Ateroskleroz Ve Lipoprotein-Fosfolipaz A2

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BİRİNCİ BASAMAKTA HİPERTANSİYONA YAKLAŞIM
Advertisements

HİPERTANSİYON Prof. Dr. Namık Kemal Eryol Temel Bilgiler.
TEKHARF Alkol İçimi.
Diabetik Nefropati Son dönem böbrek yetmezliğinin 1/3 nedenidir ve görülme sıklığı hızla artmaktadır. Tip 1 DM otoimmün mekanizma; insülin ve C-peptit.
28 TEMMUZ 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan SUT değişikliğinin,yayım tarihinden itibaren 5 işgünü sonra yürürlüğe girecek 16’ncı maddesinde Lipid.
VASKÜLİT BENZERİ DURUMLAR
Metabolik Sendrom Sınırlar ve Kararlar.
Kalp-Damar Sistemi Hastalıkları Hakkında Bilgi
HİPERÜRİSEMİ VE GUT TEDAVİSİ
VENÖZ ANEVRİZMALAR VE TEDAVİLERİ
VENÖZ BASINCIN VENÖZ HASTALIĞIN GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ
1. 2 SERUM ÖRNEKLERİNDE HDV VİREMİ BELİRLEMEDE ANTİ-HDV ENZİM İMMUNOASSAY GÖSTERGESİ Dr. Özlem Aydemir Doç. Dr. Mehmet Özdemir 3.
Akut MI hastasına yaklaşım
HİPERTANSİF HASTADA KLİNİK DEĞERLENDİRME
Birinci Basamakta Hipertansiyon
BEYAZ ÖNLÜK HİPERTANSİYONU
BİRİNCİ BASAMAKTA HİPERLİPİDEMİYE YAKLAŞIM
PERİYODİK SAĞLIK MUAYENELERİ
Lipoproteinler.
İSKEMİ ve İNME Birsen İnce İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Kolesterol insanlarda tüm dokularda sentezlenir,bununla birlikte karaciğerde yoğun olarak sentezlenmektedir. Vücutta önemli fonksiyonları olan bir steroldür.
Arş.Gör.Dr. Coşkun YÜKSEK Kasım 2014
POST MI YOĞUN SEKONDER KORUNMA (2005)
Hazırlayan:Stj.Dr.Yasin YARDİBİ Prof.Dr.Itır YEĞENAĞA
KRONİK BÖBREK HASTALIĞI TANI ve YAKLAŞIM
KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ
ATEROSKLEROZ HİSTOPATOLOJİSİ
  YARA İYİLEŞMESİ.
Lipoprotein Metabolizması
Hiperlipidemi Doğrular ve Yanlışlar
Lipoproteinler: Yapıları, sınıflandırılmaları ve özellikleri
Koroner KalpHastalığının Önlenmesinde Hiperkolesterolemiye Müdahale
Amaç Ateroskleroz risk belirlemede kullanılan biyokimyasal parametreleri bilecekler.
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XIII
DOLAŞIM SİSTEMİ.
Dolaşım Sistemi Hastalıkları Patolojisi
7. Metabolik Sendrom Sempozyumundan Önemli Başlıklar
PLAZMA PROTEİNLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ II
EISENMENGER SENDROMLU BİR HASTADA SEZARYEN OPERASYONU İÇİN DÜŞÜK DOZ KOMBİNE SPİNAL EPİDURAL ANESTEZİ UYGULAMASI Araş. Gör. Dr. Selin Bayral Doç. Dr.
Peptik hastalık, Helicobacter pylori ve karın ağrısı
ATEROSKLEROZ VE ETIYOLOJİSİ
BÖLÜM 3 Kalp Hastalıkları
Lipoproteinler, Metabolizmaları ve İlgili Bozukluklar
Marmara Üniversitesi Hastanesi Hipertansiyon ve Ateroskleroz Ünitesi
KRONİK HASTALIKLAR *Genellikle tam iyileştirilmeleri söz konusu olmayan, *Sürekli, *Yavaş ilerleyen, *Çoğu kez kalıcı sakatlıklar bırakan, *Oluşmasında.
Karotis Arter Hastalığı
Serum sT4 düzeyleri obez kadınlarda kilo verme tedavisinin etkinliği ile ilişkilidir Dr. Ceyhun YURTSEVER KTÜ Aile Hekimliği ABD Aralık 2015.
Perioperatif Hemodinamiye Dayalı Transfüzyon Yaklaşımları Emre ÇAMCI İTF Anesteziyoloji AD.
KARDİYAK REHABİLİTASYON
KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ VE ANTİOKSİDAN OLARAK TOKOFEROLLER
PARAOKSONAZ ENZİMİNİN HASTALIKLARLA OLAN İLİŞKİSİ
Statinler Uzm.Dr.Umut Safer. Sunum kapsamında deklere etmem gereken herhangi bir ilişkim yoktur.
Hiperlipidemi Tedavisinde Güncel Yaklaşım: Hangi Hastaya. Hangi ilaç
ANTALYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ BULAŞICI OLMAYAN HASTALIKLAR VE PROGRAMLAR ŞUBESİ.
VENÖZ ANEVRİZMALAR VE TEDAVİLERİ
YAŞLILARDA SERUM B12 VİTAMİNİ, FOLAT VE PLAZMA HOMOSİSTEİN DÜZEYLERİ
ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN SEPTİK ŞOKTA SERUM LAKTAT SEVİYELERİ
LİPİD METABOLİZMASI Prof. Dr. Ayşe CAN 2015.
Skin Plaques in a Woman with Renal Disease
PLAĞA BAĞLI PERİODONTAL HASTALIKLARIN PATOGENEZİ
Arş.Gör.Dr. Abdullah Kaan KURT
Nabız Kalp atımlarının atar damara yaptığı basıncın vücudun belli bölgelerinden el ile hissedilmesidir.
Kardiyopulmoner Baypas Sonrası Ortaya Çıkan Deliryum Üzerine B Vitamini Kompleksinin Koruyucu Etkisi Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama.
Adölesan Kızlarda Haftalık Demir Folik asit Desteği - Demir Eksikliği Anemisinin Yönetimi İçin Etkin Bir Beslenme Tedbiri Dr Burcu Aykanat Yurtsever Karadeniz.
Arş.Gör.Dr.Kevser Ayar KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
Atriyal Fibrilasyon, İnme ve NOAK
Arş. Gör. Dr. Hatice ALKAYA KOL Aile Hekimliği ABD
YAŞAM BOYU SPOR 3. hafta Öğr. Gör. Elif Öz
Periodontal hastalık ve erken doğum, düşük doğum ağırlığı
Ateroskleroz ve Diğer Lipit Metabolizması Bozuklukları
Sunum transkripti:

Ateroskleroz Ve Lipoprotein-Fosfolipaz A2 Asist.Dr.Oğuzhan Özcan 2009

Aterosklerozun tanımı, epidemiyolji, patogenezi, risk faktörleri Lipoprotein Lipaz A2 biyokimyasal tanımı, ateroskleroz patogenezindeki rolü, biyokimyasal belirteç olarak önemi ve özellikleri,risk faktörü olarak klinik önemi ve ölçüm yöntemleri.

Arterioskleroz Arterlerin kalınlaşması ve elastikiyet kaybı 3 tip damar hastalığını kapsar 1. Ateroskleroz 2. Mönckeberg’in medial kalsifiye sklerozu 3. Arterioloskleroz (D.M – hipertansiyon)

Endotel hasarı sonucu arter duvarında gelişen kronik iltihabi cevap Ateroskleroz Büyük elastik arterlerin intimasını tutan,kronik progresif multifokal bir hastalıktır. Robins Patoloji Damar duvarının hasarlanmaya verdiği yanıtla karakterize sistemik bir hastalıktır. Cecil Endotel hasarı sonucu arter duvarında gelişen kronik iltihabi cevap

Aterom plakları fokal başlar. Hastalık ilerledikçe lezyonlar büyür ve damarı çepeçevre sarar. Damar akımı zorlaşır  iskemik hasar

Aterosklerotik plakların dağılımı: 1. A.abdominalis ve ana dal orifisleri 2. Koroner arter 3. Popliteal arter 4. İnternal karotis ve Willis poligonu Üst ekstremite damarları , mezenterik ve renal arterlerde nadir

Klinik önemi Ateroskleroz başlıca kardiyovasküler hastalıklara yol açar. Kardiyovasküler hastalıklar Kardiyak ölümler (MI) ve inme (Stroke)

strok ise 3.sırada yer almakta Kardiyovasküler hastalıklar ölüme yol açan hastalıklar arasında 1.sırada ve strok ise 3.sırada yer almakta

Kadınlarda ,Kardiyovasküler hastalıklar ölüme yol açan hastalıklar arasında 1.sırada ve strok ise 2.sırada olup meme kanserinden iki kat daha yüksek mortaliteye sahip

Başlangıç  çocukluk çağı Semptomlar  ileri yaş

Aterosklerozda temel patoloji Anahtar lezyon İntimal kalınlaşma + lipid birikimi Yağ çizgileri ( fatty streak ) Ateromatöz plak gelişiminde öncül Çocukluk çağı

SARI YAĞ PLAKLARI

Aterosklerozun oluşumunda geçerli olan teoriler: 1- Zedelenme (Injury) cevabı hipotezi: Endotel harabiyeti veya fonksiyonlarında bozulmanın tetiklediği olaylarla aterosklerozun gelişmesi 2- Klonal teori: Bir düz kas hücre klonunun yavaş ve neoplastik büyümesi aterosklerozu başlatan primer olaydır. 3- İnfeksiyon teorisi: C.pneumoniae (endotel içinde gösterilmiştir) veya virusler (Herpes virusler gibi) gibi infeksiyon ajanları aterosklerotik sürecin primer olaylarını başlatmaktadır Damar duvarına lipoprotein geçişi (LDL-VLDL) ve oksidasyonu Süperoksit ve serbest radikal oluşumu * Nitrik oksit deaktivasyonu * Lipoproteinlerin intimada birikimi Lipid oksidasyonu  oksitlenmiş LDL * Makrofaj fagositozu köpüksü histiyosit * Monositler için kemotaktik * Monosit adhezyonununda artış * Makrofaj motilitesinde azalma

Sitokin ve büyüme faktörlerinin salınımı * Endotel ve düz kas hücreleri için toksik * İmmünojenik - antikor oluşumu Makrofajların rolü * Erken dönemde aktive endotelden salgılanan faktörler sonucu monositlerin endotele yapışması * Subendotelyal bölgeye göç * Makrofaja dönüşüp,lipoprotein fagositozu

Plak yapısı bozulunca  trombus

Komplike aterosklerotik plaklar 1. Kalsifikasyon 2. Hemoraji 3. Anevrizmal dilatasyon 4. * Rüptür- ülserasyon * (trombüs – emboli)

Risk faktörleri Majör (Değiştirilemeyen) Yaş Erkek Aile hikayesi Genetik yatkınlık Minör - Obesite Stres Homosistein Alkol Karbonhidrat tüketimi (kontrol edilebilen) Hiperlipidemi Hipertansiyon Sigara Diabetes Mellitus

Global Risk Değerlendirmesi 10 yıllık kümulatif koroner arter hastalığı Riski (K/E) (Framingham skorlaması) Sistolik Kan Basıncı Tedavi: Yok Var 120 = 0/0 0/0 120-129 = 0/1 1/3 130-139 = 1/2 2/4 140-159 = 1/3 2/5 160 = 2/4 3/6 Sigara (40-99 y) Hayır = 0/0 Evet = 3/5 (60-69 y) Evet = 1/2 (70-79 y) Evet = 1/1 Yaş 20-34 = -9/-7 35-39 = -4/-3 40-44 = 0/0 45-49 = 3/3 50-54 = 6/6 55-59 = 8/8 60-64 = 10/10 65-69 = 11/12 70-74 = 12/14 75-79 = 13/16 TK (40–49 y) 160 = 0/0 160-199 = 2/3 200-239 = 3/5 240-279 = 4/6 280 = 5/6 HDLk 60 = -1/-1 50-59 = 0/0 40-49 = 1/1 40 = 2/2 Total puan: 0 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 10-y KAH riski (%): 1 1 1 1 1 1 2 2 3 4 5 6 8 10 12 16 20 25 30 1 1 1 1 1 2 2 3 4 5 6 8 11 14 17 22 27 30 KAH = MI veya koroner hastalığına bağlı ölüm Uyarlama NCEP ATP III. JAMA. 2001;285:2486-2497.

risk faktörü içermemekte Kardiyovasküler hastalığı olanlarda geleneksel risk faktörlerinin dağılımı % 62.4 ü yalnızca bir risk faktörü içermekte ve ya hiç risk faktörü içermemekte

TANI Coronary Angiography Electro- cardiogram Stress Test measures specific shows coronaries Narrowing in Sites of Electro- cardiogram measures electrical impulses Stress Test measures blood supply to heart

Yeni Risk Faktörleri Homosistein Fibrinojen Lp(a) CRP LP-PLA2 (lipoprotein fosfolipaz A 2)

Lipoprotein Fosfolipaz A2

Bilinen RİSK faktörleri ne derece yeterli? Geleneksel kardiyovasküler risk değerlendirmesi hastaların % 50 sini açıklayabiliyor. Yüksek riskli hastaları tespit etmede daha etkili yöntemlere ihtiyaç duyuluyor. Bugün ateroskleroza yaklaşım, Klinik semptomların şiddetli stenozlu hastalarda oluştuğu fokal hastalıktan, Endotel disfonksiyonu,plak inflamasyonu ile karakterize ve sonuçta subcritik stenozlu hastalarda rüptür ve tromboza yol açan sistemik bir hastalık olduğu yönüne doğru kaymaya başlamştır.

İnflamsyonun mareklarının önem kazanması DR paul Ridker in hs CRP yi LDL düzeyi kontrol altında tutulan koroner arter hastalarında risk tahmininde kullanılabileceğini göstermesi ile başlamıştır. BU alandaki ikinci araştırılan marker ise LP-PLA 2 dir.

Palk inflamasyonunun azaltılması ve plak stabilitesinin artırılması daha çok önem kazanmıştır. LP PLA 2 ise plak inflamasyonunda ve rüptür-eğilimli plak oluşumuda spesifik bir biyomarker olduğu düşünülüyor. Geleneksel risk faktörleri ,lipid ölçümleri ve vasküler görüntüleme teknikleri arterial duvarda iskemik atak oluşma riskini direk olarak gösterememektedirler. LP-PLA2 vasküler inflamasyon endotelyal disfonksiyon ve rüptür eğilimli plak oluşumunda artma ile karakterize olan aterosklerotik hastalık aktivitesi yüksek hastaları göstermede ek bilgi sağlayabilir.

Phospholipases A2 enzimatik aktiviteye sahip bir protein ailesindir. sitozolik phospholipases A2 (cPLA2) sekretuar phospholipases A2 (sPLA2) lipoprotein-ilişkili PLA2s (lp-PLA2), platelet activating factor acetylhydrolase (PAF-AH).

45-kDa protein ve 441 amino acids Makrofaj ve plateletlerden sentezlenir. Kanda %80 oranında low-density lipoprotein (LDL) ile taşınır. Diğerlerinin aksine kalsiyumdan bağımsız bir enzimdir LDL molekülündeki okside phospholipid lerın hidrolizinden sorumludur.

Sonuçta iki ürünün açığa çıkmasından sorumludur. Bu iki biyoaktif molekül; chemotactic cevap, endothelial hücre dysfunction, ve düz kas hücre apopitozisinde rol alır.Proaterojenik mediatördürler. Sonuçta iki ürünün açığa çıkmasından sorumludur. lysophosphatidylcholine Lyso PC ve oxidize yağ asitleri.

Lp-PLA2 nin proaterojenik süreçte anahtar mediatör olduğu düşünülüyor.

Framingham risk skorlaması düşük risikli olarak tanımladığı birçok hastada gelişen KAH nı tanımlamada yetersiz. Adult treatment panel 3 (ATN-3) major kardiyovasküler risk faktörlerinin CAH riskinin ancak yarısını tespit edebileceğini belirtiyor.

Kolesterol izleminin kısıtlamaları Koroner arter hastalığının önelenmesinde köşe taşı kolestetrol tedavisidir. NCEP (national cholesterol education program) 26 yılllık framingham kalp çalışmasının şimdiye kadar ki verileri total kolesterol verileri tek başına ancak % 50 sini tespit edebilmekte. Mı geçiren hastaların % 80 inide total kolesterol düzeyleri ve ortalama LDL değerleri MI geçirmeyen hastalarla yakın bulunuyor.

Yüksek LDL düzeyleri aterosklerozu hızlandırdırğı kesin olarak biliiyor. Yine hiperlipidemi aterosklerozu dekadlar boyunca ilerletiyor. Yüksek LDL düzeyleri , aterosklerotik plağın ne derece ilerlemiş veya inflame olmuş olduğu hakkında bilgi vermez. LDL tekbaşına KAH sebep olmaz.

LDL ve LP-PLA2 GAZi çalışması Small dense LDL ve elektronegatif LDL partikülleri üzerinde fosfolipaz A2 nindaha fazla oluduğunu göstermişlerdir. Elektronegatif LDL endotel için toksiktir.(oksde lipid komponentleri nedeniyle) ve artmış aterosklerozla ilişkilidir.

Lp(a) ve LP-PLA2 Bruneck-İTAly çalışması 40- 79 yaş arası 765 hastayı içeren 10 yıllık çalışma sonucunda,MI stroke ve KV atak açısından izlenen bu hastalarda, Lp(a) nın oksidize fosfolipidler için tuzak rolu oynadığı ve aynı hasta grubunda LP PLA A2 nin de artıığı ve hastalarda KV atak açısından 4 kat bir artış olduğu saptanmış.

Endotel disfonksiyon Rüptür eğilimli plaklar Daha stenotik lezyonların daha küçük lipid core ve daha kalın fibroz kapsulu olan ları hastalarda sıklıkl anjina denilen tabloya yol açtğı iyi biliniyor ve bunlar görüntüleme teknikleri ile gösterilebiliyor ve tedavi edilebiliyor. Ancak asemptomatik ve daha hafif stenotik lezyonların hastalarda potansiyel olarak daha ölümcül olduğu gösterilmiştir. Bu lezyonlar geniş lipid core ve ince fibröz kapsül ve daha fazla inflamasyon ile karakterizedir.

Minimal stenozu olan hastaların hangisinin daha gelişmiş plaklara sahip olduğunu anlamak için endotel disfonksiyonu ölçülebiliyor. Vazokonstriktif ajan(asetilkolin) koroner artere veriliyor ve damarın refleksif dilatasyonu ölçülüyor. Birçok çalışmada ED ölçümünün koroner olay geçirme ve stroke ile arasında güçlü bir ilişki olduğu ve ED nun bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Özetle düşük derecede stenozu olan bir çok hasta göreceli olarak yüksek aterosklerotik hastalık aktivitesine sahip olabilir.

Çoğu MI ve ani kardiak ölüm siddetli stenotik değil , hafif derecede stenotik ince fibröz kapsüle sahip lezyonlardan kaynaklanmakta

Hastalar stress testlerinde veya görüntüleme teknikleri(anjiyografi) ile normal veya minimal stenoza sahip görülebilirler ancak hala yüksek riskli grupta olabilirler!!!

İnce fibröz kapsul görüntülenebilir mi? Rüptür-eğilimli plaklardaki anahtar nokta ince fbröz kapsul.< 65 Mikrometre. Bugün kullanılan yaygın görüntüleme teknikleri ile mümkün değil. Optik kohorens tomografi ile mümkün İnvaziv ve yaygın değil. Non-invaziv ve tekrarlanabilirliği yüksek testlere ihtiyaç var.

Rüptrü eğilimli plak ve LP-PLA2 ilişkisi Kolodgie çalışması LP-PLA2 nin göreceli olarak rüptür-eğilimli veya rüptüre olmuş plakların nekrotik çekirdeğinde ve makrofajlarında, lP-PLA 2 ye özgü boyalar kullanıldığında daha koyu boyanma gösterdiğini saptamışlardır. LP PLA2 bu yönüyle rüptür eğilimli plakları göstermede bir marker olabilir.

Stabil ve rüptüre plağın histopatolojik özelliklerinin karşılaştırılması Düşük LP-PLA2 içeriği Önemli derecde stenoz olabilir Kalın fibröz kapsül/yüksek kollajen içeriği Daha az lipid içerik Daha az inflamatuar hücre Yüksek LP-PLA2 içeriği minimal derecde stenoz olabilir ince fibröz kapsül/yüksek kollajen içeriği Daha çak lipid içerik Daha çok inflamatuar hücre

Rüptüre karotid plakğın histopatolojisi ve LP PLA 2 nin rolü

LP_PLA2 risk markırı mı? – risk faktörü mü? LP-PLA2 sistemik inflamasyonun aksine ,vasküler inflamasyon için spesifiktir. Düşük biyolojik varyasyon ve ve plak inflamasyonunun patogenezinde direk rol oynaması diğer iki önemli özelliğidir.

LP-PLA2 ve CRP ilişkisi LAvi çalışması 30 hasta minimal aterosklerotik stenozu olan hasta,koroner arter girişinden alınan kan örnekleri ile koroner dolaşımın venöz kısmından alınan kan örnekleri arasındaki LP pla 2 farkı ve bu enzimin ürünü olan lyso PC ölçülmüş aradaki ileişki gösterilmiştir.

LP-PLA2 ve CRP ilişkisi

Aterosklerozlu damarlarda ateroskleroz olmayanlara göre net lp pla2 üretiminde artış mevcuttu. Lp pla2 aterosklerozun erken evrelerinde belirleyici olabiliyor. CRP de ise ilişki yoktu. CRP nin sistemik inflamatuar markırı olup damar spesifitesinin olmadığı yönüyle LPpla2 nin gerisinde olduğunu göstermiştir.

Aynı hastalarda ED nuna göre kategorize edildiklerinde ise ED olanlarda net lysoPC düzeyi (87 ng/dakika) iken ED olmayanlarda net üretim -590 ng/dakika gibi düşük düzeyde kalmıştır. Net Lyco PC düzeyi ile ED derecesi ile güçlü korelasyona sahiptir.

Lyco PC etki mekanizması 1-endotel nitrikoksit düzyini düşürür. 2-oksidativ stresi artırır. 3-endotel hücre apopitozisini indükler 4-endotel hücre migrasyonunu dolayısıyla hasar tamirini engeller. Sonuç;erken aterosklerotik plaklar LP-PLA2 üretir ve bu da LysoPC aracılığı ile inflamasyonu tetikler.

İn vitro çalışmalarda periferal mononükleer hücrlerin ve trombotilerin LP pla2 üretebildiği gösterilmiş. Ancak in vivo olarak belirgin şekilde intimada yerleşmiş olan makrofajlar ve trombositelr tarafından üretildiği gösterilmiştir. LP pla 2 nin lokal olarak aterosklerotik plak içinde üretiliyor olması vasküler spesifitesinin sistemik inflamasyon markırlarından daha fazla olduğunu göstermiştir.

Endotel disfonksiyon ve lP_PLA2 ilişkisi Yang çalışması 172 hasta stenoz >%30 olan ED açısından değerlendrilimiş. >240 ng/ml LP PLA2 düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı 3.3 odd oranı ile ED ile ilişkili bulunmuş.ancak diğer lipidler ED açısından aynı derecede anlamlı bir öneme sahip olmadıkları gösterilmiş.

LP_PLA2 ED nun güçlü bir göstergesidir.

LP-PLA2 ED ile İLİŞKİLİDİR:

LP-PLA2 ile diğer risk faktörleri arasında hafif bir ilişkisi olsa da LP-PLA2 ED nu göstermesi açısından diğerlerinden bağımsız bir risk faktörüdür.

Primer korunma ve lpPLA 2 nin risk değerlendirmesindeki önemi Relatif risk: lpPLA2 düzeyindeki 1 SD luk değişime göre HAZARD/odds oranları ise en düşük LPpla2 düzeyine karşılık en yüksek LPpla2 düzeyinin oranı olarak ele alınmış

Garza et al Meta analizinde 14 prospektif epidemiyolojik çalışmada 20 bin hastanın verileri toplandı. lP PLA2 kardiyovasküler olaylar için bağımsız bir risk faktörü olduğu sonucuna varıldı. Risk oranı;1.86 (%95 CI 1.47-2.34) RR ;1.21 (%95 CI 1.11-1.32) LPPLA2 nin risk tahmini geleneksel KVH risk faktörlerine göre düzeltildikten sonra bile çok az değişmiştir.

Kalp hastalıklarından birincil korunmada risk faktörü olarak LP-PLA2 Risk değerlendirmesinde geleneksel risk faktörlerinden bağımsız olarak yüksek LP-PLA2 düzeyleri Kabaca riskin iki kat artması ile ilişkilidir.

Kalp hastalıklarından ikincil korunmada risk faktörü olarak LP-PLA2

Coroner olay riski ile CRP ve LPpla2 arasındaki ilişki: Her iki marker da coroner olay geçirme ile ilişkili ancak tüm gelenksel risk faktörlerine göre düzltildikten sonra CRP nin istatistiksel anlamını yitirdiği oysaki LP PLA2 nin hala güçlü ilişkili olduğu gösterilmiş.

Metabolik sendrom ve LP-PLA2 Metabolik sendromlu hastalar büyük oranada oksidan sterss ve inflamasyona sahip oldukları biliniyor. Özellikle viseral yağ dokudaki adipositlerin inflamatuar sitokin ürettiği ve bunlarında sonradan hepatik c-reaktif protein üretimini tetiklediği biliniyor. Atrmış ,imflamatuar cevap sonucu anjitensinojen atrışı da bilinen bir gerçek. Tüm bunlar hastada kan basıncını yükseltir ve dengeyi preoksidant lehine bozar.

LP PLA2 diğer inlamatuar risk markrları ile karşılaştırlıdığında İnsülin rezistansından bağımsız ve metabolik sendroma ilave bir risk faktörüdür

LPPLA2 her iki durumdan da bağımsız olarak yükselen bir markerdir. Yaş, sigara içme,kan basıncı ED la ilişkli olsa da plak stabilitesini tahmin etmede çok kaba bir tahminde bulunabilirler. LP-PLA2 ise aterosklerotik hastalık aktivitesi hakkında geleneksel risk faktörlerinden bağımsız ve ve spesifik birmarkerdir.(heart study nad malmo diet and canser study)

Yüksek riskli hastalrın agresif lipid düşürücü tedavi ile aterosklerotik hastalık aktivitesi gerçekten azalıyor mu? %22.4 ünde recürren kardiyovasküler Olay görülmüştür.

LP-PLA2 nin negatif predictif belirteç olarak kullanılabilir mi? 4-6 yıllık takip sonucunda hastaların %95 i eğer LP-PLA2 düzeyleri <223 ng/ml in alrtında ise atak geçirmemişler Sonuç:düşük LP-PLA2 düzeyleri plak stabilizasyonuna ulaşıldığını öngörebilir.. LP-PLA2 hastalık aktivitesi (plak stabilitesi) hakında bilgi verebilir mi?

LP pLA 2 testinin klinik laboratuvar açısından karakteristik özellikleri Aterosklerotik hastalık aktivitesini gösterecek biyomarkerin yüksek speisifiteye ve düşük biyolojik varyasyona sahip olması beklenir. Çoğu inflamatuar markerlar,infeksiyon ;romaolojik hastalıklar,inflamasyonlar ve insülin rezistansında artmış olarak bulunur. LPPLA 2 ise diğer inflamatuar markerlarla kıyaslandığında düşük biyolojik varyasyona ve yüksek spesifiteye sahiptir.

Wolfret çalışması Genç ve sağlıklı bireylede sistemik inflamasyon bulunabildiği halde (CRP düzeyleri>3 mg/L),LPPLA2 artışı nispeten çok daha azdı. 90 saglıklı gençte %4 ünde lpPLa2 düzeyleri>250 ng/ml idi.aynı grupta % 46 sında CRP düzeyleri> 3 mg/L idi. aynı 47 hastadan kan örnekleri 4 hafta boyunca 7 ayrı zamanda alındı. Varyasyon katsayısı % 10 iken,CRP için bu oran %42.6 idi.

İstatiksel değerlendirmeler Klinik olarak kullanışlı bir biyomarkerin risk değerlendirmesinde geleneksel markerlere üstünüğünün araştırılması önemli bir tartışma konusu olmuş. Aynı markerın screening-test olarak değerlendirilip değerlendirlemeyeceği de ayrı bir tartışma ve araştırma konusu olmuş.

Eğri altındaki alanın değerlendirilmesi ile bir testin scorunun vakalara göre kontrollere göre ne oranda yüksek olduğunu gösteren analizler, C istatistiği olarak da bir testin < 0.5 olması değersizliğini , 1 olması ise mükemmeliğini gösteriyor..

Women’s heart study C istatistiğinde tek başına 0.70 değeri oluşturmuş. Anlamı;kardiyovasküler olayların % 70 inde yaşın yüksek olduğu. LDL eklendiğinde ise bu oran 0.71 C istatistiğini izlem populasyonunda tek başına yaş ın yaptığı değerin üztüne çıkarmak zor görünüyor. Framingham çalışmasında 10 yeni biyomarkerla yapılan izlemde yaş ve cinsiyet birlikte 0.75 değerini oluşturmuş. Diğer geleneksel risk faktörleri eklendiğinde bu oran 0.80 oluyor. 0 ve ya 1 risk içeren düşük riskli hastaları değerlendirmede neden yetersiz olduğunu gösteriyor. Orta ve yüksek riskli gruplarda ise troponin,nt pro BNP ve LP PLA2 faktörleri c istatistiğinde önemli bir artış sağlıyorlar.

LP-PLA2 için cut point Mayo obstent count ve NOBİS 2 çalışmaları cut point belirlemede önemli somuçlara ulaşmış. Her iki çalışmada da orta tertilte kardiyovasküler olaylarda dik bir yükseliş görüldüğünü göstermişlerdir. 2 ve 3 . Tertilde ki HR oarnları ise birbirine yakındır.

>200 mg/ml düzeyindeki lpPLA2 nin artmış risk olarak değerlendirilebileceğini söylüyorlar.

LP PLA’ için Risk değerlendirmesinde önerilen cut-point 235ng/ml LP PLA’ için Risk değerlendirmesinde önerilen cut-point 235ng/ml. Bu değere sahip hastaların orta riskli gruptan yüksek riskli gruba alınmasını ve o şekilde tedavi edilmesini öneriyor. >225 ng/ml değerleri kullanılan modelden bağımsız olarak artmış mortalite ile ilişkilidir.

<200 ng/ml düşük risk 200 – 235 asrası orta derecde yüksek >235 ng/ml yüksek risk olarak kabul edilebilir.

LP-PLA2 ve Stroke ilişkisi

LP-PLA düzeyleri düşürülebilir mi? Kardiyovasküler olayları azalttığı iyi bilinen Lipid düşürücü ilaçlar Lp-PLA2 düzeylerini de düşürmektedir.sebeb sonuç ilişikis henüz bilinmiyor. Fenofibrate ve omega 3 yağ asitleri ve bunların statinlerle kombinasyonu LP-PLA2 düzeylerini düşürdüğü biliniyor.

SHİ çalışması Lp PLA 2 nin aterroskleroz oluşumunu engellemedeki rolunu gösteren çalışması. Azetidinonun LPpla2 enzim aktivitesini 14 günlük tedavi sürecinde % 80 oranda inhibe ettiği gösterilmiş. İnsan lökositlerri üzerinde yapılan bu çalışmada İl-6 il-1b ve TNF düzeyleri ortama oksidize-ldl eklendiğinde artmıştır. Ancak normal LDL eklendiğinde artma olmamış. Ancak ortama birlikte azetidinon eklendiğinde sitokin üretimi hem de lyso-PC düzeyleri artma olmamıştır.

Lp pla ölçümü

(1-myristoyl-2-(4-nitrophenylsuccinyl)phosphatidylcholine

diaDexus PLAC test ;iki monoklonal antikor kullanan sandwich enzyme immunoassay prensibine göre yapılır.

Sensitivity detection limit is 0.34 ng/mL Precision

interferansları Bilirubin 20 mg/dL Cholesterol 500 mg/dL Hemoglobin 1250 mg/dL Triglycerides 3000 mg/dL Total Albumin* ~6500 mg/dL

BIOVARIABILITY

Açlık örneği gerekmiyor Serum ve plazmada çalışılabiliyor EDTA ve heparinden etkilenmiyor.

Sonuç olarak Hem kardiyovasküler hastalıklarda hem de stroke da Orta ve yüksek derecde riskli hastların bir ileri risk kategorisine alınıp yeniden değerlendirilmesinde önemli bir gösterge olarak kullanılabilir. Tedavi edilen hastalarda LPPLA2 düzeyleri hala yüksekse tedavi planlanmasında daha agresif tedavilerin seçilmesinde yol gösterici olabilir. Düşük riskli hastalar ya da toplum taramasında kullanılmasının klinik faydası yoktur. Düşük LPpla2 düzeyleri hastanın tedavisinin optimal düzeye ulaştığının veya düşük risk taşıdığının göstergesi olarak kullanılabilir. Patogenezdeki rolü , klinik çalışmalarla gösterilen yüksk spesifite ve düşük biyolojik varyasyonu,ucuz ve non invaaziv oluşu ile LP-PLA2 gelecek vaadeden bir biyomarkırdir.