DAVRANIŞ BOZUKLUKLARARI ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARARI VE UYUM PROBLEMLERİ Psikolojik danışman ve rehber öğretmen: Zehra TURGUT ARABACI TurkPDR.com
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU NEDİR? Davranış bozuklukları kişinin çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Çocuk bir yandan yeni beceriler kazanarak çevresine daha iyi uyum sağlarken öte yandan gelişmenin gereği olarak yeni sorunlarla karşılaşmaktadır. Çocuk bu sorunlarla biçim almakta, olgunlaşmaktadır. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ana babanın desteğiyle çözümlenebilir sorunlardır. Ancak çocuk; karşılaştığı sorunlar karşısında uygun baş etme yolları ararken anne babadan yeterli destek görmezse içinde bulunduğu sorun daha da karmaşıklaşır.
2-3 yaşlarında çözümlenmesi gereken tuvalet eğitimi başarılmaz, kendi başına yeme alışkanlığı verilmezse, bu sorunlar sonraki dönemlere aktarılır ve yeni dönem sorunlarıyla katlanarak büyür. Oyun çağında (3-6) oyuna doymamış ya da arkadaşlık ilişkileri kuramamış bir çocuk, okul çağında toplu oyunlara katılamaz, yaşıtlarıyla kaynaşamaz. Dolayısıyla onlarla kaynaşarak çağını yaşamak yerine, bir önceki dönemin sorunlarıyla başa çıkmaya uğraşır.
İstenmeyen uyum ve davranış sorunlarının çocuğun gelişim döneminin getirdiği normal bir davranış sorunu mu, yoksa gerçekten bir davranış problemi mi olduğunu doğru yanıtlayabilmek için bu davranışları dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekir. Bunun içinde dikkate alınması gereken bazı kriterler aşağıdaki gibidir: Çocuğun gelişim dönemi: Davranış belli bir gelişim döneminde görülen geçici bir durum olabilir. Örn: 4-5 yaşına kadar olan gece işemeleri, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri, ara sıra korkulu düş görme tek başlarına kaygı verici belirtiler sayılmaz.
2. Belirtinin sıklığı: Çocuğun yaptığı davranışın ne kadar sıklıkta yapıldığı önemlidir. Ara sıra söz dinlememe, yaramazlık yapma evde huysuz ve hırçın ama dışarıda uyumlu olan çocukların davranışları olağandır. Her söylenene zıt davranışlar gösteren, yaramazlıkları okulda ve çevrede sürüp giden davranışlar ruhsal açıdan incelenmelidir. Davranışlarını özellikle çevrede dizginleyemeyen bir çocuk sorunlu sayılabilir.
3. Davranışın şiddeti: Davranışın yoğunluğu hat safhalara geldiğinde sorun sinyali verir. Örn: çocuk mikrop korkusundan sürekli ellerini yıkıyorsa, üstünün tozlanmasından huylanıp giysi değiştiriyorsa titizliği sorun boyutlarına ulaşmış demektir.
4.Davranışın sürekliliği: Süreklilik gösteren davranışlarla bir süre olup kaybolan davranışlar aynı düzeyde tutulamaz. Örneğin; kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuk davranışı normal problem davranış olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi uyumsuzluk olarak saptanabilir.
Genel olarak davranış bozukluklarının nedenleri Dikkat çekmek: Çocuğa gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde , yeterli zaman ayrılmadığında dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yönelir. İntikam alma isteği: özellikle dayak yiyen ve sevilmeyen çocuk anne babasından intikam almak ister.Otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin anne babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak baş kaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur.
Yetersizlik: çocuğun kendisine güvenmemesi davranış bozukluklarına neden olur. Anne ve babanın aşırı koruyucu ,hoşgörülü tutumu gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur. Bu durum çocuğun kendi kendine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına neden olur.
NEDENLERİ Olumsuz anne-baba tutumları, Aile içi şiddet ve huzursuzluklar, Yangın, deprem, tüp patlaması gibi travmatik olaylara maruz kalma, Fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik istismar veya ihmal, Ölüm veya boşanma nedeniyle ebeveynlerden uzak kalma gibi kayıp veya ayrılıklar. Çocuklar, donmamış beton gibidir. Üzerlerine ne düşerse iz bırakır. (H. Jinott) TurkPDR.com
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI TurkPDR.com
Konularımız…. YALAN SÖYLEME ÇALMA SALDIRGANLIK TIRNAK YEME TİKLER ALT ISLATMA KEKEMELİK DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
YALAN SÖYLEME Çocuğun gerçeği çarpıtarak anlatması veya var olmayan şeyleri dile getirmesi olarak tanımlanır. Ancak çocuklarda yalan söyleme davranışında aldatma gibi kasıt güden bir amaç çoğunlukla yoktur. Çocuklar 6-7 yaş dönemine kadar hayali arkadaşlarıyla aralarında geçen diyaloglardan söz edebilir veya izledikleri bir olayı kendi algıladıkları biçimde süsleyerek veya biraz abartarak anlatabilirler. TurkPDR.com
Çocukların söylediği yalanlarda, çocuğun gerçeği iyi değerlendirememesi, gördüğü ve duyduğu şeyleri uydurması veya olmamış şeyleri olmuş gibi anlatması söz konusudur. Ana-baba düş ürünü bu öykülere gülüp geçmek yerine çocuğu suçlamak yolunu seçer. Çocuğun bu tip davranışları bir davranış bozukluğu olan yalanla karıştırılmamalıdır. TurkPDR.com
Çocukları yalana iten çoğunlukla yetişkinlerin gerçek karşısındaki çelişkili tutumlarıdır. Kapıya gelenlere kendisinin evde olmadığını söyleten bir baba, çocuğunun yalanlarına çanak tutuyor demektir. Böyle bir baba çocuğunun abartma ve uydurmaları karşısında sert tepki gösterirse çocuk doğal olarak bocalar. TurkPDR.com
Örneğin; babasız bir çocuğun babası olduğunu Kimi çocuklar yalan söylerken bir özlemini dile getirebilir veya bunun tam karşıtı bir tutum takınabilirler. Örneğin; babasız bir çocuğun babası olduğunu söylemesi veya annesi olan bir çocuğun annesinin öldüğünü söylemesi. Çocuk; anne ve babasının beklentilerini karşıla- makta güçlük çekiyorsa ya da ceza korkusu varsa yalana başvurur. Örn. okul başarısızlığının bağış- lanmadığı bir evde çocuk, kırıklı karnesini kaybettiğini söylüyorsa ilişkiler çok gergin demektir. TurkPDR.com
Sürekli ders çalışması, başarılı olması istenen çocuğun diğer gereksinimleri (oyun oynamak, Tv izlemek) dikkate alınmazsa, yalan yoluyla bu gereksinimlerini giderme yoluna gider. Arkadaşları ile buluşmasına ve gezmesine uygun ölçülerle izin verilmeyen bir çocuk, ailesine, “ders çalışmak için arkadaşıma gidiyorum” yalanını söyleyebilir. TurkPDR.com
Öneriler Anne baba tutumlarında çelişkili durumlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa uygun modeller sunulmalıdır. Kapasitesinin üzerinde performans beklenmemeli. Çocuk başkalarıyla kıyaslanmamalıdır. Çocuğun söylediği yalanı doğrudan yargılamak yerine yalan söylemeye teşvik eden nedenleri araştırılmalıdır. Çocukların en fazla gereksinim duyduğu; anne ve babasının sevgisi ve ilgisidir. Bu yönde bir güvensizlik yaşıyorsa, olumsuz davranışlarda bulunarak da ilgiyi üzerine çekebilir. TurkPDR.com
ÇALMA Çocuklarda çalmaların çoğu, aile çevresinin çocuğa mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklara saygı göstermesi konusunda gerekli alışkanlıkları aşılayamamasından ileri gelmektedir. Çocukta doğuştan mülkiyet kavramı yoktur, çevresinde gördüğü, hoşuna giden eşyayı çocuk kendine mal etmeye girişir.
. Ana-babalar çalma karşısında daha sert tepki gösterirler. Çünkü; çalma davranışı yalandan daha çok ayıplanan sıklıkla da cezalandırılan bir suçtur. Çocuk yaşı ilerledikçe kendinin olan ile olmayanı ayırt etmeye başlar ama bencil tutumu uzun süre değişmez. TurkPDR.com
Örneğin 3-4 yaş çocuğu sormadan bir yerden şeker alınmayacağını bilir, aldığını avucunda sıkı sıkı tutar, elini de arkasında saklar, gözden kaçmayan suçlu bir görünümü vardır ama alma isteğine karşı koyamaz
5-8 yaş arasında parlak ve kağıt paralar daha çekici gelirken, birbirinin renkli kalemleri ve silgilerin de gözleri kalır. Çoğu çocuk izinsiz alıp eve getirdiği nesneleri “buldum” “kendi paramla aldım” “değiş tokuş ettim” veya “ödünç aldım” diye açıklar. Bu durumlarda kimi anne babalar telaşa kapılır, çocuğu azarlar, ayıplar “bir daha görmeyeyim” der ancak oyuncak çocukta kalır. Bir başka anne,çocuğu hırpalayacak kadar öfkeye kapılır ama yine oyuncak geri gitmez. Çocuk suçlanmışsa da oyuncak onun olmuştur. TurkPDR.com
Tutulacak en doğru yol çocuğu korkutmadan “hırsız, niye çaldın, senin neyin eksik?” gibi sözler kullanmadan oyuncağın geri verilmesidir. Bu durumda çocuk suçlanmamış olur ama davranışı da onaylanmamış olur. Sonunda kazançlı çıkmayışı da bu davranışın yinelenmesini daha az çekici duruma getirir. Okul çağlarında yinelenen çalmalar üzerinde önemle durulmalıdır. Çocuk ve aile yönünden nedenler araştırılmalıdır. TurkPDR.com
Şu olasılıklar üzerinde durulmalıdır Yaşına göre olgunlaşması geri kalmış bir çocuğun evden aldığı paralar veya nesneleri başka çocuklara dağıtarak kazanamadığı arkadaşlığı sağlamaya çalışır. Yaşına uygun olgunlukta olmayan bir çocuk durmadan almaya alışmış olabilir ne istediyse alınmış ve çocuğun istekleri kısıtlanmadığı için sürekli almakta sakınca görmez. TurkPDR.com
Sevgi eksikliği ile çalma davranışını arasında belirli bir ilişki vardır. Olumsuz bir şekilde de olsa onların ilgisini çekmeye çalışır. Çocuğun anne babasından öç alma isteği nedeniyle de çalma davranışı görülebilir. Kardeş kıskançlığı yaşayan bir çocuk, kendini yüzüstü bırakan anneden öç almak için para alabilir..
Öneriler Çocuğa karşı ağır suçlamalar yapılmamalı ve çocuğu örseleyici cezalar verilmemelidir. Yediği dayakla cezasını çekip ödeştiğini sanan çocuk, yeni bir çalmaya yönelebilir. Çocuk başkalarına ait eşyaları aldığında anne babanın bu durum karşındaki tutumu çok önemlidir. Çocuk başkalarına ait bir eşyayı alma girişiminde bulunduğu zaman, kendisine bunun kime ait olduğu hatırlatılmalıdır.Anne baba alınan eşyaların özür dileyerek sahibine verilmesi konusunda çocuğu teşvik etmelidir. TurkPDR.com
Başkalarının eşyalarını ancak izin verildiği takdirde ödünç alınabileceğini öğrenmelidir. 7-8 yaşlarından itibaren düzenli olarak harçlık verilmelidir ve bu harçlıkla belirli ihtiyaçlarını karşılamasına dikkat edilmelidir. Anne babalar başkalarının haklarına saygılı bireyler olarak çocuklarına iyi örnekler sunmalıdırlar.Çocuklarının eşyalarını alırken de onlardan izin almalıdırlar
Anne babaların çocuğa olan sevgi ve ilgisini her zaman göstermesi ve çocuğun bunu hissetmesini sağlamak gerekir. Çocuğun yaptığı bu olumsuz davranış karşısında duyarsız kalınmayıp çocukla açık olarak konuşulmalıdır.
SALDIRGANLIK Ruhsal sorunları nedeniyle, yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı geçimsizdirler, ilişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Parlamaya hazırdır, kavgacıdır. Olağan anlaşmazlıkları bilek gücüyle çözmeye çalışır. Durmadan kuralları çiğner, sık sık ceza görür. Anne-baba ve büyüklere karşı gelmeye eğilimlidir. Öfkesini yenemez, hep kendini haklı çıkarma eğilimindedir. Bu tanıma giren çocuklar, ruhsal sorunlarını davranışlarına aktarırlar, evde, okulda ve çevrede sürekli sorun yaratırlar. TurkPDR.com
1-4 yaşları arasında fiziksel saldırganlık daha çok görülürken, 4-5 yaşlarında sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk döneminde çocukların saldırganlığı daha amaçsaldır. TurkPDR.com
Saldırgan Davranışların Sebepleri Aile içinde var olan anne-baba kavgaları ve anne-babaların saldırganlık davranışı konusunda model oluşturması. Mesela, babanın anneye bağırarak iş yaptırması. Çocuk kendisinde şöyle bir yargı geliştirir: “Ben de istediğimi yerine getirebilmem için kaba davranışlar sergilemeliyim.” TurkPDR.com
Çocuğun sürekli anne-babadan dayak yemesi, yeterli sevgiyi görmemesi. Anne-baba tutumlarının çok sert ve hoşgörüsüz olduğu ortamlarda çocuk biriken öfkesini ev dışında açığa vurur. Kendisini ana-baba karşısında güçsüz bulan çocuk, tepkisini başkalarına yöneltir. Kendi göremediği hoşgörüyü başkalarına da göstermez. Kendinden küçüklere karşı acımasız, kendinden güçlüler karşısında sinmiştir. Evdeki babanın gücünü, dışarıda kendinden güçsüzlere saldırarak kazanmaya çalışır. TurkPDR.com
Gevşek disiplinle yetişmiş bir çocuk da saldırgan olabilir. Kendisine sınır konmadığı için kurallara uymak yerine, herkesin kendisine uymasını bekler. Yeterli ölçüde denetleme, dizginleme görevini yerine getiremez. Bu çocuklarda fren mekanizması yoktur. Çünkü nerde,nasıl davranması gerektiği konusunda sınır konulmamıştır. Dolayısıyla herkesin kendisine uymasın ister. Televizyonda izlemiş oldukları şiddet içerikli filmlerin de etkisi vardır. TurkPDR.com
Öneriler Bu davranışının sebeplerini araştırın. Çocuğunuza sürekli fiziksel cezalar vermeyin. Aile içi meseleleri çocukların bulunduğu ortamda saldırgan tavırlarla halletmeye çalışmayın. Çünkü sizler onlar için birer modelsiniz. Onların olumsuz davranışlarından çok olumlu davranışlarını görmeye çalışın ve bu davranışlarını ödüllerle pekiştirin. Çocuğunuzun geniş oyun alanlarında oynamasını sağlayın. Bu durum enerjisini boşaltmasını sağlayacaktır. TurkPDR.com
TIRNAK YEME Tırnak yeme alışkanlığına 3-4 yaşlarından önce sıklıkla rastlanılmaz. Tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, kıskançlık, yetersiz sevgi, gerginlik, azarlanma ya da örseleyici davranışlara maruz kalma tırnak yemeye neden olan etkenler arasında sayılabilir. Aile içinde tırnak yiyen bir modelin de çocuk tarafından taklit edilmesi etkili olabilir. TurkPDR.com
Öneriler Tırnak yeme çocuğun hoşnut olmadığı durumlarda ortaya çıkar. Çocuk içinde bulunduğu gerilimden kurtulmak için bu davranışa başvurur. Yapılacak şey, onun dikkatini dolaylı olarak başka yöne kaydırmak olacaktır. Çocuğun kendine olan güveninin arttırılması gerekir. Bu yüzden başarabileceği küçük sorumluluklar verilmelidir. Okul ortamında grup içinde etkili olabileceği roller verilmelidir. TurkPDR.com
Çocuğun gururunu okşayarak, tırnak yemenin onu ne denli çirkin yapabileceği telaşsız bir biçimde anlatılmalıdır.Özellikle kız çocukları için manikür malzemesi alınarak, tırnaklarının manikürlü ve yenmiş halleri onlara gösterilmelidir.
Davranışın Kaydını Tutun: Bir hafta veya 15 gün süreyle çocuğunuzun hangi saatlerde ve ne kadar süreyle tırnak yediğini kaydedin. Bu arada bu davranıştan önce ve sonra, evde veya okulda yapılan etkinlikleri de kaydedin. Örnek; Pazartesi: 17.00 - Okuldan geliş ve dinlenme 18.00 - Oyun oynama 18.30 - Kardeşine yemek yedirilmesi (tırnak yeme) 20.00 - Tv Seyretme 20.15 - Babanın eve gelişi (tırnak yeme) TurkPDR.com
TİKLER Tik kas gruplarının irade dışı kasılmasından kaynaklanır.İç çatışma ve gerilimin belirtilerini ifade eder.Organik kaynaklı olanların dışındaki tikler genellikle geçicidir. Okul Ortamlarında bu tür çocukları taklit etmek, alaya almak, eleştirmek, utandırmak vb. gibi davranışlardan kaçınılmalıdır. Tiklerin giderilmesine yönelik sosyal bütünleştirme, iş eğitimi,hobi edindirme,arkadaş gurupları tarafından kabul etkinliklerine yer verilmesi yararlı olacaktır.
Yeteneği olmadığı alanlarda başarılı olması için zorlanmamalıdır. Anne baba onun bu halinden utandıklarını yüzüne söylememelidir. Hakaret ,azarlama ve dayak gibi yöntemler kullanılmamalıdır.Bu durumu daha da kötüleştirecektir. Gerekirse doktor tavsiyesi üzerine gerilimi azaltıcı ilaç alınabilir.
ALTINI ISLATMA Çocuklar, 2 yaş sonunda dışkılarını, 3 yaş sonunda çişlerini tutmayı öğrenirler. Çünkü, çocuğun kaslarını kontrol edebilmesi, kaslarının yeterli olgunluğa gelmesine bağlıdır. Ancak, 4-5 yaşına gelinceye dek ara sıra gündüzleri, daha sık olarak da geceleri altlarını ıslatırlar. İlkokul çağında çocukların yaklaşık %10-15’i yataklarını ıslatırlar. Bu oran yaş ilerledikçe düşer; ergenlik çağında % 2’ye iner. TurkPDR.com
çocuğun kaslarının ve sinirlerinin olgunlaşması, öte yandan Düzenli çiş yapma ve dışkılama alışkanlığı, bir yandan; çocuğun kaslarının ve sinirlerinin olgunlaşması, öte yandan uygun zamanda başlatılıp sürdürülen eğitimle kazanılır. TurkPDR.com
Bedensel hastalıklar sonucu oluşabilirler. Bedensel nedenler dışında bu sorun, çoğunlukla ruhsaldır. Erken ve baskılı tuvalet eğitimi ve çocukla anne arasındaki gergin ilişki sayılabilir. Ayrıca, ruhsal nedene bağlanabilen altını ıslatmaların en açık örneği, kardeş kıskançlığına bağlı olanıdır. Tuvalet eğitimini çoktan tamamlamış bir çocuk, kardeş doğumundan kısa bir süre sonra gündüz ve gece altını ıslatmaya başlar, bebek gibi sevilme ve ilgi çekme amacına yönelik bir geriye dönüştür bu. TurkPDR.com
Korkulardan, örseleyici yaşantılardan sonra da gece altını ıslatmalar başlayabilir.Korkutucu durumlarda küçük çocukların altlarına kaçırmaları, çok bilinen bir olaydır. Örneğin, kalabalıkta annesini kaybeden bir çocuğun ilk yaptığı şey, korkudan ağlamak ve altını ıslatmaktır. Alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların çoğunun kendilerine güvenlerinin eksik olduğu görülmüştür. İlgi ve dikkat çekme amacıyla da bu davranış görülebilir. TurkPDR.com
Neler Yapılabilir? Altını ıslatma davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Azarlanan, ayıplanan çocuklarda aşağılık duygusu gelişir. Sertlik ve utandırıcı cezalar, belirtinin uzamasına neden olur. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması konusunda, çocuğun yanında ya da çocuğa rahatsızlığını dile getirmemelidir. TurkPDR.com
Çocuğun uykusunun derin olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik çocuğu sık sık tuvalete kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi boyutlara ulaştığında bir çocuk ruh sağlığı hekimi ile görüşülmelidir. TurkPDR.com
Akıcı konuşma bozukluğu (kekemelik) Konuşurken ve konuşmaya başlarken harfleri veya heceyi yahut sözcüğü tekrarlamak, takılıp kalmak ve uzatmak biçimindeki konuşmanın kesilmesine “kekemelik” denir. Kekemelik, konuşurken kişinin konuşmaya başlayamama, irkilme, duraklama ve bunların yanında birtakım el, yüz ve vücut hareketleriyle konuşmanın beklentiden sapma göstermesi şeklinde ortaya çıkar.
nedenleri Kalıtım Konuşma organlarının çalışmasındaki aksaklıklar Aşırı duygusallık, tedirginlik ve güvensizlik Ebeveynlerin çocuktan beklentilerinin çok yüksek olması Çocuğu korkutmak için karanlık bir yere kapatmak, sokağa bırakmak gibi durumların çocuklarda kekemeliği başlatıcı bir etkisi vardır Konuşmaya yeni başlayan çocukları sürekli eleştirmek, hatalarına ve duraksamalarına sık sık müdahale etmek
Öneriler… Tanı ne kadar erken konulursa o kadar fazla yardım edilebilir. Ancak çocuk hemen kekeme olarak etiketlenmemelidir. Bu çocuklar konuşmasını dinlemekten bıktığını belli eden dinleyicilerle konuşurken daha fazla güçlük çeker. Bu nedenle onu dinleyen kişilerin sabırlı olmaları,ilgi ile dinlemeleri gerekmektedir. Akıcı konuştukları ortamlar gözlemlenerek bu ortamlarda daha fazla zaman geçirmeleri sağlanmalıdır. Çocuk konuşurken takıldığında onun yerine konuşmamak ya da onun cümlesini tamamlamamak gerekir
Öneriler… Çocuğun nasıl söylediğinden çok ne söylediğine dikkat edilmelidir. Kardeşleri ve arkadaşları onunla alay ediyor olabilir. Bu durumda çocuğa tüm insanların zayıf ve güçlü yanları olabileceği uygun bir dille anlatılmalıdır. Çocuğun kendini ifade etmesi ve rahatça konuşabilmesine uygun ortamlar oluşturulmalıdır. “sakinleş, rahatla, konuşmadan önce düşün” gibi önerilerden kaçınılmalıdır.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe( impulsivite) ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Belirtileri Dikkat süresinin ve yoğunluğunun bireyin yaşına göre olması gerekenden az olmasıdır. Hiperaktivite Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayacak biçimde hareketli olmasıdır. Dürtüsellik Bireyin kendini kontrol etmesinde yaşadığı güçlüklerdir. Olmak üzere üç bileşen altında toplanabilir
DİKKAT EKSİKLİĞİ ÖNDE OLAN TİP AŞIRI HAREKETLİLİK ÖNDE OLAN TİP DEHB ALT TİPLERİ DİKKAT EKSİKLİĞİ ÖNDE OLAN TİP AŞIRI HAREKETLİLİK ÖNDE OLAN TİP BİRLEŞİK TİP
Dikkat Eksikliği Belirli bir işe ya da oyuna dikkatini vermekte zorlanır. Dikkati kolayca dağılır. Dikkatsizce hatalar yapar. Başladığı işi bitiremez. Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür. Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanır. Yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır (ev ödevi, okul aktiviteleri gibi). Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder. Günlük etkinliklerde unutkandır.
Hiperaktivite/Dürtüsellik Eli ayağı kıpır kıpırdır. Oturduğu yerde duramaz. Gereksiz yere sağa sola koşuşturur, eşyalara tırmanır. Sakince oynamakta zorlanır. Sürekli hareket eder, sanki motor takılmış gibidir Çok konuşur. Sorulan soru tamamlanmadan cevap verir. Sırasını beklemekte güçlük çeker. Başkalarının sözünü keser ya da oyunlarında araya girer.
Dikkatsizlik veya hiperaktivite belirtilerinden herhangi birinden altı veya fazlası çocuğunuzda varsa ve Bu belirtiler 7 yaşından önce oluşmuşsa Kalıcı ve sürekli ise(en az 6 ay) Birden fazla ortamda görülüyorsa(hem ev hem okul) Çocuk Psikiyatrisi uzmanına başvurmalısınız
Nedeni Nedir? Doğuştan gelir, yapısal özelliklerden biridir. Hamilelik, doğum ve çocukluk dönemindeki travmalar (özellikle beyine) oluşumunu tetikler. Beyinde bazı kimyasal maddelerin eksikliği ve dengesizliği mevcuttur. Akrabalarda tez canlı, sık iş değiştiren, kural ve yasalarla sorun yaşayan kişilerin olması çocukta bu bozukluğun oluşmasına katkı sağlayabilir.
Görülme sıklığı Belirtilerinin 7 yaşından önce başlaması gerekir. Genellikle 4-5 yaşlarında belirtiler belirgin hale gelir. Toplumda % 3-5 sıklıkta görülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık rastlanmaktadır. Erkek çocuklarda genellikle hiperaktivite ve impulsivite belirtileri ön planda iken kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir.
Tanı ve teşhiste zorluk Erken çocuklukta tanı koymada güçlükler vardır.Çocuklarda normal gelişim döneminde aşırı hareketlilik ve dikkat azlığı belirtileri görülebilir.Ancak bu çocukların bu özelliklerinin geçici olduğu , istediklerinde dikkatlerini verip kendi başlarına oturup dikkat gerektiren faaliyetleri yaptıkları görülmektedir. Oysa DEHB olan çocuk bunları yapmakta zorlanır.
TEDAVİ Tedavini ilk şartı, aile, okul, ve hekim arasında ki sıkı bir işbirliği olmasıdır. Çünkü DEHB evde olduğu kadar, okulda da sorun yaşanmasına neden olur. Öğrenme ile ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşana sorunlar ve kurallara uyma güçlüğü, aile ve okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımları ile aşılabilir.
DEHB olan çocuklar cezadan pek anlamazlar, aile ile iletişim kurularak çocuğa karşı olan tutumları gözden geçirilip yanlışlar ayıklanmalıdır. DEHB’nun tedavisinde ilaçlar önemli yer tutar. Dikkat arttırmaya ve davranışların kontrol edilmesine yönelik ilaç tedavisi uzun yıllar sürebilir
DEHB olan çocuklarda özel eğitim programlarının uygulanması gerekebilir. kalabalık sınıflarda dikkatlerinin dağılması nedeni ile öğrenemeyen çocuklara bireysel eğitim desteği verilmelidir.
ANNEYE-BABAYA ÖNERİLER: DEHB’li çocukları suçlayıcı ve otoriter bir tutum içine girmek, sorunu arttırır. “Çok dikkatsizsin”, “Sana kırk kere söyledim hala dikkat etmiyorsun”, “Önüne bak” gibi cümleler… Bu çocuklar herkes tarafından çok eleştirildiği, sürekli olarak nasıl hatalar yaptığı vurgulandığı için özsaygılarını çabucak kaybederler. Anne baba olarak çocuğun olumlu yönlerini ön plana çıkarmanız gerekmektedir. Bu çocuklar ödüllendirilmeye diğer çocuklardan daha fazla ve daha çabuk ihtiyaç duyarlar. Verdiğiniz ödül türünden ziyade (övgü, fiziksel yakınlık, özel bir yiyecek, ekstra ayrıcalık) zamanlama daha önemlidir. DEHB’li çocuklar sabırsızdır ve bir işi yaptıktan hemen sonra geri bildirim beklerler.
Öneriler… Dikkatleri çok çabuk dağıldığı için ders çalışma ortamını çok iyi düzenlemelisiniz Çalışma masası sadece çalışma için kullanılmalı. Kullandıkları araç gereçleri kötü kullandıkları ve sıklıkla kaybettikleri için her kaybettiklerinde yenisinin alınması pekiştirme rolü oynar ve kaybetme sıklıkları da gidererek artar.Doğacak sıkıntılı duruma bir müddet katlanmasına izin verilmesi işe yarayabilir. Ayrıca niçin kaybettiklerinin sorulması da bu oranı arttırabilir. Bu noktada, yeni bir eşyanın alınmasında kendi harçlığından para biriktirmesi gerekir.
Öneriler… Çocuğa seçenekler sunmak, şu yada bu şekilde yapılmasında sakınca olmayan işlerde çocukların tercihte bulunmaları için fırsatlar oluşturmak içsel güdülenmeyi arttıracaktır Bu çocuklara dikkat çekecek yollarla talimat verilmelidir. Eğer çok monoton bir ses tonuyla talimat veriyorsanız çocuğunuz bunu önemsemeyebilir TV, Bilgisayar ve video oyunları sınırlanmalıdır. İlköğretim çağındaki çocukların en çok bir buçuk saat TV ve bilgisayar başında vakit geçirmelerine izin verilmelidir
BİTTİ… DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER