SABIR Değerler Eğitimi.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

UTANDIM ÇOCUK Yazı:Taner Yenidoğan Slayt tasarım: Mustafa Kaplan.
Onlara sahip olduklarınızın en iyisini veriniz.”
Bir yönetim ne zaman çöker?
Mustafa’dan Can’a… Taner YENİDOĞAN 06 Kasım 2008.
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
BAKARA SÛRESİNDEN SON İKİ AYETİ
DOĞAN CÜCELOĞLU'NUN EĞİTİMİNDEKİ KATILIMCILARLA BİR KONUŞMASINDAN:
KAZANIMLAR 20. Soyadı Kanunu'nun kabulünün gerekçelerini ve Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verilmesini millî kimlik kazanma ve çağdaşlaşma çerçevesinde.
Vaktiyle bir Keloğlan varmış… Bütün ailece çiftlikle meşgul olurlarmış
Yaşanmış Din Dersi Diyalogları
"ALLAH" DEMEK.
Hayat Kat Kattır. TIKLAMADAN SESLİ İZLEYİNİZ.
Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü.
Yavrum ve ben.
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Yoktan var olmaz bir duygu.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
1/20 Zamir A B C D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şahıs ( kişi ) zamiri vardır? Akşam dayımlar geldiğinde uyuyordum. Durmadan yağan kar çocukları heyecanlandırdı.
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
Bir yönetim ne zaman çöker? Bir ibret vesikası.
Bir zamanlar bir ağaç varmış
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
İP HİKAYESİ.
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
ÇOCUKLARIMIZA DİNİMİZİ NASIL ANLATALIM
KADİR GECESİ.
NASREDDİN HOCA ‘ DAN FIKRALAR
Sen hangisini seçerdin?
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
ŞEYTAN.
ADAMIN BIRI YAŞLI GÖRÜNMEKTEN ŞİKAYETÇİYMİŞ.
KÜÇÜK KAPLUMBAĞA.
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ’ ne HOŞGELDİNİZ
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
HAYATIN ANLAMI.
YA KİMSEYE GÜVENEMESEYDİK
DEĞERLER EĞİTİMNDE SABIR KONUSU.
Merhametli - Hoşgörülü ve Affediciydi
VELİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ’ ne HOŞGELDİNİZ
CÜMLEDE DE ’NİN YAZIMI.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
Yaşanmış Din Dersi Diyalogları
3. Sempatik ve Esprili Konuşmak
Hz. Muhammed (s.a.v.) Sabırlı ve Cesaretliydi
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
GEÇİŞLERDE TIKLAYINIZ
Nasrettin Hoca henüz çocukmuş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış:
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Sözlükte“iyi,cömert,iyilik,cömertlik,af,bağış” anlamlarına gelen KEREM dini bir kavram olarak ihsan,lütuf,kolay ve rahat bir şekilde mali yardımda bulunma,karşılıksız.
AİLELERİN KABUL SÜREÇLERİ Nazim DUMAN Müdür Yardımcısı Maltepe Rehberlik ve Araştırma Merkezi Kasım 2012.
Sabır sıkıntının anahtarıdır
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
SEÇMELI FıKRALAR İLKER ATASOY. EŞEĞE TERS BINMEK NASREDDIN HOCA BIR GÜN YABANCı BIR KÖYDE MISAFIR OLUR. CUMA GÜNÜ O'NU KÜRSÜYE ÇıKARTıRLAR. GÜZEL BIR.
Çin düşünürü Lao Tzu'nun öyküsü
Sen hangisini seçerdin?
ÜÇ ÖĞÜT M.Fatih Derleyen ve slayt tasarım:.
Sunum transkripti:

SABIR Değerler Eğitimi

SABIR Sabır, ya da dayanç, zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Sabırlı insan uzun süreli gecikmelere ve tahriklere rağmen moralini bozmadan yoluna devam eder veya beklemesini sürdürür.

صْبِرْ Türkçedeki sabır kelimesi Arapçadaki ( صْبِرْ sabr) kelimesinden gelmektedir. Türkçedeki "Acele işe şeytan karışır" atasözü sabırı öğütleyen en tanınmış atasözlerinden biridir.

Sabırsızlık genellikle çocuksu bir nitelik olarak düşünülür Sabırsızlık genellikle çocuksu bir nitelik olarak düşünülür. Sabır yetişkinliğin en önemli bileşenlerinden biridir. Sabırsızlığın aceleciliğe yol açtığı ve iyi düşünmeden verilmiş yanlış kararlara neden olduğu düşünülür. Kişinin içinde bulunduğu fiziksel koşullardan, sinir sisteminin yapısına kadar pek çok faktörden etkilendiği bilinmektedir.

BİR SABIR HİKAYESİ Molla Hüseyin’in hikâyesi çok meşhurdur. Hüseyin isminde bir delikanlı evlenir. Düğününde Kur’an, ilâhi ve mevlidler okuyan, vaaz ve nasihatlerde bulunan hoca efendilerin hâli pek hoşuna gider. Ve Hüseyin de o hocalar gibi olmaya karar verir. İki üç aylık evli iken düşer gurbetin yollarına, ilim öğrenmeye… Biraz da deli dolu birisidir Hüseyin. Hatta köyünde lakabı da Deli Hüseyin’dir. Tam 21 sene köyüne hiç dönmeden ilim okur, hoca olur. Sonunda köyüne gitmek üzere yola çıkar. Yolunun üzerindeki köylere şehirlere uğraya uğraya köyüne doğru yol alır. Bir köyde misafir kaldığında yaşlı güngörmüş bir ihtiyar, köy odasında ona bir sual sorar. “Sana bir soru soracağım evladım, bakalım bilebilecek misin? Söyle bakalım bana ilmin başı nedir?” der. Deli Hüseyin: “Besmeledir.” “Bilemedin.” “Fatiha’dır.” “Bilemedin.”  “Nasara Yensuru’dur.” “Bilemedin.” “Öyleyse sen söyle, nedir?” “Yok öyle! o kadar ucuz olmaz. Söyleyemem. Eğer altı ay benim hizmetimde çalışırsan, sana o zaman söylerim.”  “Kabul, çalışırım. Yeter ki, sen bana bunu öğret.”  Köyün güngörmüş ihtiyarı ile Deli Hüseyin arasında bu konuşma geçmiş. Ve Deli Hüseyin, adamın hizmetinde altı ay kalmış. Müddet dolunca Deli Hüseyin: “Eee, amca! De bakalım bana artık, İlmin başı nedir?”  Köylü: “Oğlum, ilmin başı SABIRDIR.” Deli Hüseyin: “Be adam! Sen beni bu bir kelime için mi bu kadar çalıştırdın. Ben de bilmediğim bir şeyi öğreneceğim diye bekliyordum. Ben sabrı bilmiyor muyum? İstersen sana sabır hakkında saatlerce vaaz edebilirim. Bana bu yapılır mı, senin hiç insafın yok mu?” 

Köylü: “Kızma evladım. Sen sabrın ilmini bilebilirsin, saatlerce vaaz da edebilirsin. Fakat sen sabretmesini bilmiyorsun. Sana bakar bakmaz anladım. Sabrı bilmek ayrı, sabretmek ayrı şey. Sana burada ben sabretmesini öğrettim. Altı ay bekleterek sabretmeyi öğrenmiş oldun. Var git şimdi, yolun açık olsun. Acele karar verme. Sabret sonra karar ver.” demiş ve Deli Hüseyin’i yolcu etmiş. Deli Hüseyin yoluna devam eder. Köyüne akşamın alaca karanlığında varır. Evine yaklaşınca bakar ki, bir delikanlı evine giriyor. İçine bir kurt düşer. Acaba hanım bir başkası ile mi evlendi?… Acaba?… Acaba?… der durur. “Vururum, billahi vururum, eğer hanımım beni aldattı ise.” diye söylenirken ihtiyarın sözleri aklına gelir… Ne demişti ihtiyar: “Sen sabretmesini bilmiyorsun.”  Acele etme Hüseyin. Acele etme, sabret. Hem Resûlullah Efendimiz: “Siz seferden döndüğünüz zaman ehlinizin yanına gece girmeyiniz, sabahı bekleyiniz.” dememiş miydi? Hele sabah ola hayrola… der. Geceyi köy odasında misafir olarak geçirir. Sabah namazını camide cemaatle kılar. Odaya gelir. Köyün ihtiyarlarına: “Bu köyde Deli Hüseyin diye birini tanıyor musunuz?” diye sorar. Köylüler: “Tanımaz mıyız, elbette tanırız. Sabah namazında bize namazı kıldıran genç, onun oğlu idi. O doğmadan babası ilim tahsiline gitti ve bir daha dönmedi.”derler. Deli Hüseyin sabrın ve Peygamberimizin tavsiyesine uymanın güzelliğini bir defa daha anlar ve ALLAH’a şükreder. “Ya bir delilik yapsaydım da akşam evime giren adamı ve hanımımı öldürseydim, hâlim ne olurdu?“diye düşünür. Ve sonra da köylülere kendini tanıtarak evine gider.

KARIKATÜRLER