Sözcük yapısı Sorular
Evin bahçesine dikilecek çamların üzerine konmuş bir serçe, durmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan örselenmiş tüylerini düzeltmek için yalarken bir yandan da az ilerdeki çöplükte sallana sallana gezinen kargaya bakıyordu. Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) dikilecek B) konmuş C) durmadan D) örselenmiş
Cevap c A seçeneğinde dikilecek çamlar sıfat-fiil isim B seçeneğinde -»... çamlar üzerine konmuş bir serçe sıfat-fiil C seçeneğinde ->... durmadan cik cik edip şarkıısnı söylüyordu. bağ-fiil D seçeneğinde ->... örselenmiş tüyler Çözümlemede görüldüğü gibi A, B, D, E seçeneklerinde yer alan sözcükler; görev olarak sıfat-fiil, tür olarak sıfattır. C seçeneğinde yer alan "durmadan" sözcüğü ise görev bakımından bağ-fiil, tür olarak zarftır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik, temel cümleciğin belirtili nesnesidir? A) Havaların düzelmesini dört gözle bekliyorlarmış. B) Sonunda, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir eve taşınmışlar. C) Toplantı salonunda bir köşeye çekilip uzun uzun konuşmuşlardı. D) Okullar açılınca yine Ankara'ya geleceklermiş.
Cevap a Fiilimsilerin içinde olduğu öğeler, yan cümleciktir. Verilen cümlelerde fiilimsilerin yan cümlecik içinde hangi görevde olduğunu inceleyelim : A'da, Havaların düzelmesini.....(B'li Nesne) İsim-fiil B'de, istedikleri gibi güzel ve ucuz bir eve... (D.T.) Sıfat-fiil C'de, bir köşeye çekilip____(Z T.) Bağ-fiil D'de, Okullar açılınca.....(Z. T.)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zor” sözcüğü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır? A) Zor işleri hep bana yaptırıyorsun, diye yakınıyordu. B) İstemeden zor bir çalışmanın içine girmişti. C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu. D) Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu anlamıştı.
Cevap c Eylemlerin zamanını, nasıl yapıldığını, yönünü, ne kadar yapıldığını gösteren ya da eylemlere bunları soran sözcüklere zarf denir. “Zor” sözcüğü dört seçenekte adların özelliğini göstermiştir; sıfattır. C’deyse “yürüyordu” eyleminin nasıl yapıldığını göstermiştir; durum zarfıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? A) Çocuk, olur olmaz yerlerde annesini kızdırıyor. B) Öyle her yerde bilir bilmez konuşma. C) İrili ufaklı güller vazoda duruyor. D) Kızına davullu zurnalı düğün yaptı.
Cevap b İkilemeler dört seçenekte adlara yönelik niteleme sıfatlarıdır; oysa B’de “bilir bilmez” ikilemesi “konuşma” eylemine yönelik durum zarfıdır.
Aşağıdaki cümlelerde, zarflar türlerine göre eşleştirilirse hangisi tek kalır? A) Arkasından hızlıca iterek onu yürütüyordu. B) Ona olayları anlattı; ama biraz abarttı. C) Bana sormadan her şeyi nasıl söylersin! D) Alanda toplanan halk öfkeyle bekleşiyordu.
Cevap c A’daki “hızlıca” ve D’deki “öfkeyle” nasıl sorularına yanıt veren durum zarşarıdır. B’deki “biraz”, E’deki “çok” ne kadar sorularına yanıt veren azlık-çokluk zarflarıdır. C’deki “nasıl” sa bir soru zarfıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, sıfatı derecelendiren bir belirteçtir? A) Yazar daha sonra da bu çalışmanın bir ilk olduğunu söyledi. B) Adam bizimle çok çirkin konuşuyordu. C) Kendimi bu günlerde pek mutlu hissediyorum. D) Geride kalanlara, daha parlak bir ışık altında bakmayı istiyorum.
Cevap d Azlık-çokluk zarfları, sıfatların ve zarfların önüne gelerek onların ölçüsünü de gösterebilir. Böyle zarfları bulmak için sıfatlardan ve zarflardan önceki sözcüklere dikkat etmek gerekir. A’da “daha” “sonra” zaman zarfının, C’de “pek” “mutlu” durum zarfının zarfıdır. B’de “çirkin” “konuşmuyordu” eyleminin durum zarfıdır. E’deyse “İyi” “insan” adının niteleme sıfatıdır. D’de “daha” zarfı “parlak” niteleme sıfatından önce gelip sıfatı derecelendirmiştir.
Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç. Bu cümle ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Ad cümlesidir. B) Bileşik sözcük kullanılmıştır. C) Adeyleme yer verilmiştir. D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır. E) Bağlaç vardır.
Cevap e Yüklemleri eylem olmayan cümlelere ad cümlesi denir. Bu cümlede “çok güç” yüklemi bir sıfattır; bu nedenle cümle, bir ad cümlesidir. “Yeryüzü” bileşik sözcüktür. Eylemlere “–mek, –me, –iş” eklerinin eklenmesiyle oluşan, eylemin adı olan eylemsilere adeylem denir. Bu cümlede “bulmak” adeylemdir.“Bir” sözcüğü bir varlığın kaç tane olduğunu gösterirse sayı sıfatı, o varlığa belirsizlik anlamı katarsa belgisiz sıfattır. Bu cümlede “bir kent” öbeğinde bir sözcüğü belgisiz sıfattır. “Ve, ya da, ama, çünkü, ancak, hem ... hem de, ne ... ne de, ile, de, ki” gibi cümle içinde eş görevli sözler arasında ya da cümleler arasında kullanılan sözcüklere bağlaç denir. Bu cümlede bağlaç yoktur. “kadar” sözcüğü bir edattır.
I. Hastalığına karşın iyi çalışıyordu. II. Senden başka dostum yok dedi. III. Yatağına uzandı; ancak uyuyamıyordu. IV. Bu çalışma ile bir yere varamazsın. V. Çarşıyı adım adım tarayarak dolaştık. Yukarıda numaralandırılmış cümlelerin hangisinde edat (ilgeç) yoktur? A) I. ve II. B) II. ve IV. C) III. ve V. D) I. ve IV.
Cevap c Sözcükler arasında neden, amaç, koşul, zamanda, yerde sınırlama, biriciklik, araç gibi bağlantılar kuran, kendi başına anlam taşımayan, her zaman bir öbekle kullanılan sözcüklere edat denir. I. cümlede “karşın”, II. cümlede “başka”, IV. cümlede “ile” edattır. II. cümledeki “ancak” iki cümle arasında kullanıldığından bağlaçtır. Bu cümlede ve V. cümlede edat yoktur.
Bağlaçlar, cümlelere olumsuz bir anlam da kazandırılabilir Bağlaçlar, cümlelere olumsuz bir anlam da kazandırılabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uyan bir kullanım vardır? A) Gerek iş düzeni gerek ev düzeni çok iyiydi. B) İster doktor ister öğretmen ol, çok çalışman gerekir. C) Ne dün ne de önceki gün bize geldi. D) Ya sen git, ya da ben gideyim.
Cevap c Bu cümlelerde “gerek ... gerek, ister ... ister, ne ...ne de, ya ... ya da, hem ... hem de” bağlaçları kullanılmış. Bağlaçlar içinde yalnızca “ne ... ne de” bağlacı yer aldığı cümleye olumsuzluk anlamı katar.C’deki cümlede yüklemde olumsuzluk eki “–me” olmadığı halde cümleden “gelmedi” anlamı çıkmaktadır
"ile" (-le, -la) aşağıdakilerden hangisinde farklı görevdedir? A) Bu kadar bavulla yola çıkılır mı? B) Buralarda tütünle pamuk yetişir. C) Koşmakla yürümek bir olur mu? D) Şapkasıyla paltosonu vestiyere verdi.
Cevap a “ile” sözcüğü “ve” anlamına geldiği zaman bağlaç olarak, gelmediği zaman edat olarak kullanılır. Bu cümlelerde “ile” sözcüklerini çıkarıp yerine “ve” sözcüklerini koyarsak A’daki cümleye “ve”nin uymadığını görürüz; bu cümledeki “ile” edattır, diğerleri bağlaçtır.