VAROLUŞCULUK
VAROLUŞCULUĞUN GELİŞİMİ VAROLUŞCULUK Varoluşculuk bireyin deneyiminin tekilliğini,biricikliğini insan doğasının temeli olarak gören felsefe akımıdır. Birey merkez olarak kabul edilir ve bu nedenle öznel yargılar önemlidir. Evren anlamsız ve saçmadır. İç daralması, kaygı, bunaltı, titreme, ürperme, boğuntu ya da can sıkıntısı gibi terimlere sıklıkla rastlanır. Varoluş özneden önce gelir İnsan seçimlerinde özgürdür. VAROLUŞCULUĞUN GELİŞİMİ 19.yy ortalarında baskın sistematik felsefeye karşı olarak doğmuştur. Kierkegaard ilk varoluşcu filozof olarak kabul edilir. Akım felsefenin yanında teoloji, drama, resim, psikoloji ve özellikle edebiyat alanında da etkisini göstermiştir. J.Paul Sartre ile güçlenmiştir.
JEAN PAUL SARTRE Siyasal aktifliği hiçbir zaman felsefi kişiliğini gölgelememiştir. Özgürlüğün Yolları, Bulantı, Gizli Oturum, Kirli Eller, Sözcükler, Duvar önemli eserleridir. İyimser bir felsefe ortaya koyar. Varoluşculuk hümanizmdir. Özgürlük ve bağımlılık Bireyciliği savunur.
MARTİN HEİDEGGER 26 Eylül 1889 tarihinde Baden eyaletinde doğdu. Hocası Edmund Husserl’den etkilendi. Kaygı, sıkıntı, ölüm gibi terimleri felsefeye taşıdı. ‘’Hiçliğe atılmışlık’’
ŞEYMA NUR ÇELİK 518 – 11/C