BEYZA AK YAŞAR ACAR FEN LİSESİ EŞEYSİZ ÜREME BEYZA AK YAŞAR ACAR FEN LİSESİ
Eşeysiz üreme; bir canlının özelleşmiş üreme hallerini oluşturmadan, atasına tıpatıp benzer canlıların meydana gelmesini sağlayan üreme şeklidir. Mayoz bölünme ve döllenme olayları görülmediğinden kalıtsal çeşitlilik ortaya çıkmaz. Bireyler birbirleriyle ve ata canlıya aynı genetik özellikleri taşırlar. Mutasyon kalıtsal çeşitliliğe yol açabilir.
İKİYE BÖLÜNME Belirli büyüklüğe ulaşan hücrenin, kısmen eşit olarak ikiye ayrılması şeklinde olan üreme biçimidir. Prokaryotlardan bakteri ve arkeler ile ökaryotlardan amip, öglena, paramesyum gibi protistlerde ve bazı maya türlerinde görülür.
Bakterilerin DNA molekülü çember şeklindedir Bakterilerin DNA molekülü çember şeklindedir. Bakteri hücresi ikiye bölünmeden önce kromozomal DNA kendini eşler ve ortaya çıkan iki kopya birbirinden uzaklaşır. Bu arada bakteri hücresi de büyür. DNA eşlenmesi tamamlandığında ve hücrenin boyutu iki katına çıktığında, hücre zarı içeri doğru çöker. Arada hücre duvarı oluşunca iki yavru hücre ortaya çıkmış olur.
TOMURCUKLANMA Ana canlının bir bölünmede hücre bölünmesi ile tomurcuk şeklinde bir çıkıntının oluşması ve bu kısmın zamanla olgunlaşarak yeni bir bireyi meydana getirmesidir. Bira mayalarında, süngerlerde, bazı sölenterlerde (hidra, mercan) ve ciğer otu gibi bazı bitkilerde görülür.
Sölenterlerden hidranın tomurcuklanması sonucu oluşan canlı ana bireye bağlı kalır ya da zemine tutunarak yaşar. Buna polip denir. Polipler koloni oluşturabilir. Kolonideki poliplerden eşeysiz olarak çoğalıp ayrılarak, yaşamlarını serbest olarak sürdüren bireylere medüz (deniz anası) denir. Medüzlerde tomurcuklanma özelliği yoktur.
REJENERASYON Yenilenme olarak da adlandırılır. Kopan veya zarar gören bir parçanın yeniden yapılması şeklinde tanımlanır. Planarya, deniz yıldızı. Bir semender kopan bacağının, bir kertenkele kopan kuyruğunun yenisi yapılabilir. Ancak kopan bacak ya da kuyrukta yeni bir birey gelişmez. Dolayısıyla bu canlılardaki yenilenme organ düzeyindedir ve bir eşeysiz üreme değildir.
Memeli hayvanlar ve kuşlar gibi gelişmiş canlılarda yenilenme yeteneği doku düzeyindedir. Bu canlılarda kırılan kemiklerin onarımı veya bir yaralanma durumunda epitel doku hücrelerinin çoğalıp farklılaşarak yarayı kapatması şeklinde yenilenme görülür. Genel olarak hayvanların organizasyonu ve gelişmişlik derecesi arttıkça yenilenme yeteneği de o oranda azalır.
Yenilenme özelliği sadece canlılar arasında değil dokudan dokuya da farklılık göstermektedir. Örneğin hayvanlarında kemik iliği hücrelerinde yenilenme yeteneği oldukça fazladır. İnsanda, dil ve karaciğerdeki yenilenme, diğer dokulara göre daha yüksektir.
Bitkiler hayvanlara göre daha fazla rejenerasyon yeteneğine sahiptir Bitkiler hayvanlara göre daha fazla rejenerasyon yeteneğine sahiptir. Çünkü onların birçok bölgelerinde uyuyan vejetasyon noktaları bulunur. Begonya, Afrika menekşesi ve çilek bitkisinin kesik yaprakları nemli toprağa sokulursa, yeni köklü bitkiler meydana gelir. Begonyada tek bir epidermis hücresinden bile yeni bir bitki üretebilir.
SPORLA ÜREME Sporlar, etrafı dayanıklı bir örtü ile kaplı olan ve olumsuz koşullarda dayanabilme özelliği gösteren özelleşmiş hücrelerdir. Mantarların, bir hücrelilerden ve tohumsuz bitkilerin bazı gruplarında rastlanır.
Mantarlar, çoğalmaları eşeysiz veya eşeyli üreme yoluyla oluşan sporlar aracılığıyla olur. Etrafa dağılan sporlar uygun bir ortama ulaştıkları zaman yapışkan bir madde salgılayarak buraya tutunur. Daha sonra hifler ve miseller gelişir. Mantar hücreleri ince, uzun, dallanmış iplikler halindedir. Bunlara hif denir. Hifler bir araya gelerek misel denilen bir ağ oluşur. Bu yapılardan salgılanan enzimlerin yardımıyla besinler sindirilirve emilerek alınır. Örneğin ekmek küfünün hifleri, üzerinde geliştiği besin maddesinin yüzeyini bir ağ gibi örter ve besinleri emer.
Eşeysiz üreyen mantarların spor kesesinde mitoz yoluyla çok sayıda haploit spor oluşur ve bunlar olgunlaştıklarında spor kesesinin yırtılmasıyla havaya karışırlar. Bu sporlar rüzgar ya da su ılık ve nemli ortamlardaki besinler üzerine taşınırlar. Sporların burada çimlenmesiyle yeni bir hif kitlesi oluşur. Böylece eşeysiz üreme sona erer.
Sporla üreyen canlıların yaşam döngülerinde eşeyli ve eşeysiz üreme birbirini takip edebilir. Bu olaya döl değişimi (metagenez) adı verilir. Döl değişiminde çoğunlukla sporlar mayozla, gametler mitozla oluşur. Döl değişimine örnek olarak sıtma hastalığına neden olan plazmodyum verilebilir. Bir hücreli olan bu canlı, hayat döngüsünü insanda ve anofel cinsi dişi sivrisinekte tamamlar. İnsanda eşeysiz, sivrisinekte eşeyli olarak ürer.
Çok hücreli canlılarda sporla üremeye eğrelti otu, karayosunu, at kuyruğu gibi tohumsuz bitkilerin hayat döngülerinde rastlanır. Bakterilerin bazıları endospor denilen hücreler oluşur. Endospor oluşumu üreme ile ilişkili değildir. Endospor; bakterilerin besin ve su azlığı, aşırı soğuk ya da sıcak gibi olumsuz koşullara dayanmasını sağlar. Ortam şartları düzelince bu sporlar gelişir ve büyüyüp bölünebilen normal bir hücreye dönüşür.
VEJETATİF ÜREME Bitkilerde görülen bir eşeysiz üreme şeklidir. Mitoz bölünme ve yenilenme esasına dayanır. Bitkinin bir parçası veya özelleşmiş bir bölümünün ayrılarak yeni bir bireyi oluşturmasıdır. Vejetatif üreme tohumla üremeye göre daha kısa sürede gerçekleşir. Muz, çekirdeksiz üzüm, bazı portakal çeşitleri gibi bitkiler tohum oluşturma yeteneklerini kaybettiklerini için bu yola üretilmektedir.
Bitkilerde sürünücü gövde, rizom (toprak altı gövdesi) ve yumru gövde gibi yapılarda bulunan dokularından yeni fideler gelişerek çoğalmayı sağlar. Çilek bitkisi, toprak yüzeyine paralel olarak büyüyen sürünücü bir gövdeye sahiptir. Stolon denilen bu gövdedeki düğümler (göz=nodyum) köklenerek yeni çilek bitkilerini oluşturur. Ayrık otu, iris (süsen) gibi bitkilerin rizom gövdeleri yer altında büyüyen yatay gövdelerdir. Bu gövdelerdeki düğümlerden yeni bitkiler gelişir. Patates bitkisinin yumru gövdesi besin depolamak için özelleşmiştir. Yumru gövde üzerindeki gözlerden gelişen sürgünler, yeni patateslerin oluşumunu sağlar. Soğan ve lale gibi bitkilerin yassı gövdeleri de benzer şekilde çoğalır.
Çelikle Üreme Bazı saksı bitkileri ve meyve ağaçlarında görülür. Bitkinin gövde, yaprak veya kök gibi parçaları ana bitkiden kesilip ayrılarak uygun şartlar altında başka bir yerde köklendirilir.
Aşılama İki bitki parçasını birleştirmek, kaynaştırmak ve tek bir bitkiymiş gibi birlikte büyüyüp gelişmelerini sağlamaktır. Bu yöntem sayesinde farklı türlerin ya da aynı türe ait çeşitlerin en iyi özelliklerini tek bir bitkide birleştirmek mümkün olabilmektir. Bu olayda kök sistemi sağlayan bitki «anaç», eklenen ve yeni bitkinin üst kısmının meydana getiren parça «aşı» olarak adlandırılır.
Daldırma Yöntemi Ana bitkinin dalları kendisinden ayrılmadan toprağa gömülür ve gömülen kısmı köklendikten sonra yeni bir bitki elde etmek amacıyla ana bitkiden kesilerek ayrılır.
Doku Kültürü Nesli tükenen türlerin korunması, üretimi zor olan türlerin çoğaltılmasında kullanılır. Bir bitkiden gövde veya kök parçaları alınır. Bu parçaların yüzeyleri, mikropların gelişmesini önlemek için sterilize edilir ve daha sonra mineral elementler, vitaminler ve şeker içeren bir besin ortamına konulur. Birkaç gün içinde bitki hücreleri bölünerek «kallus» adı verilen şekilsiz bir doku kütlesini oluşturur.
Bu kütledeki kallus hücreleri alınıp içinde büyüme hormonu olan yeni bir ortama konulur. Bu ortamda kallustan farklılaşan hücreler kök ve gövdeye sahip küçük bitkiler meydana getirir. Bir çeşit klonlama kabul edilir. Bu teknik sayesinde genetik olarak birbirinin aynısı olan bireylerin yüzlercesi üretilebilmektedir.