TİCARET HUKUKU BİLGİSİ Anonim Şirket Özellikleri ve Kuruluşu
Tanım ANONİM ŞİRKET, SERMAYESİ BELİRLİ VE PAYLARA BÖLÜNMÜŞ OLAN, BORÇLARINDAN DOLAYI YALNIZ MALVARLIĞIYLA SORUMLU BULUNAN, PAY SAHİPLERİNİN, SADECE TAAHHÜT ETMİŞ OLDUKLARI SERMAYE PAYLARI İLE VE ŞİRKETE KARŞI SORUMLU OLDUKLARI ŞİRKETTİR (TTK md. 329, 355).
Özellikleri ASGARİ BİR SERMAYEYLE KURULMASI MÜMKÜN, ORTAKLARININ SORUMLULUĞU SINIRLI VE PAYLARIN DEVRİ ŞAHIS ŞİRKETLERİNE ORANLA KOLAY OLDUĞU İÇİN ÇOK SAYIDA KİŞİNİN BİR ARAYA GELMESİNE VE DOLAYISIYLA ÇOK BÜYÜK SERMAYELERİN TOPLANMASINA ELVERİŞLİDİR. ANONİM ŞİRKETLER KÜÇÜK TASARRUFLARIN BİR ARAYA GELMESİNİ SAĞLAYARAK, BÜYÜK SERMAYELER OLUŞTURUR; BU SERMAYELERİ EKONOMİNİN HİZMETİNE SUNARAK BÜYÜK YATIRIMLAR YAPILMASINA VE ÖNEMLİ PROJELERİN HAYATA GEÇİRİLMESİNE SAĞLARLAR. KÜÇÜK TASARRUF SAHİPLERİ, BU ŞİRKETLERE ORTAK OLMAK SURETİYLE, HEM DOLAYLI OLARAK BÜYÜK İŞ VE YATIRIMLARIN ORTAĞI KONUMUNA GİRERLER; HEM ŞİRKET KÂRINDAN PAY ALMA OLANAĞI KAZANIRLAR. ÖZELLİKLE MENKUL KIYMET BORSALARININ GELİŞTİĞİ ÜLKELERDE, ANONİM ŞİRKETLERE YAPILAN YATIRIMLAR, KOLAYCA PARAYA DÖNÜŞME ÖZELLİĞİNE DE SAHİPTİR. ORTAKLAR TARAFINDAN GETİRİLEN SERMAYENİN DENETİMSİZ BİR ŞEKİLDE ŞİRKETİ YÖNETENLERİN ELİNE BIRAKILMASI, BÜYÜK SERMAYE GÜCÜNÜN KÖTÜYE KULLANILMASINA SEBEP OLABİLMEKTEDİR. ÇOĞUNLUK İLKESİNDEN YARARLANAN ORTAKLARIN, ANONİM ŞİRKET YAPISINDAN KENDİ ÇIKARLARINA YARARLANMALARI MÜMKÜNDÜR. BU SEBEPLE ANONİM ŞİRKETLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER ÇOĞUNLUKLA EMREDİCİDİR.
Unvan Anonim şirket tacir olması sebebiyle (TTK md. 16, f. 1) bir unvan kullanmak zorundadır (TTK md. 18, f. 1). Unvan içinde işletme konusu ile şirket ve türünü gösteren ibarenin yazılması zorunludur (TTK md. 43, f. 1 ve 2). Şirketin bu unvanını işletmesiyle ilgili olarak kullandığı her türlü kâğıt ve belgede, ticaret sicil numarası, merkezi ile birlikte kullanması gerekmektedir.
Sermaye Unsuru Şirket esas sermayesi ana sözleşmede gösterilir. Sermaye ana sözleşmede yer alan ve ayrıca ticaret siciline tescil edilen bir rakamdır. Bu rakam şirketin ekonomik büyüklüğü konusunda fikir verir. Sermayenin arttırılması ve azaltılması özel kurallara bağlanmıştır. Sermaye değişimi bakımından anonim şirketler sabit sermayeli ve kayıtlı sermayeli şirketler olarak ikiye ayrılırlar (TTK md. 332, f. 1).
Sermaye Unsuruna İlişkin İlkeler Ekonomik anlamda sermaye şirketin kullandığı iç kaynakları ifade eder. Hukuki anlamda sermaye, şirket malvarlığından tamamen farklıdır. Malvarlığı, şirketin tüzel kişi sıfatıyla belirli bir anda sahip olduğu mevcut, hak, alacak, borç ve yedekleri anlatır. Esas sermayeden farklı olarak sabit değil, değer ve içerik yönlerinden şirketin faaliyetleriyle bağlantılı olarak değişiklikler gösteren bir kavramdır. Sermaye kuruluşta kurucuların getirdiği değerler toplamıdır. Sermaye ile şirket malvarlığının arasındaki ilişki, sermayenin bilançoda şirket malvarlığının karşısında yer alan itibari bir rakam oluşturmasıdır. Sermayesinin Türk Lirası olarak ana sözleşmede bulunması gerekir. Kurucu para getirmeyi taahhüt etmişse herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Ayni sermaye taahhüt edildiğinde, bunun değerinin nakitle ifade edilmesi zorunluluğu, bu değerlere Türk Lirası olarak kıymet biçilmesini zorunlu kılar.
Sermaye Unsuruna İlişkin İlkeler NAKİTLE BELİRLENEN SERMAYENİN EN AZ ELLİ BİN TÜRK LİRASI OLMASI GEREKMEKTEDİR. Kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş olan HALKA AÇIK OLMAYAN ANONİM ŞİRKETLERİN SERMAYESİNİN İSE EN AZ YÜZ BİN TL olması aranmaktadır (TTK md. 332, f. 1). Esas sermayenin, şirketin kuruluşu sırasında tamamen TAAHHÜT EDİLMİŞ yani kurucular tarafından üstlenilmiş olması gerekir. Üstlenilen bu miktarın EN AZ YÜZDE YİRMİ BEŞİ TESCİLDEN ÖNCE, gerisi de şirketin tescilini izleyen YİRMİ DÖRT AY İÇİNDE ödenmelidir.
Sermaye Unsuruna İlişkin İlkeler Esas sermaye, itibari yani nominal değerli paylara bölünmüştür. Paya kanun gereği asgari bir değer konulmuştur. Bu değer bir kuruştur. Payın bu miktarın altında belirlenmesi mümkün değildir (TTK md. 476, f. 1). Sermayenin bölünmesi ile ortaya çıkan pay kavramı anonim şirketler bakımından temel kavramlardan biridir ve üç ayrı anlamda kullanılmaktadır. Pay ilk olarak, esas sermayenin bir parçasıdır. Pay ikinci olarak, pay senedi (hisse senedi) anlamında kullanılır. Pay son olarak ortaklık sıfatından kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin oluşturduğu bütün olarak tanımlanmaktadır.
Şirket Alacaklılarına Karşı Sorumluluk Anonim şirket alacaklıları, anonim şirkete başvurabilirler. Bunlar karşısında anonim ŞİRKET TÜM MALVARLIĞIYLA SORUMLUDUR. Anonim şirkette ortaklar, şirket borçlarından dolayı, doğrudan sorumlu olmazlar. ORTAKLAR ŞİRKETE KARŞI, GETİRMEYİ TAAHHÜT ETTİKLERİ SERMAYE MİKTARIYLA SINIRLI OLMAK ÜZERE SORUMLUDURLAR. BİR ortak, şirkete karşı asli borcu olan sermaye taahhüdünü ifa etmiş ise, sınırlı sorumluluğu da sona ermiş olur; ortağın rızası dışında, bunun yeni bir sermaye taahhüdü altına sokulması mümkün değildir (TTK md. 421). Şirketten alacağını tahsil edemeyen bir şirket alacaklısı, sermaye borcunu yerine getirmemiş ortaklara başvuramaz. Sermaye koyma borcunun ifasını ancak şirketin yönetim kurulu (TTK md. 481, f. 1), şayet şirket iflas halinde ise iflas idaresi veya tasfiye halinde tasfiye memurları isteyebilir (TTK md. 542).
Sermayenin Korunması İlkesi Görüldüğü gibi şirket alacaklıları, şirketin ortaklarına başvuramazlar. Bu sebeple alacaklıların tek güvencesini şirket malvarlığı oluşturur. Alacaklıların belirtilen durumunu göz önüne alan kanun koyucu, malvarlığının değerinin esas sermaye rakamı altına düşmemesi, ortakların sermaye taahhütlerinin şirkete gerçek değeri ile getirilebilmesi ve esas sermayenin iade edilmemesini konu alan çeşitli önlemlere yer vermiştir. Esas sermayeyi oluşturan payların tamamı, kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt olunur (TTK md. 341, f. 1); nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmi beşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenir (md. 344, f. 1).
Sermayenin Korunması İlkesi Nominal değerden aşağı bir bedelle pay oluşturulamaz (TTK md. 347, f. 1). Şirkete getirilmesi taahhüt edilen ayni sermayenin değeri kurucular tarafından belirlenemez. Ayni sermaye değerinin belirlenmesi için, mahkeme tarafından bilirkişi atanması gerekir (TTK md. 343, f. 1). Şirketin ortaklara dağıtacağı kar payının belirlenmesinde, kanuni şartlara göre hazırlanan bilanço dikkate alınır (TTK md. 523, f. 1).
Sermayenin Korunması İlkesi Ayrıca kar payı ödemelerinde usulsüzlük, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk sebeplerinden biri olabilecektir. (TTK md. 553, f. 1). Kanuni yedek akçe ayrılmasına ilişkin zorunluluk da, şirket malvarlığı değerlerini teminat altına almayı amaçlayan bir düzenlemedir (TTK md. 519). Şirket kanunda gösterilen istisnalar dışında kendi hisselerini edinemez ve bunları rehin olarak da alamaz (TTK md. 379, 382).
Sermayenin Korunması İlkesi Sermayenin korunması ilkesi, aslında şirketin malvarlığını koruyan düzenlemelerden oluşmaktadır. Ancak bu düzenlemelerin genel özelliği, şirketin esas sermayesi karşılığını oluşturan malvarlığı üzerinde tasarruf imkânının sınırlandırılması ve bu miktarın alacaklılar için güvence olmasının sağlanmasıdır. Böylece şirketin sermayesi olarak nitelendirilen miktarın, şirketin elinde bulunacak asgari malvarlığı olarak kalması sağlanmaktadır. Bu sebeple ilke “sermayenin korunması” ilkesi olarak nitelendirilmektedir.
Konu ANONİM ŞİRKETLER, KANUNEN YASAKLANMAMIŞ HER TÜRLÜ EKONOMİK AMAÇ VE KONULAR İÇİN KURULABİLİR. Anonim şirketlerin kurulma sebebi yani maksadı iktisadidir. Anonim şirketin maksadına (yani gelir sağlayıp dağıtma amacına) ulaşmak için hangi faaliyetlerde bulunacağı “şirketin konusunu” oluşturmaktadır. Şirketin konusu aynı zamanda kural olarak bunun adına yapılabilecek işlemler bakımından sınır oluşturmaktadır (TTK md. 371, f. 2). KONU SADECE ESAS SÖZLEŞMEDE DEĞİL, ŞİRKETİN UNVANINDA DA YER ALMAK ZORUNDADIR (TTK md. 43, f. 1). Esas sözleşmede ve unvanda yer alan konunun değiştirilmesi, esas sözleşme değişikliği niteliğindedir ve bu değişiklik kararı ağırlaştırılmış çoğunlukla alınabilir (TTK md. 421).
Tüzel Kişilik ANONİM ORTAKLIK TİCARET SİCİLİNE YAPILAN TESCİL İLE BİRLİKTE TÜZEL KİŞİLİK KAZANIR. Tüzel kişiliğe sahip olmak, yukarıda incelenen şirket konusu kapsamında hak sahibi olabilmeyi ve borç altına girebilmeyi sağlar. Bu amaçla yapılacak hukuki işlemler, şirket adına ve hesabına organlar tarafından gerçekleştirilir.
Özel Kanunla Düzenlenmiş Anonim Şirketler Bazı anonim şirketlerin kanunla kurulduğu görülmektedir. Bunlar az sayıdadır. EREĞLİ DEMİR ÇELİK FABRİKALARI AŞ. KANUNU, T MERKEZ BANKASI KANUNU, İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ HAKKINDA KANUN BU KONUDA ÖRNEK OLARAK VERİLEBİLİR. TTK md. 330, özel kanunlara tabi anonim şirketlere özel hükümler dışında anonim şirketlere ilişkin TTK hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir.
Faaliyet Alanlarına İlişkin Özel Düzenlemeler Bulunan Anonim Şirketler BAZI ALANLARDA FAALİYET GÖSTEREN ŞİRKETLERİN ANONİM ŞİRKET OLARAK KURULMASI KANUNEN ZORUNLU KILINMIŞTIR. Bu konuda 5411 sayılı Bankacılık Kanunu md. 7, f. 1 a (bankalar), 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu md. 3, f. 1 (sigorta ve reasürans Şirketleri), 6362 sayılı SPK md. 4 vd., (yatırım kuruluşları, yatırım ortaklıkları, portföy yönetim şirketi), 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu md. 4 vd. (finansal kiralama şirketleri, faktöring şirketleri ve finansman şirketleri), 2699 Sayılı Umumi Mağazalar Kanunu md. 10 (umumi mağazalar), örnek olarak verilebilir. Bu şirketlere ilişkin özel hükümler TTK hükümlerine göre öncelikle uygulanır.
KİT’ler BUNLAR 233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYLE DÜZENLENMİŞLERDİR. DEVLETİN EKONOMİK HAYATTA AKTİF BİÇİMDE ROL OYNAMASI İÇİN TASARLANMIŞ VE KARMA EKONOMİK SİSTEMİN BİR ARACIDIRLAR. KİT'NİN VE BUNLARIN BAĞLI ORTAKLIKLARI VE İŞTİRAKLERİNİN ANONİM ŞİRKET TİPİNDE OLMASI GEREKMEKTEDİR.
Halka Açık Olup Olmama Açısından Anonim şirketler bir başka ayrıma göre KAPALI ŞİRKET VE HALKA AÇIK ANONİM şirketler olarak ikiye ayrılırlar. Kapalı şirketler, çoğunlukla aile şirketi görünümünde veya ortak sayısı az ve sermayesi düşük olan şirketlerdir. HALKA AÇIK ANONİM ŞİRKET İSE HİSSE SENETLERİ HALKA ARZEDİLMİŞ VEYA ARZEDİLMİŞ SAYILAN ANONİM ŞİRKETLERDİR. İKİ TİP ARASINDAKİ FARK, HALKA AÇIK ANONİM ŞİRKETLERE ÖNCELİKLE SPK HÜKÜMLERİNİN, BOŞLUK BULUNAN HALLERDE YİNE TTK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASIDIR.
Halka Açık Olup Olmama Açısından Bir şirketin halka açık olması iki şekilde gerçekleşebilir: Bir şirket, KURULUŞU veya SERMAYE ARTIRIMLARI SIRASINDA paylarını halka arz edebilir. Bunun dışında mevcut paylarını halka arz etmesi de mümkündür. KURULUŞ SIRASINDA HALKA ARZ HALKA AÇIK KURULUŞLA MÜMKÜN OLUR (TTK md. 346). Paylarını halka arz etmemiş olsa bile, “pay sahibi sayısı 500’ü (eski düzenlemede bu sayı 250 idi) aşan şirketlerin” pay senetleri halka arz etmiş sayılır ve bu şirketler, halka açık anonim şirket hükümlerine tabi tutulurlar. HALKA AÇIK ŞİRKETLER KENDİ ARALARINDA, PAY SENETLERİ BORSADA İŞLEM GÖRENLER VE GÖRMEYENLER ŞEKLİNDE İKİYE AYRILIR. PAY SENETLERİ BORSADA İŞLEM GÖREN ŞİRKETLER AYRICA BORSA MEVZUATINA VE DENETİMİNE DE TABİDİRLER.
Sabit Sermayeli ve Kayıtlı Sermayeli Olmaları Açısından Özellikle esas sermayenin belirli ve sabit olma özelliği nedeniyle, sermaye artırımlarında esas sözleşme değişikliği gerektiren sermaye sistemine, "Esas veya Sabit Sermaye Sistemi" denilmektedir. Bu sistemde sermaye genel kurul tarafından arttırılır. Sermaye konusunda ikinci sistem kayıtlı sermaye sistemidir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre kayıtlı sermaye sistemi halka açık veya açık olmayan tüm anonim şirketlerde uygulanabilir (TTK md. 332, f. 1).
Sabit Sermayeli ve Kayıtlı Sermayeli Olmaları Açısından Kayıtlı sermaye sistemindeki şirketlerin esas sözleşmelerinde, çıkarılmış sermaye ve bir de tavan sermaye gösterilir. Çıkarılmış sermaye miktarının tavan sermayeye kadar arttırılması konusunda yönetim kurulu; tavan sermaye miktarının arttırılması için, genel kurul karar almalıdır. Kayıtlı sermaye sisteminde yer alan bir diğer kavram ise, başlangıç sermayesidir. Bunu başlangıç aşamasında çıkarılmış sermaye olarak tanımlamak mümkündür.
Başka Şirketlerle Bağlantı Açısından Uygulamada önemli bir yer tutan bir holding anonim şirket (TTK md. 195-210), bu şirketin, bir veya birden çok şirketin paylarına sahip olması olarak tanımlanır. BURADA HÂKİM DURUMDAKİ ŞİRKETE HOLDİNG YAHUT ÇATI VEYA ANA ORTAKLIK; BUNA KARŞILIK HOLDİNG ŞİRKETİN EGEMEN OLDUĞU ŞİRKETLERE YAVRU ŞİRKET DENİLMEKTEDİR.
Özellikleri Çoğunluk İlkesine Göre Yönetim Devlet Kontrolü Kamuyu Aydınlatma Yabancı Malvarlığının Yönetimi
Çoğunluk İlkesine Göre Yönetim ANONİM ORTAKLIK ÇOĞUNLUK İLKESİNE GÖRE İDARE EDİLİR. Bu ilke gereği genel kurulda oy çoğunluğuna sahip olanlar tarafından alınan kararlar, olumsuz oy verenleri ve toplantıya katılmayanları da bağlayıcı sonuçlar doğurur (TTK md. 423). Ortaklık Haklarından Pay Oranında Yararlanma Ortaklar ortaklık sıfatından doğan haklardan, şirkete getirdikleri değerle, diğer bir ifadeyle paylarıyla orantılı olarak yararlanırlar. Belirtilen orantılı yararlanma ilkesi, mali haklar olduğu kadar oy hakkı gibi idari haklar bakımından da geçerlidir.
Devlet Kontrolü Anonim şirketin ülke ekonomisi içindeki önemli yeri, bu şirketin devlet tarafından denetim altında tutulmasını zorunlu kılmaktadır. DIŞ DENETİM TÜRÜ OLARAK DEVLET DENETİMİ, ORGANLARA TEMSİLCİ ATAMA (TTK MD. 334), KURULUŞ İZNİ ALMA (BAZI ŞİRKETLER İÇİN ZORUNLU), GENEL KURULLARDA HÜKÜMET KOMİSERİ BULUNMA ZORUNLULUĞU (TTK MD. 422, F. 1), BAKANLIK TARAFINDAN FESİH DAVASI AÇILABİLMESİ (TTK MD. 530, F. 1) VE HALKA AÇIK ŞİRKETLERDE SPKUR DENETİMİ ŞEKLİNDE ORTAYA ÇIKABİLMEKTEDİR.
Kamuyu Aydınlatma Bu ilke özellikle halka açık anonim şirketlerde uygulama alanı bulan bir ilkedir. MENKUL KIYMETLERİN HALKA ARZI SEBEBİYLE ORTAYA ÇIKAN ŞİRKET-KÜÇÜK YATIRIMCI İLİŞKİSİNDE, KÜÇÜK YATIRIMCININ BİLGİLENDİRİLMESİ GETİRİLEN YASAL DÜZENLEMELERLE SAĞLANMAKTADIR. Hazırlanan belge ve raporların şirket dışında yer alan “BAĞIMSIZ DENETLEME KURULUŞLARI” tarafından denetlenmesi aynı amaca hizmet etmektedir (TTK md. 397-406).
Yabancı Malvarlığının Yönetimi Özellikle halka açık şirketlerde geçerli olan bu ilke, ortaklar tarafından yönetim değil, PROFESYONELLER TARAFINDAN UZMANLIK İLKELERİ IŞIĞINDA YÖNETİMDİR.
Eşit İşlem İlkesi TTK md. 357’de öngörülen bir ilkedir. Bu kural, ŞİRKETE VE ŞİRKET ORGANLARINA (GENEL KURUL VE YÖNETİM KURULU) BİR YÜKÜMLÜLÜK GETİRMEKTE VE ŞİRKETİN İRADE SERBESTİSİNİ SINIRLAMAKTADIR. Böylelikle şirket organlarının pay sahipleri arasında keyfi ve haksız olarak eşitsizlik yaratması yasaklanmakta ve pay sahipliği korunmaktadır. Bu ilkeden sapma, ancak şirketin amacını doğrulaması ve bütün pay sahiplerinin menfaatini gerektiriyorsa ve icap ettiği ölçüde mümkündür.
Kuruluş Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda kuruluşa ilişkin esaslarda önemli değişiklikler yapılmıştır. Kanun gerekçesinde sermayenin korunması ilkesinin bir görünüşü şeklinde “güvenli kuruluş” esaslarının getirildiği ve sermayenin şirketin elinde bulunması, gerçek değeriyle ve fiilen şirkete getirilmiş olması ve geri iade edilmemesinin sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir.
Kuruluş Türleri Eski TK sermayenin temin ediliş şekline göre ani ve tedrici kuruluş olmak üzere iki usul öngörmüştü. Ani kuruluş, ortakların sermayenin tamamını taahhüt etmesi ile olur. Tedrici kuruluşta, şirket sermayesinin bir bölümünün ortaklarca taahhüt edilmesi ve geri kalan kısmı için ise halka başvurulması söz konusudur. Yeni TTK’da yalnızca ani kuruluş usulü esas olarak kabul edilmiştir (md. 335 vd). Ani kuruluş nakdi ve nitelikli kuruluş şeklinde olabilir. Şirketin kuruluşunda ortaklarca taahhüt edilen sermayenin tamamı nakitten, yani paradan ibaretse buna nakdi kuruluş denir. Şirket esas sözleşmesinde ayın sermaye getirilmesi (bunlara mahkeme tarafından atanan bilirkişi tarafından değer biçilir), şirket hesabına bazı malların satın alınması, kurucular veya yönetim kurulu üyelerine bazı yararlar, örneğin, ücret, tahsisat veya ödül verilmesi öngörülmüşse nitelikli kuruluştan söz edilir.
Kurucuların Nitelikleri TTK md. 337’ye göre, PAY TAAHHÜT EDİP ESAS SÖZLEŞMEYİ İMZALAYAN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER KURUCUDUR. BİR ANONİM ŞİRKETİN KURULABİLMESİ İÇİN PAY SAHİBİ OLAN BİR VEYA DAHA FAZLA KURUCUNUN VARLIĞI GEREKİR (md. 338, f. 1). BÖYLECE TEK KİŞİ İLE ANONİM ŞİRKETİN KURULMASINA VE DEVAMINA İZİN VERİLMİŞTİR. Ancak anonim şirket kuruluşta birden fazla kurucu pay sahibi ile kurulmuş ve daha sonra pay sahibi sayısı şirket hariç bire inerse bu durum iktisap tarihinden itibaren yedi gün içinde devralan tarafından yönetim kuruluna yazı ile bildirilir. Yönetim kurulu tarafından da yedi gün içinde ticaret siciline tescil ettirilir ve ilan olunur.
Kurucuların Nitelikleri Ayrıca, hem şirketin tek pay sahipli olarak kurulması hem de payların tek kişide toplanması halinde tek pay sahibinin adı, yerleşim yeri ve vatandaşlığı da tescil ve ilan edilir. Aksi halde, doğacak zararlardan bildirimde bulunmayan pay sahibi ile tescil ve ilan ettirmeyen yönetim kurulu sorumludur (md. 338, f. 2). ANONİM ŞİRKETİN KURUCUSU GERÇEK KİŞİ OLABİLİR. KURUCU OLAN TÜZEL KİŞİLER ÖZEL HUKUK VEYA KAMU HUKUKU TÜZEL KİŞİSİ OLABİLİR. AYRICA, GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLERİN YABANCI OLMASI ANONİM ŞİRKETTE KURUCU OLMASINA MANİ DEĞİLDİR.
Kuruluş Belgeleri Yeni düzenlemede kurucular tarafından hazırlanması gereken tüm belgeler, kuruluş belgeleri adı altında toplanmıştır. TTK md. 336’ya göre, esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmeler ile kuruluş belgeleridir. Bunlar, sicil dosyasına konulur ve birer nüshaları şirket tarafından beş yıl süreyle saklanır. Kuruluş belgeleri sınırlı sayıda sayılmıştır. Bu belgelerin Kanunda açıkça belirtilmesinin amacı, aleniyet sağlamak, pay sahipleri arasında gizli sözleşme yapılmasını olabildiğince önlemek ve kuruluşla ilgili kişilerin sorumluluk esaslarını sağlam temellere oturtmaktır.
Esas Sözleşme ESAS SÖZLEŞMENİN YAZILI OLMASI (MD. 339, F. 1) GEREKİR. ESAS SÖZLEŞME TEK KİŞİLİK ANONİM ŞİRKETLERDE “ESAS TAAHHÜTNAME” ADINI ALIR. Esas sözleşmede bulunması gereken zorunlu kayıtlar TTK md. 339, f. 2 ve 3’de düzenlenmiştir: Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer. Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu. Şirketin sermayesi ile her payın itibarî değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları.
Esas Sözleşme Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları; belirli paylara tanınan imtiyazlar; devir sınırlamaları. Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar; bunların değerleri; bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı. Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler.
Esas Sözleşme Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar. Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları; oy hakları. Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre. Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı. Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları. Şirketin hesap dönemi. İlk yönetim kurulu üyeleri
Esas Sözleşme (Emredici Hüküm İlkesi) Esas sözleşme, TTK’nun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak TTK’da buna açıkça izin verilmişse sapabilir. (md. 340, f. 1). Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. Ayınlar üzerinde sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunuyorsa, bunların da sermaye olarak konulamayacağı öngörülmüştür. Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.
Noter Onayı (Ön Şirketin Oluşması) ŞİRKET, KURUCULARIN, İMZALARININ NOTERCE ONAYLANDIĞI ESAS SÖZLEŞMEDE, ANONİM ŞİRKET KURMA İRADELERİNİ AÇIKLAMALARIYLA KURULUR (md. 335, f. 1). Ancak bu şirket henüz bir anonim şirket olmayıp ön anonim şirkettir. Bu şirket kuruluş işlemleri devam eden anonim şirketin işlemleri tamamlanarak tüzel kişilik kazanıncaya kadar var olacaktır. Ön anonim şirket kurucular arasında ortaya çıkan ve geçici nitelikte bir ilişkidir. Bu ilişki tüzel kişiliğin kazanılmasını sağlayan tescil işleminin gerçekleşmesine kadar sürer. ŞİRKET TİCARET SİCİLİNE KURUCU TESCİLLE BİRLİKTE TÜZEL KİŞİLİK KAZANIR. Ön şirket halinde kurucular arasında her bir şirketin (bu durumda anonim şirket) kendine has hükümlerinin uygulanmasıdır. Buna karşın henüz tüzel kişilik kazanılmadığından, üçüncü kişilere karşı, adi ortaklık hükümleri uygulanacaktır ve özellikle kurucuların müteselsil sorumluluğu ortaya çıkacaktır.
Ön Şirketin Özellikleri : Ön şirketin tüzel kişiliği yoktur. Ön şirketin kurulmak istenen şirketle benzerliği yoktur Ön ortaklığa iç ilişkide anonim (veya limited) ortaklık türlerine ilişkin kurallar, dış ilişkide adi ortaklık kuralları uygulanır. Ortaklık tescil edilince ön ortaklık da tasfiyesiz olarak sona erer. Diğer bir ifadeyle ortakların bu amaçla getirdikleri malvarlığı, ortaklığa sermaye olarak getirilir, borçlar ve haklar üç ay içinde ortaklık tarafından kabul edilerek tüzel kişilik kazanan ortaklığa geçer.
Kurucular Beyanı Kurucular tarafından, kuruluşa ilişkin bir beyan imzalanır. Beyan, dürüst bir şekilde bilgi verme ilkesine göre, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanır. İçeriği kanunda belirlenmiştir. Kurucular beyanının gerçeği yansıtmaması halinde, imza sahiplerinin hukuki sorumluluğuna gidilebileceği gibi (TTK md. 549), cezai sorumluluğun ortaya çıktığı da görülmektedir (TTK md. 562, f. 5, a bendi).
Pay Bedelinin Kısmen veya Tamamen Ödenmesi Nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmi beşi (% 25) tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay (2 yıl) içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı (agio bedelleri) tescilden önce ödenir (md. 344, f. 1). Nakdî ödemeler, bir bankada, kurulmakta olan şirket adına açılacak özel bir hesaba, sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılır. Taahhüt edilen payların tutarlarının ödendiği, ticaret siciline yöneltilecek bir banka mektubu ile ispatlanır. Banka, bu tutarı, şirketin tüzel kişilik kazandığını bildiren bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, sadece şirkete öder. Şirket, noter onayı tarihinden itibaren, üç ay içinde tüzel kişilik kazanamadığı takdirde, bu hususu doğrulayan bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, bedeller banka tarafından sahiplerine geri verilir (md. 345).
Gerekiyorsa Gümrük ve Ticaret Bakanlığından İzin Alınması TTK md. 333’de belirtildiğine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının hazırlayacağı tebliğle, faaliyet alanları belirlenip ve ilan edilecek anonim şirketler Bakanlığın izni ile kurulacaktır. Ayrıca, bu şirketlerin esas sözleşme değişiklikleri de aynı Bakanlığın iznine tabidir ve incelemesi yalnızca kanunun emredici hükümlerine aykırılığın var olup olmadığı ile sınırlı kalacaktır. Bunun dışında, hukuki konumu, niteliği ve işletme konusu ne olursa olsun anonim şirketin kuruluşu ve esas sözleşme değişikliklerinin herhangi bir makamın iznine bağlanamayacağı öngörülmüştür. Bakanlık tarafından hangi anonim şirketlerin kuruluşta izne tabi olduğuna ilişkin bir Tebliğ yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir (R 15. 1 2012, S. 28468). Bakanlık iznine tabi tutulmamış bulunan anonim şirketler bakımından esas sözleşme hükümlerinin denetimi sadece ticaret sicil memuru tarafından gerçekleştirilecektir (TSY md. 34, f. 1, e bendi).
Ticaret Siciline Tescil ve TTSG’ de İlan TTK md. 354, f. 1 hükmü uyarınca, şirket sözleşmesinin tamamı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının izniyle kurulacak olan anonim şirketlerde izin alınmasını, diğer şirketlerde md. 335, f. 1’e göre noter onayını izleyen otuz gün içinde şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve TTSG’de ilan olunur. Tescil talebini kurucular yöneltir. Sicil memuru tescil için aranılan kanuni koşulların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür.
Kuruluşta Halka Arz Taahhüdü İle Halka Açılma Bu sistem temelde ani kuruluşla aynıdır. Ani kuruştan ayrıldığı nokta, ani kuruluşta payların tamamı ortaklarca taahhüt edilir. Diğerinde ise kurucular payları kuruluş işlemleri tamamlandıktan sonra halka arz etmek üzere taahhüt etmektedirler. Yani halka arz taahhüdüyle kuruluşta da kurucular sermayenin tamamını taahhüt etmekteler, ancak kuruluş işlemleri tamamlandıktan belli bir süre sonra halka arz gerçekleşmektedir. Halka arzedilmesi düşünülen nakit karşılığı paylar bir, birkaç veya tüm kurucular tarafından taahhüt edilir, ancak bu payların 344 üncü maddeye göre ödenmesi gereken peşin tutarı bankaya yatırılmaz. Çünkü bu payların bedellerinin tamamı, halka satış süresinin sonunda, halktan elde edilecek satış hasılatından ödenecektir. Halka arz Sermaye Piyasası Kanunu hüküm ve tebliğlerine göre yapılır ve satış süresi dahil arz ve satışa ilişkin bütün süreç Sermaye Piyasası Kurulunun gözetim ve denetimi altında gerçekleşir.
Kuruluş İşlemlerindeki Eksiklikler ve Sonuçları Ticaret siciline tescilden önce anonim şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur. Buna karşın şirketçe kabul olunmadığı takdirde bu işlemlerden kurucular sorumlu olurlar. Kurucuların şirketçe kabul edilmeyen kuruluş masraflarından dolayı pay sahiplerine rücu hakları yoktur (md. 355, f. 2). Şirket kuruluş aşamaları tamamlanarak tüzel kişilik kazanamamışsa da işlemi yapan kurucular bundan şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar (md. 355, f. 1).
Şirketin Kanuna Aykırı Kuruluşu Nedeniyle Feshi Kuruluştaki eksiklikler ya da kanun hükümlerine aykırılıklar alacaklıları, pay sahiplerini veya kamunun menfaatlerini önemli bir şekilde tehlikeye düşürmüş ise mahkemece şirketin feshine karar verilebilir (md. 353). Fesih davası şirketin ticaret siciline tescil ve ilanından itibaren üç aylık süre içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür. Fesih davasını açmaya, Yönetim kurulu; Pay sahipleri; İlgili alacaklılar; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Dava şirket tüzel kişiliğine karşı açılır. Şirketi yönetim kurulu temsil eder. Ancak, yönetim kurulunun fesih davası açması haklinde şirketi mahkemece tayin edilecek bir kayyım temsil eder. Dava şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılır. Fesih davasında mahkeme derhal şirketin feshine karar vermez. Şartlara göre, eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye veya kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için mahkeme süre verebilir.
Kanuna Karşı Hile (Kuruluştan Sonra Devralma) Para dışındaki sermaye ile şirket kurulması, yani ayni sermaye getirilmesi, ağır bazı formalitelere bağlanmıştır. Buna benzer biçimde eğer bir işletme tüm aktif ve pasifiyle birlikte kuruluşta devralınıyorsa, bu da benzer formalitelere bağlıdır (TTK md. 339, f. 2 bent e). Kurucuların ayni sermaye getirilmesine ve işletme devralınmasına ilişkin formalitelerden kaçınarak, şirketin kurulmasından sonra bir işletme veya bazı malları devralmaları veya kiralamaları, kuruluş aşamasında uygulanacak formalitelerden kaçma amacı taşıyabilir. Bu durumda kurucuların engellenmesi gerekir. Bu durumun ortaya çıkması, kanunda belirtilen bazı şartların oluşmasına bağlanmıştır. Devralma veya kiralama işlemi şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde gerçekleşmelidir.
Kanuna Karşı Hile (Kuruluştan Sonra Devralma) Devralınan veya kiralanan işletme, mal veya hakkın değeri, şirket esas sermayesinin 1/10'unu geçmelidir. Devir alma veya kiralama, şirketin işletme konusuna girmemeli ve cebri icra yoluyla da gerçekleşmiş olmamalıdır. Düzenleme kapsamına giren devralmalar veya kiralamalar şirketin genel kurulunca onaylanmadıkça ve karar ticaret siciline tescil edilmedikçe geçerli olmaz. Genel kurulun karar alabilmesi için mahkeme tarafından atanan bilirkişinin değer tespiti yapması gerekir. Genel kurul dörtte üç çoğunlukla karar vermelidir.
Anonim Şirketin Kuruluşundan Doğan Sorumluluk Anonim şirketin kuruluşundan doğan sorumluluk nedenleri: Belgelerin doğru olmaması (md. 549) Esas sermaye hakkında yanlış beyanlarda bulunulması, (md. 550) Nitelikli kuruluşta değer biçilmesinde hile yapılması (md. 551) Bu hallerde ortaya çıkan yaptırım, tazminattır. Dava hakkına sahip olan şirkettir. Doğrudan zarar gören ortakların ve şirket alacaklılarının da dava açma imkanı bulunmaktadır (md. 553, f. 1). Şirketin zararı ortaya çıkan hallerde, şirket yanında ortaklardan birinin de tazminat şirkete verilmek üzere dava açmasına izin verilmektedir (TTK md. 555, f. 1).
Anonim Şirketin Kuruluşundan Doğan Sorumluluk YETKİLİ MAHKEME ŞİRKETİN MERKEZİNİN BULUNDUĞU YERDEKİ TİCARET MAHKEMESİDİR. Sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır (TTK md. 560, f. 1).