TÜRKÇE ve YABANCI KELİMELER
Dil bilimine göre kelimelerin bir dilin malı olup olmadığının ölçüsü, kelimenin kökeni değil kullanımıdır.
Çince, Fransızca, Rusça, Arapça, Farsça, Rumca, İtalyanca gibi dillerden yüzyıllarca önce dilimize geçen istasyon (Fransızca) mantı (Çince) duvar (Farsça) hayat (Arapça) temel (Rumca) iskele (İtalyanca) can (Farsça) şapka (Rusça)
gibi kelimeler, Türkçeye mal olmuşlardır ve kökenleri ne olursa olsun artık Türkçe sayılmaktadır.
Çünkü bu tür kelimeler, dilimize uzun zaman önce girmiş ve belli bir kullanım alanı ve yaygınlığı kazanmışlardır.
Bu tür sözler o günden bu yana
Deyimlerimize; can atmak makaraları koyuvermek defterini dürmek şapka çıkarmak nazar değmek şirazeden çıkmak
Atasözlerimize; Çobanın gönlü olursa tekeden süt çıkarır Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar
Bilmecelerimize; Dam üstünde kadı gibi, gözleri var cadı gibi (baykuş) Akça dağın eteği, cümlemizin yatağı (beşik) Çınçınlı hamam, kubbesi tamam, bir gelin aldım babası imam (çalar saat)
masallarımıza, öykülerimize, türkülerimize, şarkılarımıza, şiirlerimiz girerek dilimizin zenginliğini oluşturmuşlardır.
Dolayısıyla dilimize uzun zaman önce girerek belli bir kullanım alanı ve kullanım sıklığı kazanan bu tür kelimeler, Türkçenin söz varlığında önemli bir yer tutmaktadırlar.
Dilimizdeki bu tür sözler, alıntı kelimeler olarak adlandırılmaktadır.
Bu tür alıntı kelimelere de Türkçe karşılıklar bulmak dilimiz adına sevindirici olmakla birlikte,
dilimiz için asıl tehlike, bu tür alıntı kelimeler değil dilimize yeni yeni girerek yaygınlaşmaya başlayan
fastfood, konsept, e-mail, bodyguard, center, stant, star, maç, gurme, faks, printer, stres gibi yabancı sözlerdir.
Bunlar, zamanla yaygınlaşarak dilimizin söz varlığı içine yerleşme eğilimi göstermektedirler.
Bu tür yabancı sözlerin dilimizde yaygınlaşmaya başlaması kimi sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bu sorunların en başında dilimizde zaten bir karşılığı olduğu hâlde başka dillerden alınan yabancı sözler yer almaktadır.
Bu tür yabancı sözcüklerin yaygınlaşmasıyla zamanla Türkçe karşılıkları unutulabilmektedir.
Dilimize giren bu tür yabancı sözler, birden fazla Türkçe sözün yerine de kullanılabilmektedir:
misyon görev amaç hedef maksat gaye erek işlev vazife ödev
antipatik sevimsiz itici soğuk
efor güç çaba gayret emek
efor harcamak emek vermek gayret göstermek çaba sarf etmek emeği geçmek
orijinal kendine özgü özel özgün gerçek asıl
şoke olmak şaşırmak şaşmak şaşakalmak etkilenmek hayret etmek
likit akışkan sıvı nakit
sabotaj sabote etmek baltalama kundaklama baltalamak engellemek taş koymak kundaklamak
konsept kavram anlayış görüş tarz düzen
sempati duymak sempatik bodyguard deep-freeze forvet jenerasyon kamuflaj kanı ısınmak sevimli koruma derin dondurucu ileri uç kuşak, nesil gizleme, alalama
komplo komplo kurmak limit kriter tuzak, düzen tuzak kurmak, oyuna getirmek uç, sınır, üst sınır ölçüt, kıstas
teenage marjinal star maç prestij ergen sıra dışı, uç yıldız karşılaşma saygınlık, itibar
Görüldüğü gibi sık sık duyduğumuz birçok yabancı kelimenin aslında dilimizde güzel karşılıkları bulunmaktadır.
Öyleyse sık sık yabancı kelimelere baş vurmak dilimizin yetersizliğinden kaynaklanmamaktadır.
Yabancı kelimelerin yerli yersiz kullanılması daha çok özenti niteliği taşımaktadır.
Buna bağlı olarak, dilimizde kullanılmaya başlanan bir yabancı söz, zamanla kendine yakın sözleri de beraberlerinde getirmektedir.
natürel natüralizm natürizm natürmort natura natür
popüler popülarite popülasyon popülist popülizm
karizma endoskop defans ofans mega karizmatik endoskopi defansif ofansif megastar
Yabancı sözler, zamanla Türkçe sözlerle birleşik yapılar da kurabilmektedir:
start almak empati kurmak markaja almak konsensüse varmak strese girmek (başlamak) (kendini onun yerine koymak) (tutmak) (uzlaşmak) (gerilmek)
Yabancı sözlerin ortaya çıkardığı başka bir sorun da bu tür sözlerin dilimizde yazılıp okunması konusudur.
Bilindiği gibi Türkçe sondan eklemeli bir dildir.
Yabancı kelimelere ekler Türkçe söyleyişe göre getirildiğinde, mortgage’a on-line’ın hacker’lar gibi tuhaf durumlar ortaya çıkmaktadır.
İşte bu gibi sözleri yazıp okuyabilmek için çoğu kez Türkçe bilmek yetmemekte, biraz da İngilizce veya Fransızca bilmek gerekmektedir.
Bu da aşağıdaki gibi kimi tuhaf durumlara yol açabilmektedir:
Bu örneklerde de görüldüğü gibi; günümüzde selamlaşmadan vedalaşmaya, iş yeri adlarından yiyecek içecek adlarına kadar yabancı sözlerin kullanımı, giderek moda hâlini almaktadır.
Bir zamanlar Arapça ve Farsçadan; daha sonra da Fransızca ve İtalyancadan dilimize sözcükler girerken bugün İngilizceden Türkçeye yoğun bir biçimde sözcük akışı yaşanmaktadır.
Bu durumu da önceden gören Atatürk, 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumunu kurmuştur.
Türk Dil Kurumunun iki temel amacı vardır: a) Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak, b) Türkçenin özleşmesini, yani yabancı kelimelerden arındırılmasını sağlamak.
Atatürk, Türkçenin yabancı sözlerden arındırılması konusunda da önderlik etmiş; bu amaçla yürütülen çalışmalara bizzat katılmıştır.
Bu çalışmalardan biri de yabancı geometri terimlerinin Türkçeleştirilmesidir.
Bugün kullandığımız pek çok geometri terimi, bizzat Atatürk’ün bulduğu karşılıklardır: artı düzey eksi yamuk bölü üçgen açı dörtgen beşgen oran
Atatürk’ün bulduğu bu karşılıklar, bir araya getirilerek Türk Dil Kurumu tarafından Geometri adıyla yayımlanmıştır.
Türk Dil Kurumunun kuruluşundan bu yana Geometri gibi pek çok eser hazırlanmış, pek çok yabancı söze Türkçe karşılıklar bulunmuştur.
Dilimize yerleşme eğilimi gösteren yabancı sözlere Türkçe karşılıklar önerilmesi çalışmaları, bugün de aynı hızla devam etmektedir.
Türk Dil Kurumu tarafından yürütülen bu çalışmalarla hem gündelik konuşma dilindeki yabancı sözlere hem de bilim, sanat ve meslek alanlarında kullanılan yabancı terimlere Türkçe karşılıklar önerilmektedir.
Bu amaçla ülkemizin farklı üniversitelerinden bilim adamlarımız ve sanatçılarımızdan oluşan çalışma grupları oluşturulmuştur.
Dilimize yerleşme eğilimi gösteren yabancı sözlere karşılık önerilirken kısaca şu yol izlenmektedir:
Öncelikle o yabancı sözün dilimizde bir karşılığı olup olmadığına bakılmaktadır. Varsa bu karşılık hatırlatılmaktadır.
Bunun için sırasıyla yazı dilimizde, halk ağzında ve diğer Türk lehçelerinde yer alan söz varlığımız taranmaktadır.
Birçok yabancı sözün aslında dilimizde güzel karşılıkları vardır:
agresif aktüel center first class absürt hit prestij provokasyon ambulans saldırgan güncel merkez birinci sınıf saçma, anlamsız gözde saygınlık kışkırtma cankurtaran
Eğer yazı dilimizde bir karşılık bulunamazsa halk ağızlarımızdan yararlanılmaktadır:
Halk ağızlarından bulunan karşılıklar: akut patchwork sürpriz anahtar pedal iveğen kırkyama şaşırtı açar ayakça
Eğer halk ağızlarımızdan da bir karşılık bulunamazsa diğer Türk lehçelerine bakılmaktadır:
Lehçelerimizden alınan karşılıklar: kota slogan nüans lobi class duayen konsültasyon ülüş uran çalar dalan orun aksakal keneş
Eğer o yabancı sözün dilimizde karşılığı yoksa Türkçenin zengin kök ve eklerinden uygun bir karşılık türetilmektedir.
Bu durumda da türetilen karşılığın yabancı sözü eksiksiz bir biçimde karşılayabilmesine, söyleyiş ve yazımındaki kolaylıkla dilin gelişimi içinde yaşayarak yazı dili ve gündelik konuşma diline girebilecek nitelikte olmasına dikkat edilmektedir.
Yabancı sözleri dilimizde karşılamak için bu yolla birçok yeni kelime türetilmiştir:
Yeni türetilen karşılıklar: kampüs afiş angarya antoloji bestseller printer no-frost avans yerleşke ası yüklenti seçki çoksatar yazıcı karlanmaz öndelik
Önerilen bütün bu karşılıklar, çeşitli yollarla kamuoyuna duyurulmaktadır.
Bu yollardan biri de Dağarcığınıza Her Gün İki Söz adlı çalışmamızdır.
Bu hizmetimize üye olan herkesin e-posta adresine ücretsiz olarak her gün iki kelime gönderilmektedir.
Bu sözlerden birini de yabancı sözlere Türk Dil Kurumunca önerilen Türkçe karşılıklar oluşturmaktadır.
Bu hizmetimizden yararlananların sayısı seksen bine yaklaşmıştır.
Yabancı sözlere önerilen karşılıklar ayrıca aylık Türk Dili dergimiz yoluyla düzenli olarak kamuoyuna sunulmaktadır.
Yabancı sözlere önerilen bu karşılıklar, bir kitapçık hâline de getirilmiştir.
Bu kitapçık, konuyla ilgililere ücretsiz olarak dağıtılmaktadır.
Sonuç olarak;
Türkçe, ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek nitelikte zengin ve köklü bir dildir.
Ayrıca kültürel değişmeler ve gelişmeler sonucunda dilimize giren yeni kavramları kendi sözcükleriyle adlandırabilecek işlekliğe de sahiptir.
Buna karşın bir dönem Arapça, Farsça ve Fransızca kelimelerin olduğu gibi günümüzde de İngilizce sözlerin bir özenti sonucu Türkçelerine tercih ediliyor oluşu, dilimizin bugün için en büyük sorunlarındandır.
Türkçenin kültürün her alanına hâkim olması, günlük konuşma dili dâhil, bilim ve sanat alanlarında da tamamen Türkçe konuşulması;
kitle iletişim organlarında, cadde, sokak ve iş yeri adlarında Türkçe sözlerin kullanılması;
kısaca, yozlaşmaya uğramadan ve başka dillerin etkisi altına girmeden dilimizin kendi öz güzelliği ile varlığını sürdürmesi,
Türk Dil Kurumunun olduğu kadar Türkçe konuşan herkesin duyarlılığını gerektiren önemli bir konudur.
Bu duyarlılığı gösterdiğiniz ve bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.