Zihin Engelli Çocuklar ve Özellikleri
ZEKA GERİLİĞİNİN TANIMI AAMR’nin 1992 yılında yayınladığı Yönerge’de zeka geriliği, şöyle tanımlanmaktadır: Zeka geriliği halihazırdaki işlevlerde önemli sınırlılıkları göstermektedir. Bu, zihinsel işlevlerde önemli derecede normal altı, bunun yanı sıra zihinsel işlevlerle ilişkili uyum becerilerinden (iletişim, özbakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplum hizmetlerinden yararlanma, kendini yönlendirme, sağlık ve güvenlik, işlevsel akademik beceriler, boş zamanları değerlendirme ve iş) iki ya da daha fazlasında sınırlılıklar gösterme durumudur. Zeka geriliği 18 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.
2002 yılında önerilen tanım ise şöyledir: Zeka geriliği, hem zihinsel işlevler hem de kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde anlamlı sınırlılıklar görülen bir yetersizlik olarak nitelendirilmektedir. Bu yetersizlik 18 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.
Temel Varsayımlar 1. Varolan işlevlerdeki sınırlılıklar, bireyin akran grubu ve kültürünü yansıtan toplumsal çevresi bağlamında dikkate alınır. 2. Geçerli bir değerlendirme de, hem kültürel ve dil farklılıkları hem de iletişim, duyu, motor ve davranışsal farlılıklar göz önünde bulundurulur. 3. Bireylerde, sınırlılıklarla güçlü yanlar birlikte bulunur. 4. Sınırlılıkları tanımlamanın amacı, bireyin ihtiyacı olan destek hizmetlerin neler olacağını belirlemek içindir. 5. Genellikle, belli bir süre içerisinde uygun destek hizmetler aralıksız sağlandığında, zeka geriliği gösteren bireyin yaşam işlevlerinde ilerlemeler meydana gelecektir.
Türkiye’de zeka geriliği nasıl tanımlanmaktadır? Ocak 2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde zeka geriliği, zihinsel öğrenme yetersizliği terimi kullanılarak Zihinsel gelişim yetersizliğinden dolayı, bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde, hafif-orta-ağır düzeyde etkilenmesi durumu olarak tanımlanmaktadır.
ZEKA GERİLİĞİNİN SINIFLANDIRILMASI Nedenlere göre sınıflandırma: Daha çok beyinde oluşan hasarın nedenine dayalı ve tıp alanı tarafından kullanılan sınıflamadır. Zeka geriliği, organik, kalıtım ve çevresel nedenlere bağlı olmasına göre sınıflanmaktadır.
Zeka geriliğinin ağırlık derecesine göre sınıflandırma: Psikolojik sınıflama ve eğitsel sınıflama olmak üzere iki şekildedir. Psikolojik sınıflamada, uygulanan zeka testlerinin sonuçlarına bağlı olarak hafif (69-55 ZB), orta (54-40 ZB), ağır (39-25 ZB) ve çok ağır (24 ZB ve altı) olmak üzere zeka geriliği dört gruba ayrılmıştır.
Eğitsel sınıflamada, zeka geriliği gösteren çocuklar eğitim gereksinimlerine göre sınıflandırılmakta, neyi öğrenip neyi öğrenemeyecekleri, ne derecede öğrenecekleri sorularına yanıt aranmaktadır. Buna göre zeka geriliği gösteren çocuklar psikolojik sınıflandırma sistemindeki zeka bölümü ölçütüne paralel olarak eğitilebilir, öğretilebilir, ağır ve çok ağır derecede gerilik olarak yine dört grupta ele alınmaktadır.
“Eğitilebilir” terimi bu gruba giren çocukların okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini ifade etmektedir. ”Öğretilebilir” teriminin iki temel anlamı vardır. (1) Temel akademik becerilerde eğitilemezler, (2) günlük yaşamın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve öz-bakım becerilerini öğrenebilirler. Ağır ve çok ağır derecede gerilik gösteren çocuklar ise bazı basit öz-bakım becerilerini öğrenebilirler.
AAMR’ nin önerdiği bu yeni sınıflandırma yaklaşımı bireyin ve çevresinin eğitim ve iyileştirme çalışmalarına temel oluşturacak davranışsal amaçların belirlenmesinde önemli ipuçları vermektedir. Bu da önerilen tanımın işlevselliğini artırmaktadır.
Destekler resmi ve doğal çevre desteği olarak isimlendirilebilir Destekler resmi ve doğal çevre desteği olarak isimlendirilebilir. Resmi destek; sürekli gelir, sağlık, eğitim, barınma ve iş gibi gereksinimlerin devlet tarafından karşılanması olarak örneklenebilir. Bir diğer resmi destek biçimi zeka geriliği gösteren bireylere sağlanan hizmetleri yaygınlaştırma ve geliştirmek amacıyla savunma (avukatlık) hizmetleridir.
Doğal çevre desteği ise zeka geriliği gösteren bireyin aile üyeleri, arkadaşları ve komşuları tarafından sağlanan desteklerdir. Doğal çevre desteği zeka geriliği gösteren bireyin toplumsal ortamlara kabulü ve katılmasında resmi yardımlardan daha etkili olmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde zihinsel öğrenme yetersizliği terimi kullanılarak, zeka geriliği gösteren bireyler şöyle sınıflandırılmıştır: 1 Hafif Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin, temel okuma-yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu, 2 Orta Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin, gecikmeli bir konuşma ve dil gelişimi, sosyal, duygusal veya davranış problemleri ile temel okuma-yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu, 3 Ağır Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin, ciddi biçimde konuşma ve dil gelişimi güçlüğü, sosyal, duygusal veya davranış problemleri ile temel öz bakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumunu, 4 Klinik Bakıma Gereksinim Nedeniyle Öğrenme Yetersizliği: Ciddi biçimde zihinsel ve birden fazla yetersizliği nedeniyle bireyin, eğitim-öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamama durumunu, (12 s.).
ZEKA GERİLİĞİNİN YAYGINLIĞI Zeka geriliğinin yaygınlığının belirlenmesinde farklı çalışmalarda, farklı sonuçlarla karşılaşılmıştır. Farklı sonuçlar elde edilmesi zeka geriliği için kullanılan tanım, araştırmalarda benimsenen ölçüt ve uygulanan yöntemlerden kaynaklandığı kadar, örneklem grubunun cinsiyet, yaş, toplumsal özellikler ve sosyo-politik etmenleriyle ilişkili olabilmektedir. Zeka geriliği gösteren bireylerin yaygınlık oranlarına bakıldığında hafif derecede zeka geriliğinin daha yaygın olduğunu görürüz. Türkiye Özürlüler araştırmasına göre Türkiye’de toplam 331.242 Zihinsel özürlü bulunmaktadır. Bunların 132.401’i ise öğrenim çağında olan 0-18 yaş grubundaki çocukları oluşturmaktadır. 1 772 315 olan tüm özürlüler içerisindeki oranı ise % 13.3’tür Genel tahminlere göre öğrenim çağındaki nüfusun %1-3 arası zihinsel özürlülerden oluşmaktadır.
ZEKA GERİLİĞİNİN NEDENLERİ VE ÖNLEME Zeka geriliğine neden olan 250’den fazla faktör bildirilmesine rağmen zeka geriliği tanısı konan bireylerin yalnızca %10’unda zeka geriliğinin nedeni saptanabilmekte, %90’nında neden bilinmemektedir.
Genetik Bozukluklar Genler baskın ve çekinik olmak üzere iki yapıdadır. Gen yapılarındaki bozukluklar çocuğun özelliklerini olumsuz etkileyecektir. Baskın gen bozuklukları ve çekinik gen bozuklukları gibi nedenler zeka geriliğine yol açabilmektedir. Baskın gen bozukluları zeka geriliği nedeni olarak, tek başına oldukça ender görülmesine rağmen çekinik gen bozukluklarının yol açtığı Phenynilketonuria (PKU), galactosemia, Tay-Sachs, cretenism, microsephaly bilinen nedenler arasındadır.
Phenynilketonuria (Fenilketanuri), protein metabolizmasını etkileyen bir çekinik gen bozukluğudur. Topuktan alınan bir damla kanla doğumdan hemen sonra teşhis edilebilir. Uygun bir bir diyetle protein metabolizması düzenlenerek zeka geriliğinin oluşması ve gelişmesi engellenebilir.
Galactosemia (galatosemi), karbonhidrat metabolizmasını etkileyen bir çekinik gen bozukluğudur. Beyin hasarı oluşmadan önce teşhis edilirse sütten yoksun bir diyetle gerilik oluşması engellenebilir. Ancak karbonhidrat metabolizmasını etkileyen ve geriliğe neden olan başka faktörler de vardır.
Tay-Sachs, yağ metabolizmasını etkileyen bir çekinik gen bozukluğudur. Bu gen bozukluğu felç, körlük ve nöbetlere yol açabilir. Bu sendromun oluştuğu çocuklar genellikle 3 yıl içinde ölürler.
Cretenism (Kretenizm), tiroid hormonunun salgılanmamasına bağlı bir tür hormon bozukluğudur. Genellikle çekinik gen bozukluğu olarak ortaya çıkmasına rağmen, kronik iyot eksikliğinde de karşılaşılmaktadır. Erken teşhis edildiğinde bazı fiziksel belirtileri önlenebilmektedir. Ancak bu vakaların hemen hemen hepsinde zeka geriliği görülebilmektedir.
Microsephaly (Mikrosefali), çekinik gen bozukluklarının neden olduğu kafatası bozukluklarından birisidir. Kafatası küçük ve armut biçimindedir. Genellikle orta ve ileri derecede zeka geriliğine yol açar. Ancak gebelik sırasında yüksek dozda x-ray ışınları da bu tür bir duruma yol açabilmektedir.
Kromozom Bozuklukları Bunlar arasında en yaygın olarak bilinenleri, Down sendromu ve Fragile-X sendromudur. Down sendromu, normal bir insanda 46 kromozom bulunur. Bunların 23’ü babadan, 23’ü anneden gelir. 23 çift kromozom bölünerek 46 kromozomu oluştururlar. 21. kromozomun yanlış bölünmesi ya da 3’e bölünmesi Down sendromuna yol açar. Down sendromu gebeliğin 12-15. haftalarında teşhis edilebilmektedir. Down sendromlu çocuklar genellikle ağır ve orta derecede zeka geriliği gösterirler.
Fragile-X sendromu, X kromozomundaki bir bozukluğa bağlıdır. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık rastlanmaktadır. Orta ve ileri derecede zeka geriliğine yol açmaktadır. Kaynaklarda son yıllarda daha sık rastlandığı belirtilmektedir. Dar yüz, büyük kulaklar ve eller, çıkıntılı ve geniş alın, vücuda oranla büyük kafatası, alışılmadık ses kalitesi, düzensiz ritm, anlamada güçlük, ses tekrarları, ekolali (başkalarının konuşmalarını ya da konuşma seslerini kontrolsüz şekilde tekrarlama) genel özellikleri arasındadır.
Gen ve kromozom bozuklukları gebelik sırasında teşhis edilebilmektedir Gen ve kromozom bozuklukları gebelik sırasında teşhis edilebilmektedir. Önleme amacıyla ebeveynler genetik danışma ve araştırma merkezlerine yönlendirilmelidir. Bu merkezler tıp fakülteleri bünyesinde bulunmaktadır.
Doğum Öncesi Nedenler Gebeliğin ilk üç ayı bebeğin sağlıklı gelişimi açısından en önemli dönemdir.Annenin böbrek rahatsızlığı ya da şeker hastalığı bebeğin sağlıklı gelişimini engelleyebilir. Bunların dışında, gebelikte alınan ilaçlar,yüksek dozda radyasyona maruz kalma,yetersiz beslenme, alkol alışkanlıkları, Rh faktörü uyuşmazlığı (kan uyuşmazlığı) doğum öncesinde zeka geriliğine yol açabilmektedir. Sağlıklı bir bebek bunlara neden olan faktörlerden uzak durmak ve doktor kontrolünde bir gebelik geçirmek zeka geriliğini önlemede yararlı olacaktır.
Doğum Anı Nedenler Erken, geç ve zor doğumlar ve doğum sırasında alınan enfeksiyonlar zeka geriliğine yol açabilmektedir. Doğumun ehliyetsiz kişilerce gerçekleştirilmesi, doktor kontrolünde olmaması, doğum sırasında forseps, vakum gibi yöntemlerin kullanılması bebeğin oksijensiz kalmasına (anoxia) yol açmakta ve zeka geriliği ortaya çıkmaktadır. Önlem olarak doğumun doktor kontrolünde ve gerekli sterilizasyonun sağlandığı ortamlarda gerçekleştirilmesi söylenebilir.
Doğum Sonrası Nedenler Bebek doğduktan sonra oluşan bazı problemler de zeka geriliğine yol açmaktadır. Bunlar arasında kafa travması, beyin tümörleri, menenjit ve ansefalit gibi enfeksiyon hastalıkları, açlık ve yetersiz beslenme, bazı yiyeceklerdeki katkı maddeleri, kurşun ve cıva zehirlenmesi, boğmaca, suçiçeği ve kızamık gibi çocuk hastalıkları sayılabilir. Çocuk hastalıkları aşılama yoluyla önlenmeli, yiyeceklerdeki katkı maddeleri denetlenmeli, oyuncak ve mobilya v.b eşyaların yapımında sağlığı tehdit etmeyecek şekilde malzeme kullanılması kontrol altına alınmalıdır.
Çevresel Nedenler Daha önce zeka geriliği gösteren çocukların yaklaşık %90’ının hafif düzeyde zeka geriliği gösterdiklerinden söz etmiştik. Hafif düzeyde zeka geriliği gösteren çocukların % 75’inde geriliğin yoksul çevre koşulları, yetersiz öğrenme ortamları gibi nedenlere bağlı olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Bu çevreler desteklenmeli ve beslenme yardımları yapılmalı, ailelerin eğitim ve sosyal olanakları artırılmalıdır.
ZEKA GERİLİĞİ GÖSTEREN BİREYLERİN ÖZELLİKLERİ Öğrenme Özellikleri Zeka geriliği gösteren bireylerde “öğrenme” normal gelişim gösterenlerden farklı değildir. Farklılık beceri edinme, ilgili beceriye dikkat etme, edinilen becerileri başka alanlara transfer etme ve genelleme, konuşma ve dil gelişimi ile ilgili becerileri öğrenme oranlarındadır.
Dikkat: Zeka geriliği gösteren bireylerin çoğu ilişkili ipuçlarına dikkat etmede güçlük çekerler. Yeni ipuçlarına dikkat etmekten çok daha önceden bildikleri belirgin ipuçlarına odaklaşma eğilimi gösterirler. İyi öğrendikleri becerileri akranları ile aynı ustalıkta yapabilirler. Ayırt etme sorunlarını azaltmak için, eğitimlerinde üç-boyutlu nesneler kullanmak, becerileri kolaydan zor olana doğru sıralamak, yeni olumlu ve olumsuz uyaranlar sağlamak, yanlış yapmaktan kaçınmak, dikkati ilişkili beceriye çekmek, ilişkili beceriye dikkat çekmek için ortam yaratmak önerilmektedir.
Bellek: Zeka geriliği gösteren bireylerin özellikle kısa süreli bellekleri zayıftır. Hatırlamada güçlük çekerler. Fakat uzun süreli belleğe aktarabildikleri bilgileri unutmaz ve tekrarlayabilirler.
Genelleme ve Transfer: Öğrenilen becerilerin yeni durumlara aktarımı (transferi) ve genellenmesi zeka geriliği gösteren bireylerin bir diğer problemidir. Eğitim programlarının önemli bir bölümünü öğrenilen becerilerin yeni durumlara transferi ve genellenmesi oluşturmalıdır.
Dil: Dil öğrenme doğrudan doğruya bilişsel gelişimle bağlantılıdır. Zeka geriliği gösteren bireylerin dil edinme süreçleri kendi akran grubundan farklı değildir. Farklılık dil edinim düzeyindedir ve edinim daha yavaştır. Gecikmiş konuşma en sık görülen durumlardan biridir. Orta ve ağır düzeyde zeka geriliği gösterenlerde bazı durumlarda dil ve konuşma problemleri ikinci bir yetersizlik durumunu oluşturur.
Fiziksel Özellikleri Zeka geriliği gösteren bireylerin çoğu, kendi akranları ile aynı fiziksel gelişim özelliklerini gösterirler. Fakat kaba motor ve ince motor koordinasyon gibi fiziksel yeteneklerde zayıflık görülebilmektedir. Zeka geriliğinin düzeyi arttıkça fiziksel problemler de artmaktadır. Hafif derecede zeka geriliği gösterenlerde fiziksel problemlere çok az rastlanırken ileri derecede zeka geriliği gösterenlerde daha sık ağır motor koordinasyon problemleri görülebilmektedir. Ayrıca zaman zaman görme ve işitme problemleri de zeka geriliğine eşlik etmektedir. Mikrosefali (küçük kafalılık), hidrosefali (su kafalılık; kafa çapı olması gerekenden büyüktür), Down sendromu (çekik gözler, kısa ense, kısa ve küt parmaklar, aşırı kilo) gibi durumlarda da fiziksel özellikler farklılaşır.
ZEKA GERİLİĞİ GÖSTEREN ÇOCUKLARIN TANILANMASI Zeka geriliği tanısı, hekim tarafından konulduktan ve gerekli tıbbi müdahale yapıldıktan sonra, çeşitli disiplin alanlarından oluşan bir ekip ve çocuğun ebeveynlerinin katılımı ile çocuğun ihtiyacı olan özel eğitim hizmetleri belirlenir ve planlanır.
Bu ekipte genellikle, okul psikoloğu, sınıf öğretmeni ve bir okul yöneticisi bulunur. Çocuğun gereksinimlerine bağlı olarak sosyal çalışmacı, konuşma terapisti, uğraşı terapisti veya fizyoterapist, beden eğitimi öğretmeni, okul danışmanı ve hemşire bulunabilir.
Disiplinler arası ekibin çok önemli iki işlevi vardır. Birincisi çocuk bir özel eğitim programına yerleştirilmeden önce zeka geriliği ölçütlerini karşılayıp karşılamadığına yani zeka geriliği gösterip göstermediğine karar vermek, ikincisi ise uygun eğitim programı geliştirmek ve uygulayabilmek için çocuğun eğitsel gereksinimlerini belirlemektir.
Çocuğun zeka geriliği gösterip göstermediğine karar vermek için zeka testleri ve uyum becerileri değerlendirme ölçekleri kullanılmaktadır. Yaygın olarak kullanılan zeka testleri Stanford-Binet Zeka Testi ve Wechsler Zeka Testi’ dir.
Zeka testlerine yöneltilen eleştiriler Testler, bir çocuğu etkileyen kültürel, sosyal ve ekonomik değişkenleri göz önünde bulundurmaktan uzak olmaları, geçerlik ve güvenirliklerinin düşük olması, test ortamının yeterince uygun olmaması, uygulayıcının deneyimi gibi pek çok faktörden etkilenerek gerçek sonucu vermeyebilir. Bu nedenle daha önce zeka geriliği tanımında da yer aldığı gibi uyum beceri alanlarında da bireyin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Uyum Beceri Alanları İletişim: sözlü ve yazılı semboller, işaret dili, yüz ifadeleri, vücut hareketleri ve jestler gibi davranışlarla bilgiyi ifade etme ve anlama becerilerini kapsar.
Öz-bakım: yeme, giyinme, kişisel bakım, tuvalet ve kişisel sağlık becerilerini kapsar. Ev yaşamı: Ev temizliği, giysi bakımı, yiyecek hazırlama, alışveriş için liste yapma ya da bütçe yapma, ev güvenliği (gaz vanalarının kapalı olduğunun kontrolü) becerilerini kapsar.
Sosyal beceriler: Arkadaşlık kurma, hoşnutluk belirtme, gülümseme, selamlaşma gibi uygun davranışları, öfke nöbetleri, kıskançlık gibi uygun olamayan davranışları kapsar.
Toplum kaynaklarını kullanma: Toplu taşıma araçları ile ulaşım, alışveriş, kısa seyahatler gibi toplumsal kaynakların uygun şekilde kullanımını içerir.
Kendini yönlendirme: Bir planı izleme ve öğrenme ile ilgili seçenekleri oluşturma, kişisel ilgilerini sürdürebileceği uygun etkinliklere katılma, başladığı işi bitirme, gerektiğinde yardım isteme, problem çözme gibi becerileri içerir.
Sağlık ve güvenlik: Kişisel sağlığını sürdürmek için uygun bir yeme düzenini ve biçimini belirleme ve sürdürme, hastalıklardan korunma, ilk yardım, kurallara ve yasalara uyma becerilerini kapsar.
İşlevsel akademik beceriler: Okulda öğrenme ile ilişkili bilişsel yetenek ve becerileri kapsar. (örneğin, okuma,yazma, matematik, hayat bilgisi, coğrafya ve sosyal etkinlikler gibi)
Serbest zaman: Etkinlikleri seçme ve başlama, yalnız ya da başkaları ile birlikte ev ve toplumsal etkinlikleri kullanma ve katılma becerilerini kapsar.
İş: sahip olduğu iş ile ilgili becerileri ya da gönüllü etkinliklere katılmayı kapsar.
Uyum beceri alanlarında bireyin gösterdiği performansı belirlemek için, uyum beceri ölçekleri kullanılmaktadır. Uyum beceri ölçekleri, kullanım amaçları yönünden bakıldığında ya genel uyum becerilerini ölçmeyi ya da bireyin yeterliklerini belirli alanlarda derinliğine değerlendirmeyi hedeflemektedir.
Genel uyum becerilerini ölçen ölçeklerin birinci derecedeki işlevi zeka geriliğinin tanılanmasına yöneliktir. Bireyin yeterliklerini belirli alanlarda derinliğine değerlendirmeyi hedefleyen ölçeklerin amacı ise tanılama ya da sınıflandırmadan çok bireyin gereksinimlerine uygun program hazırlamaktır. Bu alanda çalışanların uygun ölçeklerin seçiminde aracın; hangi grup ya da gruplar için hazırlanmış olduğunu, işlevsel amaçlarının ne olduğunu, hangi uyum becerilerini kapsadığını, uygulanacak ölçü aracının değerlendirilen bireyin aynı yaş grubundaki toplumsal çevresine ilişkin normları içerip içermediğini göz önünde bulundurması gerekmektedir.
Çocuğun zeka geriliği ölçütlerini karşıladığı belirlendikten sonra uygun eğitim yaşantılarına karar vermek için, ekipteki herkes kendi uzmanlık alanı ile ilgili olan alanlarda çocuğu değerlendirir.
Okul psikoloğu ve sınıf öğretmeni uygun psikolojik, eğitsel ve davranışsal değerlendirme araçlarını seçer. Daha sonra çocuğun eğitim ortamlarındaki performansını gözler. Çocuğun ailesi ve çocuğun gelişimi ile ilgili ekip üyeleriyle görüşmeler yapar.
Aile daha çok çocuğun okul dışındaki ortamlarda sergilediği performansa, fizyoterapist, uğraşı terapisti, beden eğitimi öğretmeni motor gelişimine, konuşma terapisti iletişim becerilerine, okul hemşiresi ise çocuğun sağlığına (düzenli kullandığı ilaçlar v.b) ilişkin bilgileri sağlayabilir.
Sosyal çalışmacı ise ev ortamından uygun bilgileri toplayabilir. Ekipteki herkes görev ve sorumluluklarını titizlikle yerine getirdiğinde ve ekip üyeleri arasında gereken iletişim sağlandığında çocuğun gereksinimlerine uygun eğitim ortamı ve program sağlamak mümkün olacaktır.
ZEKA GERİLİĞİ GÖSTEREN ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİ İÇİN ÖNERİLER Aileye zeka geriliği gösteren çocuğun farklılıklarını anlama bağlamında tüm insanların farklılıkları olduğunu görmeleri için yardım ve fırsat sağlayın. Anne babaya, aile ve komşu ortamlarında zeka geriliği gösteren çocuk ile normal akranları arasında arkadaşlık ilişkilerinin kurulması ve geliştirilmesine yardım edecek fırsatlar yaratması için cesaret verin (birlikte parka gitme, piknik v.b.).
Anne babanın dikkatini, çocukları ile diğer akranları arasındaki farklılıklardan çok benzerliklere çekin. Çocuklarının eğitimlerinin planlanması sürecine aktif olarak katılmaları için aileleri cesaretlendirin. Böylece programın sorumluluğunu sizinle birlikte taşıyacaklardır. Aileleri okulda gönüllü çalışan bir gruba ya da okulda görev alacakları etkinliklere yönlendirerek diğer velilerle kaynaştırın.
Öğrenciniz zeka geriliği tanısı ile gelmiş olsa bile onun bireysel yetenekleri ve güçlü yanları üzerinde odaklaşın. Öğretmeyi hedeflediğiniz beceri ve davranışları küçük basamaklara ayırın. Önce bu küçük basamakları öğretmeyi hedefleyin. Basit olan beceri basamaklarını ya da becerileri öğretmekle işe başlayın sonra daha karmaşık becerilere doğru ilerleyin. Örneğin nesne, kişi ve olayları öğretirken hem işitsel hem de görsel uyaranlar sağlayın.
İlk öğrenme aşamasında çok tekrar sağlayın, tamamen edindiğinden emin olduktan sonra daha karmaşık becerilerin öğretimine geçin. Doğru davranış ve beceriler gösteren diğer normal akranlarını olduğu kadar zeka geriliği gösteren öğrencinizin de doğru tepki ve davranışlarını ödüllendirerek başarılı yaşantılar sağlayın. Zeka geriliği gösteren bir çocuğun okulda öğrendiklerini eve transfer etmesi çok önemlidir. Bunu sağlamak için aileye gerekli bilgiyi verin ve daha fazla tekrarda bulunmasına fırsat sağlayın.
Zeka geriliği gösteren çocuğun sınıfa ve programa tam katılımını sağlamak için okuldaki diğer personeli bilgilendirin. Öğretmenleri, diğer personeli ve gönüllüleri okulöncesi ortamlarda çocuğa başarılı yaşantılar yaratma girişiminde bulunmaya davet edin ve destekleyin.
ÜLKEMİZDE ZEKA GERİLİĞİ GÖSTEREN ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİ 1997 yılında yayınlanan 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK 7. maddesi Tanısı konulmuş özel eğitim gerektiren çocuklar için okul öncesi eğitim zorunludur. Bu eğitim özel eğitim okulları ile diğer okulöncesi eğitim kurumlarında verilir. Gelişim ve bireysel özellikleri dikkate alınarak, özel eğitim gerektiren çocukların okulöncesi eğitim süreleri uzatılabilir demektedir.
Ülkemizde zeka geriliği gösteren çocukların eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okulları ve özel okullarda, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yürütülmektedir.
SHÇEK Genel Müdürlüğü’ne bağlı zihin engellilere yönelik özel rehabilitasyon merkezlerinin genel amacı; zihin engelleri nedeniyle yaşamın gereklerini tam anlamıyla yerine getiremeyen zihin engelli bireylerin toplum içerisinde kendilerine yeterli hale gelebilmelerini sağlayacak yetiştirme ve iyileştirme programları hazırlamak, uygulamak ve gerekli becerileri kazandırmak olarak ifade edilebilir (SHÇEK Yönetmeliği, 1993).
Türkiye’de zihin engelli bireylere yönelik özel eğitim hizmetleri MEB tarafından okul öncesi eğitim kurumlarında, ilköğretim okullarında, eğitim uygulama okullarında, iş eğitim merkezlerinde, mesleki eğitim merkezlerinde ve yine MEB’na bağlı özel okul veya kurumlarda gerçekleştirilmektedir (MEB, 2000a).
Zihin engelli bireylere sunulan özel eğitim hizmetlerinin temel amacı, bu bireylere toplum içerisinde başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli bağımsız yaşam becerilerini kazandırmaktır.