EMPATİ
Judie isimli Amerikalı bir öğrenci ortaokul sıralarındayken bir arkadaşı ile tartışmaya başlar; kısa bir süre sonra bu tartışma büyür ve kavgaya dönüşür; "ben haklıyım, sen haksızsın" derken dövüşmeye başlarlar ve sınıf öğretmeni olaya el koyar. Tüm sınıf arkadaşlarının gözü önünde Judie'yi bir sıraya, diğer arkadaşını da tam karşısındaki diğer bir sıraya oturtur öğretmen. Aralarına bir masa ve masanın üzerine de bir nesne koyar ve sorar "bu nesne ne renk ?" Judie, siyah diye bağırır, karşısındaki çocuk beyaz diye... Tekrar bir tartışma başlar çocukların arasında; öğretmen sınıfa sessiz olmalarını işaret eder ve bir müddet Judie ile arkadaşının tartışmasını izler. Tartışma büyümeye başlayınca masanın üstündeki nesneyi çevirir ve " şimdi söyleyin ne renk" diye tekrar sorar. Her iki çocuk da ağızları açık, şaşkınlıktan bir müddet konuşamazlar. Çünkü nesnenin bu sefer Judie'ye bakan kısmı beyaz; diğer tarafı siyahtır"
EMPATİ Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla kıvranır. Başına toplananlar “Hemen bir doktor çağırın…” diye bağrışırken, Hoca, “Bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun...” diye bağırır.
Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empati tanımı üç temel öğeden oluşmaktadır. Bir insanın karşısındaki bir kişi ile empati kurabilmesi için gerekli olan bu öğeleri şöyle sıralayabiliriz:
1) Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara bakış açısıyla bakmalıdır. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı, gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmalıyız. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra da bu rolden çıkarak kendi rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) veya ona sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir.
2-Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir.
3) Empati tanımındaki son öğe ise,empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız. Araştırmacılar,insanların zihinlerinde kurdukları empatiyle, karşılarındaki kişiye ilettikleri empati arasında farklılık olduğunu belirtmektedirler. Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin iki yolu vardır: Yüzümüzü/bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek.
Örnek: 1-Yakın bir arkadaşımız anne veya babasını kaybettiğinde, kendimizi onun yerine koyarak arkadaşımızın duygu ve düşüncelerini paylaşabiliriz. Hiçbir tepki vermezsek empati yapmış sayılmayız. 2-İşyerinde mesai arkadaşlarımızla yaşadığımız en ufak bir tartışmada olaya onların penceresinden de bakabilme erdemini gösterebiliyoruz. 3-İşyerinde yöneticisiniz. Emrinizde çalışan birçok personeliniz var. Acaba personeliniz sizden ne beklemektedir? Ne tür bir yönetim tarzı onları daha iyi motive edebilir. 4-Öğrencilerine ders anlatan bir öğretmen olduğunuzu düşünün. Nasıl bir öğretmen profilini tercih ederdiniz?
EMPATİNİN SEMPATİDEN FARKLILIĞI… Bir insana sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz yada seviniriz. Empati kurduğumuzda ise karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır. Kendimizi sempati kurduğumuz kişinin yerine koymamız ve onu anlamamız şart değildir; sempatide "yandaş" olmak esastır. Empati kurduğumuzda ise karşımızdaki kişiyle aynı duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez; sadece onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız. Bir insanı anlamak başka şeydir, ona hak vermek başka şey. Empatide anlamak, sempati de ise anlamış olalım ya da olmayalım, karşımızdakine hak vermek söz konusudur.
SONUÇ Empatinin temelinde karşısındaki kişiyi dinleme vardır. Dinlemek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Eleştirmeden, yargılamadan, nasihat etmeden dinlemek karşıdaki kişiyi rahatlatır. Çünkü anlaşıldığını hissetmek karşımızdaki kişinin bizi dinlediğini hissetmemize bağlıdır. Günlük yaşamda empatiyi tutum haline getirmeliyiz.
Bir ülkede insanlar arasındaki iletişimin nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsanız o ülkenin trafiğine bakacaksınız diyor Doğan CÜCELOĞLU Bizim ülkemizde sanırım durum açık.
TEŞEKKÜRLER……..
KAYNAKLAR 1- Yetim, A. A. Ve Cengiz, R. (2012). İletişim ve Spor KAYNAKLAR 1- Yetim, A.A. Ve Cengiz, R. (2012). İletişim ve Spor. Berikan Yayınevi, 2- Demiray, U., Eroğlu, E., Gökdağ, D., Tuna, Y., Ünlü, S., Yılmaz, A. , Yüksel, H. (2008). Etkili İletişim. Pegem Akademi, Ankara. 3- Yüksel, H., Künüçen, H., Demiray, E., Uztuğ, F., Onursoy, S., Vural, İ., Arslan., B., Arslan, E., Ecevit, F, Özen, Ö., Demiray, U., (2009). Genel İletişim, Pegem Akademi, Ankara. 4-Büyükonat, T. (1998). Başarılı Antrenörlük. Beyaz Yayınları, İstanbul. 5-Işık, M. (2010). Genel ve Teknik İletişim. Eğitim akademi yayınları, Konya. 6- Gökçe, O. (2013). İletişim. Çizgi Kitabevi, Konya. 7-Gürgen, H. (1997). Örgütlerde İletişim Kalitesi. Der Yayınları, İstanbul. 8-Vural, İ. (2012). İletişim. Pegem Akademi, Ankara. 9-İletişim Bilgisi, (2009). Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. 10- İletişim Bilgisi, (2014). Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. 11-abdussamedbalih.meb.k12.tr/07034339 empatik_iletişim 12-www.gebzekoleji.k12.tr/sunumlar/empati.ppt