Kalıplar.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Mardin And. İHL SO THAT. So that In order that cümle Özne + fiil + nesne Sentence Subject + Verb + Object So that: için in order that: diye, için, = in.
Advertisements

UNIT 1 MY DAILY ROUTINES GÜNLÜK AKTİVİTELERİM.
SIMPLE PRESENT TENSE.
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
CONDITIONALS (IF CLAUSES) Type -1
FUTURE TIME WILL/SHALL or BE GOING TO
MUST.
FUTURE TENSES BY HANDE SERT İÖP
HAVE TO “has to” MUST.
THE SİMPLE PRESENT TESNSE
Yabancı Dil- II Bölüm - 9.
UNIT FIFTEEN Health and Sports
SÜMEYYE KARABOYUN İÖP-1
Soru sorma Geniş zaman “DO – DOES”
Yabancı Dil- II Bölüm - 3.
SIMPLE PRESENT TENSE.
Yaptıklarımız / yapmadıklarımız Pg
UNIT- 3 OUR NATURAL HERITAGE.
SORU CÜMLESİ (?) (QUESTIONS)
CONDITIONAL SENTENCES
2010 – 2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İNGİLİZCE DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ
CONJUNCTIONS (BAĞLAÇLAR)
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
İNGİLİZCE WANT, WOULD LIKE
Tercihlerimizi Prefer yapısını kullanarak ifade ederiz.
USED TO. USED TO: Sadece geçmiş zamanla kullanılır. Şu anda sahip olmayıp geçmişte sahip olduğumuz alışkanlıklardan bahsederken kullanırız. USED TO +
Hoşlandığımız şeylerden bahsederken ( I LIKE….)
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
Upturn in English 1st Week
İNGİLİZCE-4.
Ingilizcesinifi.org get up. wash your face ingilizcesinifi.org.
PAST SIMPLE TENSE GEÇMİŞ ZAMAN.
Expressing Daily Routines
PRESENT CONTINUOUS © 2016 ingilizcebankasi.com.
© 2016 PRESENT SIMPLE © 2016.
Hazırlayan: SUZAN AYDIN. Olumlu: subject + have/has + past participle (V3) She/He/It has eaten her breakfast. I/We/They/You have seen the film.
Practice your writing skills
P RESENT C ONTINUOUS T ENSE ( Şimdiki zaman ). Konuşma anından önce başlayan, konuşma anında devam eden ve muhtemelen bir süre daha devam edecek olayları.
SO THAT IN ORDER THAT IN ORDER TO IN CASE. So that In order that cümle Özne + fiil + nesne Sentence Subject + Verb + Object So that: için in order that:
doctor wife healthy unhealthy husband patient talk walk early late
ADVERBS OF FREQUENCY (SIKLIK ZARFLARI).
Mesleki Yabancı Dil Hazırlayan ve Sunan:
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
IF CLAUSE TYPE 2 Conditionals.
MY DAİLY ROUTINE ÜNİTESİNDEKİ AKTİVİTELER
PRESENT PERFECT TENSE Yakın Geçmiş Zaman. WHERE DO WE USE PRESENT PERFECT TENSE ????
W O R D A M G E U FOR N I T 1.
-Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz?
Would you like a different color?
When is the film? (YAKLAŞIK CÜMLE)
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
PUANLAMA ÖNERİSİ *Öğrenciler iki gruba ayrılır. Her iki gruba da baştan 1000’er puan verilir. *Birinci grup yarışırken “GAME 1“ açılır. Öğrenciler her.
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
HEALTH.
Present Continuous Tense
CONDITIONALS TYPE
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DAILY ROUTINES.
PRESENT CONTINUOUS. Present continuous (am/is/are + V-ing) I am (=’m) playing football today. He She It is (=’s) We You They are (=’re)
Prepared by Erkan ERCOŞKUN
CONDITIONALS TYPE
HAVE TO - MUST.
UNIT 3: BIOGRAPHIES Bu ünitede, geçmiş zaman (Simple Past tense) göreceğiz. Geçmiş zamanda cümle kurabilmek için, fiillere ‘-ed’ eki getiririz. Bazen fiiller.
UNIT 6 Future Perfect.
Should / Shouldn’t Prepared by Salih Hoca.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
MY ACTİVİTİES ON TYPİCAL DAY BAŞAK MORAL 10-D 43.
Sunum transkripti:

Kalıplar

I'm «I’m» dan sonra isim kullanımını, başkalarına kendimiz hakkında birşeyler söylemek için kullanırız. "I'm so tired." "I'm confused." "I'm happy." "I'm twenty three years old." "I'm hungry." "I'm nervous." "I'm excited." "I'm leaving work." "I'm thirsty." "I'm from Seattle." "I'm extremely tired." "I'm very happy." "I'm terribly hungry." "I am super excited." "I'm very nervous."

I'm + (verb) «I’m» den sonra eylem(ing eki ile) kullanırsak, o an yaptığımız işi, eylemi anlatmış oluruz. "I'm eating lunch." "I'm brushing my teeth." "I'm driving to work." "I'm crying." "I'm typing an email." "I'm cooking dinner." "I am texting." "I am dancing." "I am exercising." "I am learning."

Nerede olduğumuzu anlatmak için kullanacağımız ifade. I'm in/at/on Nerede olduğumuzu anlatmak için kullanacağımız ifade. "I'm at the grocery." "I'm at the mall." "I'm at the doctor's office." "I'm at the park." "I'm at the airport." "I'm in the shower." "I'm in the lobby." "I'm in a car." "I'm in a house." "I'm in a school." "I'm on the phone." "I'm on my computer." "I'm on a bus."

Neyde iyi, başarılı olduğumuzu, neyi iyi, başarılı yaptığımızı, I’m good at.. Neyde iyi, başarılı olduğumuzu, neyi iyi, başarılı yaptığımızı, "I'm good at drawing." "I'm good at video games." "I'm good at swimming." "I'm good at driving." "I'm good at reading." "I'm good at sports." "I'm good at writing." "I'm good at math." "I'm good at dancing." "I'm good at chess."

I’m trying to.. Birşeyi yapmaya çalışıyorum. Birşeyi başarmaya uğraşıyorum. Birşeyi yapmaya çabalıyorum. "I'm trying to get a job." "I'm trying to call my family." "I'm trying to enjoy my dinner." "I'm trying to educate myself." "I'm trying to explain myself." "I'm trying new food." "I'm trying to eat healthy." "I'm trying to understand."

I’m gonna.. Gramer olarak yanlış bir kullanımdır, fakat günlük konuşmada yaygındır. Şu an veya yakın zaman içinde yapacak olduğumuz şeyleri anlatmada kullanılır. "I'm gonna have some coffee." "I'm gonna go to work." "I'm gonna eat some cake." "I'm gonna send out my resume." "I'm gonna run a marathon." "I'm gonna ask her out for dinner." "I'm gonna stop smoking." "I'm gonna help my friends." "I'm gonna take swim lessons." "I'm gonna read a book."

Sahip olduğumuz, edindiğimiz bir şeyin bilgisini aktarmada kullanılır. I have + (noun) Sahip olduğumuz, edindiğimiz bir şeyin bilgisini aktarmada kullanılır. "I have a cat." "I have a nice car." "I have a house." "I have a computer." "I have a headache."

I have + (past participle) Fiilin 3. hali ile beraber kullanıldığında, tamamlanmış bir eylemi yani daha önce yapıp bitirdiğimiz bir şeyi anlatır. "I have done it." "I have heard that before." "I have driven a car." "I have forgotten the words." "I have read that book." "I have eaten at that restaurant before." "I have flown in an airplane." "I have forgiven you." "I have seen you before." "I have written a letter."

I used to + (verb) Geçmişte yaptığımız, artık yapmayı bıraktığımız eylemleri anlatırken kullanılır. "I used to develop websites." "I used to jog every day." "I used to paint." "I used to smoke." "I used to work from home." "I used to live in California." "I used to go to the beach every day." "I used to sing in a choir." "I used to like vegetables." "I used to start work at 6 o'clock."

I have to + (verb) Yakın zamanda yapmak zorunda olduğumuz eylemleri anlatır. «don’t» ile kullanılırsa, eylemi yapmak zorunda olmadığımızı anlatır. "I have to switch schools." "I have to use the telephone." "I have to go to the bathroom." "I have to leave." "I have to unpack my bags." "I don't have to switch schools." "I don't have to use the telephone." "I don't have to go to the bathroom." "I don't have to leave." "I don't have to unpack my bags."

I wanna + (verb) Gramer olarak yanlış, günlük konuşmada yaygın olan bir söylemdir. «want to» nun kısaltılmış halidir. Bir şeyi yapmak istediğimizi anlatırız. "I wanna talk." "I wanna search for a job." "I wanna order some food." "I wanna marry her." "I wanna listen to that song." "I don't wanna talk." "I don't wanna search for a job." "I don't wanna marry her." "I don't wanna listen to that song." "I don't wanna order some food."

I gotta + (verb) Gramer olarak yanlış, günlük kullanımda yaygındır. «I have got to» ifadesinin kısaltılmış halidir. Bir şeyi yapmamız gerektiğini anlatırken kullanırız. "I gotta manage my money." "I gotta obey the laws." "I gotta move to a bigger house." "I gotta impress my boss." "I gotta brush my teeth." "I have got to be on time to work." "I've gotta try harder at school." "I've gotta tell my wife I'll be late." "I've gotta learn more about the laws." "I've gotta clean my house today."

Yapmayı planladığımız şeyleri anlatmak için kullanılır. I plan to + (verb) Yapmayı planladığımız şeyleri anlatmak için kullanılır. "I plan to find a new apartment." "I plan to relax on vacation." "I plan to surprise my parents." "I plan to wash my car." "I plan to adopt a child." "I plan to impress my boss." "I plan to watch a movie." "I plan to save more money." "I plan to read a book." "I plan to learn new things."

Bir şeyi yapmak istediğimizi anlatır. I would like to + (verb) Bir şeyi yapmak istediğimizi anlatır. "I would like to answer that question. "I would like to explain myself." "I would like to invite you over." "I would like to practice." "I would like to become a doctor." "I would like to see you more often." "I would like to thank you." "I would like to learn about animals." "I would like to meet the President."

tek bir şeyle adam akıllı, Başarının sırrı, tek bir şeyle adam akıllı, diğer binlercesiyle gereği kadar meşgul olabilmektir. adam akıllı uğraşın, çabalayın.