Duyarlı olalım, çocuk haklarına saygı duyalım…
Çocuğa yönelik şiddet için yaygın olarak kullanılan terim çocuk istismarıdır ve çocuğun ailesi ya da ondan sorumlu diğer kişiler tarafında çocuğa karşı uygulanan fiziksel veya psikolojik nitelikli kötü davranışların tümünü kapsar. Çocuğu dövme, tekmeleme, ısırma, aç bırakma, bir odaya kilitleme, yakıcı nesnelerle dağlama, cinsel saldırı, duygusal olarak aşağılama çocuk istismarı kapsamına girer.
Türkiye'nin de 1994 yılında imzaladığı birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi'ne göre, çocukların, şiddetten arındırılmış güvenli evlerde yaşama hakkı, kendilerine adil ve saygılı bir şekilde davranılması hakkı, kendilerini sevgi ile bakıp büyüten kişilerle büyüme hakkı, eğitim görme hakkı, evde ve okulda güvende olma hakkı, tehlike ve istismardan korunma hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte TC başbakanlık aile araştırma kurumu'nun 1995 verilerine göre ülkemizde özellikle 4 yaşından itibaren çocukların fazla miktarda dayak yedikleri ve bunun sonucunda hem bedensel hem de ruhsal sorunlar yaşadıkları görülmüştür. Başka bir araştırmaya göre çocukların uğradıkları fiziksel şiddetin %69'unun faili çocukla aynı evde yaşayan diğer aile bireyleri, özellikle de anne babalardır. Çocukların fiziksel istismarı sonucunda meydana gelen ölümler, yaşlar arasında oluşan çocuk ölümlerinin % 3'ünü oluşturmaktadır. Ancak Türkiye'de de çocuk istismarı çoğunlukla gizli kalır; kayıtlara geçen ya da mahkemelere yansıyan şiddet olayları da çok azdır.
Bilinçli bir anne olmanın yolu hassas ve titiz bir süreçten geçer. Bir bebek dünyaya getirmek isteyen kişi, sorunsuz bir gebelik yaşamak ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için mutlaka uzman bir doktora giderek sağlık kontrolünden geçmeli. Dokuz aylık hamilelik süresi boyunca beslenmesine, hareketlerine daha bir özen göstermeli. Hatta sigara bağımlılığı varsa gebelik testinde olumlu sonuç almayı müteakip bir daha içmemek üzere bırakmalıdır. Bebeğine nikotin vermeye hiçbir annenin hakkı yoktur.
Bir anne; çocuğunun beslenmesi, eğitimi, arkadaş çevresi ve geleceğini düşünmek zorundadır. Ülkemizi; gelecekte ruh ve beden sağlıkları yerinde olarak büyümüş, meslek sahibi olmuş çocuklara emanet edeceğiz. O yüzden hepimiz duyarlı olmalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsunlar hiç bir çocuk, şiddet ve tacize uğramasın, kanlı savaşlara tanık olmasın, gözlerinin içi gülsün. Sevgi ve güvenle büyüyen çocuk, korku, nefret ve kini tanımaz. Suç işlemez.
Film Önerisi:
Hazırlayan : Melis Eksen Kaynakça :