Bu akşam Bourbon Caddesi’nde bir Ay var. Yüzler görüyorum soluk lambanın altından geçerlerken. Bu çağrıyı izlemekten başka seçeneğim yok. Parlak ışıklar, insanlar ve Ay ve tümü… der Sting, ”Moon Over Bourbon Street” şarkısında. Sadece Bourbon Caddesi’nde mi? Kızılay’da da parlak ışıklar, insanlar ve Ay ve “tümü” var. >>>>>>>
Kızılay’da Bir Ay (yenişehir’de bir akşam vakti) (ses düğmesini açabilirsiniz) >>>>>>>
“Soysal” Pasajı dursa da, ne “Sevgi”, ne devrilecek bir kavak, ne Sakarya Caddesi’nin delisi, ne Büyük Mağaza, ne Tezkan, ne Piknik, ne sığırcık kuşları, ne de Kızılay’ın koca Ay’lı binası kalmışken - kalabalık daha da artmış, insanlar daha da yalnızlaşmışken - >>>>>>>
Kızılay’da Bir Ay (Yenişehir’de Bir Akşam Vakti) >>>>>>> Kızıl Gezegen Mars’ın bile iki Ay’ı varken - “İki Ay” bir büyük Kızılderili Şefi’yken -
Kızılay’da bir akşam telaşında, bir insan seli akarken bulvardan, bir ışıkta durabilir, bir başka ışıkta geçebilir, kameralar seni çekerken, sen burnunu silebilirsin.
Kızılay’da bir akşam telaşında, bir insan seli akarken bulvardan, bir ışıkta durabilir, bir başka ışıkta geçebilir, kameralar seni çekerken, sen burnunu silebilirsin. Tam o sırada, tam böyle bir ortamda, kart limitin dolmuş, ay sonu gelmiş olsa da, kaç Ay görmek istersen, o kadar Ay görebilirsin. Yeter ki istemiş, yeter ki düşlemişsen, yeter ki yüzünü bir zahmet çevirmişsen, yeter ki gözünü gökyüzüne dikmişsen;
Kızılay’da bir akşam telaşında, bir insan seli akarken bulvardan, bir ışıkta durabilir, bir başka ışıkta geçebilir, kameralar seni çekerken, sen burnunu silebilirsin. Tam o sırada, tam böyle bir ortamda, kart limitin dolmuş, ay sonu gelmiş olsa da, kaç Ay görmek istersen, o kadar Ay görebilirsin. Yeter ki istemiş, yeter ki düşlemişsen, yeter ki yüzünü bir zahmet çevirmişsen, yeter ki gözünü gökyüzüne dikmişsen; tüm ışıkları görebilir, bir insan selinde değil, bir Ay Nehri’nde yüzebilirsin… düş hekimi yalçın ergir müzikler: moonlight sonata, selden sesler, moon river