BAŞARIYA GİDEN YOL ÇOK ÇALIŞMAKTAN GEÇMEZ
Amaçlar, motivasyon için temel oluşturur, davranışları yönlendirir Amaçlar, motivasyon için temel oluşturur, davranışları yönlendirir. Öğrencinin kendisine ait bir sebebi yoksa, yeterince verimli çalışması imkansızdır.
Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmektir Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmektir. Prensip sahibi bir insan olarak, ne pahasına olursa olsun hazırladığınız planı hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki; başarılı insanların prensipleri, başarısız insanların da mazeretleri vardır
Her insan amacına ulaşamayabilir, fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka amaçlarına inanan, amaçları doğrultusunda mücadele eden ve onun şartlarını yerine getirenler arasından çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan olmak isteyen insanların arasından çıkar”.
Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir ankette, katılanlardan sadece %3’ü mezun olduktan sonra yapacağı iş üzerinde net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip bunun için mezun olmayı beklemeyi uygun görmüştür.
20 yıl sonra aynı öğrencilerle yapılan görüşme sonucunda, %3’lük öğrencinin aylık gelirinin %97’lik öğrencinin gelirinden daha fazla olduğu(!) görülmüştür.
Başarı; çok çalışmayla değil, etkili çalışmayla elde edilir Başarı; çok çalışmayla değil, etkili çalışmayla elde edilir. Bu da öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.
Bilinçli olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki, düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı olarak eyleme dönüşür. Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve güvenle bekleyebildiğiniz her şey mutlaka gerçekleşir.
Başarınızın garantisi ve mutlak şartı, sınav kapısından içeri girmezden önce beş kez tekrar yapmış olarak girmektir. Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde yeni bilgileri daha kolay özümser.
Düzenli tekrarların en önemli özelliği öğrenme, düşünme ve hatırlama konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir. Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu gibi, yeni bilgileri çok daha kolay çözümleyerek bilgiyi arttırır
İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk 20 dakika içinde unutur İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk 20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat içinde de yaklaşık %70’ini unutur.
TEKRAR, AMA NASIL?
İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir. Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını sağlar. İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10 dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta süreyle saklanmasını sağlar.
ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay süreyle saklanmasını sağlar DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha uzun süre saklanmasını sağlar.
Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık özgün çalışılan konular tekrar edilir ve sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse, çalışılan konu uzun süre hatırlanır.
Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan en son araştırmalar, rüyalı uyku sırasında salgılanan bazı hormonların, yeni öğrenilmiş bilgileri pekiştirdiğini ortaya koymuştur..
Böylece insan doğası, gece yatmadan önce yapılan kısa tekrarla, yeni öğrenilen bilginin hafızada yerleşmesi konusunda mükemmel bir imkan sunmaktadır
DİNLEMEK ve NOT TUTMAK
Not tutma, aktif katılımı sağlar ve unutmayı önler Not tutma, aktif katılımı sağlar ve unutmayı önler. İyi not tutmanın şartı, uygun malzemeyle sınıfa gelme ve kısaltmalar kullanmaktır. Notların yeniden yazılması zaman kaybı değildir. Bu işlem bilginin hafızada pekişmesi açısından son derece yararlıdır.
Okumanın %20’si, okuduktan sonra dinlemenin %40’ı , okuyup dinledikten sonra yazmanın %60’ı hatırda kalır.
Not alırken dinleme etkin olmalı, anlaşılmayan her nokta öğretmene sorulmalı ve ancak konu öğrenildikten sonra akılda kalanlar kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.
Bilimsel araştırmalar ortaya koymuştur ki, kaygının arttırılması öğrenme motivasyonunu yükseltmez, tam aksine biyokimyasal düzeyde beyinde öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin ortaya çıkmasına yol açar.
Gerginlik ve kaygı sırasında beden kimyasında mevcut olan fazla miktarda adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli protein zincirlerinin kurulmasını engeller.
Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin kullanılarak tüketilmesini sağladığı için kaygıyı azaltır ve dolayısıyla öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar. Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan duygusal boşalma ve rahatlığın, kaygıda azalmanın, zihin ve kas gevşemesinin sebebi budur.
Çalışmaya başlamak veya sürdürmekte güçlük çekenler bir arkadaş grubuyla yapacakları programı uygulayabilirlerse verimleri artar.
ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi Zorluk derecesi Testteki oranı 1. Çok kolay %10 2. Kolay %20 3. Normal %40 4. Zor %20 5. Çok zor %10
Yukarıdaki dağılıma bakıldığında, öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu alandan başlaması, ilk turda soruların %70’ine ulaşabileceğini görürüz. Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara gereksiz zaman ayırmayın. Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay soruların size sağlayacağı değer aynıdır.
Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla kendisini başarıya götürecek kabiliyetler mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da. Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde kullanabilmektir.
O HALDE İÇİNİZDEKİ DEVİ UYANDIRIN!!
Düşünebiliyor musunuz? On beş milyar beyin hücreniz var!!!
Bu, on beş milyar taraftar demektir..
Tüm dünyada beş altı milyar insan varken, sizin on beş milyar taraftarınız varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur. Ancak bu on beş milyar taraftarın hepsinin yanınızda olması gerekir. Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz zor demektir. Hele hele tümü sizi yuhalıyorsa asla başarıyı düşünemezsiniz.
Ve unutmayınız ki yapabileceğinize inandığınız her şeyi yapabilirsiniz!!
TEŞEKKÜR EDERİM FİLİZ DİLMEN