Merhaba...:).

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÖFKEYLE BAŞ ETME.
Advertisements

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ VELİ SUNUMU
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
YALAN SÖYLEMEK.
REHBERLİK SERVİSİ SUNAR
İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
ANA BABA VE ERGENLİK.
Okullarda Suç ve Şiddeti Önleme
OKUL KORKUSU NEDİR? Uzm. Psikolog Arzu YILDIRIM
İLETİŞİM & HASTA MEMNUNİYETİ
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM BOZUKLUKLARI
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİSİ
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
Ruh Sağlığı.
ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE VELİLERE ÖNERİLER
HATALI ANNE BABA TUTUMLARI
Hazırlayan Psk.Dan. Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
DEZAVANTAJLI VE RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR KİMLERDİR?NASIL TESPİT EDİLİR?
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
ALTINI ISLATMA (Enürezis)
EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ANASINIFI VELİ SEMİNERİ
AİLE EĞİTİM SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ
ŞAHİNBEY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Çocuklarda Tırnak Yeme Alışkanlığı
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
DIŞKI KAÇIRMA(ENKOPRESİS)
Hazırlayanlar Psk.Dan Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan Sinem TARHAN
ÇOCUK VE AİLE İÇİ ŞİDDET
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
ÇOCUKLARDA TİKLER İLKNUR NURKAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMEN
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ VELİ SUNUMU
AİLE İÇİ ŞİDDET.
DAVRANIŞ VE UYUM BOZUKLUKLARI
En mühim en esaslı nokta eğitim meselesidir
KISKANÇLIK VE UTANGAÇLIK. KISKANÇLIK  İnsanların sahip oldukları ya da sahip olmak istedikleri şeyleri paylaşma durumunda kaldıklarında duydukları hisler.
KARTAL ATATÜRK İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
ERGENLİK ve PROBLEMLERİ
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR
ANNE BABA TUTUMLARI VE OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ÖNEMİ
UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
A.PAKSOY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Mehmet Akif Ersoy İlkokulu Sunar. ÇOCUĞUN GELİŞİM DÖNEMLERİ 0 – 2 YAŞ BEBEKLİK DÖNEMİ 2 – 6 OYUN DÖNEMİ 6 – 12 OKUL DÖNEMİ 12 – 18 ERGENLİK.
OKUL SEMİNERLERİ:2 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI.
OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI
1 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM ve DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
1 En mühim en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitimdir ki bir milleti ya hür, müstakil, şanlı yüksek bir cemiyet hâlinde yaşatır, ya da bir milleti.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Rehberlik Servisi.
ANA BABA VE ERGENLİK.
ANKARA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
ALTINI ISLATMA (Enürezis)
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM BOZUKLUKLARI
İLETİŞİM İLETİŞİM NEDİR İletişim, gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişidir.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM ve DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
STRES YÖNETİMİ
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Sunum transkripti:

Merhaba...:)

İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI Fatma Kevser ŞAHİN Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman

İSTENMEDİK DAVRANIŞ NEDİR

Çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkan bozukluktur.

Çocuklarda Genellikle Görülen Uyum ve Davranış Bozuklukları Saldırganlık Aşırı hırs Okul korkusu Çalma Tikler Kekemelik Tırnak yeme Yalan söyleme Küfür Aşırı inatçılık Altını Islatma

Cinsel rol beklentileri Bir çocuğun davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler: Yoğunluk Yaşa uygunluk Cinsel rol beklentileri Süreklilik

GENEL OLARAK DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ Dikkat Çekmek Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği İntikam Alma İsteği Yetersizlik

YALAN uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür. Yalan, insanları aldatmak amacı ile uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür.

YALANIN NEDENLERİ Baskıcı ve otoriter ana-baba ve öğretmen tutumları, Anne-babanın ya da öğretmenin olumsuz model olması, Ailenin ya da öğretmenin, çocuğa üstesinden gelemeyeceği sorumluluklar yüklemesi, Aile ya da sınıf kurallarının çok ağır olması,

Sınıf içinde yer edinme isteği Arkadaşları arasında lider olma isteği Öğretmenden ve okul yönetiminden korkma Yalanı alışkanlık haline getirme

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuklarınıza kötü örnek olmayın. Aşırı tepki göstermeyin. Çocuklarınızdan başaramayacakları şeyleri istemeyin.

Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Baskıdan kaçının Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuğunuzun istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini sizinle konuşabilmesini sağlayın.

Yalan söylediği için çocuğu suçlamayın, "Yalancı" etiketi yapıştırmayın. Çocuğa doğruyu söyletmek için; "Doğru söylersen ceza vermeyeceğim" dedikten sonra, çocuk doğruyu söyleyince aşırı tepki göstermeyin.

KÜFÜR İnsanların genellikle kızgınlık, öfke veya engellenmelerle karşılaştıklarında kullandıkları kötü kelimelere denir.

KÜFÜRÜN NEDENLERİ Çocuğun büyüklerini model alması, Dikkat çekmek isteği, Büyüdüğünü ispatlama, Ağızdan kaçırıvermesi, Akranları tarafından onaylanma gereksinimi.

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuğunuza iyi model olun. Eğer siz küfür ederseniz çocuğunuz da eder. Çocuğunuz küfrettiğinde kesinlikle şiddet ve tehdit kullanmayın. Bir süre duymazlıktan gelin.

Çocuğunuza kızgınlığını daha olumlu nasıl ifade edebileceğini öğretin.

Çocuğunuzu küfür içeren televizyon programlarından uzak tutmaya çalışın. için

TİKLER Tikler, bir kas grubunda yinelenen, istemsiz hareketlerle belirtilen bir bozukluktur.

TİKLER Boğaz temizlemek için yapılan hareketler, Ağız ve dudak hareketleri, Göz kırpmak, kaş oynatmak, Burun çekmek, Hızlı hızlı nefes almak. Ses çıkarmak. Boyun adalelerini kasmak. Burun kanatlarını oynatmak. Parmak çıtlatmak, kolları germek, omuz silkmek, Baş oynatmak, baş sallamak.

TİKLERİN NEDENLERİ Çocuğun yeterli ilgi ve sevgi görmemesi. Çocuktan bulunduğu dönemin üzerinde davranışlar beklenmesi. Çocuğun anne-baba ya da arkadaşları tarafından sürekli horlanması ve aşağılanması. TİKLERİN NEDENLERİ

Aile içi ya da sınıf içinde iletişiminin bozuk olması. Çocuğun başkasını taklit etmesi. Çocuğun küçük yaşlardan itibaren yoğun korku, kaygı, tedirginlik yaşaması.

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuğunuza karşı kesinlikle olumsuz ve sert tepkide bulunmayın. Çocuğunuzda tik gördüğünüzde, sürekli ikaz etmeyin. Çocuğunuzun tiki ile alay edilmesine engel olun.

Çocuğunuzda tikli davranımı farkettiğinizde bir uzmandan yardım alın. Çocuğunuzla iletişiminizi güçlendirin. Çocuğunuza yeterli ilgi ve sevgi gösterin.

Çocuğun büyük dışkısını altına kaçırmasıdır. ENKOPRESİZ Çocuğun büyük dışkısını altına kaçırmasıdır.

ENKOPRESİZİN NEDENLERİ Bağırsak işlevlerinde bozukluklar Yanlış tuvalet eğitimi Annenin aşırı titizliği Kardeş doğumu 

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuğunuza bu rahatsızlığından dolayı baskıcı, tepkili ve eleştirel yaklaşmayın. Kesinlikle şiddet uygulamayın ve başka arkadaşlarıyla kıyaslamayın. Tuvalet eğitimi konusunda baskıcı cezalandırıcı davranmayın.

Mutlaka bir uzmandan yardım alınmasını sağlayın. Çocuğunuz altına yapmadığı zamanlarda mutlaka onu ödüllendirerek bu durumu pekiştirin.

ÇALMA   Başkalarına ait herhangi bir şeyin mal sahibinin izni olmadan alınmasına hırsızlık denir. İlköğretime başlamasına rağmen çocukta başkalarının eşyalarını izinsiz alma davranışı görülüyorsa, bu davranışın bir sorun haline gelme ihtimali dikkate alınmalıdır.

NEDENLERİ Çocuğun sahip olma ile ilgili haklara saygı göstermesi konusunda gerekli kavram ve alışkanlıklar kazanamamış olması. Çocuktan izin almadan özel eşyalarının kurcalanması yada  yerlerinin değiştirilmesi. Güvensizlik ve sevgi yetersizliğinin yol açtığı olumsuz biçimde ilgi ve dikkat çekme isteği. Yakın çevresinde  bu davranışı model alacağı kişilerin olması.

Bu eylemi gerçekleştirirken duyduğu anlık heyecanı tekrar yaşama isteği. Farklı sosyo-ekonomik gruplardan gelen çocukların bir arada bulundukları ortamlarda, birbirlerinin eşyalarına hayranlık duymaları çalma davranışına neden olabilmektedir. İstediği her şey alınan çocuklar hiç sınır konulmadığı için, istediği şeylerin çok azına sahip olabilen çocuklar ise mahrumiyet yaşadıkları için çalma davranışına yönelebilmektedir.

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuğa ödünç alıp verme ile başkalarına hissettirmeden alma arasındaki  fark öğretilmelidir. Çocuğun çevresindeki yetişkinler, başkalarının haklarına saygı gösteren bireyler olarak çocuk için model oluşturmalıdır.    İzin istemeden başkalarının eşyalarını alamayacağını öğretmek için bir şey istediğinde önce izin alması gerektiği sık sık hatırlatılmalıdır. Çocuklara bazı isteklerini kontrol etmesi ve toplumsal bir değer olarak sahip olma hakkına saygı duyması gerektiği öğretilmelidir.

ALTINI ISLATMA (ENÜREZİS) 4 yaşından sonra alt ıslatmanın devam etmesi durumunda altını ıslatma sorunundan söz edilebilir. Ergenlik çağına gelince çocukların büyük bir bölümünde kendiliğinden kaybolur. % 1 oranında erişkin yaşa kadar devam edebilir.              

1.Fiziksel Nedenler Derin uyuma ve uyku yaratacak aşırı yorgunluk Fazla sulu ve tuzlu yemek yeme Ayakların ve bel kısmının üşümesi Bazı böbrek hastalıklarının varlığı İdrar yollarında enfeksiyon Bazen çocuk tuvalet alışkanlığını kazandıktan sonra yeniden altını ıslatmaya başlayabilir. Bu da omurganın düzensiz büyümesinden olabilir 2. Genetik Nedenler Yatağını ıslatan çocuğun anne babasının bundan kaç yaşında vazgeçtiğine bakmak gerekir.

3. Psikolojik Nedenler Erken ve baskılı tuvalet eğitimi Yeni bir kardeşin doğması, yuvaya ya da okula başlama, okul değiştirme, sevilen birinin kaybı gibi stres faktörlerine karşı hayatın eski dönemlerine geri dönme isteği Gün içinde ruhsal zorlama, aşırı baskı ve üzüntü yaşama gibi zorlu yaşam olayları

Ailenin aşırı koruyucu tutumu ile çocukta bebeksi kalma eğilimi İlgi çekme ve öç alma isteği Anne-babanın ayrılması,aile ilişkilerinde bozukluklar, evde huzursuzluk gibi ailevi faktörler etkili olabilmektedir.

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuk önce tıbbi muayeneden geçirilmeli ve eğer gerekiyorsa ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Çocuğa, idrarını kontrol edebilecek fiziksel olgunluğa ulaşma olanağı tanınmalıdır.

Bu konuda ihtiyaç duyduğu mahremiyet sağlanarak sorunun arkadaşlarının veya başkalarının yanında gündeme gelmesi engellenmelidir. Aileye akşam yemeğinden sonra çocuğa aşırı sıvı içeren besinler Verilmemesi söylenmelidir. Çocuk altını ıslatmadığı zamanlarda ödüllendirilebilir.

AKICI KONUŞMA BOZUKLUĞU (KEKEMELİK)  Kekemelik, konuşurken kişinin konuşmaya başlayamama, irkilme, duraklama,belli sesleri uzatma, tekrar etme, bunların yanında bir takım el kol yüz ve vücut hareketleriyle konuşmanın beklentiden sapma göstermesi  biçiminde ortaya çıkar.

NEDENLERİ Kekemelerin aile ve akrabalarında % 40-60 arasında kekeme bulunması kalıtımsal etkenlerin bulunduğunu göstermektedir. Kekemeliğin konuşmaya katılan organların çalışmasıyla ilgili bir kusurdan kaynaklanabileceği kabul edilir. Özellikle aşırı duygusal, tedirgin ve güvensiz özelliklerle belirgin nevrotik yapı, kekemeliğe yatkın bir kişiliği karakterize eder.

beklenti düzeyi arasındaki dengesizlik bu duruma neden olabilmektedir. Anne babanın çocuktan beklentilerinin çok yüksek olması, çocuğun kapasitesi ile beklenti düzeyi arasındaki dengesizlik bu duruma neden olabilmektedir. Kekemelik çocukta, duygusal şok etkisi yaratan  bir olay, korkutucu bir durum gibi örseleyici  yaşantılarla başlamaktadır. Konuşmaya yeni başlayan çocukları sürekli eleştirmek, alay etmek, hatalarına ve duraksamalarına sık sık  müdahale etmek bu bozukluğa neden olabilir  yada bu belirtiyi arttırabilir.

Biz Neler Yapabiliriz? Tanı  ne kadar erken konulursa o kadar  fazla  yardım  edilebilir.  Kişilerin   benlik kavramlarının gelişmesi için yapılan çalışmalarda,   çocuğa rahat ve kabul dolu bir ortam sunulması gerekir. Çocuk   hemen   kekeme   olarak etiketlenmemelidir.

konuşurken daha fazla güçlük çeker. Bu nedenle onu dinleyen kişilerin Bu çocuklar konuşmasını dinlemekten bıktığını belli eden dinleyicilerle konuşurken daha fazla güçlük çeker. Bu nedenle onu dinleyen kişilerin sabırlı olmaları, ilgi ile dinlemeleri gerekir. Akıcı konuştukları ortamlar gözlemlenerek bu ortamlarda daha çok zaman geçirmeleri sağlanabilir. Çocuk konuşurken takıldığında, çocuğun yerine konuşmamak ya da onun cümlesini tamamlamamak gerekir.

Okul korkusunun en yaygın olduğu zaman 5-8 yaş dönemidir. Okul korkusu anaokuluna ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda sık görülür. Okul korkusunun en yaygın olduğu zaman 5-8 yaş dönemidir. Bunun yanında anaokulu ve birinci sınıfta okul korkusu olmayan çocuklarda da bu durum sonradan baş gösterebilir.

Okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir Çocuğun okulda hiç arkadaşı olmaması, okul değiştirmesi, okul başarısızlığı okul korkusunun önemli nedenlerinden biridir. Okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir yerin ya da kişilerin olması okul korkusuna yol açabilmektedir. Sabah yorgunluğunun şaşırtıcı sayıda okula karşı isteksizlik vakasına neden olduğunu göstermektedir.

Boşanma , yeni bir kardeşin doğumu, taşınma, maddi sorunlar, hastalık, yakın birinin ölümü gibi stres yaratan olaylar okul korkusunda etkili olmaktadır. Anne ve babanın, aşırı koruyucu tutumları ve çocuklarını kendine güvensiz şekilde yetiştirmeleri. NEDENLERİ

Biz Neler Yapabiliriz? Çocuğa güvenmek. Çocuğun   kendisini   terkedilmiş   ve  yalnız  hissetmesine   yol   açacak  davranışlardan kaçınılmalıdır. Çocuğun yeterince dinlenmiş olmasına dikkat edilmelidir. Çocuk okuldan korksa da gitmeye devam ediyorsa ödüllendirilmelidir.    

Annelerin de okula gelmeleri ve çocuk kendini rahat hissedinceye kadar, kısa bir süre sınıfta oturmaları sağlanabilir. Okul  korkusu olan çocuk, sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlanmadan kolaylıkla üstesinden gelebileceği görevleri alması için yüreklendirilmelidir. Çocuklarda     başarısızlık    korkusunun    gelişip   bunun    okul    korkusu olarak genellenmesi önlenmelidir.

Tırnak Yeme Tırnak yeme, daha çok sinirli çocuklarda ve dişlerin çıkmaya başladığı dönemlerde görülmektedir. 7-8 ve daha ileri yaşlarda da görülebilen tırnak yeme, özellikle çocukların ellerinde herhangi bir iş ya da oyunla uğraşmadığı zamanlarda görülmektedir           Bu durum çocuklarda genelde uyku bozuklukları ve hareket huzursuzluğu ile beraber bulunur.

NEDENLERİ Uzmanlar, tırnak yemeyi bir saldırganlık belirtisi, kişinin kendine yönelik bir saldırganlığı olarak değerlendirirler.     Tırnak yeme, bir güvensizlik belirtisi olarak da kabul edilebilir. Aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir öğretimin uygulanması, çocuğun sürekli olarak azarlanması, eleştirilmesi bu duruma yol açabilir. Bir modelin çocuk tarafından taklit edilmesi de bir etken olabilir.

Bazen sıkıntı, stres, yorgunluk, üzüntü, problemsiz çocuklarda da bu davranışa yol açabilir. Yine zeki yada normal çocuklarda sınav gibi heyecansal durumlarda ortaya çıkabilir. Ancak bunlar bir süre sonra o durumun düzelmesiyle kaybolur. Yeni doğan kardeşi kıskanma, sevilen birinin kaybı vb. gibi stres öğeleri tırnak yemeye neden olabilir.

Biz Neler Yapabiliriz? Aileyle iletişime geçerek çocuğa aşırı otoriter davranılmaması söylenmelidir. Huzursuzluk bu davranışın ortaya çıkmasında çok etkili olduğu için, ev ve okul ortamındaki ça gerginliklerin mümkün olduğu kadar azaltılarak çocuğun kendini güvende hissetmesi sağlanmalıdır. Anne- baba ve öğretmenin çocuğun bu davranışını ön plana çıkartıp rahatsız olduklarını hissettirmeleri, kaygıyı   arttırarak  davranışı sıklaştırabileceği için bundan kaçınmalıdır.

Başkaları tarafından bu davranışının yadırgandığı çocuğa uygun bir dille anlatılmalıdır. Tırnak yeme davranışının da parmak emme davranışında olduğu gibi yaşla birlikte çoğu  kişide ortadan  kalkacağı bilinmelidir.

  Saldırganlık Saldırganlık, saldırgan davranışların açığa vurulma eğilimi. Bir kimsenin kendi ilgilerini, fikirlerini, karşıt fikirlere rağmen ileri götürme, ilerletme ve kabul ettirme eğilimi. Herhangi bir sosyal grupta veya toplumda, hakimiyet kurma ve üstünlük elde etme eğilimi.

ÖZELLİKLERİ: Saldırgan çocuklar geçimsizdir. Parlamaya  her an hazır olan çocuklar sık sık kavga ederler. Yaşadıkları anlaşmazlıkları bilek gücüyle çözmeye çalışırlar. Sadece anne babaya değil, öğretmen ve diğer büyüklere de karşı gelme eğilimindedirler. Kurallara uyma konusunda sorun yaşadıkları için sık sık ceza alırlar. Hep kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar. Davranışlarından utansalar bile yinelemekten kendilerini alıkoyamazlar. Cezadan hiç etkilenmez veya bir süre etkilenmiş görünürler. İlgisizlikten hoşlanmazlar.

NEDENLERİ Ailenin çocuk eğitiminde endişeli olması, yanlış eğitim vermeme düşüncesi ile çocuğun üzerine gereğinden fazla düşme. Aile fertlerinin birbirlerine saygı duymamaları, sürekli olarak karşılıklı hakaret etmeleri. Çocuğun, saldırganlığın aşırı derecede kısıtlandığı bir ortamda  yetişmesi. Çocuğun kendine güvensiz bir şekilde yetiştirilmesi. Çocuğun dayakla  terbiye edilmeye çalışılması. Çocukların yer aldığı gruplarda saldırgan davranışların kabul görmesi. Çocuğun istediği şeylerden sürekli yoksun bırakılması. TV’ de ki  şiddetin çocuklarda saldırganlık eğilimini artırdığı düşünülmektedir.

Biz Neler Yapabiliriz?     Yapılan hatalara rağmen çocuğa koşulsuz sevgi gösterilmeli, hataları zaman zaman affedilmeli hatta görmezden gelinmelidir. Anne baba ya da öğretmen çocuğun  davranışlarında  kısıtlama yapıyorsa,   bunun  nedenlerini açıklamalıdır. Sorunların tartışılmasında çocuğa söz hakkı  tanımayan, çocuğun düşüncelerine önem vermeyen bir disiplin anlayışından uzak durulmalıdır. Çocuğun kapasitesinin üzerinde beklentisi olan ve bu beklentiye ulaşmada çocuğu zorlayan  anne  baba ve öğretmen bu  tutumu  bırakmalıdır.

Aile çocuğun saldırganlığını önlemek için onun istediğini hemen yerine getiriyorsa çocukta bu davranışlar yerleşebilir. Araştırmalar çocuklarının kötü davranışlarını cezalandırmak isteyen anne ve babaların aslında bu davranışları pekiştirmekten ileriye gidemediğini göstermektedir.

İNATÇILIK Anne-babaların en çok dile getirdikleri problemlerden biridir inatçılık. Çünkü her yaş döneminde görülür. Ergenlikte de ortaya çıkar. Varlıklarını ve bağımsızlıklarını kabul ettirmeye başlamaları yanı sıra keşfetme merakları bu inatlaşmaları tetikler.

İNATÇILIĞIN NEDENLERİ Anne ve babanın çocuğa karşı tutumlarının tutarlı olmaması, Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması, Çocuğa ihtiyacı olan bağımsızlık duygusunun verilmemesi, Çocuğa şiddet ve ceza uygulanması, Çocuğun istekleriyle anne-babanın ve öğretmenin isteklerinin çelişmesi.

Biz Neler Yapabiliriz? Anne-baba ve öğretmen olarak ortak tutumlar geliştirin. Çocuğa öfkeli ve tepkili yaklaşmayın. Çocuğun istediklerini inatlaşmadığı zamanlarda yerine getirin. Çocuğa istediğini neden yapamayacağınızı açık ve anlaşılır bir dille anlatın.

Kurallarınızı uygularken tutarlı ve kararlı olun. Çocuğun inadı devam ettiği durumlarda dikkatini başka yöne çekmeye çalışın. Asla çocukla bir güç ve inat savaşına girmeyin.

Etkili iletişim, çocuğu dinlemekle başlar…

İletişimi Kolaylaştıran Faktörler Sessiz kalın! 2. Empati kurun! 3. Dürüst olun!

Sağlıklı İletişim İçin; SEN DİLİ Suçlayıcıdır Davranıştan çok kişiye yöneliktir Kişiye anlaşılmadığını hissettirir Yeniden konuşma isteğini engelleyicidir Neye kızıldığının anlaşılmamasına neden olabilir Kişiyi incitir, kırar Örn.: Sana bin kere tembih ettim, böyle yaptığın için suçlusun. BEN DİLİ Savunmaya itmez Suçluluk hissettirmez Duygunun nedeni anlaşıldığı için iletişim sağlıklı olur Ben dili iletişimi alan kişi başkalarını düşünmeyi de öğrenir Yakınlaşmayı sağlar Anlaşmazlıkları azaltır Konuşan kişiyi rahatlatır Örn.: Akşam geç saatte arkadaşınla dışarıya çıkman beni endişelendirdi, üzüldüm. Dersine zamanında çalışmadığın için üzüldüm. Bu akşam kendimi çok yorgun hissediyorum, istersen oyun oynamayı başka bir akşama erteleyelim.

İtici Etkisiz Uzak oluyoruz. (Osterman, 1993) İletişimimizde sürekli kendi doğrularımızı anlatmaya ve kabul ettirmeye çalıştığımızda; İtici Etkisiz Uzak oluyoruz. (Osterman, 1993)

Sonuç olarak; İstenmeyen davranışların en aza indirilmesi için öğretmen, yönetici ve ailenin ortak çaba içinde olmaları, olaylara anlayışla yaklaşmaları, öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına cevap veren programlarla onların motive edilmesi gerekmektedir.

TEŞEKKÜRLER...