IV.ÜNİTE HADİS ÇEŞİTLERİ
KAYNAĞINA GÖRE HADİSLER KUDSİ HADİSLER MEVKUF HADİSLER MAKTU HADİSLER MERFU HADİSLER
Kudsi Hadis Sözleri Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem‘e ait olan ve yüce Rabbinden yaptığı rivayetlerdir. Aynı zamanda buna Rabbanî hadis ve ilâhî hadis de denilir. Buna örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in yüce Rabbinden şöyle dediğine dair yaptığı rivayettir: "Ben kulumun yanında benim hakkımda zan ettiği gibiyim. O beni andığı vakit, ben onunla birlikteyim. Eğer beni kendi içinde anarsa, ben de onu kendi nefsimde anarım. Eğer beni bir topluluk arasında anarsa, ben de onu onlardan daha hayırlı bir topluluk arasında anarım."
Kutsi hadis mertebe itibariyle Kur’ân ile nebevî hadis arasında bir yerdedir. Çünkü Kur’ân-ı Kerim hem lafız, hem mana itibariyle yüce Allah'a nisbet edilir. Nebevî hadis ise hem lafız, hem mana itibariyle Peygamberimize nisbet edilir.
Kudsî hadis mana itibariyle yüce Allah'a nisbet edilir, ama söz itibariyle değil. Bundan dolayı kudsi hadis lafzı ibadet kastı ile okunmaz. Kudsî hadisle benzerini getirmek için meydan okumak (tehaddî) sözkonusu değildir. Kur’ân-ı Kerim'in nakledildiği gibi tevatür yoluyla da nakledilmemiştir. Aksine kimi kudsî hadisler sahih, kimi zayıf, kimisi de mevzu (olabilir)dur.
Kudsi Hadisin Özellikleri Kudsî hadis de nebevî hadis gibi sened ve metinden oluşur. Kudsî hadis rivayet edilirken,(Allah’ın Resulü Rabb’inden rivayetle buyurdu ki…), (Nebi (s.a.v.)’den rivayet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur:Allah Azze ve Celle buyurdu ki…) gibi özel tabirler kullanılır. Kudsî hadis Allah’a isnat edilirken nebevî hadis Hz. Peygambere isnat edilir. Her iki hadis çeşidinin de sahihi, zayıfı ve uydurması vardır. Kudsî hadisler genellikle Allah’ın sıfatlarından söz ederler.
MERFU HADİSLER Açık bir şekilde Hz. Peygamber’e izafe edilen hadistir. Yani hadis içinde Rasulullah’a ait bir söz, bir fiil, bir takrir veya bir vasıftan söz ediliyorsa bu açıkça merfu bir hadistir. Ayrıca “Şunu yapmakla emrolunduk” ve “Şunları yapmaktan alıkonduk” şeklinde sahabeler tarafından verilen bilgiler de açık merfu olarak değerlendirilmektedir. Merfu hadisler şu şekillerde gelmiştir;
"Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim" "Rasulullah şöyle buyurdu.” a) Kavli: Sarahaten Hz. Peygamber’e izafe edilen “kavli hadis”, hadis kitaplarımızda şu ifade kalıplarıyla yer almaktadır: "Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim" "Rasulullah şöyle buyurdu.” "Rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur" “Rasulullah bize şunları haber verdi.”
b) Fili: Sarahaten Hz. Peygamber’e izafe edilen “fiili hadis”, hadis kitaplarımızda şu ifade kalıplarıyla yer almaktadır: "Rasûlullah'ın şöyle yaptığını gördüm" "Rasûlullah şöyle şöyle yapardı"
“İbn Ömer’den rivayet olunmuştur: “Ben Hz. Peygamber’i (s. a. v “İbn Ömer’den rivayet olunmuştur: “Ben Hz. Peygamber’i (s.a.v.) (Veda Haccı için) Kabe’yi ilk tavaf ettiğinde Hacer-i Esved’i selamladığını; tavafın yedi şavtından (ilk) üçünde hızlıca yürüdüğünü gördüm.” demiştir. “İbn Ömer’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) namaza başlarken ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır (tekbirini öyle alır)dı.”
"Rasûl-ü Ekrem'in huzurunda şöyle yaptım (yaptık)." c) Takriri: Sarahaten Hz. Peygamber’e izafe edilen “takriri hadis”, hadis kitaplarımızda şu ifade kalıplarıyla yer almaktadır: "Rasûl-ü Ekrem'in huzurunda şöyle yaptım (yaptık)." "Falanca Rasûlullah'ın huzurunda şunu yaptı" Bu ifadelerin sonunda da bu yapılanların Hz. Peygamber tarafından reddedilmediği yer alır.
Merfu Hadisin Hükmü Merfû hadis, sahih, hasen ve zayıf arasındaki ortak ıstılahlardandır. Bu itibarla merfû hadisler, sıhhati bakımından sahih, hasen, zayıf hattâ mevzû bile olabilirler. Sıhhat derecesinin ayrıca incelenmesi gerekir. Hadîs kelimesi mutlak kullanıldığı takdirde de merfu hadîs kastedilir: "Hadîste geldiğine göre" tabiri ile "Merfu hadîste geldiğine göre" tâbiri aynı şeyi ifâde eder: Bu söz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a âittir. Merfu hadis, bütün İslam bilginlerince delil kabul edilmiştir. Bu sebeple de bağlayıcıdır.
MEVKUF HADİSLER Rivâyet edilen söz, fiil veya takrir'in kaynağı sahâbî ise (rivayet munkatı veya muttasıl olsun) buna mevkuf hadîs denir. Sözgelimi Ashab'tan birinin fetvası, menkıbesi, şaka veya fıkra nevinden bir davranışı vs. rivâyet edilmişse bütün bunlar mevkuf hadîs çeşidine girer. Mevkuf hadisler, dinde kesin delil olarak kullanılmazlar. Vaaz ve nasihat amacıyla kullanılabilir. Mevkuf hadisler de râvileri ve isnadları yönünden sahih, zayıf hatta uydurma olabilirler.
MAKTU HADİSLER Tabiîn ve Etbauttâbiîn'e ait rivâyetlere verilen addır. Bunlarda söz, fiil veya takrîr olabilir. Maktu hadisler, mevkuf hadisler gibi, dinde kesin delil olarak kabul edilmemiştir. necdettopal8@gmail.com