DETERJAN NEDİR Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve arıtma gibi işlemlerde kullanılan, toz, sıvı ya da krem şeklinde olabilen kimyasal maddelere ''Deterjan'' denilmektedir. Deterjan, kir sökücü anlamına gelmektedir ve sabun dışındaki temizliyicilerin tümü deterjan sınıfına girmektedir. Deterjanların yoğun bir şekilde kullanımına II. Dünya Savaşı sırasında başlanılmıştır. Fakat deterjan temizlik amacıyla değil, sabun yapımında kullanılan yağlar, askeri araç ve silahları yağlamak amacıyla kullanılmıştır. Deterjan, sabun gibi kirleri, yağ lekelerini sökerek bunların suda asılı durumda kalmalarını sağlamaktadır. Deterjan sabunun yaptığı her işi yapabilse de sabun birçok kullanım alanında deterjanın yerini alamamaktadır.
Deterjan, suyun yüzey gerilimini azaltarak, temizlenecek nesnenin içine girmektedir. Bu şekilde kirler ve yağlar oldukları yerlerden çıkarak tekrar kirlerin nesneye yapışmasını önlemektedir. Deterjanın en önemli özelliklerinden biri de köpüklenmedir. Deterjanlar sert sularda bile kolayca köpürebilen bir yapıya sahiptir. TOZ DETERJAN
DETERJAN TARİHİ 15. yy. da İtalya, Venedik ve Savona’da, 17. yy DETERJAN TARİHİ 15. yy. da İtalya, Venedik ve Savona’da, 17. yy. da ise Fransa Marseilles’da bazı sabun imalatçıları ortaya çıkmaya başlamıştır. 18. yy. da Michel Eugene Chevreul’un gerekli kimyasal formülleri ortaya bilimsel olarak sabun yapımı gerçekleşmiştir. Bundan sonra sabun imalatçılığı bütün Avrupa ve Kuzey Amerika’ya kadar yayılmıştır. 19. yy. da buhar makinesinin icadıyla sabun yapımı çok büyük endüstriyel bir sektör haline gelmiştir. 1907 yılında bir Alman firması“Persil” adında yeni bir ürününün marketlerde yerini almasıyla yüzyıllar boyunca kullanılan sabun, deterjan kavramına dönüşmüştür. Persil, sabunda bulunan maddelere ilave olarak sodıum perborate içermekteydi. Bundan dolayı adı Perborate + Silikat yani “PERSIL” olmuştur. Sabunun sert sularda eritildiği zaman yeterince köpürmemesi nedeniyle 1930 yılında ABD’de ilk deterjanlar yapılmaya başlanmıştır. Ve o zamandan bu yana deterjan yapımı başlı başına bir sanayii dalına dönüşmüştür. 1950'li yıllarda toz bulaşık deterjanları, sıvı çamaşır deterjanları, sıvı elde bulaşık deterjanları, çamaşır yumuşatıcılar ve oksijen ağartıcılı deterjanlar 1960’lı yıllarda önyıkama için kir ve leke çıkarıcılar, 1970’li yıllarda sıvı el sabunları çamaşır yumuşatıcıları ve yumuşatıcılı deterjanlar, 1980’li yıllarda soğuk suda çözünebilen deterjanlar ve bulaşık makineleri için sıvı bulaşık deterjanları, 1990’lı yıllarda ise ultra toz ve sıvı detarjanlar, ultra yoğunlaştırılmış çamaşır yumuşatıcılar, bulaşık makineleri için jel bulaşık deterjanları market raflarındaki yerlerini almışlardır.
DETERJANLARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1-) YÜZEY AKTİF MADDELER : Deterjanların ana maddesini yüzey aktif maddeler oluşturmaktadır. Yüzey aktif maddeler hidrofilik ve hidrofobik kısım içerdiklerinden, yüzey gerilimini azaltarak yıkama işleminin temizleme ve köpük oluşturma görevini yerine getirirler. Yüzey aktif maddeler 4 çeşittir : YÜZEY AKTİF MADDELER a) Non-iyonikler b) Anyonikler c) Katyonikler d) Amfoterikler
ANYONİK AKTİF MADDELER : Çamaşır, bulaşık deterjanları, halı yıkama şampuanlarında en çok kullanılan yüzey aktiftir. Etkisi ve çözünürlüğü sıcaklıkta artar. KATYONİK AKTİF MADDELER: Genellikle çamaşır yumuşatıcı ve dezenfektanlarda (çamaşır suyu gibi) kullanılır.
NON-İYONİK AKTİF MADDELER: Katyonik ve anyoniklere göre daha pahalıdır NON-İYONİK AKTİF MADDELER: Katyonik ve anyoniklere göre daha pahalıdır. Hem katyonik hem anyonikle birlikte bulunabilir. AMFOTERİK AKTİF MADDELER: En az kullanılan yüzey aktiftir. Temizleme gücü yüksek ve cilde zararsızdır. Daha çok kozmetik sanayiinde tercih edilir.
2-) KÖPÜK DÜZENLEYİCİLER : Bu maddeler direk olarak kiri temizleme ile ilgili değil, köpüğün oluşumu ve kalıcılığı ile ilgilidir. Sülfürik asit; deterjanın ana maddesi, asıl temizleme işini gerçekleştiren maddedir. Yağ asitleri sud-kostikle karıştırılıp, sabun özelliği verir. Sodyum perborat; oksijen açığa çıkararak, beyazlatmaya katkı sağlar. Sodyum karbonat; iyi bir alkalite kaynağıdır. Suyun yumuşatılmasını sağlar. Non-iyonikler toz deterjanda toza yumuşaklık verir.
3-) YARDIMCI MADDELER : DETERJANIN TEMİZLEME GÜCÜNÜN ARTTIRILMASINA KATKIDA BULUNMAKTADIRLAR. ÖRNEĞİN; SERT SULARDAKİ KALSİYUM VE MAGNEZYUM İYONLARINI TUTMAK İÇİN KOMPLEKS FOSFATLAR KULLANILMAKTADIR. YÜZEY AKTİF MADDELER, KÖPÜK DÜZENLEYİCİLER VE YARDIMCI MADDELER DE DETERJANLARIN ANA YAPISINI OLUŞTURURLAR.
4-) KATKI MADDELERİ : Beyazlar, pas önleyiciler, optik beyazlatıcılar, kolloidal taşıyıcılar, dolgu maddeleri, dezenfektanlar, parfüm, ovucular, enzimler ve diğer aktif madde katkıları deterjanlarda kullanılan katkı maddeleri olarak sayılabilir.
DETERJANIN ZARARLARI Günlük hayatımızda temizlik ve hijyen amacıyla sıklıkla kullandığımız deterjanın zararları olduğu bilinmektedir. Cilt üzerinde egzama ve mantar gibi hastalıklara sebep olmasının yanı sıra, içme suları ve deterjanla temizlenen bulaşıklarda kalan deterjan atıkları yoluyla da sindirim sisteminde de rahatsızlıklara neden olmaktadır. Ayrıca, deterjanlar kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanmadıkları için çevre kirliliğine de sebep olmaktadır. SIVI DETERJAN Türkiye'de çeşitli küçük atolyelerde sıvı deterjan üretimi yaygın şekilde yapılmaktadır. Ancak işin biraz daha derinine inilecek olunursa Lever, Benckiser gibi büyük firmalar tarafından sıvı deterjan üretimi ciddi şekilde yapılmaktadır. Türkiye'de sıvı, toz ve krem deterjanların büyük bir kısmı, sektörde faaliyet gösteren 6 büyük firma tarafından üretilmektedir. Ülkemizde deterjan tüketiminin yılda 300. 000 ile 350. 000 ton civarında olduğu tahmin edilmektedir. Fakat, gerek deterjan üretim kapasitelerinin artışı, gerekse LABSA üreticisi olan firmaların kendi ürettikleri LABSA’yı, özellikle ihracat artışı dolayısıyla hem ihraç etmeleri hem de kendi deterjan üretiminde kullanmaları LABSA’ya olan talebin hızla artmasına neden olmaktadır.