. sessizce kuşları beklemeye başladı. o da ne? Tombul bir kuş yavaşça yaklaştı. Gelip balkon demirine kondu. Can sevinçle gözlerini açtı. Kuş etrafına baktı .
Can soluğunu tuttu. Kuş buğday tanelerini yemeye başladı Can soluğunu tuttu. Kuş buğday tanelerini yemeye başladı. Can heyecanla bağırdı, kuş uçup gitti... Ertesi gün, aynı kuş balkona geldiğinde Can hiç sesini çıkarmadı. Bu kuşu diğerleri izledi. Annesi ona, açık kahverengi olanların kumru olduğunu söylerdi. Serçeleri parktan tanıyordu. Buğday tanelerini yerken en çok kavga edenler güvercinlerdi. Can, akşamları babasına kuşların çıkardığı sesleri taklit ediyor, nasıl yem yediklerini anlatıyordu. Ama Can, onlara daha yakın olmak istiyordu. Kuşları ürkütmeden nasıl olacaktı bu? Annesi ve babası:
Sabırlı ol, diyorlardı. Can, sabırlı olmayı sevmiyordu Sabırlı ol, diyorlardı. Can, sabırlı olmayı sevmiyordu. Sabahleyin Can erkenden, kuşlara yem vermek için balkona çıktı. 0 da ne? Güzel gözlü bir güvercin, Can ‘ın içeri girmesini beklemeden gelip yanına konuverdi. Can kuşa baktı. Kuş Can’a baktı. Can kıpırdamadı. Kuş, buğday tanelerini hızla yutmaya başladı. Can öylece durup kuşu izledi. Tüm taneler bitince kuş uçup gitti... Can kuşun ardından sevgiyle gülümsedi.
Kuşlar artık Can’dan korkmuyordu Kuşlar artık Can’dan korkmuyordu. Can, yem verirken sağına, soluna konuyorlar. sesler çıkarıyorlar, elindeki kaptan buğday tanelerini alıp kaçıyorlardı. Can’ın canı hiç ama hiç sıkılmıyordu. Nazan Özenç UÇAK Oyundan Sıkılan Çocuk
HAZIRLAYAN : KENAN ORBAY