KİŞİ (ŞAHIS) Hukuk dilinde hak sahibine kişi (şahıs) adı verilir. Kişi kavramı, hukuk sisteminin hak sahibi olmasına ve borç altına girmesine izin verdiği varlıkları ifade eder. Kişilerin Türleri: İnsanlar gerçek kişilerdir. Hukuk sistemi insan ve mal topluluklarına da kişilik tanımış ve bunların da hak sahibi olmalarına izin vermiştir. Bunlara tüzel kişi denir
KİŞİLER HUKUKUNUN KONUSU Hukukun ilk tespit etmesi gereken husus hak öznesinin (süjesinin) kim olacağı sorusudur. Hukukun merkezi ve varlık nedeni olan hak öznesinin kim olduğu belirlenmeden haklardan, yükümlülüklerden hukuki işlemlerden bahsetmek olanağı yoktur.
Gerçek kişi olabilmenin şartları:
A. KİŞİLİK 1. Kişiliğin Başlangıcı Doğum tam ve sağ olarak anne bedeninden ayrılmaktır. Bunun sonrasında bebeğin bir an için olsun yaşamış olması gerekir. Gerçek kişilerde hak ehliyetinin başlangıcı ve kişiliğin başlangıcı farklı zamanlarda olur. Bu fark özellikle miras hakkının edinilmesinde önem taşır. Örneğin babası doğumundan önce ölen çocuk ancak bu şekilde mirasçı olabilir.
GERÇEK KİŞİLİĞİN SONA ERMESİ: Doç. Dr. Çağlar Özel Hacettepe Üniversitesi Gerçek kişi olan insanların kişiliğinin doğal sona erme sebebi ölümdür. Doğal bir olay olmakla birlikte buna çeşitli hukuki sonuçlar bağlanmıştır. Ölümün meydana geldiği anı tıp bilimi tespit eder, genel olarak beyin ölümünün gerçekleşmesi aranır. Ölümle birlikte kişi, kişilik haklarını ve kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklarını kaybeder. Malvarlığı hakları ise mirasçılara geçer.
2. Kişiliğin Sona Ermesi Ölüm olayı kişinin cesedinin bulunması ve bunun üzerinde tıp uzmanlarında muayene yapılması ile belirlenir. Ancak bazen kişinin cesedine ulaşılamaz. Bu durumda kişinin ölümüne kesin gözüyle bakılabiliyorsa, bulunulan yerin en büyük mülki amiri (Vali - kaymakam) kararıyla öldüğüne karar verilebilir (ölüm karinesi).
Gaiplik kararı Bazen bir kimse ölümüne kesin gözüyle bakılacak bir durumda kaybolmamıştır. Ancak o kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık vardır. Bu durumda kişinin ölmüş olarak kabul edilebilmesi, hakkında gaiplik kararı verilmesiyle olur. Bu karar ölüm karinesinden farklı olarak hakim tarafından verilir.
Gaiplik
2. Kişiliğin Sona Ermesi Bu kararın verilmesi için ya ölüm tehlikesi içinde kaybolma veya kişiden uzun süredir haber alınamaması aranır. Ölüm tehlikesi içinde kaybolmada 1 yıllık, uzun süre haber alınamama durumunda 5 yıllık süre geçince mahkemeye başvurulabilir. 1 yıllık süre olaydan, 5 yıllık süre son haber tarihinden işlemeye başlar.
2. Kişiliğin Sona Ermesi Hâkimin gaiplik kararı, durum ölüm siciline işlenir. Verilen karar, geçmişe etkili olur. Kararın verilmesiyle miras, mirasçılara geçer. Soru: Gaiplik kararı evliği sona erdirir mi? Gaip evli ise, evliliği kendiliğinden sona ermez. Bunun için, ya gaiplik kararı istenirken, evlilik birliğinin de sona ermesi talep edilir veya eş ayrıca bir dava ile evliliğin feshini isteyebilir.
B. GERÇEK KİŞİLERDE HAK EHLİYETİ Hak ehliyeti, haklara ehil olma, hak sahibi olma ve yükümlülük altına girmeyi kapsar. Hak ehliyeti, tüm kişilere tanınan bir ehliyettir. Kişinin yaşı, fikri ve bedeni gelişmesi gözönünde tutulmaksızın (fiil ehliyetinde tersi), tüm kişilere tanınan bir pasif bir ehliyettir. Hak ehliyeti, bir üst kavramdır. (mirasçı olma ehliyetini, davaya taraf olma ehliyetini, evlenme ehliyetini v.s. içinde toplayan ) Kişinin hak ehliyetinden tamamen veya kısmen vazgeçmesi mümkün değildir.
B. GERÇEK KİŞİLERDE HAK EHLİYETİ Herkese hak ehliyeti tanınmıştır. Hak ehliyetine sahip olmak için kişi olmak yeterlidir. Hak ehliyetinin tanınmasında, cins, ırk, din ayırımı yapılmaz. Ancak bazı hususlarda hak ehliyetine ilişkin sınırlamalar getirilmiştir. Bunlar: Yaş: Evlilik ancak belli yaşa gelinmişse mümkündür. Cinsiyet: Çocuğun anne ve babayla nesep bağı farklı biçimde kurulmaktadır. Çocuk babanın soyadını alır. Temyiz kudreti (ayırt etme gücü): Ayırt etme gücü olmayanlar evlenemez. Şeref ve haysiyet: Kötü şöhretli kişi vasi olarak atanamaz. Yabancılık: Yabancıların taşınmaz edinmeleri sınırlanmıştır.
C. GERÇEK KİŞİLERİN FİİL EHLİYETİ Fiil ehliyeti, bir kimsenin kendi fiil ve hareketleriyle, kendi isteği ile hak iktisap etmesi, bu hakları değiştirmesi, ortadan kaldırması, borç altına girmesi, onları değiştirmesi, ortadan kaldırmasıdır. Hiç kimse, fiil ehliyetinden kısmen veya tamamen vazgeçemez. Soru: fiil ehliyeti sınırlanabilir mi?
C. GERÇEK KİŞİLERİN FİİL EHLİYETİ Gerek hak ehliyeti, gerek fiil ehliyeti, birbiri ile sıkı ilişki içindedir. Hak ehliyetine sahip olmadan fiil ehliyetinin varlığından söz edilemez. Ancak, bu iki kavram arasında belli bazı farklar vardır. Hak ehliyeti pasif bir ehliyettir. Hak ehliyeti herkese eşit olarak tanınmıştır. Kişiye fiil ehliyetinin hiç tanınmaması veya sınırlı olarak tanınması kişinin korunması amacıyla öngörülmüştür. Fiil ehliyetinin farklı görünümleri vardır.
1. Fiil Ehliyetinin Görünüş Şekilleri a. Hukuki İşlem Yapma Ehliyeti Hukuki işlem ehliyeti tasarruf yetkisine sahip olma ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı yürütme ehliyeti olmak üzere gruplandırılabilir. Tasarruf işlemi sonucunda bir kimsenin malvarlığının aktifinde azalma ortaya çıkar. Bir kimsenin tasarruf işlemini yapabilmesi için tasarruf ehliyetine sahip olması şarttır.
1. Fiil Ehliyetinin Görünüş Şekilleri a. Hukuki İşlem Yapma Ehliyeti Dava ehliyeti davaya taraf olarak yapılacak usuli işlemleri, meselâ mahkemede dava açma, davayı takip etme vs. yapabilme imkânını kapsar. Bir davada, dava konusu üzerinde bir başkası adına tasarrufta bulunabilme ehliyeti dava yürütme ehliyeti olarak isimlendirilir (kadastro davalarını eşin görebilmesi, acentenin durumu gibi).
b. Hukuka Aykırı Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti Bu ehliyet, kişinin borca aykırı davranışlarından ve haksız fiillerinden sorumlu olmasını kapsar. Haksız fiil ehliyeti, bir kimsenin haksız fiillerinden dolayı sorumlu tutulabilmesi ehliyetidir.
2. Fiil Ehliyetinin Unsurları Fiil ehliyeti, ayırt etme gücünü, ergin olma şartını ve kişi hakkında kısıtlılık kararının alınmamış olmasını gerektirir. Fiil ehliyeti, bu unsurların tamamının veya bir kısmının kişide bulunmasına göre, dört grupta toplanır: 1- Tam Ehliyetliler: Ergin, ayırt etme gücü var ve kısıtlı olmayan 2- Sınırlı Ehliyetliler: Ayırt etme gücü olan kısıtlı ve küçük 3- Sınırlı Ehliyetsizler: Ayırt etme gücü var, ergin, hakkında kısıtlılık kararı alınmamış, fakat kendisine yasal danışman atananlar 4- Tam Ehliyetsizler: Ayırt etme gücü olmayan (ergin olsun olmasın)
Fiil ehliyetin unsurları
3. Fiil Ehliyetinin Şartları a. Erginlik (Reşit Olma- Rüşt) Erginlik belli bir yaşa gelmektir. Kanuna göre 18 yaşını tamamlayan kişi ergindir. Bunun dışında evlenmek kişiyi ergin hale getirir ve mahkeme kararıyla 18 yaşını doldurmamış kişinin ergin olduğuna (kazai erginlik) karar verilebilir. Evlilikle kazanılan erginlik, evlilik sonradan sona erse bile (ölüm, butlan davası veya boşanma gibi sebeplerle) korunur. Evlenen kişi kısıtlıysa bu onun ergin olmasını sağlarsa da, kısıtlılığını ortadan kaldırmaz.
3. Fiil Ehliyetinin Şartları a. Erginlik (Reşit Olma- Rüşt) Kazai erginlik için, küçüğün 15 yaşını tamamlamış olması, kendisinin isteği, velisinin izni (vesayet altındaysa vasinin ve vesayet ve denetim makamlarının izni) bulunmalı, erginlik kararı verilmesi küçüğün menfaatine olmalıdır. Bu karar küçüğün yerleşim yerindeki asliye mahkemesi tarafından verilir. Erginlik kararı ancak erginliğe bağlı sonuçları sağlar, yaşa bağlanan sonuçları sağlamaz. Örneğin erginlik kararıyla ergin olan 18 yaşından önce tek başına vereceği bir kararlar evlenemez.
b. Ayırt Etme Gücü (Sezginlik – Temyiz Kudreti - Mümeyyiz Olma) Ayırt etme gücü, makul surette hareket edebilme yeteneğidir. Doğruyu yanlıştan ayırabilme kudretidir. Bunun için kişide tanıma gücünün ve değerlendirme ve karar verme yetisinin bulunması gerekir. Kanun bazı hallerde ayırt etme gücünün bulunmadığına dair karine koymuştur. Yaş küçüklüğü (hâkimin takdirinde), akıl hastalığı, akıl zayıflığı (tıp bilimi yardımcı olur), sarhoşluk ve buna benzer hallerde, ayırt etme gücünün bulunmadığı kabul edilir.
c. Kısıtlı Olmamak (Mahcur Olmamak) Olumsuz bir koşuldur. Kısıtlılık, bir kimsenin kanunda öngörülen belirli sebeplerden birine dayanarak, mahkeme kararı ile fiil ehliyetinden tamamen veya kısmen mahrum edilmesidir. Kısıtlılık kararı sadece ergin kişiler için alınır. Çünkü küçükler zaten velayet veya vesayet altındadırlar ve korunmaktadır.
c. Kısıtlı Olmamak (Mahcur Olmamak) Kısıtlılık sebepleri çeşitlidir: Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlısı olma, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim. Bir sene ve daha fazla bir süre ile özgürlüğü bağlayıcı ceza almış olma. Kişinin kendi isteği. Bunun için yaşlılık, sakatlık, deneyimsizlik, ağır hastalık sebeplerinden birinin varlığı ve kendi işlerini gereği gibi yönetememesi aranır.
4. Fiil Ehliyeti Açısından Kişilerin Sınıflandırılması Kişileri, sahip oldukları fiil ehliyetine göre dört grupta toplamak mümkündür:
a. Tam Ehliyetliler. Tam ehliyetliler, ayırt etme gücüne sahip, ergin ve hakkında kısıtlılık karan alınmamış kişilerdir. Bunlar, kendi davranışları ile her türlü hakkı iktisap edip, borç altına girebilirler; Bu gruptaki kişilerin, haksız fiil ehliyetleri de bulunmaktadır.
b. Tam Ehliyetsizler Tam ehliyetsizler, ayırt etme gücünden mahrum kimselerdir. Ayırt etme gücü olmayan kimselerin ne hukuki işlem ehliyeti, ne de haksız fiil ehliyetleri vardır. Ayırt etme gücü olmayanların yaptıkları tasarruflar, hukuki bir hüküm ifade etmez. Tam ehliyetsizler, akit yapmak için icap ve kabulde bulunamazlar.
b. Tam Ehliyetsizler Tam ehliyetsiz, kural olarak hiç bir hukuki işlem yapamayacağı için, onun adına hukuki işlemleri yasal temsilcisi yapar. Her ne kadar yasal temsilci tam ehliyetsiz adına her türlü hukuki işlemi yapabilirse de, şu üç işlemi yapamaz. Bağış yapamaz, vakıf kuramaz ve kefil olamaz. Tam ehliyetsizin özel olarak kişiliğine sıkı sıkıya bağlı hakları da, kural olarak yasal temsilci kullanamaz.
c. Sınırlı Ehliyetsizler Bir kimsenin ayırt etme gücü olmasına karşılık kişi, ergin değilse veya hakkında kısıtlılık kararı alınmış ise, o kimse, sınırlı ehliyetsiz grubuna girer. Sınırlı ehliyetsiz, yasal temsilcisinin (veli, vasi) rızası veya icazeti ile vakıf kurma, kefil olma ve bağış yapma dışında her türlü işlem altına girebilir.
c. Sınırlı Ehliyetsizler Yasal temsilcinin onayı, hukuki işlem yapılmadan verilmişse rıza, yasal temsilci, sınırlı ehliyetsiz ile birlikte işlemi yapıyorsa işleme katılma, yasal temsilcinin onayı işlem yapıldıktan sonra verilmişse icazet adını alır.
d. Sınırlı Ehliyetliler Sınırlı ehliyetliler ayırt etme gücüne sahip, ergin olamayan ve ya hakkında kısıtlılık kararı alınmış kimselerdir. Kanun koyucu, yine de bunların menfaatlerini göz önünde tutarak, fiil ehliyetlerini kısıtlamıştır. Bu gruba giren kişilere sınırlı ehliyetliler denir. Sınırlı ehliyetlilerde asıl olan fiil ehliyetinin varlığıdır.
d. Sınırlı Ehliyetliler Yasal danışmanlık, oy danışmanlığı, yönetim danışmanlığı ve karma danışmanlık olmak üzere üç gruba ayrılabilir. Kendisine oy danışmanı tayin edilen kimse, Dava açma ve sulh olma Taşınmazların alımı, satımı, rehin edilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehin edilmesi Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri Ödünç verme ve alma Anaparayı alma Bağışlama Kambiyo taahhüdü altına girme Kefil olma işlemlerini tek başına yapamaz.
E. HISIMLIK İLİŞKİLERİ Hısımlık, doğal ya da belirli ilişkiler sonucu, kişi ile belirli kimseler arasında kurulan ve hukuki sonuçlar doğuran bir bağdır. Hısımlık her zaman gerçek kişiler arasında ortaya çıkan bir bağdır. Hısımlık kuruluş şekillerine göre üç türlüdür. Kan hısımlığı, kayın hısımlığı ve evlât edinmeden doğan hısımlık olmak üzere üç grupta toplanır.
1. Kan Hısımlığı Kan hısımlığı, kan bağına dayanan hısımlıktır. Buna soy hısımlığı da denir.
Kan hısımlığına hukuki sonuçları: Üstsoy ile altsoy arasında evlenme yasaktır. Aynı şekilde üçüncü dereceye kadar yansoy hısımları, yani kardeşler arasında ve amca, dayı, hala, teyze ve yeğenler arasında evlenme yasaktır. Miras hukukunda zümre sistem kabul edilmiştir. Bu sistem, kan bağı esasına dayanır. Davada taraflardan birinin üst ve altsoyu ile üçüncü derecede yansoy kan hısımları şahitlikten kaçınabilir.
2. Kayın Hısımlığı (Sıhri Hısımlık) Kayın hısımlığı, evlenme akdi ile doğan bir hısımlık çeşididir. Kayın hısımlığı, eşlerden birinin, diğerinin kan bağı ile bağlandığı hısımları arasındaki hısımlıktır. Eşler birbirleri ile hısım olmadığı gibi, eşlerin hısımları da kendi aralarında hısım değildirler. Evlilik birliği sona ermiş olsa bile bu evlilik ile ortaya çıkan hısımlık ilişkisi devam eder. Kayın hısımlığında, eşlerden biri diğer eşin düz çizgi hısımları ile evlenemez; fakat yansoy hısımı ile evlenebilir.
3. Evlât Edinmeden Doğan Hısımlık Bu hısımlık, evlât edinenle evlât edinilen arasındaki hakim kararı ile doğan bir hısımlıktır ve hükümleri geniş ölçüde kan hısımlığına benzer. Evlât edinilen kimsenin hısımlık ilişkisi, hem evlât edinenle devam eder; hem de kan bağı ile bağlı olduğu kişilere karşı söz konusu olur. Evlât edinme ile doğan hısımlık ilişkisi hâkim kararına dayanır.
3. Evlât Edinmeden Doğan Hısımlık Evlât edinme ile doğan hısımlığın sonuçları şunlardır: Evlâtlık ve onun altsoyu, evlât edinenin mirasçısıdır. Bu mirasçılık tek taraflıdır. Evlâtlıkla evlât edinen ve bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasağı vardır. Evlât edinme akdinin sona ermesi de ancak çok istisna yerlerde hâkim kararı ile olabilir.
G. YERLEŞİM YERİ (İKAMETGAH) Yerleşim yeri, bir kimsenin hukuki anlamda bulunduğu yerdir. Onun hukuki adresidir. Kuruluşu ve sona erdirilmesi için kişinin ayırt etme gücüne sahip olması aranır.
G. YERLEŞİM YERİ (İKAMETGAH) Teklik ilkesi: Herkesin sadece bir yerleşim yeri olabilir. Soru: Kişi birden fazla yerde oturuyorsa, bun durumda nasıl olur? Zorunluluk İlkesi: Herkes mutlaka bir yerleşim yerine sahip olmalıdır.
H. KİŞİSEL DURUM SİCİLİ Bir kimsenin kişisel durumunun kaydedildiği siciller kişisel durum sicilidir. Bir kimsenin doğum, ölüm, evlenme, boşanma vs... gibi durumları kişisel durum siciline kaydedilir. Nüfus kütüklerinin içeriğinin doğruluğu karine olarak kabul edilir (adi karine). Ancak bunların içeriğinin aksi ispat edilebilir. Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.
II. TÜZEL KİŞİLER Tüzel kişiler hukukun tanıdığı kişi ve mal topluluklarıdır. Özel hukuk tüzel kişileri ve kamu hukuku tüzel kişileri olarak iki grupta incelenir. Özel hukuk tüzel kişileri: Özel hukuk tüzel kişilerinden ikisi dernekler ve vakıflar Ticaret şirketleri olan kollektif, komandit, anonim ve limited şirket Ticaret Kanunu’nda, kooperatifler Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenmiştir.
B. TÜZEL KİŞİLİĞİN KAZANILMASI Tüzel kişiler, eğer kamu tüzel kişileri ise doğması kanun koyucunun irade beyanına bağlıdır. Tüzel kişilik, kanun yada idarî bir işlem ile ortaya çıkar. Özel hukuk tüzel kişileri ise, kural olarak, insan ve mal topluluklarının tüzel kişi olma iradesi ile doğar.
Tüzel Kişiliğin Sona Ermesi Kamu tüzel kişileri nasıl kurulmuşlarsa aynı şekilde sona ererler. Yani bu tüzel kişiler kanun veya idari işlemlerle kuruldukları için sona ermeleri için de aynı şekilde işlem yapılır. Tüzel kişiler belirli nedenlerin varlığı halinde kendiliğinden sona ererler. Buna infisah (dağılma) denir. Amacın gerçekleşmemesi amacın gerçekleşemeyeceğinin anlaşılması (imkansızlık); sürenin geçmesi gibi nedenler infisah halleridir. Özel hukuk tüzel kişileri (dernek, vakıf) fesih veya infisah yollarından biriyle sona ermektedir.
C. TÜZEL KİŞİLERİN HAK EHLİYETİ Hak ehliyeti yönünden tüzel kişilerle gerçek kişiler kural olarak aynıdır. Ancak belli başlı farklılıklar da bulunmaktadır. İnsana insan olması nedeniyle tanınan haklara tüzel kişiler sahip olamazlar. Örneğin doğum, ölüm, ergin olma v.s. Bünyeleri gereği bazı haklar sadece tüzel kişilere tanınır. Bir üyeyi ihraç etmek (üyelikten çıkarmak), üyelik ödentisi (aidat) talep etmek, kendi kendini feshetmek, tüzük değiştirmek vs. Tüzel kişilerin hak ehliyeti uğraşı konuları ve amaçlarıyla sınırlandırılmıştır.
D. TÜZEL KİŞİLERİN FİİL EHLİYETİ Tüzel kişiler ancak organ denen ve tüzel kişinin bir parçası olan gerçek kişilere sahip olmasıyla, fiil ehliyetini kazanırlar. Organlar, yaptıkları hukukî işlemlerle ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi bağlarlar (kanuni temsil ilişkisi). Tüzel kişinin organlarını geçici olarak kaybetmesi halinde, tüzel kişi fiil ehliyetini kaybeder, fakat hak sahibi olarak kalmakta devam eder. Bu durumda tüzel kişiye bir kayyım tayin edilir. Kayyım, tüzel kişinin bütün veya bir kısım malvarlığını idare ile görevlidir. Kayyım sadece bir organın geçici kaybı halinde tayin edilir. Tüzel kişi, zorunlu organını devamlı olarak kaybederse, tüzel kişilik kendiliğinden sona erer (infisah).
ÖRNEK SORU Bir kimsenin teyzesinin çocukları bu kimsenin kaçıncı dereceden hısımıdır? A) Üçüncü B) Dördüncü C) Beşinci D) Kanunen hiç hısımı değildir
CEVAP: A ÜÇÜNCÜ
ÖRNEK SORU Evlatlık ile evlat edinen arasındaki hısımlık nasıl ifade edilir? A) 2. derece altsoy-üstsoy B) 1. derece altsoy-üstsoy C) 1. derece yansoy-üstsoy D) 1. derece yansoy-altsoy
CEVAP: B 1. derece altsoy-üstsoy
ÖRNEK SORU Altı yaşındaki A’ya dayısı bir bisiklet hediye etmiştir. A’nın bisiklet kullanmasını istemeyen ana babası ise bu durumu sonradan öğrenmişlerdir. Bu işlemin geçerliliği ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) İşlem geçerlidir, çünkü bağışlama tek taraflı bir hukuk işlemdir. B) İşlem geçersizdir, çünkü A’nın ana ve babası bu işleme icazet vermemektedirler. C) İşlem geçerlidir, çünkü A bu işlemle bir yükümlülük altına girmemiştir. D) A tam ehliyetsiz olduğundan, işlem her durumda geçersizdir. E) İşlem geçerlidir, fakat A’nın babası işlemi iptal ettirebilir.
CEVAP: D “A” tam ehliyetsiz olduğundan, işlem her durumda geçersizdir.
ÖRNEK SORULAR 9. “Ayırt etme gücüne sahip 17 yaşındaki (A), yasal temsilcileri olan ana ve babasının haberi olmaksızın 19 yaşındaki arkadaşı (B)’nin (Ü)’ye olan borcunun ödenmesini temin etmek üzere (Ü)’ye kefil olmuştur.” Bu kefaletle ilgili, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? () A) A’nın babası tarafından onaylandığı takdirde geçerli olur. B) Ancak A’nın ana ve babası tarafından onaylanırsa geçerli olur. C) Ancak vesayet makamının izniyle geçerli olur. D) Ancak hâkimin izniyle geçerli olur. E) Her durumda kesin olarak hükümsüzdür.
ÖRNEK SORU Aşağıdakilerden hangisi hukukun yazılı ancak bağlayıcı olmayan kaynaklarındandır ? A) Kanun Hükmünde Kararname B) Örf ve adet hukuku C) İçtihadı birleştirme kararları D) Bilimsel içtihatlar
CEVAP: D BİLİMSEL İÇTİHATLAR
CEVAP: E Anne ve babası izin verse dahi 18 yaşını doldurmamış A kendini kefalet altına sokan bi sözleşme yapamaz.
ÖRNEK SORU Aşağıdakilerin hangisinde iyi niyetin rolü vardır? A) Sözleşmenin tamamlanmasında B) Bir hukuki sonucun doğmasında C) Bir borcun ifasında D) Sözleşmenin uyarlanmasında E) İrade beyanlarının yorumlanmasında
ÖRNEK SORU “Belirli bir ülkede, belirli bir dönemde yürürlükte bulunan yazılı ve yazılı olmayan bütün hukuk kurallarına .......... denir. A) Doğal hukuk B) Mevzu hukuk C) Pozitif hukuk D) Objektif hukuk
CEVAP: C POZİTİF HUKUK
ÖRNEK SORU A’nın taşınmazını S sahte bir vekâletname ile iyiniyetli B’ye satmış ve taşınmazın mülkiyetinin B adına tescilini sağlamıştır. Bir süre sonra iflas eden B, bu taşınmazı C’ye satıp temlik etmiştir. Bu olayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) İyi niyetli B, taşınmazın mülkiyetini kazanır. B) A, B’den sadece B’nin taşınmazdan elde ettiği kira gelirlerini isteyebilir. C) İflas, tapu kütüğüne şerh verilmedikçe iyi niyetli C, taşınmazın mülkiyetini adına yapılan tescille kazanmış olur. D) A, ancak tapu sicilinin yolsuz tutulmasından dolayı devletten tazminat talep edebilir. E) Taşınmazın gerçek maliki hâlâ A’dır
CEVAP: E Taşınmazın gerçek maliki hâlâ A’dır
ÖRNEK SORU A, B’den çaldığı saati C’ye rehin olarak vermiş; C de bu saati D’ye satmış ve teslim etmiştir. Buna göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? (KPSS 2007) A) C, saatin emin sıfatıyla zilyedi olduğu için D iyi niyetli ise saatin mülkiyetini kazanır. B) D, saatin mülkiyetini iyi niyetli de olsa teslim ile kazanamaz. C) D, bu saati 5 yıl süreyle zilyetliğinde bulundurursa, her durumda onun maliki olur. D) D iyi niyetli ise, saati B’ye ancak C’ye ödediği bedel kendisine ödendiği takdirde geri vermekle yükümlüdür. E) B, mutlak hak sahibi olduğu için somut olayda saatin kendisine geri verilmesini her zaman D’den talep edebilir.
CEVAP: B D, saatin mülkiyetini iyi niyetli de olsa teslim ile kazanamaz.
ÖRNEK SORULAR 1. Aşağıdakilerden hangisi hukuk kurallarının niteliklerinden değildir? A) Kişilik dışı olması B) Somut olması C) Soyut olması D) Genel olması
16. Hukuka aykırı bir davranışı ile başkasına zarar veren kimse bu zararı karşılamakla yükümlü tutulması ne tür bir müeyyidedir? A) Geçerli sayamama B) Ceza verme C) Zorla yaptırma D) Hapis verme E) Tazminat
Yukarıdaki durumda öğrenci A’nın yanında oturan diğer öğrenci B, yaşlı bir yolcuya ise ilkönce yer vermek istememiş ancak otobüsteki insanların kendisini ayıplayıcı bakışlarından çekinerek yerini ona vermiştir. Bu örnekte hangi toplumsal düzen kuralının uygulaması vardır? A) Din Kuralları B) Ahlak K. C) Hukuk K. D) Görgü K. E) Yönetmelik K.
ÖRNEK SORU A, B Bankasından % 50 faizle 600 milyar liralık kredi alır ve krediyi teminat altına almak üzere, gizlice eline geçirmiş olduğu annesine ait nüfus kâğıdıyla annesinin taşınmazı üzerinde B Bankası lehine 900 milyar liralık bir ipotek kurar. Bir süre sonra B Bankası A’dan olan alacağını D Bankasına devreder. Olayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? (KPSS 2003)
A) B Bankası adına kurulan ipotek, yan alacakları ancak 900 milyar liralık rehin yükü kapsamında karşılar. B) B bankası lehine kurulan ipotek geçersiz ise de B bankası, alacağı geçerli olduğu sürece, bu rehin hakkını sicile güven ilkesi gereğince kazanır. C) B Bankası lehine kurulan ipotek geçersizdir, B Bankası bu rehin hakkını ancak olağan zamanaşımının şartları gerçekleştiği takdirde kazanır. D) D Bankası alacağı geçerli olarak kazanabilirse de, rehin hakkını kazanamaz. E) Geçersiz bir rehinle teminat altına alınmış olan alacak söz konusu olduğundan B Bankası bu alacağı D Bankasına devredemez.
CEVAP: A B Bankası adına kurulan ipotek, yan alacakları ancak 900 milyar liralık rehin yükü kapsamında karşılar.
Soru: 1 Aşağıdakilerden hangisi kısıtlılık sebebi değildir. a)Ağıl hastalığı b) Ağıl zayıflığı c) Özgürlüğü kısıtlayıcı ceza d) Kişinin kendi isteği e) Ağır hastalık
Soru:2 Aşağıdakilerden hangisi erginlikle ilgili doğru ifadelerden değildir: Evlenme ile kazanılan erginlik evlenme ile sona ermez Kanuni erginlik 18 yaşını doldurma ile başlar Evlenme ile kazanılan erginlik hukuken kazanılan erginlik olarak nitelendirilir 15 doldurmuş kendi isteği ve mahkemenin kararı ile ergin kılına bilir.
soru 3: Hakim hukuku resen uygular Karine Kanuni faraziye Nüfus sicili Resmi sicili ve senetlerdeki kayıtlar asi ispat olunana kadar doğru sayılır. Cümlesi ile aşağıdaki kavramlardan hangisi arasında doğrudan ilişki vardır. Hakim hukuku resen uygular Karine Kanuni faraziye Nüfus sicili
Soru-4: Temyiz kudreti (ayırt etme) gücünden yoksun kimseler fiil ehliyeti bakımından hangi gurupta yer alır. Tam ehliyetliler Sınırlı ehliyetliler Sınırlı ehliyetsizler Hiç biri
Soru -5: Aşağıdakilerden hangisi gaiplikle ilgili yanlış ifadelerdendir: Ölüm tehlikesi içinde kaybolmada 1 yıllık geçmesi ile mahkemeye başvurulur. uzun süre haber alınamama durumunda 5 yıllık süre geçince mahkemeye başvurulabilir. Hakimin kararında 6 ay içerisinde kendisinden haber alınamayan kimse ölmüş hesap edilir. 1 yıllık süre olaydan, 5 yıllık süre son haber tarihinden işlemeye başlar.
Soru-6: Ancak bazı hususlarda hak ehliyetine ilişkin sınırlamalardandır. Yanlış olanı seçiniz Yaş: Cinsiyet: Temyiz kudreti (ayırt etme gücü): Yalancılık Şeref ve haysiyet: