Endokrin Sistemin Gelişimi Prof. Dr. Oya Ercan
Steroid hormonlar yağda çözünür Steroid hormonlar yağda çözünür. Plazmada taşıyıcı proteinlere bağlı olarak bulunur. Polipeptid hormonlar suda çözünür. Taşıyıcı proteinlere bağlı olmayarak plazmada bulunurlar. Kısa peptid veya a.a. hormonların karakteristiklerinin bazıları, önceki iki grubun karakteristikleri arasında kalan özellikler gösterir.
Peptid hormonların ve katekolaminlerin bağlanma bölgeleri hücrelerin membranlarının içinde veya üzerindedir. Steroid hormonların ve tiroid hormonlarının reseptörleri hücrelerin içindedir.
Reseptör anormallikleri veya yokluğu bazı patolojik durumlara yol açar: - İnsülin rezistansı - Testiküler feminizasyon (androjen duyarsızlığı) - Cüceliğe yol açan bazı durumlar - Nefrojen diabetes insipidus - Psödohiparatiroidizm
Polipeptid ve katekolamin hormonlar sekretuar granüller içinde saatler – günler boyunca normal hızda sekresyonu sağlayabilecek miktarda depolanmış olarak bulunurlar.
Steroid hormonlar depolanmazlar. Sekresyon hızı : sentez hızı Steroid sentezi kolesterolle başlar.
Adrenal, gonadal steroidler : Stimulan hormon spesifik reseptörle interaksiyona girer, adenilat siklaz aktive olur, cAMP artar. G proteini siklik AMP kaskadını aktive eder. G proteininde mutasyon olursa stimulan hormon reseptörle etkileşime girmeden aktivasyon gerçekleşir.
G proteini alfa subunitesinde mutasyon- McCune Albright sendromu Reseptörde mutasyon ( G proteiniyle etkileşime giren bölgenin mutasyonu) Testotoksikoz
Plazma hormon düzeylerindeki değişikliğin tersi yönünde reseptör sayısı değişir(genellikle) Hormonun plazma konsantrasyonu yüksekse reseptör sayısı azalır :”down regulation” veya desansitizasyon. Örnekler: - Obesite- fonksiyonel insülin reseptörleri azalır - GnRH analogları
Ters yönde regülasyon “up regulation” Overde gelişmekte olan folikülün LH reseptörlerinin sayısı östrojen ve FSH’ın lokal konsantrasyonları artıkça artar.
Bir hormonun esas fonksiyonu hedef hücrelerin metabolik aktivitesini (belli) spesifik bir yönde regüle etmektir. Endokrin gudde regüle edilen sistemlerin durumu hakkında sürekli çabuk bilgi alır : “Feedback” Geri Besleme
Direkt negatif feedback Metabolit Kortizol – ACTH Tiroid hormonları – TSH
İndirekt negatif ”feedback” Kortizol – CRF (CRH) Tiroid hormonları - TRH
Kısa “feedback” TSH-TRH ACTH- CRH
Pozitif “feedback” Tek örnek hipofizogonadal östrojen –LH artınca , FSH artar
Katyon: Ca-PTH Metabolit: glukoz- insulin Diğer hormonlar Osmolalite veya ekstraselüler sıvı hacmi: vazopressin
İnsuline benzer büyüme faktörleri İGF’ler(Somatomedinler) Büyüme hormonunun büyüme üzerindeki etkilerine aracılık ederler Plazma düzeyleri başlıca BH ile belirlenir. Hepsinin insüline benzer etkileri vardır Endokrin, parakrin, otokrin etkileri
İGF-1 doğumda en düşük Çocukluk çağında gittikçe artar Puberteden sonra normal erişkin değerlerine düşer İGF-1’in serum düzeyi doğumdan sonra başlıca BH ile belirlenir. Beslenme durumu da çok önemlidir
İGF BP’ler İGFBP3’ü arttırır BH İGFBP1’i azaltır Yaş arttıkça İGFBP1 azalır Yaş arttıkça İGF-1 ve İGFBP3 artar
İnsanlarda T3’ün çoğu tiroid dışında T4’den oluşur İnsanlarda T3’ün çoğu tiroid dışında T4’den oluşur.T3 , T4’e göre biyolojik olarak daha aktiftir. Folküler boşlukta 100 gün süre ile normal tiroid hormonu sekresyonunu sağlayacak miktarda tiroglobulin bulunur.
Yeterince iyod içermeyen tiroglobülin’in MIT/DIT oranı yüksek olup, T4’e göre T3’ün daha fazla sentez edilmesi söz konusudur. Bu durum iyod yetersizliğine uyum sağlama mekanizmasının yansımasıdır.
İnorganik iyod tiroid hücresine girdiğinde tiroid peroksidozla okside olur ve tiroglobuline bağlanır.Thionamid droglar, metimazol, propiltiourasil tiroglobulinin tiroid peroksidaz ile katalize edilen iyodinasyonunu engeller.
Tiroidin otoregülasyonu İyod fazlası iyodun organifikasyonunu engeller. Buna “Wolff-Chaikoff” etkisi denir.Bu etki kısa süreli olup, hipotiroidizme yol açmaz.Bu etkiyi tiroidin iyodu yakalama yeteneğinin azaltılması takip eder.Böylece normal gudde Wolff-Chaikoff etkisinden “kaçar”.Bazı tiroid hastalıklarında ve prematüre bebeklerde bu yapılamaz ve hipotiroidizm gelişir.
Bazı durumlar veya droglar T4’ün(T3’e) monodeionasyonunu azaltır. - Prematüre bebek -PEM, anorexia nervosa - Açlık - Postoperatif hastalar - Akut ve kronik ağır hastalık
Fötal bölge CYP 17 (p450c17) DHEA , DHEAS Sulfotransferaz Plasenta Plasenta östron östriol östradiol
Ara Bölge CYP17+3 beta HSD kortizol
Dışta kalıcı bölge 3 beta HSD mineralokortikoidler
Fötal kortizol Kortizon (Gebeliğin ortasında) kortizon : x4-5 kortizol
Kortizon:Görece aktif olmayan glukokortikoid Kortizon:Görece aktif olmayan glukokortikoid. Fetüsün anabolik ortamını korur: Kortizol plasentanın ve fetüsün büyümesini etkileyebilir, azaltabilir.
Miad yaklaştığında karaciğer ve akciğerlerde 11- ketosteroid aktivesi artar Kortizon kortizol Kortizol:Fetüsü ekstrauterin hayata alıştırmak, hazırlamak açısından önemli bir uyarandır.