1. KURAK VE YARIKURAK BÖLGELER JEOMORFOLOJİSİNİN TEMEL BİLGİLERİ
KURAK BÖLGELERİN TANIMI İlk morfolojik bilgiler; 1870 ------ Cezayirli jeolog Pomel Swen Hedin ------ Asya’da Walter ------------- Türkistan ve Libya çölleri Passage ------------ Kalahari çölü Flamand, Gautier ------ Güney Cezayir ve Sahra
Kuraklık; Fiziki kuraklık Fizyolojik kuraklık
Polijenik Topoğrafya: Karalar üzerinde birçok sahanın topoğrafya şekilleri, nitelikleri farklı etken ve süreçlerin zamanın akışı sırasında birbiri ardından rol oynamış olmalarının sonucudur. Bu tür topoğrafyalara «polijenik topoğrafya» adı verilir. Fosil Topoğrafya Şekilleri: Bugünkü koşullara yabancı olan, çok eski jeolojik devirlerle ilgili topoğrafya şekilleri, oluşumlarından sonra kalın depolarla örtülmüşlerdir. Daha sonra, bu depoların aşınıp ortadan kaldırıldıkları yerlerde tekrar yüzeye çıkmışlardır. Bu şekillere, «fosil topoğrafya şekilleri» denir.
ÇÖL Yağmurun çok az ve gelişigüzel bir şekilde yağdığı, buharlaşmanın bütün mevsimler boyunca yağıştan daha çok olduğu, akarsuların ancak günlük olarak belirdiği veya hiç bulunmadığı, bitki örtüsünün çok seyrek veya cılız olduğu ya da hiç olmadığı yerlere «çöl» denir.
Havza; Eksoroik Havza Andoreik Havza Areik Havza
Kurak Bölgelerin (Çöllerin) Özellikleri: Rüzgarın şekillendirici etkisi çok kuvvetlidir. Fiziki çözülme önemli ölçülere ulaşmıştır. Kütle hareketleri sınırlıdır. Sürekli akarsular yoktur. Seller ve seyelanlar (sheetfloods) önemli şekillendirme unsurudur ki, bunlar ender fakat kuvvetli sağanaklara bağlı olarak oluşurlar. Şekillendirme, kurak bölgelerde deniz seviyesine göre değildir. Kurak bölgeler (sıcak çöller) sübsidans sahalarında bulunmaktadır.
Foto-: Kurak Bölgelerden Görünüş
Yarıkurak Bölgelerin Özellikleri: Arazinin şekillenmesinde akarsuların etkisinin asıl kurak bölgelere göre daha kuvvetli olduğu, ancak bu etkinin yine de belirli zamanlara sıkıştırıldığı görülür. Yüzeysel aşındırma faaliyetleri büyük ölçülere ulaşmıştır. Çözülme kuvvetlidir. Kütle hareketleri önemlidir. Rüzgarın şekillendirici görevi daha az etkilidir. Genel şekillendirme faaliyeti bazı yarı kurak bölgelerde deniz seviyesine göre, bazı yarı kurak bölgelerde farklı taban seviyelerine göredir. Yarı kurak bölgeler, kurak bölgelerle nemli bölgeler arasında bir geçiş sahası oluştururlar.
Foto-: Yarı Kurak Bölgelerden Görünüş
ÇÖL ORTAMI Günümüzdeki çöl ortamının başlıca karakteristik özellikleri: Çöller, sürekli bir drenaj sisteminden yoksundurlar. Çöllerde morfoloji sade ve açıktır. Çöl toprakları genellikle kayalık tepeler üzerinde kalan iskelet litosoller ya da rüzgarın getirdiği kuvars kumları ya da çakıllı alüvyon birikintileri şeklindedir. Bununla birlikte yarı kurak iklim sınırları içinde kalmak koşuluyla paleosoller dağlık alanlardaki vadi içlerinde korunabilmişlerdir. Çöllerde bulunan yerşekillerinin çoğu son derece yaşlıdır.
Çöllerde çok eski jeolojik devirlerden kalma erozyonel yer şekilleriyle çok genç birikim şekilleri yan yana bulunabilmektedir. Yani çöllerde topoğrafya polijeniktir. Çöl ortamında hakim olan iklimlerin genel karakteri şöyledir; Yıllık yağış miktarı 200 mm’den azdır Çöllerde, özel ve değişmeyen bir yağış rejimi yoktur. Çöllerde, sıcaklık farkları önemlidir. Çöllerde bitki hayatı gelişmemiştir, hatta mutlak çöllerde bitki hayatı yoktur.
KURAK VE YARIKURAK BÖLGELERİN GÜNÜMÜZDEKİ COĞRAFİ DAĞILIŞI Yeryüzünde kurak ve yarı kurak bölgeler: Köppen formülü; 39 milyon km2 Çöller (yani düzgün akışı olmayan sahalar): De Martonne formülü; 28 milyon km2 İç drenaj sahaları (orografik andoreizm) da kurak bölgeler içine dahil edilirse, kurak ve yarı kurak koşulların hüküm sürdüğü alan dünya karaları üzerinde; 42 milyon km2 Asıl kurak bölgeler (çöller), bütün karaları % 17’sine ulaşmış bulunmaktadır.
Harita-: Afrika’nın kurak sahaları (Meigs, 1968).
Harita-: Asya’nın kurak sahaları (Meigs, 1968).
Harita-: Kuzey Amerika’nın kurak sahaları (Meigs, 1968).
Harita-: Güney Amerika’nın kurak sahaları (Meigs, 1968).
Harita-: Avustralya’nın kurak sahaları.
KURAKLIK NEDENLERİ Karasallık
Dinamik yüksek basınç (subtropikal yüksek basınç) Soğuk su akıntıları
GEÇ SENOZOİK DEVİRDE SOĞUMA VE KURAKLIK Yaklaşık 180-200 milyon yıl önce 180 milyon yıl önceki (Trias) durum 140 milyon yıl önceki durum (Jura sonu) Kretase sonu (65 milyon yıl önce)
Eosen Yeryüzünün bugünkü görünümü Miosen
Geç Mesozoik ve Senozoik dönemde Afrika plakasının kuzeye doğru olan yavaş hareketi dolayısıyla Afrika Kıtası’nın kuzeyindeki büyük bir saha, nemli ekvatoral enlemden kurak tropikal enleme doğru itilmiştir. Kuzey Afrika’nın Geç Senozoik’te kuraklaşmasını; Kuzey Atlantik ve Güney Okyanus’un post-Eosen’deki soğumasıyla bağlantılı olarak yüksek enlemlerdeki kıtasal buzların yavaş yavaş genişlemesi hızlandırmıştır. Sahra’nın Geç Senozoik’teki kuraklığına katkıda bulunan ikinci faktör, Tibet Platosu’nun Neojen devrindeki yükselişi arkasından gelen doğu jet akımının (jet-stream) oluşmasıdır.
PLEİSTOSEN’DE ÇÖL ÇEVRELERİNDEN GLASİYAL VE PLÜVİYAL DEVRE İZLERİ Geçen uzun jeolojik süreçler içerisinde iklim aynı kalmamış, özellikle Pleistosen’de çok geniş ölçüde değişmiş, buna bağlı olarak morfojenetik bölgeler de yer değiştirmiştir. Kuvaterner’deki iklim değişmelerinin göstergeleri; Eski göl kıyıları (Plüviyal göller) Flüviyal yer şekilleri (relikt flüviyal yapılar) Alçak enlemlerde rastlanılan çeşitli kabuklar (fosil topraklar) Fosil kumul sahaları
Kuvaterner’de glasiyal bir devre sırasında yeryüzünde yıllık ortalama sıcaklık, birçok yerde 5-12o arasında değişen bir alçalma göstermiş, interglasiyal devrelerde ise Orta Kuşak’ta sıcaklık, bugünküne göre 2-3o kadar artış göstermiştir. Bundan dolayı ve radyasyon bilançosu etkilenerek atmosfer sirkülasyonunda meydana gelen değişikliklere bağlı olarak iklim kuşaklarının sahaları kaymış, kurak bölgelerde Kuvaterner’in plüviyal dönemleri buharlaşmanın azaldığı, hatta yağmurların daha kararlılık kazandığı dönemler olarak karakterize edilmiştir.
Dünyanın sıcak çöllerinin birçoğunda son glasiyal maksimum sırasında hakim olan iklim, her ne kadar yazlar sıcak geçebilse de, bugünkünden daha kuru, rüzgarlı ve soğuktu. Bu çöllerin, bugün yarı kurak olan sınırları boyunca yer alan ve daha önceden üzerlerinde bitki örtüsü bulunan sabit kumulları, hareketli hale gelerek, daha güneye doğru kaymışlardır. Son glasiyal maksimumun hemen öncesinde dolu ve taze olan çöl göllerinin çoğu kururken veya aşırı tuzlu hale gelirken önceden sürekli olan, asıl kurak bölge civarındaki akarsular mevsimlik, mevsimlik akarsular da episodik akarsular karakteri kazanmışlardır. Glasiyal maksimuma bağlı olarak deniz seviyelerinin bugünkü seviyelerinden çok düşük değerlere ulaşmasıyla birlikte şiddetlenen karasallık, kuraklığı artırmıştır. Ekvator ile kutuplar arasında oluşan yüksek basınç farklarından alizeler etkilenmiş ve güçlü hale gelmişlerdir. Alizelerin şiddetlenmesi soğuk su akıntılarını etkileyerek kıyı çöllerinin kuraklığını artırmıştır.
Çöl ortamı, bugünkünden çok daha nemli ve biraz daha ılık olan interglasiyaller ile daha soğuk ve çoğunlukla daha kurak olan glasiyal maksimumları belirten iki uç nokta arasında dalgalanmıştır.