SINAV KAYGISI VE AİLE
Sınav kaygısını azaltırken ailelere düşen görevler çok önemlidir Sınav kaygısını azaltırken ailelere düşen görevler çok önemlidir. Bunu uygun bir dil ile çocuğumuza anlatmak biz ebeveynlere düşer.
Sınava hazırlanan bir öğrencinin anne ve babasına önemli görevler düşmektedir Anne ve babaya düşen önemli görevler, ailenin bütçesinin sınırlarını zorlayarak çocuğuna en iyi eğitim imkanlarını sunmak ve ona uygun çalışma şartlarını hazırlamakla sınırlı değildir.
Anne-babanın çok küçük yaştan başlayan yüksek başarı beklentisi, çocuğun hatalarını düzeltmek için onu eleştirmek, çocuğun dayak, hırpalama gibi cezalarla eğitilmesi, yargı ifadesi taşıyan olumsuz sıfatlarla nitelenerek (haylaz, tembel, sorumsuz, dağınık, pısırık, yavaş v.b...) çocuğun kendine olan gevenini zayıflatır. Bunun sonucu ortaya çıkan kaygı, başarıya olumlu katkısı olmayan kaygıdır ve bununla başa çıkmak çok zordur.
Sınavlara hazırlanan bir öğrencinin yaşadığı kaygının iki sebebi vardır: Birinci sebep tümüyle gerçek ve akılcı bir temele dayanır. Sonuçları hayatın akışını etkileyecek büyük bir yarışta yer alacak olmaktan kaygı duymak, doğal ve yerinde bir durumdur.
Ancak ikinci sebep, birinci gibi gerçek ve akılcı bir temele dayanmaz Ancak ikinci sebep, birinci gibi gerçek ve akılcı bir temele dayanmaz. “Anneme -babama ne diyeceğim?” , “akrabalarımın önüne nasıl çıkacağım?” “Tanıdıklarıma karşı mahcup olacağım” gibi düşünceler sınavlara hazırlanan öğrencinin kaygısını yükseltir.
SINAV KAYGISINDA AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER Ø Çocukların sınav kaygılarını artıracak olumsuz değerlendirmelerden ve kıyaslamalardan kaçınılmalı. Ø Çocukların kaygılarını artıracak ortam ve konuşmalardan uzak tutmalı Ø Çocukların sınav kaygılarına saygı duymalı.
Ø Çocukların başarısızlıkları yerine başarıları ön plana çıkarılmalı. Ø Çocukların kaygılarını paylaşabilecek ortamlar oluşturulmalı. Ø Çocukların başarısızlıkları yerine başarıları ön plana çıkarılmalı. Ø Çocukların kapasitelerinin üstünde bir beklenti içine girilmemeli. Ø Sınavda kişiliklerinin değil de bilgilerinin ölçüleceği anlatılmalı. Ø Çocuğunuzun gösterdiği başarıyı asla ve asla küçümsememeli.
Ø Çocuklara yapılan fedakarlıklar (dershaneye gönderdim, yemedim yedirdim) gündeme getirmemeli. Ø Her şeye rağmen kendileri için vazgeçilmez oldukları hissettirilmeli. Ø Sınavda alacağı sonuç ne olursa olsun ona olan sevgilerinin azalmayacağı ifade edilmeli.
Ø Sınavlar öncesi çocukları aşırı yorulmaktan, mideyi bozabilecek yiyecek ve içeceklerden uzak tutmalı. Ø Çocuğunuzun zaman zaman yaşadığı başarısızlıkları değil, onların başarılarını gündeme getirmeli. Ø Sınavların hayat için bir amaç olmadığı, sadece bir araç olduğu ifade edilmeli.
Ø Aile içinde aile bireylerinin aynı doğrultuda düşünmelerine farklı tutumlar içinde olunmamasına özen gösterilmeli. Ø Onu çok sevdiğiniz, sınav sonucu ne olursa olsun sevginizin değişmeyeceği ifade edilmeli. Ø Ben sana söylemiştim, benim sözümü tutsaydın... ile başlayan cümleler kurmaktan kaçınmalı.
KAYGIYI AZALTACAK BAZI ÖNERİLER • Çocuğunuz ve siz, gözlerinizi, sınavın sonuçlarından ziyade bugün ne yapılabilire çeviriniz. Henüz yapılmamış sınavın sonucuyla ilgilenmeyiniz. Sınavın sonucunun olumlu olabilmesi sizin ve çocuğunuzun "bugün" olumlu tavır ve davranışlar sergilemesiyle mümkün olacaktır.
• Telaş ve acelecilik paniğe ve kaygıya yol açar • Telaş ve acelecilik paniğe ve kaygıya yol açar. Bu nedenle, zamanın koşuşturma içinde geçirilmemesi, zaman planlamasının yapılması yararlı olacaktır. Bu planlama, hem sizin hem de çocuğunuzun ileriyi görmesini sağlayacak ve rahatlatacaktır.
• Kaygı bulaşıcı bir duygudur • Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Siz veli olarak, ne kadar kaygılı iseniz hiç kuşkunuz olmasın ki çocuğunuz da en az o kadar kaygılı olacaktır. Sizin sakin, mantıklı ve olumlu tavırlarınız da çocuğunuzun sakin ve mantıklı davranmasına katkıda bulunacaktır.
• Sınav öncesinde koşullar üretmeyin • Sınav öncesinde koşullar üretmeyin. "Şu kadar net yapmalısın, Fizik dersinden şu kadar doğru çıkarmalısın." vb. Bu koşullar sınav sırasında çocuğunuz için birer tehdit haline dönüşebilir.
• İçinden çıkılmayacak bir kaygı yaşanıyorsa o zaman mutlaka bu konuda psikolojik desteğe ihtiyaç duyulmalıdır.
SONUÇ OLARAK; Kaygısına saygı duyulan, kaygısının anlaşıldığını, kendisine güvenildiğini hisseden çocuklar kaygıyı daha az yaşayacak ve daha başarılı olacaklardır. Çocuğunuzun sizden farklı bir birey olduğunu, onun da kendine has istek ve beklentilerinin olduğunu asla unutmayınız!