MALATYA ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNDE İLETİŞİM EĞİTİMİ YRD.DOÇ.DR. BAHADIR KÖKSALAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ
ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ İLETİŞİM NEDİR? İletişim, bir kaynaktan (kişi, kişiler veya organizasyon), bir aracla (yazılı, sozlu, gorsel veya beden dili ile), bilgi, haber, duşunce, durum, duygu veya kulturun bir başka insan veya insan topluluklarına aktarılmasıdır.
İletişimde 6 Soru Dinliyor musunuz ? Anlıyor musunuz ? Anladığınızı test ediyor musunuz ? İleti dakikliğiniz nasıl ? Empatik iletişimi kullanıyor musunuz ? Yeterince açık mısınız ?
Neden iletişim kurarız? Umursanmak Kabul görmek Değerli olmak Yeterlilik Sevilmek Var olmak Amaç Anlaşılmak
İletişimin önemi kusurların %75’i iletişim eksikliğinden kaynaklanır. İş hayatındaki: başarının %85’i doğru iletişime dayanır. kusurların %75’i iletişim eksikliğinden kaynaklanır. kayıpların %80’i kötü iletişim yüzündendir
Sağlıklı ve etkili iletişimin ilk şartı önce kendimizi tanımaktır kişiliğimiz zaaflarımız güçlü yönlerimiz tepkilerimiz niyetimiz empati yeteneğimiz beklentilerimiz duygularımızı ifade biçimimiz kendimizle iletişimimiz
İletişim Bozulursa
İletişim Biçimini Değiştirme Durumu Değerlendir İletişimi Geliştir Etkin Dinle Güven Duy(-ur) Mesajı Alanı Destekle
İletişim Engelleri iki farklı görüş Filtreleme Sosyal, kültürel ve çevre farklılıkları Algıda Seçicilik Duygular Fiziksel görünüm Kullanılan Dil İhtiyaçlar Aşırı Bilgi Yüklemesi Fiziksel Faktörler Kültürel Faktörler Mesaj Verme Şekli Kişilik farklılıkları Eğitim farklılıkları Dil farklılıkları
Çözüm Üretici Olarak Kullanılanlar Emretme, yönetme Uyarma, tehdit etme, ahlak dersi verme Öğüt verme, fikir verme Mantık yoluyla inandırma Araştırma, sorgulama
Yargılayıcı olarak kullanılanlar Eleştirme, suçlama Ad takma, gülünç duruma düşürme Tahlil etme teşhis, tanı koyma
Sorunu hafifletmek, geçiştirmek için kullanılanlar Övme, görüşüne katılma Güven verme, teselli etme Konuyu değiştirme,işi alaya vurma
İletişimi Geliştirme Yöntemleri İletişim becerisi, insanlara doğuştan verilen bir yetenek değildir. Öğrenilebilir ve Geliştirilebilir Becerilerdir. NASIL MI? Mesajı Dikkatlice Oluşturmak Empati Kurabilme Aktif Dinleme Geribildirim Verme
ALGILAMANIN İLETİŞİMDEKİ ÖNEMİ VE ROLÜ NEDİR? Herkesin algılama kapasitesi farklıdır. Herkes algıladığı ölçüde bilgi sahibidir. Herkes aynı şekilde algılamamakta; birbirinden farklı biçimlerde öğrenebilmektedir.
Etkili Mesaj Gönderme “Sen Dili” Yerine, “Ben Dili” Kullanmak Davranışa yöneliktir Kişiye kendi ile ilgili bir şeyler söyler Alıcıya mesajı veren ile ilgili bilgi söyler Benlik Saygısını zedeler ya da tümden yok eder Benlik saygısına olumlu katkısı vardır Öfke ve nefret duyguları oluşturur Gönderende yardım isteği doğurur Çekingen ya da saldırgan insanlar yaratır Atılgan insanlar yaratır Kişiye yöneliktir
Mesajı Tam ve Belirgin Yapmak Mesaj, bütün gerekli bilgilerin açık ifadelerini içermelidir: Görüş açınız Yaptığınız tahminler Sahip olduğunuz niyet
Mesajınızı birden fazla tekrarlayın Mesajı Tekrarlamak Mesajınızı birden fazla tekrarlayın Birden fazla iletişim kanalı kullanın (resim, afiş, sözsüz mesajlar, vb.)
İyi Dinlemenin Yolları 1.Konuşma! 2.Konuşmacıyı rahatlat 3. Dinlemek istediğini göster 4. Dikkatini dağıtan engelleri kaldır 5. Konuşmacı ile empati kur 6. Sabırlı ol 7. Sakinliğini koru 8. Tartışma veya eleştiride bulunma 9. Açıklayıcı sorular sor
FİZİKSEL DİNLEMENİN ÖZELLİKLERİ KONUŞANIN YÜZÜNE DOĞRU BAKMAK, BEDEN OLARAK ONA YÖNELMEK, GÖZLE İYİ BİR İLİŞKİ KURMAK KONUŞANA DOĞRU EĞİK DURMAK, DİNLERKEN RAHAT OLMAK GEREKİR.
İYİ BİR DİNLEYİCİNİN ÖZELLİKLERİ SÖZ KESMEZ YARGILAMAZ KARŞILIK VERMEDEN ÖNCE DÜŞÜNÜR YÜZÜ KONUŞANA DÖNÜKTÜR KONUŞANI İŞİTEBİLECEĞİ UZAKLIKTA DURUR SÖZEL OLMAYAN MESAJLARI GÖZLER NE DENDİĞİNE ODAKLANIR DİNLERKEN NE DİYECEĞİNİN PROVASINI YAPMAZ SON SÖZÜ SÖYLEME ÇABASINA GİRMEZ.
DUYGUSAL DURUMUN İLETİŞİMDEKİ ÖNEMİ VE ROLÜ Duygular, algılama ve bilgileri değerlendirme etkilidir. İnsanların, değer yargılarına ve beklentilerine uygun bilgilere ilgi gösterir. İletişimde, kendinizin ve karşınızdaki kimselerin duygusal durumunu dikkate almanız gerekmektedir.
İkna… Ne anlattığın veya yaptığın değil, karşıdakinin Ne Anladığıdır. Her insanın bir ikna olma biçimi ve yolları vardır. İkna, karşındaki yenmek, aldatmak, kandırmak değil, doğruları ve gerçekleri anlatarak, göstererek, yaparak uzlaşma ve anlaşma becerisidir. Herkesi ikna edemeyebilirsin ama çoğunluğa ulaşabilirsin İkna etmek senin esneklik, bilgi, beceri ve iletişim yeteneklerini kullanmana bağlıdır. İkna’nın temeli karşındakine saygı ve onu olduğu gibi kabulle başlar
İkna Stratejileri… Önce insanların kafalarında istek yaratılmalıdır İnsanların ilgisini çek ve gerisini onların hayal gücüne bırak İnsanlar ne söylediklerinde veya söylemediklerinde kendilerinden ip uçları verirler. Sen bunlara iyi kavra ve bunlardan yola çıkarak karşındakine rehberlik et. Cazibeyi öne sür. Sürekli ulaşılması gereken hedefi, amacı, olayı ve durumu destekle. Amaca ulaşıldığında insanlara ne kazanacağını ve bu amaçlara ulaşılmadığında oluşabilecek kayıpları göster, anlat ve hissettir Sen karşındakine olayı anlat bırak o harekete geçsin Sen zorlayan değil, bir yol gösteren, rehber, kılavuz, arkadaş ve dost ol. Direnç sana yapılan hakaret değil, korku ve kaygı durumudur. Dirençteki korkuyu sez ve ona göre konuş.
İkna yollar Karşındakinin gözüyle bak ve onu anladığını, kabul ettiğini ve saygı duyduğunu göstererek onun güvenini kazan ( Asla yargılama ve eleştirme) Sonra yol göster (Liderlik Et) Kendi önerilerini sun ve esnek ol, Ses tonuna, vurgulamalarına ve uygun kelimeler ve bağlaçlar kullanmaya özen göster Karşındaki direndiğinde esnek ol ve farklı, anlayabileceği önerileri sabır ve iyimser bir tavırla sunmaya devam et. Önerilerini sunmaya karşındaki insanla uzlaşıncaya kadar devam et.
İkna Ederken Asla zorlama ve ikna ediyormuş havası verme İnsanlar direnç gösterdiğinde sakin ol ve asla tartışmaya girme. “Dirençli insan yoktur, esnek olmayı bilmeyen iletişimci vardır” Sen’li cümlelerden ve suçlayıcı tavırdan kaçın İyi dinle ve söz kesme Teşekkür, iltifat et, öv Asla yok sayma, Uzlaşmacı olmayı her halinle göster Yenilikçi ol. Yenilikçilik var olanlar arasında yeni bir şey bulmaktır. Özgün ol ve asla kendini tekrarlama.
İletişimde Ego Durumu ve Meslekler Sanatçı Çocuk Egosu Duygusal Mühendis Doktor Yetişkin Egosu Mantıklı Hakim Savcı Öğretmen Ana-baba Egosu Ahlakçı Politikacı Yönetici
İnsanlar ne dediğinize değil, ne yaptığınıza bakar.
İletişim ve Algı
BEDEN DİLİ MESAJA ULAŞMA KANALLARI SÖZ (doğru sözcükler) % 7 SES (tonlama, telaffuz, vurgu) % 38 (mimikler, vücudun duruşu, bakışlar vs.) % 55
Beden Dilinin Öğeleri Beden duruşu Jestler Mimikler Göz teması Başın kullanımı Ayakların kullanımı Oturmak için seçilen yer Oturma biçimi Mesafe Giyim Kullanılan Bakım ve makyaj
Beden dili (Sözsüz iletişim) Beden dili ile gözle görülebilen beden hareketleri kastedilir Ne söylediğimizle değil, neyi, nasıl söylediğimizle ilgilidir. "Basit bir jest, yüzlerce kelimeden daha çok şey ifade eder." Temel referans noktamız vücut hareketleridir
İLETİŞİMDE İLK İZLENİM ilk 30 saniye Karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin önemli bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler, karşılaşan kişinin beden dilinden kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün aksesuarların da içinde bulunduğu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir
Algı İşte bütün bu faktörlerin bileşkesi “algılayan kişinin” değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içerisinde yorumlanır. Algılayan kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar, etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir “karar” verdirir ve insan karşısındaki kişiye zihninde bir etiket yapıştırır. Bu karar olumlu veya olumsuz olabilir.
İletişimde ilk izlenim… “ Duruşundan hiç hoşlanmadım” “Bakışını sevmedim” “Bir görüşte kanım ısındı” “ İlk gördüğümde vuruldum” “Ben onu gördüğüm an işe yaramaz olduğu anlamıştım” Kişi bu duyguları bilinç düzeyine çıkartsa da, çıkartmasa da, ilk algılarımızın oluşturduğu yargının, iletişim biçiminizde ve o kişiye atfettiğimiz değerde önemli bir rol oynadığı bilinir.
ESAS JEST ve MİMİKLER Anlatım Jest ve mimikleri özellikle, yüz ifadelerinde ortaya çıkan, biyolojik ve psikolojik kökenli temel duyguları dile getiren hareketlerdir
Jestler ve mimikler iki çeşittir Birincil jest ve mimikler Birincil jest ve mimikler; bir olayı anlatmada direkt olarak kullanılan jest ve mimiklerdir. İkincil jest ve mimikler İkincil jest ve mimikler; dolaylı olarak, anlatımda destekleyici olarak kullanılan jest ve mimiklerdir.
JEST VE MİMİKLER Jestler ve mimikler, toplumsal özelliklere bağlı olarak değişmektedir
YÜZ İFADESİ (Mimikler) Alın Alnı kırıştırma - öfke, sinir Geniş alın - ciddiyet, olgunluk Küçük alın - genç görünüm
Göz kapakları ve çevresi Kalın - soğuk kanlı, kontrollü Göz kırpma - samimiyet, işve
Ağız bölgesi AĞIZ - DİL – DUDAKLAR Açık ağız - hayret, şaşkınlık Sıkıca kapanmış ağız – ret Dudak bükmek – küçümseme Dudak ısırma - hayret
ÇENE Kare ve köşeli – güç Yuvarlak - samimi, sıcak Çıkıntılı - saldırgan, cüretkar
AĞIZ - DİL - DUDAKLAR Kalın dudaklar - ince, duyarlı İnce dudaklar - güçlü, kararlı El öpme - saygı
SAÇ ve SAKAL Kumral – otoriter Sarışın - rağbet görme Dazlaklık – karizma Sakal/Bıyık - (gençlerde olgunluk, olgunlarda ihtiyarlık)
Sözsüz İletişimin öğeleri bize neler anlatır ? Bakışlar Bakışlar daha çok kişilerle aramızda olan mesafeyle belirlenir. Kişilik özellikleri de bakışlarda etkilidir. Örneğin içe kapanık kişiler daha az göz teması kurar. Suçlu erkekler aşağı, kadınlar yukarı doğru gözlerini kaçırırlar. Genellikle yalan söyleyen öğrencilerin burun deliklerinin genişlediğine şahit olunmuştur.
GÖZLER…
GÖZLER Açık göz - şaşkınlık, hayret Saklanan göz - suçluluk Kaçan göz - güçsüzlük
GÖZ KAPAKLARI Kalın - soğuk kanlı, kontrollü Göz kırpma - samimiyet, işve
JESTLER Eller Avuç içi birleştirme - beklenti Avuç içi yukarıda – dinliyorum Avuç içi aşağıda - kontrol etme Avuç içi kendine dönük - uyum
BEDEN DİLİ İÇİNE GİREN UNSURLAR Beden diline sadece jest ve mimikler girmez, Beden dili komple bir şeydir. Giydiğimiz kıyafetin rengi, markası, takılarımız Kullandığımız parfüm, ayakkabılarımızın boyalı olup olmaması, Oturduğumuz ev, kullandığımız araba, Ofisimizdeki masamız, masanın üzerindeki aksesuarlar, Aldığımız ödüller, plaketler beden dili kapsamında değerlendirilmekte ve beden dilimizi etkilemektedir.
BEDEN DİLİ KULLANIMINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Beden dili kullanımını engelleyen faktörlerden biri ailedir. Erkeklerin beden dilini kullanması pek hoş karşılanmaz Toplumumuzda erkek adam öyle sağı solu fazla oynamaz, erkek adam elini kolunu oynatmaz, erkek adam serttir, sert görünür, sert bir ses tonuyla konuşur … El, kol hareketleri Türk toplumunda iyi nitelendirilen hareketler değildir.
BEDEN DİLİNİN DEĞİŞİKLİK GÖSTERDİĞİ YERLER Beden dili, kültürden kültüre, toplumdan topluma, zamandan zamana, mekândan mekâna, cinsiyete göre değişiklik gösterebilmektedir. Bir toplumda başı sağa sola sallamak hayır anlamına gelirken, başka bir toplumda evet anlamına gelebilmektedir. Başparmağının gösterilmesi kimi yerde tamam, evet anlamlarına gelirken, kimi yerde bir partinin sempatizanı olduğunuz anlamına gelebilmektedir.
STRES ve ÖFKE KONTROLÜ
TEKERLEKLER DÖNÜYOR MU? DÖNÜYORSA, HIZLI MI?
SİLİNDİRLER DÖNÜYOR MU? DÖNÜYORSA, HIZLI MI?
YAPRAKLAR HAREKETLİ Mİ? HAREKETLİYSE HIZLI MI?
ŞEKİLLER SALLANIYOR MU? SALANIYORSA, HIZLI MI?
Stres Organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan bir durumdur. Kişinin istek ve gereksinimlerinin engellenmesidir konusudur. Stres, kişilerin kendileri için önemli gördükleri fırsat veya tehdit deneyimleridir Fırsatlar kişiye katkısı olacak, tehditler ise zararı olabilecek olgulardır.
Belirsizlik ve algılar Birey, fırsat veya tehditleri kolaylıkla halledebileceğine inanırsa stres düzeyi düşer. Konusunda uzman olan bir doktorla, ilk defa bir ameliyatı tek başına yapacak doktorun yaşayacakları stres düzeyi farklı olacaktır. Rutin işlerin yapılışında stres, rutin olmayan işlere nazaran daha az miktardadır. Stres düzeyi, fırsat ve tehditleri kişilerin nasıl algıladığına bağlı olarak değişecektir. Kişinin yeni işe başlaması, terfi etmesi gibi.
STRES BELİRTİLERİ Fiziksel Ve Bedensel Belirtiler Psikolojik Belirtiler Duygusal Davranışsal Ve Zihinsel Belirtiler
FİZİKSEL BELİRTİLER Aşırı sigara veya içki içme Normalden fazla fiziksel ağrı ve acı çekmek Soğuk algınlığı /nezle olmaya yatkınlık Enerji kaybı, yorgun ve sinirli hissetme.
FİZİKSEL BELİRTİLER Çarpıntı İştahta bozulmalar(çok az yeme,aşırı yeme) Yorgunluk Baş ağrısı Gürültü-sese karşı aşırı duyarlılık Soğuk ya da sıcak basması Bitkinlik Mide-bağırsak bozukluğu, sindirim zorlukları Boyunda,ensede,belde,sı rtta ağrı ve kasılmalar Nefes darlığı Mide bulantısı Ellerde titreme Uyku bozuklukları
PSİKOLOJİK BELİRTİLER Aşırı tedirginlik, korku ve endişe Alınganlık, çabuk sinirlenme Hayattan zevk almama, Her şeyin boş olduğunu açıklama Hasta olmaktan korkma veya hasta olduğunu zannetme Olayları ve insanları hatırlayamama, Yapılacak işleri unutma
PSİKOLOJİK BELİRTİLER Bir işe sürekli olarak odaklanamama Depresyon-özsaygı ve öz değerde azalma Diğer insanların fikirlerine çok fazla önem verme Karar verme ve bir işi başlatabilme yetersizliği, Genellikle kötümser olma Artan bir şekilde hayal kurma
DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL BELİRTİLER aşırı hareketlilik veya tersi, iletişim ve dinleme yeteneklerinde kısılma, öfke patlamaları ve sürekli şiddetli tartışma başlatma, rahatlama ve dinlenme yeteneklerinde düşüş, ağlama krizleri ya da donukluk görülür.
DUYGUSAL BELİRTİLER Huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik -Değersizlik, güvensizlik hissetmek -Duygusal ilişkilerde(evlilikte) bozulma -Kaygılı olmak -Neşesizleşme, durgunlaşma, çökkünlük hali -Sinirlilik, saldırganlık veya kayıtsızlık -Duygusal olmak, aşırı hassaslaşma
ZİHİNSEL BELİRTİLER -Unutkanlık -Konsantrasyonda azalma -Kararsızlık -Organize olamamak -Zihin karışıklığı -İlgi azalması -Matematik hataların artması -Zihinsel durgunluk
STRESİN DOĞURDUĞU RAHATSIZLIKLAR Stres Ve Fiziksel Hastalıklar Stres Ve Psikolojik Rahatsızlıklar
FİZİKSEL HASTALIKLAR Gergin bir boğaz Sırtta ve boyunda gerginlik Güç soluma Hızlı kalp atışı Soğuk fakat terleyen eller ve ayaklar Gergin bacak kasları
PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR Duyguların sık sık değişmesi Kızgınlık Ümitsizlik duygusu Aşırı ağlama Kaygı Depresyon
Stresle bedende oluşan tepkiler Kan akımı beyine ve kaslara yönelir, düşünce ve hafıza keskinleşir Depolanmış yağ ve şeker kana karışır Göz bebekleri büyür Kalbin atım sayısı artar, kan basıncı yükselir Tükürük artar Ter bezi faaliyetleri artar, soğuk ter boşalır Kan pıhtılaşma mekanizması harekete geçer Solunum sayısı artar Sindirim yavaşlar, mide asidi artar
Stres ve Performans Arasındaki İlişki
Stres Kaynakları
STRES VE KİŞİLİK TİPLERİ
A (Tavşan)TİPİ KİŞİLİK Hırslı Rekabetçi Aceleci ve telaşlı Huzursuz Başkalarını dinlemez genelde karşıdakinin sözünü keser Hareketleri ve konuşması hızlıdır Sabırsız İşlere aşırı bağlıdır Aynı anda birden fazla iş yapar Çabuk öfkelenir Dinlenmeyi sevmez Yanında çalışanların az iş yaptıklarından yakınır
B (Kaplumbağa)TİPİ KİŞİLİK İş konusunda rahat ve sakindir İşlerini geçici olarak yarım bırakabilir İşte kaliteye önem verir İyi bir dinleyicidir Rekabetçi değildir Uysal, uyumludur Tek işe odaklanır Katı ve keskin değildir Konuşurken yavaş ve dikkatlidir İlgilendiği pek çok konu vardır Çevreye açıktır ve sosyal ilişkileri önemser
Yapılan araştırmalara göre; A tipi kişilikte olan kişilerin kanlarındaki kolesterol miktarı ve kalp krizi geçirme olasılıkları çok yüksektir. ABD’de yapılan bir araştırmada yöneticilerin %60ının A tipi kişiliğe sahip oldukları gözlenmiştir.
STRES DÜZEYİ TESTİ Size 13 soru sorulacaktır. Eğer soruya yanıtınız Evet ise,1puan;Hayır ise, 0 puan veriniz. 1-Uykuya dalmakta zorluk çekiyorum. 2-Gece sık sık uykum kaçar. 3-Hazımsızlık,yüksek tansiyona bağlı baş ağrıları, baş dönmeleri, sinirsel döküntü, çarpıntı, kas tutulmaları ve ağrıları gibi sıkıntılarım var. (Eğer belirtilerden birden fazlası varsa her belirti için 1 puan veriniz)
4-Diğer insanlar beni rahatsız ediyor. 5-Kafamı dinlemek, sakinleşmek ya da bir kitap okumak benim için çok zordur. 6-Yavaş çalışan ve yavaş konuşan insanlar beni rahatsız eder. 7-Sakinleşebilmek için sigara,alkol ya da uyku ilaçları kullanırım. 8-Aceleciyimdir. 9-Bir yere geç kalınca ya da oraya zamanında gitmem engellenince kızarım. 10-Çalışma gününün sonunda kendimi gereğinden fazla yorgun hissediyorum.
11-Yapacak bir işim olmadığında huzursuz olurum. 12-Ailem,doktorum,arkadaşlarım ve çevremdekiler benim çok sinirli ve gergin olduğumu düşünürler. 13- Konsantre olamayacak veya rahat düşünemeyecek kadar yıpranmış olduğum zamanlar oluyor.
Sonuçlar 2 puan ve daha az: Stres ölçünüzü aşmamışsınız 3-6 puan arası: Rahat edebileceğinizden biraz daha fazla stres altındasınız 7-10 puan arası: Fazla stres altındasınız ve biraz rahatlamanız gerekiyor 11 ve üstü: Stres düzeyiniz çok yüksek. Bu baskıyı azaltmazsanız stresle ilgili hastalıklara yakalanabilirsiniz.
STRESLE BAŞA ÇIKMA STRESLE BAŞA ÇIKMANIN 12 YOLU 1. Bazı durumların stres yaratacağı önceden bilinmeli ve bu durum kabul edilmelidir. 2. Spor yapılmalı, beslenmeye dikkat edilmeli, çok fazla kafein ve alkol tüketiminden uzak durulmalıdır. 3. İş stresinden kaçınmak için önemli işler listesi yapmak uygun olabilir. Böylelikle, yapılması gereken acil işler ön sıraya konur ve geri kalan işlerin ise yetiştiği kadarı yapılır.
4. Yapılmaktan hoşlanılmayan aktivitelerde başka alternatifler düşünülmelidir. Örneğin; market alışverişi yapmayı sevmeyen ve bu esnada strese giren bir kişi, bu işi başka bir kişinin yapmasını isteyebilir ya da internet yoluyla market alışverişi yapmayı tercih edebilir. 5. Ev anahtarını sürekli unutan bir kişi bu durumdan dolayı sürekli stres yaşıyorsa, yedek anahtar yaptırarak, kullandığı her eşyada birer tane bulunmasını sağlayabilir. 6. Mükemmeliyetçilik huyundan vazgeçilmelidir
7. Trafikte strese girenler yola çıkarken trafiğin olduğu fikrine alışmalıdır. Yoğun trafikte stres yaşayan kişiler; araç kullanmayıp toplu taşıma araçlarını tercih edebilirler ya da mesafe uzasa da daha sakin yollardan gitmeyi seçebilirler ve araçta müzik dinleyebilirler. 8. Gün içinde bekleme sürelerinde cüzdan, çanta, evrak düzenlemek, çok uzun süredir görüşemeyip aramaya fırsat bulunamayan kişilerle telefonla görüşmek gibi daha önce ertelenen işler yapılabilir.
9. Eve misafir geldiği zaman en iyi şekilde ağırlamak için stres yapmak yerine, beraber geçirilen zamanın daha sağlıklı ve kaliteli geçmesine özen gösterilmelidir. 10. Karşılıklı ilişkilerde stresten uzak durmak için kişiler birbirlerini dinlemelidir. 11. Stres karşısında mizah kullanılmalı yani sorunlar karşısında gülüp geçilebilmelidir. 12. Kişi kendi kendini deşarj ettiği bir zaman dilimi ayarlayıp, hobi edinebilir.
Mesleklerdeki stres kaynaklarını şu şekilde özetleyebiliriz: •İşin sıkıcı olması; •Ücret yetersizliği; •Karara katılamama; •Araç-gereç yetersizliği; •Yükselme imkanı olmaması; •İş yerinde dedikodu; •İş gerekleri ile kişilik uyumsuzluğu; •Çatışma ve örgüt iklimi
ÖFKE KONTROLÜ
ÖFKE YÖNETİMİ Öfke uygun ifade edildiğinde, son derece sağlıklı ve doğal bir duygudur. Ancak kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşürse iş hayatında, kişisel ilişkilerde ve genel yaşam kalitesinde sorunlara yol açar. Pek çok kişisel ve sosyal problemlerin(örneğin, çocuk istismarı, aile içi şiddet, fiziksel ya da sözel saldırganlık, toplumsal şiddet) temelinde öfke vardır. Öfke hem dışsal, hem de içsel bazı olaylarla ortaya çıkar.
ÖFKE YÖNETİMİ İfade etme, bastırma ve sakinleştirmedir. Genellikle öfkeye yol açan nedenler arasında; engellenme, haksızlığa uğrama, fiziksel incinme ve yaralanmalar, tacize uğrama, hayal kırıklığı, saldırıya uğrama, tehditler sayılabilir. Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar; İfade etme, bastırma ve sakinleştirmedir.
ÖFKE YÖNETİMİ Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu yapabilmek için, istediklerimizin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız. İkinci yol, öfkeyi bastırmaktır. Kızgınlığınızı içinizde tutup, onu düşünmemeye çalışıyor ve dikkatinizi daha olumlu bir şeylere yönlendiriyorsanız, bu yolu kullanıyorsunuz demektir. Bu bazen işe yarasa da sürekli olarak bu yolu kullanmak, çok sağlıklı olmayabilir. Eğer kızgınlık doğru bir biçimde ifade edilemezse, bir süre sonra bu duygu kişinin kendisine döner ve yüksek tansiyon , psiko –somatik rahatsızlıklar (ülserler, alerjiler vb.) ya da depresyon gibi sorunlara yol açabilir.
ÖFKE YÖNETİMİ Öfke yaşadığınız da kendinizi sakinleştirmeye çalışmak, üçüncü seçeneğinizdir. Nefes alıp verişlerinizi, kalp atış hızınızı kontrol ederek, kendinizi fizyolojik olarak sakinleştirip, içinizdeki öfke duygusunu hafifletebilirsiniz.
Öfke Durumunda Vücut Tepkileri • Uyaran, duyguyu harekete geçirir, • Stres ve gerginlik başlar, • Enerjiyi arttıran Adrenalin salgısı artar, • Nefes alıp verme sıklaşır, • Kalp atışları hızlanır, • Kan basıncı artar, • Vücut ve zihin “savaş ya da kaç” tepkisi için hazırdır.
Sağlığa Etkisi Baş ağrıları, • Mide rahatsızlıkları, • Solunum problemleri, • Cilt problemleri, • Genital ve böbrek fonksiyonlarında problemler, • Artirit, • Sinir sistemi rahatsızlıkları, • Dolaşım sorunları, • Var olan fiziksel rahatsızlıkların kötüleşmesi, • Duygusal rahatsızlıklar, • İntihar.
Öfke yönetimi tekniklerinin amacı saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır.Kızgınlığa yol açan insanları, olayları yok edemezsiniz; onlardan kaçınamazsınız; onları değiştiremezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey bu insanlar ya da olaylar karşısında gösterdiğiniz içsel ve dışsal tepkilerinizi kontrol edebilmek, onları yapıcı bir şekilde yönetebilmektir
Öfke Kontrolü Yöntemleri Gevşeme: Derin derin nefes alın , sakinleştirici durum ve manzaraları zihninizde hayal ederek canlandırmaya çalışın. .
Düşünceleri Değiştirme: “Eyvah, her şey mahvoldu!” yerine, “Dünyanın sonu değil” Mantık öfkeyi yener; öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının. Kendinize “Tüm dünyanın size kazık atmaya çalışmadığını” hatırlatın. “Bana verilmeli” ya da “Benim olmalı” demek yerine, “Bana verilmesini isterdim.” demek
Problemi çözme Bazen öfke duygularımız yaşamımızdaki gerçek ve kaçınılmaz sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Değiştirebileceğimiz bir şeyse çözüm yolları araştırılabilir. Değiştirilemeyecek bir durumsa, çözüm için uğraşmak yerine, yapılacak en iyi şey sorunla yüzleşmektir
Daha iyi iletişim Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Bu yargılar da bazen çok gerçek dışı olabilmektedir. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey; Yavaşlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Hemen cevap vermeyin
Mizah kullanımı Mizah sırasında yaşanılan duygularla, öfkenin bir arada bulunması mümkün değildir. Birine öfkelenip de belli sıfatlarla etiketler takmaya başladığınızda, bir an durun ve o insanın gerçekten o “şey” ya da “öyle” olduğunu düşünün. Bu sahneyi gözünüzün önüne getirin. Örneğin birine, “muşmula” ya da “odun kafalı” gibi sıfatlarla saldırdığınızda, o kişiyi gerçekten bir muşmulaymış ya da odundan bir kafası varmış gibi hayal edin ve gündelik işlerini o şekilde yaptığını gözünüzün önüne getirin.
Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir. Öncelikle mizah kullanmanın, sorunlarınızı gülerek geçiştirmek demek olmadığını, tersine onlarla yapıcı bir şekilde yüzleşebilmeniz demek olduğunu bilmelisiniz. İkincisi de mizah kullanayım derken, alaycı ve aşağılayıcı mizaha başvurmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu da sağlıksız öfke ifadesinin bir başka yoludur
Çevrenizi değiştirmek Bazen, sinirlenip öfkelenmemize yol açan “şeylerin” yakın çevremizde olduğunu fark ederiz. Biraz ara verip çevreyi değiştirmek gerekir
İş Disiplini ve Zaman Yönetimi
DİSİPLİN Konulan yeni kuralların herkes için bir alışkanlık haline gelmesini sağlamaktır.
İŞ DİSİPLİNİ Kurum ve işletmelerde düzeni sağlamak için kullanılan hem basit hem de kurumun en küçük ayrıntılarının denetimini sağlayan ve diğer iyileştirme çalışmalarının temelini oluşturan bir sistemdir.
İş disiplininin kurumlara yararları Aksaklıkları azaltır Verimliliği artırır İş güvenliğini artırır Devamsızlığı azaltır Motivasyonu yükseltir Hizmetin devamlılığını düzenler.
İş disiplininin çalışan personele yararları Ürettiklerini sergilerler Bakış açılarını genişletirler Kendilerini yönetirler Keyifle çalışan ortam hazırlanır Katılım ve paylaşımı artırır.
Zaman Yönetimi Zaman; Yerine konması, geri döndürülmesi, yenilenmesi, depolanması, satın alınması mümkün olmayan bir kaynaktır.
Zaman Yönetimi Zamanı mümkün olduğunca etkin ve etkili bir biçimde kullanma ve denetleme sistemidir.
ZAMAN YÖNETİMİNİN YARARLARI Zamanınızı denetleyebilir ve yönetebilirsiniz, İşler daha hızlı ve daha iyi yapılır, Boş zaman artacağı için rahatlama olanağı olacaktır.
ZAMAN YÖNETİMİNİN ZORLUKLARI Tutumlar Alışkanlıklar İş yükü Kurumsal kültür
Zaman Tuzakları Plânsızlık Öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak Ertelemek Kendini gereğinden fazla işe adamak Acelecilik Kırtasiyecilik ve verimsiz okuma
Rutin ve gereksiz işler Açık kapı politikası (hayır diyememek) Gereksiz telefonlar Gündemsiz ve verimsiz toplantılar Kararsızlık Yetki verememek Dağınık masa ve büro düzeni
Plansızlık Planlama yapılmadığı takdirde, işler zamanında bitmemekte ve bunun sonucunda işleri planlamaya zaman kalmamaktadır.
Öncelikleri Belirleyememek ve Sıraya Koyamamak Öncelikleri belirleyip, işin önem sırasına göre sıralayarak planlamalıyız.
Öncelikleri bilmek ve sıralamak... Hoşlandığımızı Hoşlanmadığımızdan Çabuk bitecek olanı Uzun sürecek olandan Zor olandan Kolay olanı Bilmediğimizden Bildiğimizi Önemli olandan Acele yapılanı Kendi seçtiğimizden Başkalarının isteğini
ERTELEMEK Gerçekten önemli ve yaşamsal işlerle uğraşmaktan alıkoyan erteleme; Kişinin kariyerini yıkabilecek, mutluluğunu bozacak ve hatta hayatını kısaltacak, her alanda başarıyı önleyen, gizli gizli zarar veren bir alışkanlıktır.
Kendini Gereğinden Fazla İşe Adamak İşlerimizi verimli bir şekilde yapabilmemiz için fiziksel ve zihinsel olarak zinde olmalıyız. Bu da ancak düzenli bir çalışma ile olur. Kendini gereğinden fazla işe adayan insanların, ailesine, spora, gezmeye ve diğer sosyal faaliyetlere ayıracak zamanları yoktur.
Plansız iş yaptıkları için işe yaramayan işler, işkolik insanların zamanında önemli bir yer tutar. En kötü zaman tüketicileri çoğunlukla en çok ve en uzun çalışıyor görünebilirler. Ancak çok etkili değildirler. Çünkü bunlar zamanlarını iyi yönetmezler.
ACELECİLİK Bazı insanlar zaman baskısından hoşlanırlar. Bunlar aceleci tavır takınarak kendilerini sürekli bir şeyler yapmak zorunda hissederler. Aceleci tavır zaman yönetimine ters düşer.
Kırtasiyecilik ve Verimsiz Okuma Çalışma masalarının üzerinde o an çalışılan konu ile ilgisi olmayan değişik şeylerin bulunması, dikkati dağıtır ve işin yavaşlamasına neden olur.
Kırtasiyecilik ve Verimsiz Okuma Çalışma masalarının üzerinde o an çalışılan konu ile ilgisi olmayan değişik şeylerin bulunması, dikkati dağıtır ve işin yavaşlamasına neden olur.
Rutin ve Gereksiz İşler Uzman kişinin yapacağı bir işi, konuya ilişkin bir fikri olmayan vasıfsız kişiler tarafından yapılacak hale getirilmesi rutin işlerdir.
Erteleme alışkanlığı en önemli zaman yönetimi tuzaklarından birisidir.
Gündemsiz ve Verimsiz Toplantılar Yapılan her türlü toplantı zaman alıcıdır. Sorun, Gündemi belirlenmeden yapılan, Normal süresini aşan ve Amacına ulaşmayan toplantılardır.
Kararsızlık Kararsızlık, zaman ve para kaybına neden olduğu gibi, moralsizliğe de yol açar.
Hayır Diyememek... Eğer ilgilenebileceğinizden fazlasını üstlenirseniz, kaliteniz zarar görecektir
Dağınık masa Yorgunluk, Verimsizlik, Baş edememe hissi, Stres ve hakimiyet yoksunluğu oluşturur, Ayrıca yaşamınızı kısıtlar.
Hepimizin haftada 168 saati var, siz bu saatleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Zamanın yetmediğini, işimizin çok olduğunu söyler yakınıp dururuz. Eğer her gün fazladan iki saat verilse, ne yaparız?
Zamanı iyi kullanmanın üç yolu Düşük öncelikli işleri veya faaliyetleri bırakmak. Yaptığınız işte daha etkin olmak. Bazı işleri devredeceğiniz bir insan daha bulmak.
Zamanı İyi Değerlendirmenin Bize Kazandıracakları Kariyer planlaması Okumak İletişim Dinlenme Düşünme
En İyi Zaman Kendimize bir enerji çemberi çizmeliyiz. Günün en iyi ve en verimli zamanını tespit etmeliyiz.
%100 En iyi zaman 17:00 Öğle 8:00
Kendimizi Değerlendirelim Enerjimin en yüksek zamanını biliyorum. Günlük çalışmamı buna göre ayarladım. Telefon görüşmeleri Sorumluluklarımı kapsayan bir özet yazdım. Zamanımı öncelikler sırasına göre planladım.
Uygunsuz ve gereksiz bütün işleri ortadan kaldırdım. Her hafta neler başarmak istediğimi planladım. Günlük “yapılacaklar” listesi hazırladım. Ani işler için zaman bıraktım. Her işi yapamayacağımı ve en iyi alternatifleri seçmem gerektiğini farkettim.
Zaman Kaybettiriciler Düzensizlik Ziyaretçiler Hayır diyememek Posta Geciktirme Dedikodu Beklemeler Gereksiz titizlik Aksaklıklar Kahve sohbetleri
Kişisel dosya sistemi kurabilirsiniz Projeler Anlık işler Kendini geliştirme Fikirler Arka plân bilgileri
Gecikmelerle Mücadele Bitirme tarihini belirleyin. İlk önce sıkıcı olan işi yapın. Şimdi yapın! Ödüllendirme sistemi kurun. İşleri küçük bölümlere ayırın. Sizi uyaracak biriyle anlaşın.
Etkili Zaman Yönetimi İçin Tavsiyeler Hafta boyunca yapmak istediklerinizi listeleyin ve öncelik sırasına dizin. “Günlük yapılacaklar” listesini önceliklerine göre hazırlayın. Listenizin başındaki işlere büyük bir dikkatle yaklaşın. Başladığınız işi bir kerede tamamlayın. “Zamanınızı en iyi şekilde nasıl değerlendirebilirim?” diye kendinize sorun ve uygulayın.
Zaman Tasarrufu Sağlayan Elektronik Araçlardan Ne Kadar Yararlanıyoruz?
ÇATIŞMA Bir engelle karşılaşıldığında ya da iki uyarıcıdan birini tercih edememe durumunda yaşanılan haldir. Bir çalışan ya da TAKIMIN amaç ve hedeflerinin başka bir birey veya TAKIMIN amaç ve hedefleri ile uyumsuz olması sonucu ortaya çıkan hal
Yönetimsel çatışmanın performans üzerine etkileri
Çatışma kaynakları
Pondy’nin organizasyonel çatışma modeli Düzey 1: Potansiyel çatışma Düzey 2: Algılanan çatışma Düzey 3: Hissedilen çatışma Düzey 4:
Açık çatışma şekilleri Açık saldırganlık Şiddet İç çatışma Sabotaj Fiziksel sindirme İşbirliği eksikliği
Takım düzeyinde çatışma yönetimi Uzlaşma İşbirliği Uyum Kaçınma Rekabet
Uzlaşmanın geliştirilmesi Ortak hedefler üzerinde vurgu yapmak İnsanlar yerine, problemlere odaklanmak İlgi alanlarının üzerinde durmak Ortak kazançlar için fırsatlar yaratmak Adil olan konular üzerine yoğunlaşmak
Açık çatışma şekilleri Açık saldırganlık Şiddet İç çatışma Sabotaj Fiziksel sindirme İşbirliği eksikliği
Uzlaşmanın geliştirilmesi Ortak hedefler üzerinde vurgu yapmak İnsanlar yerine, problemlere odaklanmak İlgi alanlarının üzerinde durmak Ortak kazançlar için fırsatlar yaratmak Adil olan konular üzerine yoğunlaşmak
Çatışma yönetimi yolları Kaçınma ve bağlanmama Problem çözme yaklaşımı Yumuşatma Güç kullanma Daha önemli amaçlar belirleme Taviz verme Çatışmaya taraf olanları değiştirme Örgütsel ilişkileri değiştirme Çoğunluk oyu Çatışma kaynağının ortadan kaldırılması
TEŞEKKÜRLER…