OTONOM SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Keton cisimleri Uzm. Dr. Okhan Akın.
Advertisements

SEMPATOLİTİK İLAÇLAR 1. Adrenerjik reseptör blokörleri 2
DOZ-KONSANTRASYON-ETKİ İLİŞKİSİ
Hastane Öncesi Acil İlaçlar
ENGELLER Dr. Mehmet Kurt Farmakoloji ABD.
Prof.Dr.Salih Çanakçıoğlu Dr.Hasan Mercan
GASTROİNTESTİNAL HORMONLAR
Hormon Etki Mekanizması
SİNİR SİSTEMİ Herkes için Her şey.
BİY 315 BİYOSİNYAL İLETİMİ
İNSANDA SİNİR SİSTEMİ.
Giriş Organizmanın canlılığını sürdürebilmesi için gerekli en önemli madde oksijendir. Oksijensizliğe en duyarlı organ beyindir. Solunumun asıl fonksiyonu.
İLAÇLARIN ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER
İLAÇLARIN İTRAHI Doç.Dr.M.Kemal YILDIRIM.
DOLAŞIM SİSTEMİ İLAÇLARI
ÜRİNER SİSTEM ANTİSEPTİKLERİ
İLAÇLARIN ETKİ MEKANİZMALARI
AĞRI FİZYOLOJİSİ.
Sinir Sistemi.
Farmakoloji.
Gabapentin.
SİNİR SİSTEMİ ve EGZERSİZ
Reseptörler Prof. Dr. Ç. Hakan KARADAĞ.
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ:
Metabolik Asidoz.
Çevresel Sinir Sistemi
Doç. Dr. E. Pelin KELİCEN KOLİNOMİMETİK İLAÇLAR PARASEMPATOMİMETİK İLAÇLAR VE ANTİKOLİNESTERAZLAR Doç. Dr.
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
ADRENAL MEDULLA HORMONLARI
OTONOM SİNİR SİSTEMİ İLAÇLARI
İLAÇLAR ARASINDAKİ ETKİLEŞME MODELLERİ
OTONOM SİNİR SİSTEMİ ve AKUPUNKTUR
Prof. Dr. Cem Şeref Bediz DEUTF Fizyoloji Anabilim Dalı
OTONOM SİNİR SİSTEMİ, NÖROTRANSMİTERLERİ VE İLAÇLARI HAKKINDA TEMEL BİLGİLER Otonom sinir sistemi periferde en yaygın dağılım gösteren eferent (motor)
SİNİR SİSTEMİ.
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ YAZGISI
ANTİDOTLAR Akut zehirlenmelere neden olan kimyasal etkenlerin ancak bazılarına karşı spesifik antidot vardır. 4 ana grupta sınıflandırılabilirler 1) kimyasal.
I. GANGLİYONLARI STİMÜLE EDEN İLAÇLAR
Düz kaslar.
DOKULAR.
PREANESTEZİK MEDİKASYON
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER
Organofosfat intoksikasyonu
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
Farmakoloji=ilaç bilim
BÖLÜM 11 İmmün Sistem Hastalıkları
Farmakodinami.
SİNİR SİSTEMİ.
İLAÇLARIN ETKİ MEKANİZMALARI
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
SİNİR SİSTEMİ CERRAHİSİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Kan ve Kalp Yrd. Doç. Dr. Bahadır Namdar
AMİNOASİTLERİN ÖZEL ÜRÜNLERE DÖNÜŞÜMÜ
OTONOM SİNİR SİSTEMİ Dr. Çiğdem Özer G.Ü.Tıp Fak. Fizyoloji AbD.
OMURGALILARDA HORMONLAR
NÖRON sinir sisteminin fonksiyonel ve anotomik ünitesidir
OTONOM SİNİR SİSTEMİ VE ANESTEZİK İLAÇLAR
UYARILABİLEN DOKULAR Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup.
OTONOM SİNİR SİSTEMİ. Periferik sinir sisteminin bölümleri.
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
HAYVANSAL DOKULAR.
SİSTEMLER.
PROTEİNLER 2.
A.Ç. Vücudumuzun kontrol ve bütünlüğünü sağlayan yani,canlı vücudundaki yapılar arasında koordinasyonu sağlayan sistemler vardır. BU SİSTEMLER; 1. SİNİR.
VE SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR
İlaç Etki Mekanizmaları - Reseptörler
EİKOSANOİDLER Eikosanoidler, hücre zarlarında bulunan fosfolipidlerin yapısındaki 20 karbonlu çoklu doymamış bağa sahip yağ asitlerinden sentezlenirler.
İNSAN VÜCUDU.
 Yorgunluk terimi Fizyoloji ve mühendislik alanlarında kullanılan bir terimdir.  Fizyolojide yorgunluk makul ve gerekli fiziksel ve mental etkinliği.
Sunum transkripti:

OTONOM SİNİR SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Aşağıdaki ilaç uygulama biçimlerinden hangisi sistemik etki elde etmek için uygulanmaz? A) Rektum içi B) İntranazal C) Sublingual D) İntraartiküler E) Transdermal

Aşağıdakilerden hangisi farmakolojik anlamıyla tolerans teriminin en doğru tanımıdır? A) İlacın tekrarlanan kullanımlarından sonra ilaca yanıtta görülen artma B) İlacın tekrarlanan kullanımlarından sonra ilaç etkinliğini sürdürebilmek için gereken doz artımı C) İlacın tekrarlanan kullanımlarından sonra metabolizmasının artması D) İlacın tekrarlanan kullanımlarından sonra plazmada istenilen ilaç konsantrasyonun düzeyine ulaşılamaması E) İlacın tekrarlanan kullanımlarından sonra reseptöre bağlanma afinitesinde azalma

Oral alımdan sonra biyoyararlanımı aşağıdakilerden hangisi en iyi tanımlar? A) Oral dozun kana geçiş hızı B) Oral dozun kandaki derişim oranı C) Oral dozun kana geçen miktarı D) Oral dozun proteinlere bağlanma miktarı E) Oral dozun itrah hızı

Aşağıdakilerinden hangisi Faz 2 biyoeliminasyon reaksiyonudur Aşağıdakilerinden hangisi Faz 2 biyoeliminasyon reaksiyonudur? A) Oksidasyon B) Epoksidasyon C) Hidroliz D) Redüksiyon E) Glukronidasyon

Terapötik indeksi gösteren aşağıdakilerinden hangisidir Terapötik indeksi gösteren aşağıdakilerinden hangisidir? A) LD50/TD50 B) ED50/TD50 C) LD50/ST50 D) TD50/ST50 E) LD50/ED50

EC50 nin tanımı aşağıdakilerden hangisidir EC50 nin tanımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Maksimal etkinin %50’sini oluşturan ilaç dozudur B) Reseptöre olan maksimum bağlanımın ve maksimum etkinin %50’sini oluşturan ilaç konsantrasyonudur C) Reseptöre olan maksimal bağlamanın %50’sini oluşturan ilaç dozudur D) Reseptöre olan maksimal bağlamanın %50’sini oluşturan ilaç konsantrasyonudur E) Maksimal etkinin %50’sini oluşturan ilaç konsantrasyonudur

Aşağıdakilerden hangisi bir kimyasal antagonizma örneğidir Aşağıdakilerden hangisi bir kimyasal antagonizma örneğidir? A) Striknin – Diazepam B) İzoniyazid – Pridoksin C) Arsenik zehirlenmesi – Dimerkaprol D) Klorpromazin – Amfetamin E) Atropin - Fizostigmin

Bir ilacın başka bir ilaca bağlanarak o ilacın etkinliğini engellemesiyle ortaya çıkan antagonizma aşağıdakilerden hangisidir? A) Geri dönüşebilir kompetetif antagonizma B) Geri dönüşümsüz Non Kompetetif antagonizma C) Kimyasal antagonizma D) Fizyolojik antagonizma E) Negatif antagonizma

Konjugasyon için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En fazla karaciğerde meydana gelir B) Bir bölümü mikrozomal enimler aracılığıyla meydana gelir C) En sık görülen tipi glukronik asit ile konjugasyondur D) Konjugasyon sonucunda ilaçların suda çözünürlüğü azalır E) Glisin ile konjugasyonda mikrozomal enzimler rol oynamaz

Maksimal etki E maks neyi gösterir Maksimal etki E maks neyi gösterir? A) Terapötik indeks B) Efikasite C) Potens D) İlacın absorbsiyon oranı E) Disosiyasyon sabiti

İlaç aşağıdaki uygulama yollarından hangisinde ilk geçiş etkisine en fazla uğrar? A) İntravenöz B) Subkutan C) Oral D) İntramusküler E) Rektal

Efikasite ve Potens ile ilgili aşağıdakilerinden hangisi yanlıştır? A) Maksimum yanıt(Emaks) efikasitenin bir göstergesidir B) Aynı farmakolojik etkiyi gösteren ilaçların efikasitesi farklı olabilir C) Klinik açıdan potens daha önemlidir D) EC50 potensin göstergesidir E) Doz yanıt eğrilerinde aynı etkiye fakat farklı güce sahip ilaçların etkileri paraleldir

İlaçların reseptör düzeyindeki etkileşmeleri hangi tür etkileşmeye girer? A) Farmakodinamik B) Farmakokinetik C) Farmakogenetik D) Farmasötik E) Hiçbiri

İntravenöz uygulama için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) En sık başvurulan parenteral uygulama şeklidir B) Etki çok çabuk başlar C) İlacın biyoyararlanımı çok yüksektir D) İlaç ilk geçiş etkisinden korunur E) İntravenöz yoldan alınan bir ilacın hastanın kusturulması yoluyla vücuttan uzaklaştırılması mümkündür

İnhalasyon yoluyla hastaya uygulanan bir ilaç için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İlacın emilimi hızlıdır B) Anaflaktik reaksiyon çok sık görülür C) Astım ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olanlarda yararlıdır D) Anesteziklerin bu yolla uygulanması etkinin çabuk başlamasına neden olur E) Aerosoller bu yolla uygulanan ilaçlara bir örnektir

Aşağıdaki ilaç şekillerinden hangisinde ilacın etki süresi en uzundur Aşağıdaki ilaç şekillerinden hangisinde ilacın etki süresi en uzundur? A) Tablet B) Flaster C) Kapsül D) Draje E) Aerosol

Aşağıdakilerden hangisi sistemik olarak uygulanan bir ilacın emilim hızını belirleyen faktörlerden değildir? A) Molekül büyüklüğü B) Lipid çözünürlüğü C) İlaçların iyonizasyonu D) Sanal dağılım hacmi E) İlaçların farmasötik şekli

İlaçların çoğunlukla aşağıdakilerden hangisi bağlanır İlaçların çoğunlukla aşağıdakilerden hangisi bağlanır? A) Globulin B) Seruloplazmin C) Transferritin D) Albumin E) Transkobalamin

I) Glomerül Filtrasyon çok hızlı meydana gelen bir pasif difüzyon reaksiyonudur II)Albümin ve diğer büyük moleküllü proteinler ile onlara bağlı ilaçlar süzülmez, dolaşımda kalır III) İlaçların glomerüler filtrasyon hızı, glomerüler kan akım hızı ile doğru, plazma proteinlerine bağlanma oranları ile ters orantılıdır IV)İlaçlar proksimal tübüle enerji gerektiren aktif transport mekanizmasıyla salınırlar V) Lümen içindeki ilacın iyonize formunu artırmak amacıyla idrarın pH sının değiştirilmesi sistemik dolaşıma geri dönen ilaç miktarını azaltmak için kullanılır Yukardakilerin hangileri doğrudur? I,III;V I;II,IV IV,V II,III;IV,V Hepsi

I) Varfarin II) Penisilin III) Kaptopril IV) Digoksin V) Lityum Yukarındaki ilaçlardan hangilerinin terapötik penceresi çok dardır? I,III,V II,III,IV I,V I,IV,V Hepsi

OTONOM SİNİR SİSTEMİNİ ETKİLEYEN İLAÇLAR

Otonom sinir sistemi endokrin sistemle birlikte vücut işlevlerinin düzenlenmesi ve bütünlüğünü sağlar Sinir sisteminde uyarılar, sinir hücrelerinin aksonları üzerinden hızlı elektrik akımı şeklinde efektör hücrelere ulaştıktan sonra salınan nöromediyatör maddeler aracılığıyla iletilir Otonom sinir sisteminin etkilerini taklit ederek veya değiştirerek etki gösteren ilaçlara otonomik ilaçlar denir

SİNİR SİSTEMİNE GİRİŞ Sinir sistemi iki anatomik bölüme ayrılmıştır Beyin ve omuriliğin oluşturduğu merkezi sinir sistemi(MSS) MSS’e giren ve çıkan tüm nöronlardan oluşan periferik sinir sistemi(PSS) PSS’de uyarıları beyin ve omurilikten periferik dokulara taşıyan eferent nöronlar ile periferden MSS’e bilgi taşıyan aferent nöronlar olarak ikiye ayrılabilir

Otonom sinir sistemi işlevleri bilinç düzeyine ulaşmadan vücudun günlük ihtiyaçlarını düzenler İç organların düz kaslarını,kalp kasını,damarları ve dış salgı bezlerini inerve eden visseral motor(efferent) nöronlardan oluşur

OSS ANATOMİSİ 1. Eferent Nöronlar OSS MSS’den uyarıları efektör organlara iki tip eferent nöron ile iletir İlk sinir hücresine pregangliyonik nöron adı verilir Pregangliyonik nöronlar beyin sapı veya omurilikten çıkarlar ve gangliyonlarda sinaptik bağlar yaparlar Gangliyonlar, pregangliyonik nöron ve postgangliyonik nöron olarak adlandırılan ikinci bir nöron ile bağlantı bölgeleridir

2. Aferent Nöronlar OSS refleks düzenlenmesinde önemlidir

3. Sempatik Nöronlar Eferent OSS,sempatik ve parasempatik sinir sistemlerine ayrılır Preganglionik nöronlar postganglionik nöronlara kıyasla daha kısadır Postgangliyonik sinirlerin aksonları bu gangliyonlardan çıkarak dokuları uyarır ve düzenlemeye katılır

4. Parasempatik Nöronlar Pregangliyonik lifler uzun postgangliyonik lifler kısadır

5.Enterik Nöronlar GIS,pankreas ve safra kesesini inerve eder MSS’den bağımsız olarak çalışır Motilite,egzokrin ve endokrin salgılar,GIS’in mikrosirkülasyonunu kontrol eder

SEMPATİK SİSTEMİN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ?? PARASEMPATİK SİSTEMİN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ??

TRAKEA VE BRONŞİYOLLER Gevşer Kasılır,salgıları artar ADRENAL MEDULLA SEMPATİK PARASEMPATİK GÖZ İrisin radyal kaslarının kasılması(gözbebeği dilate olur) İris sfinkter kası kasılır Siliyer kas kasılır (mercek yakın görme için ayarlanır) GÖZ YAŞI Salgılama artar TRAKEA VE BRONŞİYOLLER Gevşer Kasılır,salgıları artar ADRENAL MEDULLA Adrenalin ve noradrenalin salgılanır KALP Hız artar,kasılma artar Hız azalır, kasılma azalır TÜKRÜK BEZİ Koyu,kıvamlı salgılama Bol,sulu salgılama BÖBREK Renin salgılanması(beta 1 arttırır,alfa 1 azaltır) GIS Tonus ve motilite azalır,sfinkterler kasılır Motilite azalır,Sfinkterler gevşer ÜRETERLER VE MESANE Detrusör gevşer,trigon ve sfinkterler kasılır Detrüsör kasılır,trigon ve sfinkter gevşer ERKEK GENİTAL ORGANI Ejekulasyon uyarılır Ereksiyon uyarılır DİŞİ GENİTAL ORGANI Uterus gevşer DAMARLAR(iskelet kası) Gevşeme DAMARLAR(cilt,mukoza,iç organlar) Kasılma

Hücreler Arası Kimyasal Uyarı İletimi 1.Lokal mediyatörler: Örneğin Histamin,prostaglandinler 2. Hormonlar 3. Nörotransmitterler

NÖROTRANSMİTER NEDİR???

Nörotransmiterler Sinir hücreleri arasındaki Sinir hücreleri ile efektör hücreler arasındaki iletişim Sinir uçlarından salıverilen ve nörotransmiter adı verilen özel kimyasal uyaranlarla sağlanır

Nörotransmiter Tipleri Tedavide kullanılan ilaçlar,en sık olarak 1)Noradrenalin 2)Adrenalin 3)Asetilkolin 4)Dopamin 5)Seratonin 6)Histamin 7)Gama amino butirik asit(GABA) İşlevlerini değiştirerek etkili olurlar Asetil kolin ve noradrenalin OSS’deki temel nörotransmiterler

Asetil Kolin İletiyi asetil kolin sağlıyorsa, nöron kolinerjik olarak adlandırılır Hem sempatik hemde parasempatik gangliyonlarda iletiyi sağlar Adrenal medullada da nörotransmiterdir

Asetil Kolin Parasempatik sistemin postgangliyonik sinirleri ile efektör hücre arasındaki iletide asetil kolin tarafından sağlanır Somatik sinir sisteminin nöromusküler kavşağında da ileti kolinerjiktir

Noradrenalin ve Adrenalin Nöron adrenerjik olarak adlandırılır Adrenalinin diğer adı da epinefrindir Sempatik sinir sisteminde otonomik postgangliyonik sinirler ile efektör organlar arasındaki iletiyi noradrenalin sağlar

KOLİNERJİK AGONİSTLER(İLAÇLAR) (PARASEMPATOMİMETİKLER)

MUSKARİNİK RESEPTÖRLER???

KOLİNERJİK RESEPTÖRLER A) Muskarinik Reseptörler Bu reseptörler asetilkolini bağlarlar Çeşitli zehirli mantarlarda bulunan muskarinide tanırlar Nikotine afiniteleri düşüktür M1,M2,M3,M4,M5 olmak üzere 5 farklı muskarinik reseptör vardır M1,M3 ve M5 hücresel uyarı yaparken M2 ve M4 hücresel uyarılabilirliği baskılar

Trisiklik bir antikolinerjik ilaç olan PİRENZEPİN sadece M1 reseptörlerini bloke eder(Gastrik ve duedonal ülser tedavisinde kullanılır)

NİKOTİNİK RESEPTÖRLER ???

B) Nikotinik Reseptörler Asetilkolini bağladıkları gibi nikotinide tanırlar ancak muskarine afiniteleri düşüktür Ligand ile açılan iyon kanalı olarak çalışırlar Santral Sinir Sistemi(SSS), adrenal medulla,otonomik gangliyonlar ve nöromusküler kavşakta bulunur

Nöromusküler kavşakta bulunan nikotinik reseptörler Nm ve diğer nikotinik reseptörlerde Nn şeklinde gösterilir Otonomik gangliyonlardaki nikotinik reseptörler nöromusküler kavşaktakilerden farklıdırlar Örneğin; Gangliyon reseptörlerini HEKZAMETONYUM bloke ederken,nöromusküler kavşak reseptörlerini spesifik olarak TÜBOKÜRARİN ile bloke eder

Kolinerjik ilaçların sınıflaması DOĞRUDAN ETKİLİ DOLAYLI ETKİLİ(GERİ DÖNÜŞÜMLÜ) DOLAYL ETKİLİ(GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ) ASETİL KOLİNESTERAZ REAKTİVATÖRLERİ Asetil Kolin Ambenomiyum Ekotiyofat Pralidoksim Betanekol Donezepil İzoflurofat Karbakol Edrofonyum Sevimelin Galantamin Pilokarpin Neostigmin Fizostigmin Piridostigmin Rivastigmin Takrin

Kolinerjik Nöronlarda Uyarının İletilmesi 1.Asetil Kolin Sentezi Kolin hücredışı sıvıdan kolinerjik nöronun sitoplazmasına bir taşıyıcı sistem aracılığıyla alınır Bu taşıyıcı sistem aynı zamanda sodyumuda taşır(ko transporter) Hemikolinyum tarafından inhibe edilir

Kolin alımı asetilkolin sentezinde hız kısıtlayıcı basamaktır Kolinasetiltransferaz, kolin ve coA’nın sitozolde asetilkolini oluşturmasını katalizleyen enzimdir

2. Asetil Kolinin Veziküllerde Depolanması Asetil kolin, proton akımına kenetli bir aktif transport mekanizması aracılığı ile veziküller içerisinde depolanır

ASETİL KOLİN NASIL SALINIR???

3. Asetil Kolinin Salıverilmesi Voltaja duyarlı sodyum kanallarının aracılığıyla oluşan aksiyon potansiyeli sinir uçlarına ulaştığında presinaptik hücre zarındaki voltaja duyarlı kalsiyum kanalları açılırlar Hücre içi kalsiyum konsantrasyonunda artış olur Bu artış sonucunda sinaptik veziküller hücre zarı ile birleşirler ve asetilkolin sinaptik aralığa salıverilir

4. Reseptörlere Bağlanma Sinaptik veziküllerden salıverilen asetilkolin Sinaptik aralıkta hızla yayılır Ya hedef hücre üzerindeki postsinaptik reseptörlere Yada asetilkolinin salıverildiği nöronun üzerindeki presinaptik reseptörlere bağlanır Böylece hücre içinde bir biyolojik yanıt oluşur

5.AsetilKolinin Yıkımı Post sinaptik hücredeki uyarı hızla sonlanır Bunun nedeni sinaptik aralıkta asetilkolinesteraz enziminin asetilkolini, kolin ve asetat parçalamasıdır

6. Kolinin Geri Dönüşümü Kolin , sodyuma bağımlı yüksek afiniteli bir sistem tarafından tekrar nörona alınır Asetillenerek bir sonraki aksiyon potansiyeli tarafından uyarılıp sinaptik aralığa salıverilinceye kadar depolanır

DOĞRUDAN ETKİLİ KOLİNERJİK AGONİSTLER Kolinerjik agonistler,doğrudan kolinerjik reseptörlere bağlanarak asetilkolin etkilerini taklit ederler Bu ilaçlar karbakol ve betanekol gibi sentetik kolin esterleri Pilokarpin gibi doğal kaynaklı alkaloidler

A)ASETİL KOLİN Kuaterner yapıda bir amonyum bileşiğidir Hücre zarlarından geçemez Hem muskarinik hemde nikotinik etkisi vardır

ASETİL KOLİNİN ETKİLERİ 1.Kalp Atım Hızı ve Kardiyak Debinin Azalması İntravenöz yolla enjekte edildiğinde Sinoatriyal düğümden çıkan uyarı sayısını azaltarak kalbin dakikadaki atım hızı ve atım hacminde kısa süreli bir azalmaya neden olur

2.Kan Basıncında Düşme Asetilkolin enjeksiyonu vazodilatasyon yapar ve kan basıncını düşürür

3.Diğer Etkileri Tükrük salgısının artması İntestinal sekresyonların ve motilitenin artması Bronş sekresyonunda artış Gözde siliyer kasta kasılma ile yakın görüş için gerekli olan akodomasyonu Pupillerin sfinkter kaslarında kasılma ile miyozisi sağlar

B)BETANEKOL Yapısal olarak asetilkoline benzer Asetilkolinesterazdan etkilenmez Nikotik etkileri yok denecek kadar azdır Güçlü muskarinik etki gösterir Mesane ve GIS düz kasları üzerine önemli etkileri vardır Etki süresi yaklaşık 1 saattir

Ürolojide özellikle postpartum veya postoperatif dönemde atonik mesane gibi tıkanıklığa bağlı olmayan idrar retansiyonu tedavisinde kullanılır Etkileri yaygın kolinerjik etkilerin aynılarıdır Terleme,tükrük salgısında artma,yüzde kızarma ve sıcaklık hissi,kan basıncının düşmesi,bulantı, karın ağrısı,ishal ve bronkospazm

C) KARBAKOL Hem nikotinik hemde muskarinik etkileri vardır Etkisi bir saat kadardır Yüksek potensi ve etkisi nedeniyle klinikte nadir kullanılır Sadece oftalmik olarak kullanılır

D) PİLOKARPİN Muskarinik etkileri vardır Esas olarak oftalmolojide kullanılır Korneaya topikal olarak uygulandıktan kısa bir süre sonra miyozise ve siliyer kasta kasılmaya neden olur Akodomasyon spazmı gelişir Görüş belli bir uzaklığa odaklanamaz

Göz yaşı,ter ve tükrük bezleri üzerinde etkisi en güçlü ilaçlardan birisidir Buna rağmen seçici etkisi olmadığından bu etkileri oluşturmak üzere çok az kullanılır Glokomda göz içi basıcı hızla düşürmek için ilk tercih edilen ilaçtır Bu etkisi bir gün kadar sürebilir İlaç dozunun tekrarlanmasının bi sakıncası yoktur

ANTİKOLİNESTERAZLAR (GERİ DÖNÜŞÜMLÜ) Asetilkolinesteraz asetil kolini asetat ve koline parçalayan özgün bir enzimdir Asetilkolin inhibitörleri kolinerjik sinir ucundan salınan asetil kolinin ömrünü dolaylı yoldan uazatarak kolinerjik etki oluştururlar Böylelikle sinaptik aralıkta asetilkolin birikir

Bunların sonucunda ne olur???

Antikolinesterazlar OSS’nin muskarinik ve nikotinik reseptörleri,nöromusküler kavşak ve beyinde kolinerjik reseptörlerde dahil olacak şekilde Vücuttaki tüm kolinerjik reseptörler aracılığıyla oluşan etkileri arttırırlar

ANTİKOLİNESTERAZLAR A) Fizostigmin Asetilkolinesterazı geçici olarak inhibe eder Tüm vücutta kolinerjik aktivitenin atmasına neden olur Etkisi yaklaşık 2-4 saat sürer KBB’i aşarak MSS’ni uyarır Barsakların ve mesanenin motilitesini arttırır Bu iki organın atonilerinde kullanılır

Göze lokal uygulandığında miyozis ve akodomasyon spazmı yapar Göz içi basıncı düşürür Glokom tedavisinde kullanılır ancak pilokarpin kadar etkili değildir Antikolinerjik etkileri olan atropin,fenotiyazin ve trisiklik antidepresann ilaçların aşırı dozlarının tedavisinde kullanılır

B) Neostigmin Asetilkolinesterazı geri dönüşümlü inhibe eder Fizostigminden farklı olarak KBB’i aşıp MSS’inin etkileyemez Etki süresi yarım saat ile 2 saat arasındadır Otoimmun bir hastalık olan ve nikotinik reseptörlere karşı gelişen antikorlaarın nöromusküler kavşakta asetil kolin reseptörlerine bağlanması sonucu ortaya çıkan MYASTENİA GRAVİS’semptomatik tedavisinde kullanılır

C) Edrofonyum Daha hızlı emilir Etki süresi daha kısadır, 10-20 dakika Myastenia gravis tanısında kullanılır İV enjeksiyonu sonrası gücü zayıflamış kas gücünü hızla arttırır Aşırı doz kolinerjik krize yol açar Antidotu atropin

D) Takrin,Donepezil,Rivastigmin,Galantamin Alzheimer hastalığı olan hastaların MSS’de kolinerjik nöronlar azalmıştır Takrin ilk bulunan ilaçtır Hepatotoksistesi nedeniyle yerini diğer ilaçlara bırakmıştır

Önemli Notlar En kısa etkili antikolinesteraz EDROFONYUM En uzun etkili antikolinesteraz DİSTİGMİN Miyastenia gravis tedavisinde en fazla kullanılan NEOSTİGMİN Alzheimer hastalığında kullanılanlar TAKRİN,DONEPEZİL,RİVASTİGMİN,GALANTAMİN

ANTİKOLİNESTERAZLAR (GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ) Asetilkolinin salındığı bütün dokularda uzun süreli olarak asetilkolin konsantrasyonunu artırırlar Bu ilaçların çoğu şiddetli toksik etkilere sahiptirler Kimyasal silah olarak geliştirilmişlerdir PARATİON ve benzeri ilaçlar insektisid olarak kullanılırlar

İzoflurofat Organofosfattır Asetilkolinesteraza bağlanınca enzim kalıcı olarak etkisiz hale gelir Asetilkolinesteraz aktivitesinin yeniden sağlanabilmesi için yeni enzim sentezi gereklidir

İstemli kasların paralizisi(Solunum güçlüğü) Konvülziyonlar Şiddetli myozis oluşturur Atropinin yüksek dozları izoflurofatın muskarinik ve MSS’e ait etkilerini geri döndürebilir

ORGANOFOSFAT ZEHİRLENMESİ Oküler; miyozis,oküler ağrı,konjunktivak konjesyon,siliyer spazm Respiratuvar bulgular ilk önce görülür Rinore Bronkokonstrüksiyon Bronşial sekresyonlarda artış İstemsiz defekasyon Ereksiyon Bradikardi hipotansiyon

ORGANOFOSFAT ZEHİRLENMESİ TEDAVİSİ 1.OKSİMLER(PRALİDOKSİM,OBİDOKSİM) 2.ATROPİN

ASETİLKOLİNESTERAZ REAKTİVATÖRLERİ PRALİDOKSİM İnhibe olmuş asetilkolinesterazı yeniden aktive edebilir MSS’e geçemez