ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
ÖÖG NİN HANGİ ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE DURACAĞIZ? ÖÖG NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR? NEDENLERİ NELERDİR? TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR? ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER. AİLELERE ÖNERİLER.
TANIMI Özel öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekası normal yada normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme,anlama,kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir.
Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile başlar Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile başlar. Yaşam boyu süren bir bozukluktur. Dil gelişimi ve kullanımı, konuşma, okuma-yazma, matematik becerilerini etkileyen bir sorun olduğu için, bireyin eğitimini, mesleğini, sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini, benlik saygısını etkiler
Çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi, öğrenme güçlüğünün en çarpıcı özelliğidir. Birçok çocuk için öğrenme güçlüğü okula başladıklarında ve akademik beceriler kazanmakta başarısız olduklarında göze çarpar.
BELİRTİLERİ OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ BELİRTİLERİ Konuşma gecikebilir.(her konuşma gecikmesi buna bağlı değildir. Yaşıtlarına göre performansı iyi değildir.(sakar olabilir)
Fiziksel gelişimi gecikebilir Fiziksel gelişimi gecikebilir.(normal bir çocuk 2 aylıkken başını tutar.6 aylıkken oturur.7-8 aylıkken döner.9 aylık emekler.1 yaşında yürür.) Soru sorulunca cevap vermez,diğer çocuklara göre çekingendirler.
OKUL DÖNEMİ BELİRTİLERİ OKUMAYI GEÇ ÖĞRENİR(senenin sonuna doğru-her çocuk ilk 3 ayda söker.) KELİME,HARF,HECE ÇIKARTARAK VE EKLEYEREK OKUR VE YAZAR.(ev-ve yazar,hilal yerine ilal okur.)
TERS OKUR VE YAZAR.(ali yerine ila,tarık yerine kırat) OKURKEN VURGU HATASI YAPAR. ÇARPIM TABLOSUNU EZBERLEYEMEZ. GÜNLERİ,AYLARI,MEVSİMLERİ SIRAYLA SAYAMAZ.
TARİH OKURKEN 2005 YERİNE 2004 OKUR. SAĞINI,SOLUNU,YÖNLERİ KARIŞTIRIR. SAKARDIR. DÜĞME İLİKLEYEMEZ,İPİ İĞNEYE GEÇİREMEZ
BİSİKLET SÜRERKEN ÇOK İYİ DEĞİLDİR. İNCE MOTOR VE KABA MOTOR HAREKETLERİ GERİDİR. BELLEKLERİ İYİ DEĞİLDİR.(biraz önce dinlediğini unutabilir.)
EŞYALARINI KAYBEDER. YATAĞINI DÜZELTEMEZ. DÜZENSİZDİR.
“Her şey ben ilkokula yazıldıktan sonra başladı “Her şey ben ilkokula yazıldıktan sonra başladı. Bir akşam evde ders çalışırken annemin bana tuhaf baktığını fark ettim. Yazdıklarımı dikkatle inceledikten sonra mırıldandı. Az sonra elinde düz beyaz bir kağıtla çıkageldi. “Bir ağaç çiz” dedi, bana.
Çizdim. Önce köklerini, sonra aşağıdan yukarıya doğru gövdesini ve daha sonra dallarını ve yapraklarını... ben çizerken annem “Allah Allah” diye söyleniyordu. Sonra kendisi bir tane çizdi. Önce kalın bir gövde, sonra dallar ve yapraklar, en son kökler... Ne fark eder ki?..
Sonra yazı yazdırdı. Yazdım. Hemen yanına kendisi yazdı Sonra yazı yazdırdı. Yazdım. Hemen yanına kendisi yazdı. Baktım B’leri, D’leri, N’leri benimkilere benzemiyor. Onunkiler ters. Sabah ayakkabılarımı bağlarken (ben hala bağlayamıyordum)
- “Öğretmenin bu yazdıklarına bir şey demiyor mu. diye sordu - “Öğretmenin bu yazdıklarına bir şey demiyor mu? diye sordu. Zaman zaman bana kızdığını söyledim. Tahta da yazılanları deftere geçirirken zorlandığımı, gecikince de “Tembel” diye fırça yediğimi anlattım.
“Niye zorlanıyorsun?” diye sordu annem. “Çünkü tahta da yazılanlar da senin gibi...” dedim. “Ters aynı...”
Öyleydi gerçekten de, benim “ev” diye yazdığımı sınıftakiler “ve” diye okuyorlardı. N’leri, P’leri, K’ları ters yazıyorlardı. Herkesin sağ bildiği benim solumdu.Tahtadakileri defterime geçirirken düzeltmeye çalışıyordum. O yüzden gecikiyordum.
O gün öğleden sonra annem okula geldi. Öğretmenle bir şeyler konuştu O gün öğleden sonra annem okula geldi. Öğretmenle bir şeyler konuştu. Ertesi günde kapısında “Davranış Bilimleri Enstitüsü” yazan bir yere götürdü.
“Bak bu abla doktor. Seninle biraz konuşacak” dedi “Bak bu abla doktor. Seninle biraz konuşacak” dedi. Güler yüzlü bir abla adını söyleyip tokalaşmak için elini uzattı. Uzattığı eli tersti. Tokalaşamadık. Sonra o da bir şeyler yazıp çizmemi istedi. Bunun çocuklarda çok sık rastlanan bir sorun olduğunu söyledi. O sözcüğü ilk kez orada duydum.... DİSLEKSİ....
Doktor dönüp arkasındaki dosyalardan bir kağıt çıkardı. - “Bu çizimler ve yanındaki notlar Leonardo da Vinci’ye ait” dedi. Yazılar bana çok tanıdık geldi. Benim gibi düz yazan birini bulmuştum işte.Sonra masanın üstündeki aynayı elindeki kağıda tutup bize gösterdi.Annem hayretler içinde kaldı.
Notlar onların diline tercüme edilmişti sanki Notlar onların diline tercüme edilmişti sanki. Ayna bir şifre çözücü gibi düzeltmişti yazıları... doktor abla bunun bir hastalık değil, bazı çocuklar da rastlanan türden bir bozukluk olduğunu anlattı uzun uzun. Disleksilerin bazı harfleri ve sayıları ters yazdıklarını, ancak bunun bir zeka eksikliğinden kaynaklanmadığını, hatta tersine, disleksil çocukların çoğunda üstün zeka saptandığını söyledi.
Edison’un, John Lennon’ın, Michelangelo’nun, Steven Spielberg’in, Prens Charles’ın, J.F. Kennedy’nin disleksil olduklarından söz etti. Yine bir disleksil olan Einstein’ın okumayı 9 yaşında söktüğünü ve normal okulda başarılı olamayınca da babası tarafından askeri okula yazdırıldığını anlattı.
“ Bu saydığım isimlerin hepsi birer dahi idi “ Bu saydığım isimlerin hepsi birer dahi idi. Bize göre ters yazmalarına itiraz edilmediği, tersine hoşgörü ile bakıldığı için dehalarını kanıtlayabildiler.” dedi. Çıktığımızda hastalığımı sevmeye başlamıştım. Yanılmamıştım işte. Ben değildim ters yazan onlardı.... farklılığımdan utanmamaya başladım. Ertesi gün okula cebimde bir ayna ile gittim. Ayna benim tercümanım olmuştu adeta. Yazdıklarımı onların diline çeviriyordu.Onların yazdıklarını da benim için düzeltiyordu.
Ancak o gün resim dersinde koptu kıyamet Ancak o gün resim dersinde koptu kıyamet. Öğretmen hepimizden bayrak çizmemizi istemişti. Bir ay yıldız çizip, boyayacak ve sıramızın üzerine asacaktık.Önce yıldızı çizip, yanına bir hilal kondurdum. Sonra öğretmen tepemde bitti. “Bu hilal ters” dedi.
“Hayır, düz “ dedim. Kağıdı önümden çekip, sınıfa gösterdi. “Sizce bu hilal ters mi, düz mü?” diye sordu. Çocuklar hep bir ağızdan “ ters, ters” diye bağırmaya başladılar.Öğretmen tahtaya kalkıp doğrusunu çizmemi istedi.Kalktım, çizdim. Sınıf katıla katıla gülüyordu. Öğretmen “bak yine ters yazıyor” diye bağırdı. “Sen benimle alay mı ediyorsun?
? Bu ülkenin bayrağını ters çizemezsin herkes gibi çizeceksin” diye gürledi. Korkarak cebimden aynamı çıkardım. Tahtaya doğru tutup bakmalarını istedim. Aynaya yansıyan görüntü tam onların çizdiği gibiydi. Tersti.Aldırmadılar... hem alay ediyor, hem öfkeyle “Düz çiz... düz çiz” diyordu. Öğretmen, elimi avuçlarının içine aldı ve zorla bana ters bir hilal çizdirdi. Sınıfa döndü “Şimdi düz mü?” diye sordu.Herkes hep bir ağızdan düz dedi.”Haydi şimdi yerine” dedi öğretmen.
İşte ben de terstim artık . İşte ben de terstim artık. Sırama doğru yürürken ensemde öğretmenin sinirli ses dalgalarını hissettim. “ Sözümü dinlerseniz, yarın hepiniz birer Leonardo olabilirsiniz” diyordu. Güldüm. Oturduğumda ay, tahtadan ters ters bana bakıyordu. CAN DÜNDAR
Bazı Ünlü DisleksilerLeonardo da Vinci, Albert Einstein, Thomas Edison, Alexander Graham Bell, Pablo Picasso, Winston Churchill, Thomas Jefferson, John F. Kennedy, George Washington, Nelson Rockefeller, Harrison Ford, Tom Cruise, Muhammad Ali
NEDENLERİ NELERDİR? GENETİK NEDENLER.(%25-60 ında sorunun genetik olduğu anlaşılmıştır. İkizlerde olma olasılığı yüksek. Bir çocukta varsa diğerinde olma olasılığı yüksek. Ailede varsa çocukta olma olasılığı yüksektir.
BEYİN HASARI(hafif düzeyde beyin hasarı öğrenme bozukluğuna neden olabilmektedir. NÖROLOJİK FONKSİYONLARDA BOZUKLUK(öğrenme için gerekli olan aşamalarda bozukluklar.)
a) Input (Girdi): Gelen bilgilerin duyu organlarıyla beyine girmesi, algılanmasıdır. Bu aşamada bozukluktaki kişi harfleri ters algılayabilir. Örneğin: b’yi d, 6’yı 9, u’yu n gibi yada ‘çok’ yerine ‘koç’, ‘ev’ yerine ‘ve’, seslerde f-v, b-m karıştırma, sağ-sol karıştırma gibi.
b) İşlem: Gelen bilginin kaydedilip, organize edilmesi, anlaşılması, yorumlanmasıdır. Bu alanda sorun olması günlerin, ayların, alfabedeki harflerin yelerinin karıştırılması gibi sorunlar yaşanabilir.
c) Bellek: Anlaşılan bilgilerin tekrar kullanılmak üzere depolanmasıdır. Öğrenme bozukluklarında daha çok kısa süreli bellek sorunları görülür.
d) Çıkış : Beynin bilgiyi vücuda göndermesi, öğrenmedir d) Çıkış : Beynin bilgiyi vücuda göndermesi, öğrenmedir. Bozukluğu olan çocuk kendini ifade ederken, okurken, yazı yazarken, ip atlarken güçlükler yaşar.
TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR? 1.Erken teşhis ve uygun tedavi çok önemlidir. 2.Ailelerin durumu kabullenmesı ve ciddi bir sorun olarak algılamaması nedeniyle öğrenme güçlüğü sıklıkla atlanılır. 3.Öğrenme bozukluğu yaşam boyu süren bir bozukluktur.Geçici bir bozukluk değildir.Ancak uygun müdahale ve destek ile zayıf olunan alanların üstesnden gelinebilir.
4.Tedavi edilmediği takdirde ; •Akademik başarıda düşme •Kendine güvensizlik •Düşük motivasyon •Hayal kırıklığı ve üzüntü •Yetersiz sosyal ilşkiler •Davranış bozuklukları görülür
AİLELERE ÖNERİLER Çok geç kalınmadan ve zarar verilmeden; fark edilir edilmez bir uzmana götürülmesi. Öncelikle çocuğu olduğu gibi, kimseyle kıyaslama yapmadan ve inkar etmeden kabul edilmeli Sabırlı, anlayışlı ve hoş görülü olmalı
Tutarlı davranmalı. Bir gün sabılı ve anlayışlı iken diğer gün “senden bıktım” dememeli. Aynı zamanda çocuğa karşı evdeki diğer bireylerin de birbirleri ile tutarlı olmaları gereklidir. Her bireyin kendine ait yapabilirlikleri, ilgi ve yetenekleri olduğu unutulmadan; çocuğun yapamadıkları üzerinden değil yapabildikleri üzerinden hareket edilmeli.
Okul ve öğretmenleri ile yakın bir iletişim içine girilerek birlikte ortak adımlar atılmalı Okul dışında gerekli destekleyici eğitim ve çalışmaların yapılması için ilgili yerlere yönlendirilmeli
Öz güven kazanması için gerekli desteğin verilmesi, sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi, yapabildiklerinin takdir edilmesi ve teşvik edilmesine dikkat edilmeli Çocuktan utanılmamalı ve toplumdan uzaklaştırılmamalı. Çocuğa her şeyin yolunda olduğuna dair güven verilmeli
Kendini ifade etmesine, farklılıklarını ortaya koymasına izin verilmeli Her çocuğun büyüme – gelişme ve öğrenme seviyesinin farklı olduğunu düşünerek çocuğa dair büyük beklentiler içine girilmemeli, zorlanmamalı ve başkaları ile kıyaslanmamalı. Yeterli ilgi ve sevgiyi vererek, onun sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu lütfen her defasında belirtin.
ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER -Çocuğun bireysel özelliklerini, kapasitelerini, sınırlılıklarını bilin. -Aileyle diyalog hâlinde olun. -Sınıfta öğrenme etkinliklerine katılmalarını sağlayıcı sorumluluklar, görevler verin. -Kullandığınız komutların basit, kısa ve net olmasına dikkat edin.
-Hafızaları zayıf olduğundan öğrendiklerinin bellekte kalıcı olmasını sağlamak amacıyla birden fazla duyuya hitap edin(görsel, işitsel, drama vb.). -Güven verici ve teşvik edici olun. -Tedirginlik ve güvensizlik öğrenmeyi her durumda ve yerde olumsuz etkiler.
Ön sıralara oturtun sık sık jest ve mimiklerle katılımını sağlayın. -Aşırı hareketliliği varsa sınıf ortamında farklı düzenlemeler yapın. -Başaramayacağı ödevler, sorular ve sorumluluklar vermeyin. -Kendisinin başarabileceğine inandırın.
Kendisini olumlu değerlendirmesini ve iyi hissetmesini sağlayın. -Sosyal aktivitelere katılmasını sağlayın, iş yapma becerisi kazandırın. -Gruplama, ayırt etme vb. ödevler verin. -Görsel algı becerilerinin gelişimine yönelik etkinlikler yapın.
-Olumsuz etiketlemelerden kaçının(yaramaz, tembel, dikkatsiz vb.). -Öğrenme güçlüğü gösteren öğrencinizi diğer öğrencilerinizle kıyaslamayın ve onu olduğu gibi kabullenin.